Sevim: “Her şeyin en güzelini yapmaya çalışıyoruz”




Tarih: 27 Nisan 2021 Salı 15:47


Mersin’de 50 yaşından sonra açtığı Sudem Mutfağı ismindeki işletme ile kendi elleriyle yaptığı lezzetli yemekleri müşterilerine sunan Hacer Sevim, Sudem Mutfağın hikayesini, yaptığı yemekler, müşterileriyle olan samimi dostluğu ve pandemi sebebiyle ayakta kalma mücadelesini gazetemize anlattı. Sevim, “Her şeyin en güzelini yapmaya çalışıyoruz. En doğalını kullanıyoruz. Ev yemeklerinde kaliteli ürün kullanmak, doğal ürün kullanmak çok önemli” dedi.

Haber- Sevcan Akgül

Anadolu kültüründe ev yemeklerine olan ilgi her zaman kendisini göstermiştir. Ülkemizin farklı bölgelerinde sayısız çeşit yemeklerin varlığı, anne eli değmiş tabiriyle bu yemeklerin geçmişten günümüze kadar taşınmasını sağlamıştır. Ev yemeklerinin evlerdeki sofralardan sokaklara, caddelere ve farklı yerlere taşınması da hala bu yemekleri tercih edenlerin olduğunu gösteriyor. Mersin Çarşı’da 9 yıldır yaptığı yemeklerle büyük beğeni kazanan Hacer Sevim, hayatı boyunca bir işi olmasını istemiş. Kızıyla farklı bir işletme ile ayakta duramayınca pes etmemiş ve 9 yıldır birbirinden lezzetli yemekleri yaptığı Sudem Mutfak ismindeki dükkanı açmış. Büyük bir girişimcilik örneği göstererek, hayalleri olan kadınlara da mesaj veren Sevim, kadınların yapmak istediği her şeyi başarabileceğini de dile getiriyor.

 

“HERKES EMEKLİ OLDU, BEN 50 YAŞIMDA ÇALIŞMAYA BAŞLADI”

Hacer Sevim, kendi ifadesiyle, “50’sinden sonra çalışmaya başladım” dediği ve 9 yıldır sofraları süslediği yemeklerinin hikayesine yer vererek, “ Sudem mutfağı işletiyorum. Küçük bir ev yemekleri dükkanım var. 9 yıldır bu işi yapıyorum. Aslında ev hanımıydım. Hayatım boyunca hep bir işim olsun istedim ve sonunda bu dükkanı açtım. Hayalimde hep bir işim olsun istedim. Çünkü lise mezunuydum ama eşim beni çalıştırmadı. Buna rağmen boş durmadım. Hasta baktım, çocuk baktım, el işi yaptım, turşu, zeytin gibi şeyler yaptım. Sonra burayı kızımıza çantacı dükkanı olarak açmıştık. Ve eşim öğretmen. Kredi çekip burayı açtık. Çantacılık 1,1-5 yıl destek olarak gitti ama sonrasında toparlayamadık. Çünkü bulunduğumuz bölgeye yakın bir yerde çanta imalatı yapan yerler vardı. 20 TL’ye çanta alamıyorduk ama onlar 20 TL’ye çanta satıyordu. Öyle olunca yapamadık. Burası iflas ettik. Elimizdeki çantaları çıkartıp borcumuzu kapatabilmek için burayı ev yemeklerine çevirdik. İlk zamanlarda tabağımızı, tenceremizi evden getirdik. Elimizdeki en az masrafla çevirdik. Benim niyetim burayı 4 sene çalıştırıp devretmek niyetindeydim. 4 yılda borç bitecekti çünkü. Burada o kadar çok dostluk kurduk, güzel insanlarla tanıştık, abla kardeş gibi olduk. Burayı kapatmaktan vazgeçip kendim için çalıştırmaya başladım. Eşim sonunda bir işin oldu dedi. Ama herkes emekli olduğu zaman ben 50 yaşında buraya başlayabildim. Şu anda 59 yaşındayım. Ben burayı işletiyorum. Çok memnunum. Eksikliğimiz de var” dedi.

