Eğitim Sen Başkanı Mahmut Sümbül, yaklaşık bir haftadır başlayan eğitim öğretim sürecinde uyarılarda bulunduklarını ama problemler yaşandığını dile getirdi. Sümbül, “Pandemi süresi öncesinde de eğitimde çok önemli fırsat eşitsizliği yaşanıyordu. Pandemi sürecinde de bunun katlanarak arttığını duyurmaya çalıştık. Dünyada okulların en çok kapandığı ikinci ülke olarak da ün yaptık. Oysa ilk açılması ve en son kapanması gereken yerlerdi eğitim kurumları” dedi.
Haber- Burak Karataş
Eğitim Sen Mersin Şubesi, 6 Eylül itibariyle yüz yüze eğitime başlayan okullardaki durum hakkında basın toplantısı düzenledi. Şube binasında yapılan toplantıya, Mersin Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri de destek verdi. Eğitim-Sen adına konuşan Eğitim Sen Başkanı Mahmut Sümbül, yaklaşık bir haftadır başlayan eğitim öğretim sürecinde uyarılarda bulunduklarını ama problemler yaşandığını dile getirdi. Sümbül, “Bunlara dair sendikamızın hazırladığı raporu sizlerle paylaşacağız. Pandemi süresi öncesinde de eğitimde çok önemli fırsat eşitsizliği yaşanıyordu. Pandemi sürecinde de bunun katlanarak arttığını duyurmaya çalıştık. 3 dönem böyle geçti maalesef. Dünyada okulların en çok kapandığı ikinci ülke olarak da ün yaptık. Oysa ilk açılması ve en son kapanması gereken yerlerdi eğitim kurumları. Ülkemizin geleceği olan çocuklarımızın, gençlerimizin yetiştirdiğimiz ve sağlıkla birlikte en çok bütçenin ayrılması gereken bir bakanlıkken maalesef bu böyle olmadı. Her yıl eğitim öğretime ayrılan bütçe düşmekte. Pandemi ile birlikte çok daha büyük bir açık haline geldi” dedi.
“MERSİN’DE CİDDİ BULAŞ SAYILARININ OLDUĞU BİZE GELMEYE BAŞLADI”
31 Ağustos itibariyle öğretmenlerin göreve başladığını belirten Sümbül, İl Milli Eğitim Müdürlüğünü yaz döneminde pandemi koşullarına göre çalışmalar yapılması konusunda uyardıklarını dile getirdi. Sümbül, “Yaz döneminin iyi geçirilmesi gerektiğini, yapılması gereken hazırlıkları, Tabip Odası ve sağlık emekçileri ile birlikte ortak raporlarımızda ve açıklamalarımızda dile getirmeye çalıştık. Ama maalesef okulların açılması ile birlikte bu eksiklerin giderilmediğini tam tersine okulların onarımdan geçme sürecinin yaz olması gerekirken eğitim öğretimin başlaması ile birlikte onarıma girildiği, okulların şantiyeye dönüştüğü bu nedenle de bazı okulların kadrolarının birleştiği ve ikili eğitimi çok aşan sıkışmışlıklar yaşandığını görüyoruz. Yine son hafta içerisinde de çok ciddi bulaş sayıları bize gelmeye başladı. Biz bu konularla ilgili her cumartesi genel merkezimize sayıları iletiyoruz. Genel merkezimiz de Türkiye genelinde illeri raporlar şeklinde paylaşacak. Raporumuza dair içerisinde dezenfektan, maske, servis araçları, sınıfların kalabalıklığı, teneffüs süresine kadar çok ciddi olumsuzluklar içeren bilgiler var” şeklinde konuştu.
