Hiroşima ve Nagazaki Saldırısı yıl dönümü için bir araya gelen Mersin Nükleer Karşıtı Platformu, basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında konuşan Mersin Mimarlar Odası Başkanı Ünal Şahin,“Basit bir insan hatasından kaynaklanan Çernobil Nükleer Santral kazası ile deprem gibi bir doğal afet sonrasında meydana gelen Fukişima Nükleer Santral kazasında da gördüğümüz gibi bu tesisler böylesi durumlarda kendileri adeta nükleer bombalara dönüşüverdi. Çoğu büyük felaketin, çok küçük ihmaller ya da dikkatsizlikler sonucu ortaya çıktığı unutulmamalıdır. Hiroşima’da, Nagazaki’de Çernobil`de, Fukuşima’da yakılan ağıtlarla dökülen gözyaşına, Akkuyu için dökülecek gözyaşları eklenmesin” dedi.
Haber- Behzat Özgür Beyazlar
Mersin Nükleer Karşıtı Platformu Hiroşima ve Nagazaki Saldırısı yıl dönümü ile ilgili basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasına; Mersin Mimarlar Odası Başkanı Ünal Şahin, Tabipler Odası Başkanı Mehmet Antmen, Kimya Mühendisleri Odası Mersin İl Temsilcisi Emre Üresin, Baro Başkanı Gazi Özdemir ve platform üyeler katıldı. Platform adına konuşan Mersin Mimarlar Odası Başkanı Ünal Şahin, 76 yıl önce insanların bir kitle kırım silahının hedefi oldukları söyledi. Ünal, “2. Dünya Savaşı’nın sonuna doğru, Birleşik Krallığın onayını alan Amerika Birleşik Devletleri emperyalist hegemonyası için, 6 Ağustos 1945 günü Hiroşima’ya atılan 4 ton ağırlığında ve 15 kiloton etkisindeki taktik atom bombası ile 70 bin kişiyi öldürmüş, bir o kadarını da yaralamıştır. Üç gün sonra Nagazaki’ye atılan 20 kilotonluk taktik atom bombasıyla da 74 bin kişi ölmüş ve 75 bin kişi yaralanmıştır. Daha etkili olması amacıyla havada patlatılan bombalarla her iki şehir tamamen tahrip edilmiş, doğal çevrede yaşam olanaksız hale gelirken, radyoaktivite yıllar boyu yaşamı tehdit etmiş, hayatta kalabilen insanlardan yüz binlercesi sakatlıklar, yanıklar, sistemik hastalıklar ve kanserlerle yaşamlarını sonlandırmıştır. Olumsuz etkileri günümüzde hala devam etmektedir” dedi.
“YANGINLAR, ‘NÜKLEER SANTRALİMİZ OLSAYDI NE OLURDU?’ SORUSUNU SORDURDU”
O tarihten bu yana dünyada irili ufaklı yüzlerce nükleer felaket yaşandığını ifade eden Şahin, “Basit bir insan hatasından kaynaklanan Çernobil Nükleer Santral kazası ile deprem gibi bir doğal afet sonrasında meydana gelen Fukişima Nükleer Santral kazasında da gördüğümüz gibi bu tesisler böylesi durumlarda kendileri adeta nükleer bombalara dönüşüverdi. Muğla Kemerköy Termik Santrali’ne sıçrayan alevler hepimize ‘söz konusu bir nükleer santral olsaydı başımıza gelecek felaket ne olurdu?’ sorusunu sordurdu. Tıpkı topraklarının yüzde 92’si deprem bölgesinde olan ülkemizde her depremden sonra ‘ya nükleer santralimiz olsaydı’ sorusunu sorduğumuz gibi. Fukuşima benzeri bir felaketin yaşanmayacağına hiç kimse garanti vermez. Çoğu büyük felaketin, çok küçük ihmaller ya da dikkatsizlikler sonucu ortaya çıktığı unutulmamalıdır. Hiroşima’da, Nagazaki’de Çernobil`de, Fukuşima’da yakılan ağıtlarla dökülen gözyaşına, Akkuyu için dökülecek gözyaşları eklenmesin” ifadelerini kullandı.
