Nesrin Pamuk Salma Gezen Tavuk Yumurtacılığı İşletmesi ve Üreticiliği, ayrıca Pamukköy Tescilli Markası sahibi Nesrin Pamuk, yumurta üretiminde yaşadıkları zorlukları, hayat pahalılığının yumurta fiyatlarına etkisini ve tavuk çiftliğindeki yem pahalılığını anlattı. Pamuk, “Yaşanılan fiyat artışlarına zam diyemeyiz, zorunlu yükselişler bunlar. Buna zam dememeliyiz çünkü bunlar mecburi artık, bizlerin elektrik, mazot ve çiftliklerimizde kullandığımız diğer giderlerimizi ancak böyle karşılarız” dedi.
Haber- Sevcan Akgül
2 çocuk annesi Nesrin Pamuk, Salma Gezen Tavuk Yumurtacılığı İşletmesi ve Üreticiliği, ayrıca Pamukköy Tescilli Markası sahibi Nesrin Pamuk, yumurtacılık işine daha önce oğlunun yumurtaya olan alerjisinden dolayı köy köy doğal yumurta gezerken araştırma yaptığı sırada tavuk çiftliği kurduğunu ve şimdi ise ülke ekonomisine büyük katkı sağladığını ve işletmesini daha çok pozitif ayrımcılık yönünde işlettiğini belirterek, “Mersin’de yerel marketlere veriyoruz ürünlerimizi. Kuyuluk’ta paketleme yapıyoruz. Kendimiz üretip, paketlemesini kendimiz yapıyoruz. Gerçekten de pozitif ayrımcılığa önem veren, destek vermek isteyen kadın destekçisi marketlerle çalışıyoruz. Biz seçiyoruz çalışacağımız marketleri. Gerçekten de müşterisine önem veren, koyduğu ürünlerin arkasında durmaya çalışan işletmelerle çalışmaya gayret gösteriyoruz. Herkes kazanç elde etmek ister ama bunu doğru yoldan yapanları seçmeye ve orda olmaya çalışıyoruz. Çünkü biz işimizi doğru yapmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
“HAYVANIN REFAHI, İNSANIN SAĞLIĞI”
Hayvan refahının olduğu yerde, insanın sağlığının olduğunu ifade eden Pamuk, hayvanların açık alanda gezmesinin gerekli olduğuna, hayvanların tabiatına, doğasına dokunulmadan, müdahale edilmeden yaşamaları gerektiğine dikkat çekti. Pamuk, “Küresel ısınmaya katkı sağlamamak adına güneş enerjisi panelleriyle kendi elektriğimizi üretip, çok da fazla tüketime hizmet etmemek adına. Amacımız yeşile, doğaya ve doğanın insanlara verdiğine saygı duyarak üretim yapmak. Çevre kirliliğine ve küresel ısınmaya biz hizmet etmiyoruz, etmeyeceğiz. Kendi içerisinden doğal bir seleksiyon sağlamak, hayvanlarımızı da kendi atıklarından yeni ürünler üretip onlara yeniden sunmak. Böyle bir üretim döngüsü içerisindeyiz. Bu döngüye hizmet eden insanlarla da gerçekten çalışmaya gayret ediyoruz. Bunları gerçekleştirip, yerine getirerek insan sağlığına da hizmet sunup, destelemiş oluyoruz sonuna kadar. Deposu olmayan sıfır stokla çalışan bir işletmeyiz. Ürettiğimiz kadar satıyoruz, sattığımız kadar üretiyoruz. Bu noktada bizler etkileniyoruz doğrudur, misal raflara koyduğumuz yumurtaların hepsi tüketilmeyip, satılmayabiliyor ve raflardan geri çekmek zorunda kalıyoruz. Bu geri çektiğimiz yumurtaları da yine tavuklarımıza hizmet olarak sunuyoruz. Çünkü biz tavuklarımıza Kırmızı Kaliforniya Solucanını yediriyoruz ve bu solucanın da temel kaynağı yumurta kabuğu ve bozuk yumurtalar ve bu solucan da tavuklar için çok çok önemli bir besin kaynağı, doğaldır, hayvansaldır. Hal böyle olunca tavuklar yumurtalarından tekrar gıda üretmiş oluyorlar” şeklinde konuştu.
