Kılıçdaroğlu: “Nakliyecilere mazot desteği verilmeli”
Tarih:
6 Ekim 2021 Çarşamba 16:17
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Mersin’e gelerek, nakliyeciler, kamyon ve tır şoförleriyle buluştu. Büyük Nakliyeciler Buluşması’ çerçevesinde nakliyeciler, kamyon ve tır şoförlerinin sorunlarını dinleyen Kılıçdaroğlu, bunlarla ilgili çözüm önerilerinde bulundu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, nakliyecilerin çözülmesi gereken birçok sorunu olduğunu belirterek, “Bazı köprü ve otoyollardan yüksek geçiş ücretleri alınıyor. İktidar olduğumuzda bunlar tamamen kamulaştırılacak. Nakliyecilere mazot desteği verilmeli. Avrupa’da olduğu gibi Türkiye’de de kilometre başına asgari fiyat tarifesinin sağlanmalı” dedi.
Haber- Behzat Özgür Beyazlar
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Büyük Nakliyeciler Buluşması’ çerçevesinde Mersin’e gelerek, nakliyeciler, kamyon ve tır şoförleriyle buluştu. Nakliyeciler Sitesi arkasındaki Mersin Büyükşehir Belediyesi Tır Garajında gerçekleşen buluşmaya, CHP Mersin milletvekilleri, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, CHP’li ilçe belediye başkanları ve sektör temsilcileri katıldı. Büyük Nakliyeciler Buluşması’nda nakliyeciler, kamyon ve tır şoförlerinin barınma, mazot, trafik cezaları gibi birçok sorunları dile getirilirken, bu sorunlara yönelik çözüm önerileri de sunuldu. Büyük Nakliyeciler Buluşması’nda konuşma gerçekleştiren Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Mersin’in lojistik anlamında çok önemli bir yere sahip olduğunu belirterek sektöre yönelik sorunları ilk ağızdan dinlemek için nakliyecilerle buluşan Genel Başkan Kılıçdaroğlu’na teşekkür etti. Sektör temsilcilerinin, siyasetçilerle görüşebilmek için randevu beklediklerine değinen Seçer, “Sorunlarını anlatabilmek için bekliyorlar bunu. Ancak Sayın Genel Başkan sektör temsilcilerinin yanına kadar geldi ve bu sorunları bizzat kendi içimizde bizlerle beraber değerlendirebilmek için Akdeniz’in incisi Mersin’imize konuk oldu” dedi.
Mersin’in çok sektörlü bir şehir olduğuna dikkat çeken Seçer, lojistik sektörünün de bu sektörlerin yarattığı bir sektör olmasını dile getirdi. Seçer, “Yani sanayi, liman, tarımsal üretim, turizm hepsi var. Bütün bu sektörlere hitap edebilecek lojistik bir destek lazım. Mersin’de lojistiği lojistik yapan özellik bu. Türkiye’nin en büyük lojistik filosunun olduğu şehir Mersin. Ama ne yazık ki bu kadar dolu dolu konuşuyoruz bu sektörü ama bir o kadar da sorunlarını konuşmamız lazım. Elbette 2,5 yıllık görev süremiz içerisinde sizlerin başını öne eğdirmeyecek bir şekilde gerekli katkıyı veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz. Ama siz de takdir edersiniz ki bir anda yılların önünüze koyduğu sorunları çözme şansına sahip değilsiniz. Size sözüm olsun, burada görevde kaldığımız sürece nakliye sorunlarını bir bir çözme iradesini sürdüreceğiz. Yenice’de yeni yeni şekillenen bir lojistik köyümüz var. Bu iyi bir durum. Yine o bölgede, uluslararası Çukurova kargo havalimanı var. Bunlar lojistiği güçlendirmemiz gerektiğinin işaretleri. Mersin-Adana-Gaziantep-Osmaniye hızlı tren yapımı olacak” şeklinde konuştu.