“PLANLANAN SANTRALLER İLE OLASI NÜKLEER SİLAH ÜRETİMİNE KAPI ARALAMIŞTIR”
“Nükleer Enerji Santrallerinin gereksizliği, yanlışlığı konusunda konuşmaktan, anlatmaktan, sesimizi duymayan iki adım ötemizdeki ‘karar vericilerin’, etkili ve yetkili insanların aymazlığını deşifre etmekten asla yorulmayacağız” diyen Şahin konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Nükleer güce sahip olmayı ulusal bir itibar meselesine dönüştüren siyasi iktidar, milli güvenlik ve enerji ihtiyacı bahanesiyle, yarattığı çok yönlü tehlikelere rağmen, nükleer silahlara geçiş birikimi oluşturduğu kabul edilen; Mersin Akkuyu’da, Sinop İnceburun’da kurulması planlanan santraller ile olası nükleer silah üretimine kapı aralamıştır. Kapitalizmin sömürü hırsıyla, ulusal çıkarlar konusunda her an karşı karşıya gelebileceğimiz Akkuyu Nükleer Güç Santralı ve kurulması planlanan diğer nükleer santralleri inşa ederek faaliyete geçirecek ülkelerle, ulusal güvenliğimiz tehditlere açık hale getirilmiş, santrallerde yaşanacak olası bir kaza ya da düzenlenecek bir saldırı sonucunda kaybedilecek hayatlar, ulusal kaynaklar dikkate alınmamıştır.”
“ORMAN YANGINLARI NE YAZIK Kİ İKLİM KRİZİNİN EN ACI SONUÇLARINDADIR”
Şahin, Akdeniz coğrafyasında yer alan Mersin’in iklim krizi karşısında, diğer şehirlerden farklı olmayacağını ifade eden Şahin, “İlk olarak, 28 Temmuz 2021 tarihinde Antalya Manavgat’ta başlayan, bir haftadır Osmaniye, Adana, Muğla ve Mersin’de devam etmekte olan ve afet boyutuna ulaşmış orman yangınları ne yazık ki iklim krizinin en acı sonuçlarındadır. İklim krizinin etkilerini her gün daha çok ve daha vurucu şekilde yaşadığımız bugünlerde Mersin Akkuyu mevkiinde inşası devam eden Akkuyu Nükleer Santrali, olası bir afetle bütün coğrafyayı yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bırakmaktadır. Bu kapsamda, başta Akkuyu Mevkiinde yapımı süren ayrıca Sinop ve İğneada’da yapılması planlanan nükleer enerji santrallerinden ivedilikle vazgeçilmelidir. Ülkemizin bu kirli ve geri kalmış teknoloji ile zaman kaybetmemesi, enerji planlamasını yapması, mevcut alt yapısını çevresel sorunları gözeterek yapılandırması ve hiç kuşkusuz enerjinin kim için ne için sorusuna kamu yararı gözetir bir biçimde cevaplayarak enerji politikasını bu kapsamda belirlemesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.
“NÜKLEER SİLAHLARIN YASAKLANMASI ANLAŞMASI’NI ONAYLAMALARINI TALEP EDİYORUZ”
Şahin konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “Bizler; ülkemizde yaşanan derin krize rağmen, yoksulluğun önlenemez bir hızla büyüdüğü bir ortamda; insanlar ve diğer canlılarla birlikte doğayı yok etme pahasına, etkileri yüzyıllar süren nükleer teknolojilerin hayatlarımıza sokulmasını kabul etmiyoruz. Salgın, işsizlik, ekonomik kriz, temel insani ihtiyaçlara ulaşma güçlükleri gibi ciddi toplumsal sorunlarla yüz yüze olduğumuz bugünlerde, halkın acil sorunlarına çözüm üretmek yerine nükleer santral çalışmalarına hız verilmesini, kaynakların silahlara yatırılmasını kınıyoruz Aksi takdirde, ülkemizin ve bölgemizin geleceği, halkımızın ve doğamızın sağlığı ipotek altına alınmış olacaktır! Mersin Nükleer Karşıtı Platform (NKP) olarak, Hiroşima ve Nagazaki’ye düzenlenen saldırıların 76. yıldönümünde uluslararası nükleer silahsızlanma kampanyasını destekliyoruz. Ülkemiz ve dünya hükümetlerine sorumluluklarını hatırlatıyor, Nükleer Silahların Yasaklanması Anlaşması’nı samimiyetle destekleyerek onaylamalarını talep ediyor sadece Akkuyu’da değil tüm dünyada nükleer santrallerin kapatılmasını istiyoruz.
|