“TEK DESTEK İNSANLARIN GÖNÜL BAĞI”
İşletmelerinin küçük ama idealist bir sisteme sahip olduğunu, herhangi bir merciden destek almadıklarını, amaçlarının küresel ısınmaya hizmet etmeden, çevre kirliliğine katkı sağlamadan çalışmaya yapmak istediklerini ve üretici oldukları için de ekonomiye ciddi şekilde katkı sağladıklarının altını çizen Pamuk, “Bizim devlet desteğimiz hiç yok, hibemiz yok. Tek destek insanların gönül bağı. Sahadan, üreticilerden çok olumlu destekler alıyoruz. Adana’dan buraya gelen yazlıkçı turistler bizlerden hep Adana’da da olmamızı istiyorlar. Biz Adana’ya gitmek istemedik uzak diye, çünkü yumurta fiyatlarının üzerine bir de taşıma bedeli, yakıt bedeli ve eleman bedeli yansısın istemedik. Müşterilerim hem kadın üretici işletmesi pozitif ayrımcılığı olanlar hem de doğal gıdaya, doğru gıdaya ulaşmak isteyenler böyle bir ısrarcı tutum sergiliyorlar. Bizim yapmasını istemediğimiz bir diğer önemli konu ise; kargoyla yumurta yollamak. Çünkü yumurta hassas bir ürün, göndermek istemiyoruz, hem kargo ücreti yansıtılacak hem de paketleme ücreti yansıtılmış olacak o zaman” diye ekledi.
“YUMURTANIN KENDİSİ UCUZ, PAKETLEMESİ PAHALI”
İnsanlardan daha çok para kazanmak derdinde olmadıklarını, insanların sağlığında olumlu yere gelmek istediklerini söyleyen Pamuk, “Ben istiyorum ki en ekonomik şekilde ürünlerimize ulaşsınlar. Şu anda bu şartlarda bu da pek mümkün görünmüyor. Çünkü burada biz paketlemek için plastik üretmiyoruz, strafor üretmiyoruz, naylon üretmiyoruz ve bütün bunları bende satın alıp da kullanıyorum. Dolayısıyla bunu bizde ürüne ve müşteriye yansıtmak zorundayız, fatura bedeline yansıtmak zorundayız. Bunları topladığımız zaman çok büyük rakamlar çıkıyor ortaya ama bu rakamların sadece yüzde 50’si yumurta rakamları. Yani ortalama olarak 10 lira olan bir paketin fiyatında sadece 5 lira yumurta bedeli olabiliyor ve geri kalanı nakliyesi, kargosu ve dışındaki ambalaj. Ama biz 6-7 yıldır ülke genelinde harta sayılır kargo ile satışlar yapıyoruz. Benim bu işe başlamamın temel sebebi büyük ise oğlumdu. Oğlumun yumurtaya alerjisi var, biz oğluma doğru ve temiz gıdayı, yumurtayı bulalım diye araştırma yaparken bu işe girdik. Bizde bu vesileyle başladık. Şu anda tek çatı altındayız” diye konuştu.
“PANDEMİ VE KURAKLIK FİYATLARI ÇOK ETKİLEDİ”
Son zamanlarda yumurtaya aşırı derece zam yapıldığı haberleri konusuna da değinen Pamuk, “Yumurta fiyatlarına zam hem var hem de yok. Söylendiği kadar yüksek zamlar yok, fakat küçük ölçekli de olsa bir fark var fiyatlarda. Pandemi üretimimizi etkiledi, bizzat tarlalara çıkıp ekim yapamadık, tarla işçileri, çiftçiler hastalandığında, yasaklar olduğunda işçiler tarlalarda çalışamadı ve orası ekilip, biçilmeden kalabiliyordu. Bunun da bizlere daha 10 yıl boyunca etkisi olabilecek. İkincisi, genel olarak kuraklık var, yangınlar var. Bu kuraklıkta buğday başakları, mısırlar yeterli randıman vermedi üretim. Durum böyle olunca ekonomik şartlar çok etkiledi. Bizim de üretim işletmecilerinin en büyük gideri yemdir. En büyük giderimiz biz üreticiler için yemdir. Bizler buğdayı, arpayı, mısırı üretmiyoruz ve bizde de bunlar yem fiyatlarına yansımış oluyor, bizde bunları yumurta fiyatlarına yansıtmak zorunda kalıyoruz. Yumurta ya da et üretirken bunların yetişmesinde çok önemli yere sahip olan yem fiyatları bizleri de çok etkileyecektir. Çünkü bizlerde yemleri dışarıdan alıyoruz. Bu iki etken fiyatların seyrinde çok önemli rol oynadı. Bizler yurt dışından ürün, yem almak zorunda kaldık fakat şu anda bizler de istediğimizi getiremiyoruz. Biz üretmiyoruz ve üretmediğimiz içinde dışarıdan dolar ile almak zorunda kalıyoruz ve elimizdeki ürünler de sınırlı sayıda olduğu için fiyatlarda haliyle yükseldi” dedi.