 

“KALİTELİ MALZEME KULLANIYORUZ, ÖNCELİĞİMİZ TEMİZLİK”

Pandemi nedeniyle zor zamanlar geçirmesine rağmen ayakta durmaya devam ettiğini ifade eden Sevim, yaptığı yemeklerde özellikle kaliteli ve taze gıdaları tercih ettiğinin altını çizerek, “Pandemiden dolayı çok zarar da gördüm. Geçen sene 3 ay çalışamadık. Ev yemekleri olduğu için gel-al paket servisine de çok uygun değil. İlk zamanlar çok zordu. Piyasaya kendini kabul ettirmek, birçok kişiyle yarışmak çünkü yakın yolda da ev yemekleri yapan yer var. Biz çok kaliteli malzeme kullandık, her zaman önceliğimiz temizlik oldu. Ve her zaman söylüyoruz, şu yediğiniz yeşillikleri başka yerde elma sirkesine yatırıp, bekletip vermezler. Biz her şeye dikkat ediyoruz, her şeyin en güzelini yapmaya çalışıyoruz. En doğalını kullanıyoruz. Ev yemeklerinde kaliteli ürün kullanmak, doğal ürün kullanmak çok önemli. Bazı ev yemekleri yapan yerlerde kalmış patlıcanları manavdan alıyorlar. Ben de manav halden gelsin, en tazesi olsun diye bekliyorum. Burada artan yemekleri evime de götürüyorum, arkadaşım da götürüyor eğer yemeğimiz kalırsa. Karşı sokakta kızım kalıyor onlar da alıp götürüyor. Yani demek istediğim şu; buradaki yemekleri bizler de yiyoruz. Kendimizin yemediği bir şeyi sizlere yedirmiyoruz. Mesela bir arkadaşım bir kadınla konuştuğunda ona şunu demişler ‘ben önünden geçiyorum oranın, çok beğeniyorum ama orası çok küçük yağ kokuyordur demiş’ arkadaşım da ‘ben gittim yedim hiç yağ kokmuyordu’ demiş. Düşünün pandemi diye şu anda 7, 8 çeşit yemek yapıyoruz ama o zaman en az 12 çeşit yemek yapıyorduk. Sonrasında o kadın buraya geldi ve gerçekten yağ kokmuyormuş dedi. Ben ayda bir kere dip kıyı köşe her şeyi yıkıyorum. Temizlik bizim için çok önemli. Evimize nasıl yapıyorsak burada da aynı şekilde yapıyoruz” şeklinde konuştu.

 

“İŞ YERİMDE MUTLUYUM, İNSANLARA İLETİŞİM KURMAK BENİ MUTLU EDİYOR”

İşletmesinde bulunan masalarda müşterilerinin kendisi ile ilgili güzel sözlerin yer aldığını ve bunu okudukça mutlu olduğunu dile getiren Sevim, “Emeğimizin tam karşılığını alamıyoruz ama müşterilerimin güzel sözleri beni motive ediyor. Benim camdır masalarımın üstü, o camların arasında peçeteler vardır ve insanlar oraya duygularını yazıyorlar. Onları okumak bile beni onore ediyor. Mesela dükkanı ilk açtığımızda 6 tane subay gelirdi buraya, tahinleri çıktı gitti. Onların yazdığı yazılar bile hala vardır orada, hiç unutmam yazdıklarını. ‘Mutfağınızda evimin sıcaklığını ve anne elini yakaladığım için çok mutluyum, yüzünüzden gülücük elinizden maharet hiç eksik olmasın’ ne kadar güzel bir şey. Askerlerim gelirdi. Askerimizin biri de ‘soğan yaksa da gözümüzü, biber acıtsa da dilimizi tadına doyum olmaz Hacer annenin menemeni’ diye yazmıştı. Ben örtüleri her değiştirdiğimde bu yazılanları okuyarak koyuyorum. Tamam belki güneşten soluyorlar ama ben biliyorum hangi peçetede ne yazdığını. Bunu ilk askerlerimiz başlattı bunu, sonra gelenler de yazmaya başladı. Solsalar dahi atmam ben bunları. Eskileri eve götürdüm, aynı onların yazdığı gibi eşime yazdırdım geri getirip koydum. Belki çok eksiğimiz var, belki maddi sıkıntılar çekiyoruz ama burayı kapatmayı hiç düşünmedim. Sağlığım el verdiği sürece. Burada mutluyum, insanlarla iletişim kurmak beni mutlu ediyor” ifadelerini kullandı.

