Türkiye'nin son çare olarak gördüğü 18 günlük tam kapanma süreci her ne kadar geç kalınsa da kurallara uyulduğu takdirde olumlu sonuçlar vereceğine inanıyorum. Fakat önceki kısıtlamalarda gördük ki ülkenin yüzde 70'i kısıtlama saatlerinde yine sokaklardaydı, bu da ne yazık ki boşa kürek salladığımızın en açık göstergesiydi. Sokağa çıkma yasağında trafik sıkışıklığının yaşandığı tek ülke bizizdir belki de... 18 günlük tam kapanma artık Türkiye'nin bu beladan kurtulması için sor fırsat olarak görülmelidir ve buna uygun hareket etmeyenlere ağır cezalar uygulanmalıdır.
Önceki yıllardaki sokağa çıkma yasaklarında büyüklerimizin anlattığına göre bırakın markete gitmeyi, kapının önünü süpürmeye bile müsaade edilmiyormuş. Şimdiki yasak günlerine baktığımızda adam eline aldığı ekmekle şehir turu atıyor, bir soran olursa da ekmek aldım evime gidiyorum diyor... Bu durum da Türkiye'den başka hiçbir ülkede yaşanmaz sanırım.
Tam kapanma birçok kişi tarafından eleştirilse de yine de olması gereken ve hatta geç kalınmış karardı. Kapanmanın en çok tepki çeken durumu ise alkol yasağı oldu. Türkiye gibi bir ülkede alkol tüketimine yasak konulması şüphesiz ki kabul edilebilir bir durum değildir. Fakat 18 gün kapanmanın söz konusu olduğu süreçte evlerde yapılacak partileri, toplanmaları, vur patlasın çal oynasınları düşünecek olursak bunun da doğru bir karar olduğunu düşünmeden edemiyorum. Sosyal medyada birçok kişinin "açız, yiyecek ekmek bulamıyoruz!" paylaşımından sonra "alkolüme dokunma" diye yaptığı paylaşımlar ise pandemi döneminin en büyük ironilerinden biri olabilir.
Bireysel fedakarlıklar yaşanan bu zorlu süreçte tek kurtarıcı unsurdur. Her birey zırhını giyerek virüs ile mücadele etmek zorundadır. Aksi takdirde sadece 18 gün değil, sonsuza kadar tam kapanmaya doğru gider bu iş...