“YAŞANAN FİYAT ARTIŞLARI ZORUNLULUK”
Yumurtada yaşanılan fiyat artışlarının kaçınılmaz olduğunu, pahalılık karşısında bu fiyat artışlarının zorunlu olduğunu belirten Pamuk, “Yaşanılan fiyat artışlarına zam diyemeyiz, zorunlu yükselişler bunlar. Buna zam dememeliyiz çünkü bunlar mecburi artık, bizlerin elektrik, mazot ve çiftliklerimizde kullandığımız diğer giderlerimiz var. Elektrik fiyatı şu an geçen fiyatla aynı mı ki, bizler bu tavukları civcivden yumurtlama dönemine gelinceye kadar ki zaman diliminde kadar 4 ayda bunların elektriği ayrı dert. Bu civcivlerin büyümesi için yem yediriyoruz ve bu yedirdiklerimiz yükseldikçe, yumurta fiyatları da illaki yükselecek. Asgari ücret geçen senekiyle aynı değil, primler geçen senekiyle aynı değil. Bizim de bütün bu gider kalemleri mutlaka yansıtmamız lazım ki ayakta kalabilelim. Geçen seneyle şimdiki yumurta fiyatlarını karşılaştırdığımızda aslında bakarsanız biz girdi maliyetlerini hala daha yumurta fiyatlarına yansıtamadık, hala tutuyoruz o rakamları. Bizler bu rakamları tutamıyoruz ama niye mi çünkü üreticileriz bizler ve üreticiler olarak masraf etmeliyiz ki kazanabilelim. O ürettiği malzemeyi, ürünü satabilmek için maliyete ihtiyacı var üreticinin, pakete ihtiyacı var ve geçen sene aldığımız ürünler ile şimdi alacağımız ürünler arasında neredeyse iki kat artış var. Mevcut şartlarda ancak bu kadar olabiliyor” şeklinde konuştu.
“MARKETLERDEKİ YUMURTA FİYATLARI GAYET UYGUN”
Yumurta fiyatlarına paket maliyetlerini de yansıtmak zorunda kaldıklarını ve şu anda yumurta fiyatlarının gayet uygun olduğunun altını çizen Pamuk, “Şu an gezen tavuk yumurtası 1 ile 1,5 lira arasında. Diğer üç numaralı dediğimiz yumurta fiyatlarıysa 80 kuruş ile 1 lira arasında değişmektedir toptan kümes çıkışları. Ama bununla birlikte marketlerde kendi kar marjını, işletme giderlerini de koymak zorunda olduğu için tüketiciye yüzde 20-30 fark ile gelir. Bu da zorunlar giderler olarak adlandırılır. Marketlerde bu giderlerini raflara yansıtmak zorunda. Şu anda marketlerde satılmakta olan koli yumurtaların fiyatları gayet uygun, çünkü bu kolileri zaten bizler 25-26 liraya satıyoruz. Markete bakarsan aslında çok da bir kar marjı koymaz. Bununla birlikte çok fazla kar marjı koyan marketlerde vardır, bunun denetimini de devlet yapmalı ve tüketicilere burada düşen görev çok yüksek fiyatlar gördüklerinde Alo 174’ü ya da Maliyeyi arayıp denetlenmesini isteyecek” ifadelerini ekledi.
“GİRDİ MALİYETLERİMİZİ KARŞILAMAK İÇİN ÜRÜNE YANSITMAMIZ LAZIM”
Üretici olarak yaşadıkları sorunların başında elektriğin çok yüksek olması, yem fiyatları, hububat fiyatlarının çok yüksek olduğunu ekleyen Pamuk, “Kış geliyor, kışın iklimle ilgili mücadelemiz başlıyor. Açık alan tavukçuluğu yaptığımız için bizde böyle bir sıkıntı yaşanır. Kışın ve yazın giderlerimiz değişiklik gösteriyor. Aslında en önemli sorun ısınma sorunu. Biz kümeslerimizin içerisini bir bölümümüz elektrikle bir bölümümüz ise kömürle ısıtır. Geçen sene 22 liraya aldığımız bir torba kömür bu sene 44 lira. Ve hala kış gelmedi, daha kışa başlamadık. Biz erken alım yaparız ki çok etkilenmeyelim, bunu da müşterilerimize yansıtmayalım diye. Üretimi güçlü tutalım diye mücadele ederiz. Stoklu alım yapmaya çalışırız, ucuza alım yaparız. Ama maalesef şu an benim geçen almış olduğum fiyat ile bu sene 15 gün önce aldığım bir torba kömür arasında çok fark var. Benim için çok önemli bir gider kalemi. Şimdi kömür fiyatları yüzde yüz artmışken, yumurta fiyatlarının da normal şartlarda yüzde yüz artması gerekmiyor mu? Bu doğru orantıdır. Ama baktığınız zaman üretici üretim maliyetlerini devletin desteklemesi gerekirken, kendi sübvanse etmeye yani kendi kendini desteklemeye, emeğini hiçe saymaya başladı. Üretici zor durumda. Yumurta ve et üreticileri ciddi anlamda zor durumda. Maliyetlerini yansıtamıyor çünkü vatandaş çok fazla tepki gösteriyor. Devlet de desteklemesi gerekirken, şu anda güç kaybından kaynaklı, covid ile mücadele etmek için ayırdığı bütçeden üreticiye maalesef ayıramıyor. Bunu eleştirmek için söylemiyoruz. Biz de, devlet de vatandaş da zor durumda. Bunlar zor günlerimiz, daha zor günler bizi bekliyor” diye ifade etti.
|