 

“EŞİM DAHA ÖNCE ÇALIŞMAMI İSTEMEDİ, ŞİMDİ İSE DESTEK VERİYOR”

Sudem Mutfağı’ndan önce açtıkları işletmenin iflas etmesi sonrası arayışa giren Hacer Sevim, kızının da teşviki ile ev yemekleri hizmetine devam ettiğini, bu sayede güzel dostluklar kazandığını vurgulayarak, “Biz geçen sene pandeminin ilk zamanları 3 ay boyunca kapalı kaldık. Sağlık yönünden de açmayalım dedik. Haziranda geri açtık. Paket servise geçildiği zaman kapatmak zorunda kalıyoruz. Benim avantajım eşim emekli, belli bir maaşımız var. Tek burayla geçinmediğimiz ve eşimin maaşını da buraya da harcamak zorunda kaldığım dönemler de oldu. Maddi sıkıntılar da yaşadık. Geçen sene kolumda bir bilekliğim vardı, onu bozdurup dükkan kirası ödediğim de oldu. Ama hiçbir zaman umudumu kaybetmedim. Allah bir kapıyı kapatır diğerini açar. Olursa olur, olmazsa olmaz. Allah rızkını zaten yazıyor. Çok para kazanmışım, az para kazanmışım derdim yok. Bundan 2,3 ay önce biri burayı devralmak istedi, iyi de para verecekti. Ama eşim istemedi, oraya gidip oyalanıyorsun evde oturup ne yapacaksın dedi. O da bana destek oldu. Eskiden çalışmama izin verseydi şu anda emekliydim ama olsun şu anda desteği çok. Bana zaten söyledi, senin başarılı olacağını bilseydim bu dükkanı sana 30 yaşında açardım dedi. Bu çok önemli. Biz burayı ilk yemeklerine çevireceğimizde bir ay boyunca ben kızıma yapamam dedim. Ben hayatım boyunca yarım kilodan fazla taze fasulye bile pişirmedim, yemek çok olunca yağı çok olur tuzu az olur o lezzeti veremeyebilirim diye düşündüm. Belki çocuğum olduğun için sana yemeklerim güzel geliyordur, başkalarına bu lezzeti kabul ettiremem dedim. Riskli bir iş gibi geldi. Ama sonunda kızımın teşvikiyle oldu. Anne sen gelsen de gelmesen de o dükkanı açacağım dedi. Ben dükkan oturana kadar çalışıp yardım ederim diye düşünmüştüm. Ama burayı açtığımız dönemde kızımın da bir bebeği oldu. Bir deyim vardır aşkta deliye, işte deliye her şey bana kaldı. Bu durumdan rahatsız değilim. Burada bir kardeş buldum, çok güzel dostluklar kurdum. Yeri geldi çok da kötü insanlarla da karşılaştım ama bu da hayatın cilvesi” dedi.

 

“BAZI İŞLETMELER PAMUK YAĞI KULLANIYOR, PAMUK YAĞI ZARARLI”

Gıda ürünleri satışı yapılan yerlerin hijyene sahip olması gerektiğini ve bazı yerlerde bunu göremediğini savunan Sevim, “Ben burayı açtıktan sonra dışarıda yeşillik yiyemez oldum. Kebabın arasına dahi koysalar aklıma geliyor düzgün yıkamadıkları. Biz 5,6 bağ yeşillik için bu kadar uğraşırken onlar çuvallarla olan yeşilliklere bu özeni gösteremiyorlardır. Kimseyi karalamıyorum, ama bazı tantuniciler kalitesiz pamuk yağı kullanıyorlar. Pamuk yağı çok zararlı. Ellerine eldiven takıyorlar ama o eldiveni her yerde kullanıyorlar. Bazı fırınlar da böyle yapıyor ve ben gittiğimde uyarıyorum. Temiz eldiven takmalarını istiyorum. Ya da birisi sadece kasada parayla ilgilensin diğeri de ekmeği versin. Hem ekmeği veriyorlar hem o eldivenle para veriyorlar. Biz yemek verirken her seferinde elimizi mutlaka yıkıyoruz. Masayı topladığımızda da yine yıkıyoruz. Yapabildiğimiz kadar temizliğe dikkat ediyoruz” diye konuştu.

