Türkiye’nin İlk Kadın Paratriatleti Miray Ulaş, 39 Türkiye Şampiyonu, 2 kere Türkiye ikincisi, 4’ü kıtalar arası yarışlar olmak üzere 5 tane açık su yüzme yarışına katılarak Boğaz yarışında genel klasmanda üçüncülük, kadınlarda ise birincilik elde etmiş başarılı bir sporcu. Ulaş, başarılara giden yolda hem sporda hem hayatta birçok engel ile karşılaştığını ama buna rağmen pes etmediğinin altını çizerek, “Bu engellere teslim olmak yerine, ne yapabilirim ya da nasıl yapabilirim de bu engeli geçebilirim şeklinde düşünmeye çalıştım. Bir taraf olmazsa diğer taraf mutlaka olur. Sen yeter ki ise, başarmak iste” dedi.
Haber- Behzat Özgür Beyazlar
İbrahim Öngü İle Hayalimdeki Yaşam programına konuk olan Paralimpik Yelken Teknik Kurul Başkanı Aynur Olgaç ve Türkiye’nin İlk Kadın Paratriatleti Miray Ulaş, Öngü’nün sorularını yanıtladı. Paralimpik Yelken Teknik Kurul Başkanı Aynur Olgaç, herkesin hayatta başardığı ve inandığı bir iş olduğunu ve herkesin kendi hayatının mimarı olduğuna inandığını belirterek, “Kendi hayat projesini kendi çizer. Ben 2000 yılından sonra hem kendimin hem çocuklarımın mimarı oldum. Dünyadaki en zengin insanlardan birisiyim. Hem ülke için hem kendim için çok değerli evlatlar yetiştirirken, kocaman engelsiz yürekli binlerce ailem oldu” dedi. Paralimpik hakkında bilgi veren Olgaç, “Engellilik ve olimpiyatın birleşimine paralimpik denir. Engelli olan sporcular paralimpik sporcudur. Ülkemizde paralimpiği Türkiye Bedensel Engelli Spor Federasyonu bedensel engelli sporcuları yetiştirerek, yurt dışındaki olimpiyatlara sporcular gönderiyor” ifadelerini kullandı. Türkiye Bedensel Engelli Spor Federasyonu hakkında da açıklamalarda bulunan Olgaç, 20 bedensel engelli branşımız var. Her branşın bir teknik başkanı ve bir as başkanı var. Bu teknik kurullar, Türkiye’nin her yerinde yaptıkları faaliyetlerle sporcu yetiştiriyor. Yetiştirdiğimiz sporculara sadece sporcu spor yapsın demiyoruz. Ama ülke temsiliyeti açısından, dünyada biz de varız demek açısından federasyon bünyesindeki yaptığı çalışmalar, yarışlar, kamplar sayesinde sporcularımızı seçerek yurt dışına çıkıyoruz” ifadelerini kullandı.
“YELKEN BRANŞINI 4 YILLIK AŞAMADA 10 YILLIK AŞAMAYA GETİRDİK”
Olgaç, kendi branşı olan yelken branşı hakkında da konuşarak, “20 branştan biri. Bu branşı 2013 yılında aktif olan branş, 2 yıl sonra kapanmak zorunda kaldı. 2017 yılında deniz sporu ile ilgili hiçbir ilgim olmamasına rağmen federasyon başkanımızın teklifi ile birlikte bu branşı aldım. Zaten yönettiğim Mersin Engelliler Sanat ve Spor Kulübünün başkanıydım. Yelken branşını aldığımda çok değerli 4 tane spor adamı ile çalışmaya başladım. Ben spor yöneticisiyim aslında denizden çok anlamıyorum. Eğer siz yöneticisiyseniz branşın önemi yok. Önemli olan teknik kadronuzun olması. Teknik adamlarımızın çok iyi çalışması ile birlikte branşı 4 yıllık aşamada 10 yıllık aşamaya getirdiğimizi söyleyebilirim. Bu bizim için çok büyük bir gurur kaynağı” şeklinde konuştu.