“PANDEMİ KOŞULLARINDA HİÇ EĞİTİM ÖĞRETİM HAKKINDAN FAYDALANAMAYAN ÖĞRENCİLER VAR”
Sınıf kalabalıklığı Mersin’de de Türkiye’de de oldukça fazla olduğunu öne süren Sümbül, bazı sınıflarda 40’a yakın öğrenci bulunduğunu da iddia etti. Sümbül, “Yine sınıflandırmanın havalandırma koşulları ki Mersin sıcak bir memleket, gerçekten önemli bir sorun. Pandemide en önemli olan şeylerden bir tanesi maskeden, dezenfektandan da çok daha önemlisi sınıfların havalandırılması. Teneffüs sürelerine dair Bakanlık, Valiliklere yetki vermişti fakat 3 defa teneffüs sürelerine dair aynı gün içerisinde değişiklik oldu. 40 dakikadan 35’e, sonra yeniden 40 dakikaya çıkarıldı ders süreleri. Oysa hem bilimin hem pedagojinin bu süreçteki en önemli gereği ders sürelerinin 30 dakika olması ve sınıfların havalandırılması. Pandemi koşullarında hiç eğitim öğretim hakkından faydalanamayan ve değişik nedenlerle Mersin’e göç eden çocuklarımızdan tutalım, uzaktan eğitimden faydalanamayan çocuklarımız var. Hala daha tarım emekçisi insanların çocukları şu anda tarlalarda, değişik yerlerde eğitim öğretimden uzaklar” ifadelerini kullandı.
“ŞU ANDA OKULLARDA YARDIMCI HİZMET SINIFLARINDAN KİMSE YOK GİBİ”
Sümbül, okullarda hijyen sağlayacak, temizliğini üstlenecek personel sayısının yetersiz olduğunu da dile getirerek, hazırladıkları raporda bununla ilgili de açıklamalar olduğunu söyledi. Sümbül, “Artık yardımcı sınıfından insanlar kadrolu olarak atanmıyor. Bu nedenle de büyük okullardaki bir veya iki yardımcı hizmetler sınıfından arkadaşlarımız hariç okullar hizmetlinin, memurun olmadığı yerler. Bu durumda idareciler, okul aile birliği katkısı ile bu ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyorlar. Son dönemlerde İŞKUR’la yapılan protokollerle, İŞKUR elemanı adı altında kısmi çalışma ile bu tedarik edilmeye çalışıldı ama gerçeklik şu, haziran ayında iş akdi feshediliyor. Eylül’de yeniden alımlar başlıyor ancak bu arkadaşlarımız işe ancak ekimin başında başlayabiliyorlar. Şu anda okullarda yardımcı hizmet sınıflarından kimse yok gibi. Anasınıflarını düşünün, okul öncesini düşünün, ilk okulları düşünün ki buralarda hijyen, öğrencilerin kendi ihtiyaçlarını karşılamaları açısından baktığımızda gerçekten problem. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu konuda önlem alması gerekiyor” diye konuştu.
“ŞARTLAR BÖYLE DEVAM EDERSE YENİ BİR KAPANMA İLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
“Yapılan açıklamalara baktığımızda her şeyin çok iyi gittiği, hiçbir problem olmadığı, sınıf mevcutlarının 22 civarında olduğu ve her şeyin iyi gittiği gibi bir algı var” diyen Sümbül konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “Ancak şartlar böyle devam ederse yeni bir kapanma ile karşı karşıyayız. Böyle bir şeyi biz asla kabul etmeyiz. Okulların açık kalması çok çok önemli. bunun yerine hükümet, sistem bir yandan toplumsal bağışıklığı geliştirecek sorumlulukları yerine getirmeli. Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı üzerine düşen görevi yerine getirmeyerek aşı olmayanları ikna konusunda da gerekli adımları atmıyor. Biz buradan tüm arkadaşlarımızı aşı olmaya ve öğrencilerimize yine 12 yaşa kadar aşı olmaya çağırıyoruz. Zorla aşı, zorla PCR testi olması da kabul edilebilir değil. Okullardaki bulaşın ana kaynağı aileler, toplu taşıma araçlarıdır okullar değil. Bu açıdan da buralara dair önlemler arttırılmalı. Biz Eğitim-Sen olarak laik eğitimden vazgeçmeyeceğiz. Tarafsız, bilimsel eğitimden vazgeçmeyeceğiz.”
|