Birçok vitamini içerisinde barındıran, eski zamanlarda Lokman Hekim’in ilaç olarak hastalarına verdiği cezerye ilgili açıklamalarda bulunan Erkan Adıgüzel, “Cezerye yediğiniz zaman genzi yakmayacak, cezerye ağda gibi sert olmaz. Cezerye yediğinizde ağzınızı hareket ettirmeden havuç eriyecek sadece ceviz kalacak. O zaman cezerye iyidir" dedi.
Haber- Behzat Özgür Beyazlar
25 senedir cezerye imalatı yapan Erkan Adıgüzel iyi bir cezeryede olması gerekenleri ve cezerye ile ilgili merak edilenleri gazetemize anlattı. Dededen beri bu işle uğraştıklarını belirten Adıgüzel, cezeryenin eskiden el arabalarıyla, camekanlarla satıldığını söyledi. 25 sene önce dedesinden bu mesleği devralarak işini aşkla, sevgiyle yapan Adıgüzel, “Önce imalata başladım. Elim yandı, yeri geldi azar yedim ama azim ettim ve cezerye nasıl yapılır öğrendim. Lokumculuk üzerine de devam ettik. Kendimizi geliştirdik. Cezerye üretimini aşkla, sevgiyle yapıyoruz. Para kazanmak ikinci kısım. Yaptığın şeyin iyi olduğunu bilmek güzel” dedi.
“CEZERYENİN EN BÜYÜK ÖZELLİĞİ TOK TUTMASI”
Adıgüzel iyi bir cezeryenin nasıl yapıldığını ve iyi bir cezeryenin nasıl ayırt edileceği hakkında açıklamalarda bulundu. Cezeryenin havuçtan yapıldığının, cezerin Arapça’da havuç anlamına geldiğini söyleyen Adıgüzel, cezeryenin son 100 senede ortaya çıkan bir tatlı olmadığının altını çizdi.
Cezeryenin Lokman Hekim’in yaşadığı dönemlerde, Lokman Hekim’in hastalarına şifa niyetine yaptığı bir ilaç olduğunu belirten Adıgüzel, “O dönemden bu döneme kadar cezeryenin var olduğunu söylüyoruz. Cezerye Lokman Hekim’in hastalarına şifa niyetine yapmış olduğu bir tatlı değil, bir ilaçtır. Günümüzde cezeryeyi tatlı diye satıyorlar ama cezerye ilaçtır. Bu tatlının içinde, bizim de ekstra katkı yaptığımız bazı bitki ve baharat ekledik. Bizi var eden baharatlarımız var. Cezeryenin içinde tarçın, yenibahar, yedibahar var. Bir de aynı zamanda cezeryenin içine koyduğumuz Hint cevizi var. Hint cevizi normalde çok acıdır. Bıldırcın yumurtası gibidir. Biraz içerisine rendelediğimizde hafif bir acımtırak lezzet verir. Bu da sağlık açısından çok büyük faydası vardır” ifadelerini kullandı. Cezeryenin bilinmeyen birçok faydası olduğuna da dikkat çeken Adıgüzel, “Cezeryenin afrodizyak etkisi vardır. A1, B1, B2, E vitamini içerir. Cezeryenin vitaminsel değeri fazladır. Kolesterol sıfırdır, kalori vardır. Tamamen doğal, yağsız bir tatlıdır. Cezerye çölyak hastaları için de önerilen bir tatlıdır. Cezeryeyi yediğiniz zaman açlık hissetmezsiniz. Çünkü cezeryenin en büyük özelliği tok tutması. Cezerye içerisine en az şeker koyulan bir tatlıdır. Cezeryede havuç o şekeri verir” dedi.
“CEZERYE DENİLDİĞİNDE AKLA İLK GELEN CEVİZLİDİR”
İyi bir cezerye için nişastadan uzak durulması gerektiğini sözlerine ekleyen Adıgüzel, “Nişasta dediğimiz ürün, cezeryenin daha uzun süre kalması için nişasta konuyor ama biz kendi cezeryelerimize nişasta koymuyoruz. Koymadığımız için de cezeryenin daha yumuşak, daha ağzınıza götürürken bir parçayken iki parçaya bölünüyor. Sebebi içinde nişasta olmaması. Cezeryenin ilk var oluşu cevizlidir. Çünkü Tarsus bölgesinde yapılmıştır. Tarsus’tan birçok uygarlık geçmiştir, birçok din geçmiştir. O dönemden bu döneme cezerye hep devam etmiştir. Cezeryeyi ilk cevizli yaptılar. Tarsus cevizin memleketidir. Tarsus cevizli baklavayı tescillemiştir. Tarsus şu anda cevizli cezeryeyi tescillemiştir. Cezerye dendiği zaman akla ilk gelen cevizlidir. Cezeryeye en yakışan da cevizdir” şeklinde konuştu. 2000’li yıllardan sonra fıstıklı, fındıklı ve bademli cezeryelerin de piyasaya sunulduğunu söyleyen Adıgüzel, cezeryenin yıllardır insanların kendi evlerinde yaptıkları bir tatlı olduğunu da belirti.