“MİRAY MERSİN’İN KIZI, HEPİMİZ SAHİP ÇIKMALIYIZ”
Mirayla tanışma hikayelerinden söz eden Olgaç, Miray’ın çok önemli bir sporcu olduğunu vurgulayarak, “İlk branşa aldığımızda bir Türkiye Şampiyonası’na katıldık. Pırıl pırıl bir kız geldi, gözleri ışıl ışıldı. O kadar sıcak ve sevgi dolu geldi bizi. Miray çok çok örnek bir sporcu. Hem sporcu ahlakı hem de disiplini ile aldığı eğitimle birlikte çok kişiye rol model olabilecek birisi. 4 yıldır birlikteyiz. Gücüm yettiğince Miray olimpiyatlarına gidene kadar ve sonrası için Miray için çalışacağım. Çünkü Miray hem Türkiye hem Mersin için çalışıyor. O Mersin’in kızı. Hepimizin ona sahip çıkması gerekiyor” dedi.
“BANA BÜYÜK BİR HAYAT DERSİ VERDİLER”
“Bir işin içine girdiğiniz kesinlikle sevmeniz gerekiyor” diyen Olgaç, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “İşinizi sevmezseniz yol alamazsınız. Ben engelliler ile 2000 yılında tanıştım ve hayatımın en kötü süreçlerinden birisiydi. İlk maçlarını izlediğimde tekerlikli sandalye basketbol branşını izlemiştim. O maçta tekerlekli sandalyeler çarpıştığında yerde yuvarlanan bir engelli gördüğümde büyük bir şok yaşadım. O sporcu ise kendi gücüyle sandalyesini çevirdi, sandalyeye çıktı, kemerini bağladı maça devam etti. Hayatımda çok büyük bir kırılma noktasıydı. Ben hayatımı o dönemde sıfırladım. Çok sevgi dolu, azimli, sevgi yumağı olmuşlardı. Ben onların hayatlarına ne kadar çok şey kattıysam, onlara sonsuz müteşekkirim. Bana büyük bir hayat dersi verdiler”
“MERSİN’DE YERELDE DESTEĞE İHTİYACIMIZ OLUYOR”
Kulüp olarak zorlu bir süreç sonrasında hedeflerine ulaşabildiklerini söyleyen Olgaç, Mersin’de yerellerden de destek istedi. Olgaç, “2000 yılında kulübe geldiğimde, bölgesi veya binası olmayan çok zor koşullarda mücadele eden bir kulüptük. Süreç içerisinde projeler yaparken, AB projeleri, Valilik destekleri alarak kulübümüzü güçlendirdik. Şu anda kulübümüz 3. Lig’e çıktı. Yenişehir Belediyesi’nden aldığımız ve yaptırdığımız bina ile spor yaşamamıza devam ediyoruz. Ama yelkenle ilgili sıkıntılarımız var. Bu branşa başladığımızda Türkiye’de yalnızca 5 teknemiz vardı. Teknelerimizin tanesi 25 bin Euro. En pahalı envantere sahip branşız. Buna rağmen çok iyi yerlere geldik. Son bir yıl pandemiden dolayı faaliyet yapamadık. Şu anda 17 teknemiz, 40 sporcudan fazla sporcumuz var. Bu işin merkezi olarak da Mersin’i seçtik. Ama yerelde istediğimiz algıyı oluşturamadık. Yerelde hiçbir yerde destek göremiyorum. Zaten istediğimiz para değil. Teknelerimizi koyabileceğimiz bir yerimiz yok. Teknelerimiz ayrı ayrı yerlerde ve korumasız şekilde duruyor. Bunlar devletin malı. Mersin’de bu kadar iyi şeyler yapıyoruz. Türkiye’nin paralimpik oyunlarında Mersin’i tanıtıyoruz. Ama Mersin’de teknelerimizi koyabileceğimiz bir alan bulamadık. Akdeniz Belediyesi balıkçı barınağının projesi sonrasında kamp oluşturabileceğini söyledi. Bunu umut ediyoruz” diyerek sıkıntılarını dile getirdi.
