Atar: “Üretime, sanayileşmeye, kalkınmaya dayalı ekonomi politikaları benimsenmelidir”




Tarih: 20 Eylül 2021 Pazartesi 17:24


Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Mersin İl Koordinasyon Kurulu (TMMOB) Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü’nü kapsamında basın açıklaması gerçekleştirdi. TMMOB Mersin İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Seyfettin Atar basın açıklamasında, “Ülke sanayisi ve tarımını bitiren, meslek alanlarını yok eden ranta dayalı ekonomi politikaları terk edilmeli; üretime, sanayileşmeye, kalkınmaya dayalı ekonomi politikaları benimsenmelidir” dedi.

Haber- Behzat Özgür Beyazlar

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Mersin İl Koordinasyon Kurulu (TMMOB) Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü’nü kutlamak için ortak bir basın açıklaması düzenledi.  Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mersin İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Seyfettin Atar’ın konuşma yaptığı basın açıklamasında, TMMOB’nin sorunları ve talepleri dile getirildi. 19 Eylül 1979 İş Bırakma Eylemi’nin 42. Yıl dönümü kapsamında 19 Eylül’ü yaşatmak için TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü’nü kutladıklarını ifade eden Atar, “Kırk iki yıl önce tüm ülkede etkisini gösteren ekonomik kriz karşısında mühendis, mimar ve şehir plancılarının yaşadığı hak kayıplarını ve ücret adaletsizliklerini protesto etmek için gerçekleştirilen iş bırakma eylemi, teknik elemanların üretimden gelen gücünü en açık biçimiyle ortaya sermiştir. TMMOB’nin çağrısıyla gerçekleştirilen eylem, maden ocaklarından enerji santrallerine, fabrikalardan şantiyelere, kamu kurumlarından limanlara kadar pek çok iş yerinde üretimin durmasını sağlamış, teknik elemanların yaşadıkları sorunlara dikkat çekilmesi sağlanmıştır. Bizler için 19 Eylül İş Bırakma Eylemi, ülkesi için düşünen, planlayan, üreten mühendis, mimar ve şehir plancılarının kendi öz güçlerinin farkına vardığı tarihtir. Bu yüzden bu anlamlı gün, ‘TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü’ olarak kutlanmakta ve yeniden hatırlanmaktadır” dedi.

 

“SORUNLARIMIZ SADECE EKONOMİK SIKINTILAR DEĞİL”

Türkiye’de son günlerde meydana gelen doğal afetler ile birlikte mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığının öneminin ortaya çıktığını belirten Atar, “İşsizlik, hayat pahalılığı, düşük ücretler, güvencesizlik, özlük hakları ve örgütlenme sorunları ülkemizde çalışan tüm kesimlerin olduğu gibi mühendis, mimar ve şehir plancılarının öncelikli sorunlarıdır. İçinde bulunduğumuz derin ekonomik kriz, tüm halkımızın olduğu gibi emeğiyle geçinen mühendis, mimar ve şehir plancılarının da hayatlarını zorlaştırmaktadır.  Ülkemizdeki mühendis, mimar ve şehir plancılarının bugün karşı karşıya olduğu sorunlar sadece ekonomik sıkıntılar değildir. Gerek kamuda gerek özel sektörde her türlü mühendislik, mimarlık ve şehir planlama hizmetlerini, planlama, projelendirme, uygulama ve denetleme işlerini yürüten tüm meslektaşlarımız giderek daha zor koşullarda çalışmaktadır. Güvencesiz-sözleşmeli istihdam modellerine yönelme, atamalarda liyakatin ortadan kalkması ve nihayet hukuksuz-keyfi ihraçlar gibi nedenlerle kamudaki teknik personelin iş yükü artarken, iş riski de giderek büyümektedir. Yandaş konfederasyonla imzalanan toplu sözleşmeler, şaibeli enflasyon rakamlarıyla birleşince kamu emekçilerinin her geçen gün daha da yoksullaşmasına neden olmaktadır” ifadelerini kullandı. 