“CEZERYE ATALARDAN BU YANA NASIL YAPILDIYSA AYNI ŞEKİLDE DEVAM ETMEYE ÇALIŞIYORUZ”
Adıgüzel, toptan ve perakende satışı yaptıklarını ifade ederken, birçok firmanın da cezeryeyi kendilerinden aldığını söyledi. Adıgüzel cezeryenin daha uzun süre kalması tadını bozmadan kalması için çalışmalar da yaptıklarını dile getirerek sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Cezerye haftalık yaklaşık 3,4 ton havuç kesinlikle cezeryeye dönüyor. 125 kilo havuçtan 42 kilo cezerye püresi kalır. Diğerleri buhar olur gider. 5 balya havucu kazana attığınızda 42 kilo cezerye havucu elde etmiş oluruz. Bazıları bunun içine 40 kilo da nişasta koyuyor. Maliyeti azaltıyor ama kalite düşüyor, sıfır oluyor. Cezerye sertleşir. Daha doğal olması için nişasta koymamamız gerekiyor. Biz geçmişi örnek alarak uzun süre nasıl kalabilir diye bir Ar-Ge çalışması yaptık. Biz şekersiz cezerye yapabilir miyiz diye baktık. Yapmış olduğumuz şekersiz cezerye 3, 4 günün sonunda pamuklanıp küflenmeye başladı. Bu durumda biz şeker atmadan cezerye yapamayacağımızı anladık. Şeker atmadan cezerye olmaz. Şeker attığımız zaman da cezeryenin ömrünü uzatmış oluyoruz. Glikoz dediğimiz ürünler de var biz bu ürünleri tavsiye etmiyoruz. Cezerye atalardan bu yana nasıl yapıldıysa aynı şekilde devam etmeye çalışıyoruz. Şeker koyuyoruz, havuç koyuyoruz, nişasta koymuyoruz ve içerisinde baharatlarını da koyuyoruz. En çok fındık, fıstık cezeryeleri gidiyor. Hayatlarına cezerye yemem diyen kişiler kendilerine cezerye alıp götürdüler” ifadelerine yer verdi.
“FISTIK CEZERYEYE YAKIŞMIYOR”
Cezeryenin cevizli olduğunu, kendilerinin de cevizli cezeryeyi önerdiklerini dile getiren Adıgüzel, “Normalde fıstıklı cezerye çok fazla tavsiye etmem. Bir müşteri cezerye almaya geldiğinde cevizli cezerye ikram ederim. Fıstıklı cezeryede çok fazla iddiamız yoktur. Fıstık cezeryeye yakışmayan bir üründür. Fındık yakışır, fıstık yakışmıyor. Ama bizim insanlarımız fıstıklı pahalı diye daha iyi olur diye düşünüyorlar. Ama fıstığın cezeryeye yakıştığını düşünmüyorum. Fiyatlar içerisine konulan çerez miktarına göre değişiyor. İçine 5 kilo fıstık koyduğumuzda değişir, bugün 20 liraya sattığım cezerye de var 40 liraya sattığım cezerye de var. Cevize de fıstığa da zam da gelse içindeki çerez miktarını azaltmayız. Fiyatını artırırız ama içersindeki çerez miktarı kesinlikle düşürmeyiz. Her bütçeye uygun cezerye var. Bayramlara özel farklı cezeryelerimiz de oluyor” diye konuştu.
“CEZERYE AĞZINIZDA DAĞILACAK”
İyi bir cezeryenin nasıl anlaşabileceği hakkında da bilgi veren Adıgüzel, “Cezerye yediğiniz zaman genzi yakmayacak, cezerye ağda gibi sert olmaz. Cezerye yediğinizde ağzınızı hareket ettirmeden havuç eriyecek sadece ceviz kalacak. O zaman cezerye iyidir. Tatlılar nemli havalarda özellikle lokum nemi çok çabuk alır. Tatlı nemi çok çabuk aldığı için bir kısmında pudra şekeri kullanılır bir kısmında Hindistan cevizi kullanılır. Cezeryede de Hindistan cevizi kullanılır. Sebebi ise dış etkenlerden, soğuktan ve sıcaktan etkilenmemesi için. Hindistan cevizi cezeryeyi korur. Soğuk havada yağlanır cezeryeyi yumuşak tutar. Hava nemli ve sıcaksa Hindistan cevizi o nemi çeker” ifadelerini kullandı. Cezeryeyi yapan kişilerinde sıcakçı ve soğukçu olarak ikiye ayrıldığına değinen Adıgüzel, “Lokumu yapan kişiye sıcakçı usta denir, soğukçu da o lokumu, cezeryeyi makinelerde dilim haline getirir” dedi.
“ARTIK DAHA AZ CEZERYE YAPIYORUZ”
Pandeminin her sektör gibi kendilerinin de etkilediklerini, özellikle eski bayramlara nazaran neredeyse hiç iş yapmadıklarını belirten Adıgüzel, yasakların satışlarına olumsuz etki yaptığının altını çizdi. Mersin’den ziyade ürünlerini şehir dışına veya yurt dışına sattıklarını söyleyen Adıgüzel, “
Biz normalde siparişlerimizi bir ay önce şehir dışında yaşayan arkadaşlarımızın veya yurt dışına gidecek arkadaşlarımızın satış yapacak kişilerin siparişlerini bir ay önceden alıp bayram defterini kapatıyorduk. Geçen sene ve bu sene bayram havası alamadık. Sipariş verecek arkadaşlarımızı da uyarıyoruz. Geçtiğimiz dönemlerde 2 ton, 5 ton cezerye satmış ama bu sefer gelip 1,5 ton cezerye istiyor. Bayramlarda biz en çok şehir dışına cezerye satıyoruz. Yazın da yurt dışına satıyoruz. Şu anda talep çok az. Bu iş yerinde en az 2 ton günde cezerye paketlenirdi. Bizim kaybımız geçen sene 100/150 bin lira kaybımız vardı. Bu sene de yine aynı olur. Artık daha az cezerye yapıyoruz. Tezgahta kova ve yaprak cezerye çıkarıyoruz” şeklinde konuştu.
|
Yorumlar (0)