 

“3 ÇEŞİT YEMEK 17 LİRA, ŞEF TABAĞI 20 LİRA”

Her gün yemeklerinin farklı olduğunu ve bir menü oluşturmadıklarını ifade eden Sevim, yemek fiyatlarında müşteri kaybına uğramamak için fazla artış yapmamaya dikkat ettiklerini söyleyerek, “Haftalık menümüz yok. Çünkü haftalık yaptığımız zaman bazen o malzemeyi manavda bulamıyoruz, yapamıyoruz. Bu sefer müşterimize yalancı çıkmış oluyoruz. Burada her şey spontane gelişiyor. Mesela patlıcanı alıp geliyoruz diyoruz ki bugün bu patlıcanla ne yapalım? Vegan da gelebilir et seven de gelebilir. Biz önceden tavuk sote ve güveç yapıyorduk. Ama şu anda bunu yapamıyoruz. Biz yazdan domates konserveleri de yapıyoruz. Sağlık açısında da iyi, hem de yazın olan domatesin tadı daha güzel oluyor. Ama şu anda her şey çok pahalı. Yağı 33 TL’ye alıyorduk şu anda 90 TL’ye alıyoruz.

Biberin kilosunun bile 15, 20 TL olduğu zaman oldu. Biz fiyatlarımızda çok artış yapmadık. Gelenler de çalışan, memur kesim. Benim geçen sene bir menüm 12 TL idi, şef tabağımız 15’ti. Sonra bunu 20 ve 17 TL yaptık. Müşterimi de kaybetmek istemiyorum. Ben buna daha fazla da zam koyabilirdim ama bu sefer müşterimi kaybedebilirdim. Şef tabağımızda her çeşit yemek oluyor. 3 çeşit yemeğimiz 17 TL. Şef tabağında 2 kişi doyabilir. Biz paket yerine servis yapıyoruz şu anda. Paket yapma gibi bir durumumuz olmuyor” diye konuştu.

 

“KADININ YAPAMAYACAĞI HİÇBİR ŞEY YOK”

Kadın girişimci adaylarına da mesaj veren Hacer Sevim, kadınların yapmak istedikleri her şeyin mümkün olduğunun altını çizerek, “Bizim müşterilerimiz genelde memur. Şimdi bu tam kapanmada her yer kapalı olunca biz de açamayız. İş yoksa ne yapacağız? Ben arkadaşımı düşünürüm, onun ihtiyacı var. O da buradan aldığı günlükle burayı çeviriyor. Bizler için çok zor. Kıyıda köşede birikmiş bir paramız yok. Geçen sene pandemide kira parasını harcamak zorunda kaldığım için bileziğimi sattım. Elimdekinden de oldum. Burası milli emlak müdürlüğüne ait. Geçen yıl dilekçe verdik, 3 ay kapalı kaldık kiralar alınmasın diye. Hepimizin talebi bu yöndeydi.  Belediye kendi dükkanlarından 6 ay kira almayacağını söylemişti. Ama bizde olmadı. Çok üzülüyorum. Bin bir hevesle açıyorlar, tadilat yapıyorlar, masraf yapıyorlar bir ay sonra bakıyorum kapatmak zorunda kalmışlar. Bunun vergisi, sigortası birçok gideri var. Kadının yapamayacağı, başaramayacağı hiçbir şey yok. Yeter ki istesin. Ama şu dönemde tavsiye etmem çünkü önümüzü göremiyoruz” şeklinde konuştu.


Etiket:


Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

 
 
  SOSYAL MEDYA
 
 
  GAZETEMİZ
 
 
 
  BASIN İLAN
 
 
 
  HAVA DURUMU
 
 
  FACEBOOK
 

 
 
 


 

Siteden yararlanırken yayın politikamızı okumanızı tavsiye ederiz. mersinhakimiyet.com © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. mersinhakimiyet.com basın ve yayın meslek ilkelerine uyar.

URA MEDYA