 

“ÜLKEMİZİN VE TOPLUMUMUZUN ORTAK GELECEĞİNE DE SAHİP ÇIKIYORUZ”

Atar, “Diğer tüm idari alanlarda olduğu gibi meslek alanımızla ilgili de bir gecede yapılan, bilime aykırı, keyfi düzenlemeler, halkın iyi ve güvenli mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı hizmeti almasını engellemektedir. Bu durumun toplumumuza maliyeti daha büyük felaketler, daha güvensiz yapılar, daha fazla yıkım ve daha çarpık bir kentleşme olmaktadır” diyerek, “Bilimi, tekniği ve yaratıcı fikirleri sistematik olarak değersizleştiren bu politikalar ülkemizin geleceğini tehdit etmektedir. Mühendis, mimar ve şehir plancılarının mesleki hak ve çıkarlarını korumak aslında tüm toplumun geleceğini korumak demektir. Çünkü bizim meslek alanımız, toplumun ortak yaşamının üretimini ve devamlılığını sağlamaktadır. Bizler bu anlayışlar, mesleğimize ve meslektaşlarımıza sahip çıkarken, ülkemizin ve toplumumuzun ortak geleceğine de sahip çıkıyoruz. Mühendis, mimar ve şehir plancılarının mesleki hak ve çıkarlarını korumak aslında tüm toplumun geleceğini korumak demektir” şeklinde konuştu.

 

“MESLEKTAŞLARIMIZIN ÜNİVERSİTEDE ALDIKLARI EĞİTİMİN NİTELİĞİNİ YÜKSELTİLMELİDİR”

Atar, TMMOB olarak sorunlarının aşılması için bazı taleplerinin olduğunu sözlerine ekleyerek, bu talepleri sıraladı. Atar, Ülkemizin en büyük ihtiyacı olan tasarım, üretim, planlı kalkınma süreçlerinde doğudan görev üstlenecek genç meslektaşlarımızdır. Meslektaşlarımızın üniversitede aldıkları eğitimin niteliğini yükseltilmelidir. Mesleğimizin itibarının düşürülmesine üniversitede başlanmaktadır. ÖSYM tarafından açıklanan yerleştirme verilerine göre mühendislik, mimarlık ve planlama bölümlerinin doluluk oranları yüzde 80 bandında kalmıştır. Tüm çalışanlara sendikalaşma, güvenceli çalışma, güvenceli iş, toplu sözleşme hakları sağlanmalıdır. Alt yapı eksiklikleri, öğretim kadrosu yetersizlikleri, öğrenci niteliklerinde meydana gelen düşüşler, müfredatın niteliği ve işlevselliği, üniversiteler arası birliktelik, akreditasyon, denklik, yeterlilik, eğitimin kalitesi gibi sorunlar bir an evvel giderilmelidir. Kamuda teknik hizmetler sınıfında çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının ek göstergeleri ayrımsız 4800-6400 arasında yükseltilmelidir” ifadelerine yer verdi.

 

“MESLEKTAŞLAR ARASINDAKİ GELİR ADALETSİZLİĞİ ORTADAN KALDIRILMALI”

Atar, çalışma koşullarındaki mobbingin ortadan kaldırılması gerektiğinin de altını çizerek, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusuna da dikkat çekti. Atar, “Mesleklerimizin temellerinin aşındırılması, toplumla arasındaki bağın kesilmesi, mesleklerimizin kamusal özelliklerinin ortadan kaldırılması kabul edilemez.

Ülke sanayisi ve tarımını bitiren, meslek alanlarını yok eden ranta dayalı ekonomi politikaları terk edilmeli; üretime, sanayileşmeye, kalkınmaya dayalı ekonomi politikaları benimsenmelidir.

Hem toplum kesimlerinin hem de meslektaşlar arasındaki gelir adaletsizliği ortadan kaldırılmalı, herkese insanca yaşayabileceği temel ücret hakkı tanınmalıdır. Meslek alanları geliştirilerek,  istihdam üretime dayalı olarak artırılmalı ve işsizlik azaltılmalıdır. Meslek alanımızı, meslektaşlarımızı ve ülkemizin geleceğini tehdit eden uygulamalar karşısında sessiz kalmayacağız. Bizler mesleğimizi bilimden, üretimden ve toplumdan yanan kullanan bir mücadele geleneğinin sürdürücüsüyüz. Bu anlayışla TMMOB’nin bilim ve tekniği esas alan, kamu çıkarını savunan, eşitlik, özgürlük ve demokrasiden yana tavrını korumaya devam edeceğiz.  Ülkemizin ve meslektaşlarımızın dayanışmaya ve birlik içinde olmaya en fazla ihtiyaç duyduğu bu dönemde 19 Eylül Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü’nü kutluyoruz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.


Etiket:


Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

 
 
  SOSYAL MEDYA
 
 
  GAZETEMİZ
 
 
  BASIN İLAN
 
 
  HAVA DURUMU
 
 
  FACEBOOK
 

 
 
 


 

Siteden yararlanırken yayın politikamızı okumanızı tavsiye ederiz. mersinhakimiyet.com © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. mersinhakimiyet.com basın ve yayın meslek ilkelerine uyar.

URA MEDYA