Mersin Tabip Odası, özel bir hastanede şiddete uğrayan meslektaşları için basın açıklamasında bulundu. Sadece mevcut cezalarla çözüm bulunmadığını bu yüzden yeni bir yasa tasarısına ihtiyaç duyulduğunu belirten Mersin Tabip Odası Başkanı Mehmet Antmen, “Sağlıkta şiddetin sona ermesi için her koşulda, bütün gücümüzle meslektaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.
Haber- Behzat Özgür Beyazlar
Mersin Tabip Odası, özel bir hastanede yoğun bakımda yatan hastalarının ölmesini fırsat bilen 40 kişilik bir grup hastane çalışanı bir Anestezi Uzmanı ve iki hemşireyi darp etmeleri ile ilgili basın açıklamasında bulundu. Basın açıklamasına Tıp Tabipleri Birliği 2. Başkanı Dç. Dr. Ali İhsan Ökten, Mersin Eczacı Odası, Kadın Platformu, İnsan Hakları Derneği, Eğitim-Sen de katılarak destek verdi. Basın açıklamasını Mersin Tabip Odası adına Tabip Odası Başkanı Mehmet Antmen okudu. Antmen, “Yıllardır kanayan yaramız olan ‘sağlıkta şiddet’, pandeminin getirdiği ağır yük nedeniyle daha da görünür hale gelmektedir. Ülkedeki cezasızlıkla el ele yürüyen şiddet iklimi, saldırganların pervasızlığını daha da artırmaktadır” dedi.
“SON BİR AYDA ONLARCA SAĞLIKTA ŞİDDET VAKASI YAŞANDI”
Basın açıklamasını özel hastanenin önünde gerçekleştiren Tabip Odası, 24 Ağustos 2021 günü, Saat 19.30 civarında ölen bir hasta gerekçe gösterilerek bir uzman doktora ve iki hemşireye görevleri başında iken kalabalık bir grup tarafından saldırı yaşandığını hatırlattı. Saldırganların, hastaneye geldikleri andan itibaren çalışanlara tehditler savurdukları, hastalan öldükten sonra da bu tehditlerini fiziksel şiddet ve hakaret de ettiklerini öne süren Antmen, “Mersin Tabip Odası ve Türk Tabipleri Birliği olarak bu saldırıların hız kesmeden devam edebilmesinde cezasızlığın etkisini yıllardır vurguluyoruz. Sağlıkta şiddet olaylarım böylesi yoğun yaşandığı tam da bugünlerde İzmir’deki genç bir meslektaşımız boynundan jiletle yaralayan failin hapis cezası ise neden en üst sınırdan ceza verildiği sorgulanarak istinaf mahkemesi tarafından bozulmuştur. Son bir ayda basına yansımayan ancak meslek örgütümüzle paylaşılan daha onlarca sağlıkta şiddet vakası yaşanmış, sağlık emekçileri kendilerini güvende hissetmedikleri koşullarda çalışmak zorunda bırakılmışlardır. Sağlıkta şiddetle mücadele için gerçekçi bir yasal düzenleme yapılması bir yana, yargı yetersiz de olsa mevcut yasal düzenlemeyi dahi uygulayamamaktadır” ifadelerini kullandı.
“SADECE MEVCUT CEZALARLA ÇÖZÜM BULABİLMEK İMKANSIZDIR”
“Bundan tam dokuz yıl önce, 17 Nisan 2012 yılında Dr. Ersin Arslan'i bir hasta yakının saldırısında kaybetmiş meslektaşımızı kaybettiğimiz 17 Nisan günü TTB tarafından Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü ilan edilmişti” diyen Antmen, o günden beri geçen zamanda yaptıkları tüm uyarılara ve önerilere rağmen sağlıkta fiziksel ve sözel şiddetin devam ettiğini söyledi. Antmen, “Şiddetin münferit olmadığını bilakis açık bir biçimde politik ve toplumsal bir olgu olduğunu ülkeyi yönetenler de gayet iyi biliyor. Bu nedenle bugün, sağlık ortamı da tıpkı toplumun tüm parçalan gibi bir şiddet sarmalındadır. Mevcut iktidar politikalarının sağlıkta şiddeti önlemek yerine şiddeti körükleyen, kışkırtan bir hal aldığını artık kabul etmelidir. Sağlıkta şiddet olgusuna, sadece mevcut cezalarla çözüm bulabilmek imkansızdır. Sağlıkta şiddetin sağlık çalışanlarının köleleştirilmesi için kendilerine uygulanan bir araç olduğu bilinmelidir. Kamusal alanda uzun süredir devam eden özelleştirmelerin ve hastaları müşteri olarak görme anlayışının, sağlık çalışanlarının güvenli çalışma ortamlarının olmamasının; bulunduğumuz ekonomik ve siyasi ortamın, ülkemizde, yöneticiler düzeyinde dahi normalleştirilen şiddet ve nefret söylemlerinin, Türkiye'de adalete duyulan güvensizliğin etkilerini de görerek, bütünlüklü bir mücadele yapılmalıdır” şeklinde konuştu.
“HİÇBİR ARKADAŞIMIZI KAYBETMEYE TAHAMMÜLÜMÜZ KALMADIĞINI BİR KEZ DAHA VURGULUYORUZ”
Antmen, yeni bir yasa tasarısı olarak sundukları “Sağlıkta Şiddet Yasası” ile ilgili de konuşarak, “TTB'nin önerdiği maddeler dikkate alınmadan kadük bir yasa olarak çıkarılmıştır. Yasanın çıkarılmasından bugüne kadar geçen sürede sağlık çalışanlarına yönelik saldırılanın arttığını ve yasanın caydırıcı olmadığını görmekteyiz. Sağlık Bakanlığı ve tüm yetkililerin görevi; sağlıkta şiddet olaylarından sonra mesaj atmak değil, sağlıkta şiddeti önlemektedir. COVID-19 sürecinin yönetilememesi, salgın yerine algı yönetilmesi ise sağlık alanının durumunu şiddet de dahil olmak üzere daha da kötüleştirmiştir. Geldiğimiz noktada meslektaşlarımız hem pandemi koşullar hem de giderek artan şiddet ortamında kaybediyoruz ve artık hiçbir arkadaşımızı kaybetmeye tahammülümüz kalmadığını bir kez daha vurguluyoruz” dedi. Antmen sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Sağlık Bakanlığını sağlıkta şiddeti görmezden gelen, kışkırtan söylem ve politikalardan vazgeçmeye etkin bir sağlıkta şiddet politikası için Türk Tabipler Birliği ve sağlık emek örgütleriyle birlikte hareket etmeye; onların talep ve önerilerini dinlemeye davet ediyoruz. Mersin Tabip Odası olarak saldırıya uğrayan arkadaşlarımıza ve özel hastane çalışanlarına bir kez daha geçmiş olsun diyor, sağlıkta şiddetin sona ermesi için her koşulda, bütün gücümüzle meslektaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğimizi kamuoyunun bilgilerine sunuyoruz.”
|