BİRÇOK BAŞARININ SAHİBİ: “MİRAY ULAŞ”
Türkiye’nin İlk Kadın Paratriatleti Miray Ulaş 10 yaşında basketbol, bale, badminton gibi farklı birçok branşlarda başladığı spora yüzme, yelkenli ve triatlon branşı ile devam eden bir sporcu. Ailesinin yönlendirmesiyle başladığı sporda birçok derece elde eden Ulaş, başarı hikayesini ise şu şekilde anlattı. Ulaş, “Çok hareketli bir çocuktum. 14 yaşında profesyonel olarak yüzmeye başladım ve şampiyonalara katılıp dereceler aldım. Şu an 39 Türkiye Şampiyonu, 2 kere de Türkiye ikincisi oldum. Aynı zamanda 4’ü kıtalar arası yarışlar olmak üzere 5 tane açık su yüzme yarışına katıldım. Boğaz yarışında genel klasmanda üçüncülük, kadınlarda ise birincilik elde ettim. Daha sonra yüzme ile birlikte yelkene devam etmeye başladım. Yelkende de aslında Aynur Hanım bizim için çok büyük bir şanstı. Teknelerimiz dahi başka bir sınıfta hazırlanıyor ve biz o şekilde yurt dışına gidip yarışıyorduk. Bu bizim için bir dezavantajdı. Aynur Hanım ve teknik kurulumuz sayesinde kendi teknelerimize sahip olduk. Bu başarı sayesinde de Avrupa dördüncülüğü ve dünya beşinciliği elde ettik. 2016 Paralimpik oyunlarında triatlonu gördüm ve yapmak istedim. Triatlonda, 750 metre yüzüyoruz, 20 kilometre bisiklet sürüyoruz ve sonrasında 5 kilometre koşu yapıyoruz. 2016’ta başlayamadım, yeni bir branştı Türkiye’de. 2019’da da triatlona başlayarak Türkiye’nin ilk kadın paratriatleti oldum. 3 Türkiye Şampiyonluğum oldu. Şu anda da tek kadın sporcuyum” dedi. En son katıldığı Yenişehir Triatlonu’nda genel klasmanda 4. Olduğunu ifade eden Ulaş, bu yarışmayı toplam 1,5 saatte bitirdiğini belirterek, “Aslında bu yarışı bitirmek bile güçlü hissettiriyor. Yorgun ve güçlü hissediyorsunuz. İyi dereceyle bitirmek de gururlandırıyor ve başarılı olma yolunda beni daha da çok çalışmamı sağlıyor” diye konuştu.
“DENİZDE VE TEKNENİN İÇİNDE ÖZGÜRLÜĞÜ VE GÜCÜ HİSSETTİM”
Hedeflerinin olduğunu ve bu hedefler doğrultusunda çalışmaları sıkı tuttuğunu ifade eden Ulaş, “Haftada 100 kilometreye yakın antrenman yapıyoruz. Günde çift antrenman şeklinde devam ediyoruz” dedi. Ulaş, yelkenli branşına nasıl başladığını da anlatarak, “Türkiye’de 2,4 diye adlandırdığımız bir tekne sınıfı var ve 5 tekne var sadece Türkiye’de ve o da Mersin’de. İlk denediğimde çok yeni bir branştı. Denediğimde çok sevdim. Çünkü denizin içinde bir teknedesiniz ve sizin kararlarınız doğrultusunda gidiyor. Denizde ve teknenin içinde özgürlüğü ve gücü hissettim. Başta hobi olarak başladı, profesyonel olarak devam ettim. Profesyonel anlamda başladığımda ise zorlu bir süreç oldu. Tekne, rüzgar, deniz aslında doğayla bir mücadele oluyor bizim için” ifadelerini kullandı.
“ENGELLERE TESLİM OLMAK YERİNE ÇABALADIM”
Sadece sporda değil hayatta da birçok engelle karşılaştıklarını söyleyen Ulaş, “Sırf sporda değil hayatta da küçük, büyük birçok engel çıkıyor. Bu engellere teslim olmak yerine, ne yapabilirim ya da nasıl yapabilirim de bu engeli geçebilirim şeklinde düşünmeye çalıştım. Bir taraf olmazsa diğer taraf mutlaka olur. Sen yeter ki ise, başarmak iste. Çok düştüğümüz noktalar da oldu, başarıyı, gururu çok yükseklerde yaşadığımız zamanlar da oldu. Düşüp de kalkmak daha önemli. Herkese hobi bile olsa sporu öneriyorum. Çünkü benim için spor yaşam tarzı oldu. Sırf kendi çabalarınızla bile spora başlayabilirsiniz. Küçük çocuklar için spor anlamında yönlendirebilecek çok alan var” ifadelerine yer verdi.
|