Nöralterapi birden çok hastalığı tedavi ediyor

Tarih: 22 Ekim 2020 Perşembe 18:16

Haber- Cansugül Yıldırım

İç Hastalıkları ve Tamamlayıcı Tıp Uzmanı Dr. Rahşan Apaydın Gül, Nöralterapi hakkında gazetecilere konuştu. Nöralterapi’nin lokal anesteziklerin vücudun belli bölgelerine enjeksiyonu ile otonom sinir sisteminin bozulan dengesini normale çevirerek iyileşmeyi sağlayan bir tedavi şekli olduğunu söyleyen Gül, “Etkisini enjeksiyon yapılan bölgede kan dolaşımı, lenf dolaşımı ve sinirsel iletimi düzenleyerek sağlar. 1926’da Alman kardeşler Ferdinand ve Walter Huneke tarafından temelleri atılan yöntem günümüze kadar gelişerek integratif (tamamlayıcı) tıbbın önemli bir tedavi metodu olmuştur. Ülkemizde, aynı zamanda dünya nöralterapi federasyonu IFMANT’ın başkanı olan değerli hocam Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul hem uygulayıcı hekim eğitimi hem de toplumsal farkındalığın sağlanması için 20 yıldır yoğun çaba sarf etmektedir” dedi.

“ÇOCUK VE İLERİ YAŞ GRUBUNDAKİLER DAHİL OLMAK ÜZERE HER YAŞTA HASTAYA UYGULANABİLİR”

Otonom sinir sisteminin işlevinin vücuttaki hayati süreçleri kontrol ettiğini söyleyen Gül, solunum, dolaşım, vücut ısısı, sindirim, metabolizma, hormon oluşumu ve dağılımını düzenlediğini de belirtti. Gül, “Vücudumuzdaki bilinç dışı tüm fonksiyonları, uykudayken bile kalbinizin atmasını ve nefes almanızı sağlayan bu sistemdir. Vücudumuzdaki her hücre, otonomik sinir sistemi vasıtasıyla birbirine bağlı aynı zamanda otonom sinir sisteminin kontrolü altındadır. Bu nedenle otonom sinir sisteminin bozulan dengesi nöralterapi ile düzenlenerek hastalıklara şifa bulunur” şeklinde konuştu. Nöralterapi’nin çocuk ve ileri yaş grubundakiler dahil olmak üzere her yaşta hastaya uygulanabilir olduğunu dile getiren Gül; tansiyon, şeker, kalp vb. hastalıklar ve hastanın kullandığı ilaçlar tedaviye engel olmadığını belirterek, “Sadece kortizon kullanan hastalarda bağışıklık sistemi baskılandığı için tedavinin etkinliği azalır. Kan sulandırıcı coumadin vb. ilaç kullananlarda ise bazı uygulamalarda dikkatli davranılmalıdır. Genelde cilde yapılan uygulamaların hiçbir sakıncası yoktur” dedi. Yolcu, sözlerine şu şekilde devam etti: “Nöralterapi çalışan bir organ ve yapının bozulan dengesini normale çevirerek etki gösterdiğinden genetik hastalıklar, anatomik olarak eksikliğin olduğu rahatsızlıklarda nöralterapinin etkisi yoktur. Nöralterapi ile tedavi edilebilen hastalıklar; migren ve diğer baş ağrıları, romatizmal hastalıklar, depresyon ve panik atak, Fibromiyalji sendromu, menopoza bağlı ortaya çıkan şikayetler, adet düzensizliği, İnfertilite (kısırlık), kronik kabızlık, bağırsak hastalıkları (irrtabl bağırsak sendromu, ülseratif kolit vb.), Anti-aging (yaşlanmanın önlenmesi), vücudun toksinlerden arındırılması, operasyon gerektirmeyen bel ve boyun fıtıkları ve eklem hastalıkları, alerjik astım ve alerjik rinit gibi alerjik kökenli hastalıklar, trigeminal nevralji, spor yaralanmaları (operasyon gerektirmeyen).”

BİLİNEN HİÇBİR YAN ETKİSİ YOK

Yaklaşık 100 yıllık geçmişi olan nöralterapinin bilinen hiçbir yan etkisi olmadığını ve doğal bir tedavi olarak kabul edildiğini söyleyen Gül, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Doğal bir tedavi olarak kabul edilen nöralterapi ilaç tedavisi değildir. İğnelerdeki kısa etkili lokal anestezik maddenin otonom sinir sistemi üzerinde oluşturduğu uyarıdan faydalanılır. İğne cilde yapılır yapılmaz bu uyarı sinir ağında yayılır ve eskiden kalmış sinir hasarları bio-elektriksel olarak düzeltilir. Vücuda yapılan iğne tedavileri ile karıştırılmamalıdır. Diğer tedavilerde dokuya ilaç verilir. Nöralterapide ise sadece prokain ve lidokain lokal anestezik maddeleri kullanılarak ve çoğunlukla cilde yapılarak olumlu uyarı oluşturulur. Bu maddelerin anestezik etkisinden değil bio-elektriksel etkisinden faydalanılır. Özellikle procain en kısa etkili lokal anesteziktir. Etki süresi 15-20 dakikadır. Bu nedenle hamileler, emziren anneler bile rahatlıkla tedaviye alınabilir.”