“İKTİDARA GELDİĞİMİZDE MERKEZİ HÜKÜMET MERSİN’E YÜZÜNÜ DÖNEREK BAKMALI”
Seçer, Mersin’in Doğu Akdeniz çanağında önemli bir noktada olduğunu da sözlerine ekleyerek, “Ana konteyner limanı, lojistik ile uğraşan kardeşlerim bu limanın önemini benden çok daha iyi bilecektir. Doğu Akdeniz çanağının çok önemli bir noktasındayız. Türkiye’nin en büyük limanı. Elleçleme kapasitesi en yüksek limanı. Mersin’in dış ticaret hacmi yaklaşık olarak 5 milyar dolar civarında. 3,2 milyarı ihracat, geri kalan kısmı da ithalat. Yüzde 50’si de bu liman aracılığıyla yapılıyor. Geri kalanı da lastik tekerlekli araçlarla yapılıyor. Ancak yeni planlanan ve Cumhurbaşkanlığı yatırım programında da olan 10. Kalkınma planında Mersin’de bir ana konteyner limanı ibaresi ile yer alan ama bizim de kafamızı karıştıran 11. Kalkınma planında Doğu Akdeniz’de bir ana konteyner limanı olarak hala gündemde bekletilen bir proje var. Partimizin çok önemli bir lojistik projesi var. Merkez Türkiye Projesi. Muazzam bir entegrasyon alanı. Ben umut ederim, isterim ki bizlerin genel iktidarında Mersin’ime, merkezi hükümetin daha yüzünü dönerek bakması. Bunu sizden talep etme hakkım olduğunu düşünüyorum Sayın Genel Başkanım” ifadelerini kullandı.
KILIÇDAROĞLU: “RANTIN SAHİBİ O KENTTE YAŞAYANLARDIR”
Seçer’den sonra konuşan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, nakliyeciler, kamyon ve tır şoförlerinin birçok sorunu olduğunu, Mersin’de de uzun zamandır bununla ilgili çalışmalar yapılmadığını dile getirdi. Bazı sorunların uzun zamandır var olduğunu, çözüme dair bir çalışma olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin yükünü gerçekten çekiyorlar. 27 yıldır çözülemeyen bir siteden söz edildi. İnşallah büyükşehir belediye başkanımız onu çözecek. Her kent rant yaratır bütün mesela şu rantı kime vereceğiz? Rantı yaratana mı vereceğiz yoksa rantı dışarıdan gelen bir avuç kişiye mi vereceğiz? Bizim görüşümüz rantı hak eden kentte yaşayanlardır, biz de onlara vereceğiz. Burada lojistik köyü kuracaksak, lojistik köyün kurulmasından kaynaklı bir rant çıkacak, o rantın sahibi o köyü kullananlardır. Onları hakça bölüştürdüğünüz zaman kimse aç, açıkta kalmaz” dedi.
“BURASI İSTANBUL’DAN SONRA EN BÜYÜK KENT OLACAK”
“Mersin sadece bu bölgenin değil, sadece Türkiye’nin değil, sadece Avrupa’nın değil dünyanın çok önemli bir merkezi haline gelecek” diyen Kılıçdaroğlu, “İktidar olursak bunu görecekseniz. En önemli merkez haline en geç 8-9 yıl içerisinde gelecek. Böylece bu bölge sadece Türkiye’ye hizmet veren bir bölge değil, sadece Akdeniz ülkelerine hizmet veren bir bölge değil bu bölgeye dünyaya özellikle Avrupa ve Amerika’ya en büyük hizmeti götürecek bölge olacak. Burası İstanbul’dan sonra en büyük kent olacak. Akdeniz’in en büyük havzası olacak. Bu kadar büyük bir imkanı bugüne kadar kimse kullanmadı. Biz kullanacağız. Herkes kazanacak bu bölgede. Bu bölgede katma değeri yüksek ürün üreteceğiz. Bu bölgede aynı zamanda arka arkaya otomobil fabrikası kurulacak” şeklinde konuştu.
“ÇATI ÖRGÜTÜNÜZ OLDUĞU ZAMAN SESİNİZ DAHA GÜR ÇIKAR”
Kılıçdaroğlu, Türkiye’de 670 bini aşkın nakliyecinin olduğunu fakat sektörün sahipsiz bırakıldığına değinerek, nakliyecilere “çatı örgütü” tavsiyesinde bulundu. Kılıçdaroğlu, “670 bin kişilik bir sektör olacak, alın teri ile çalışacak, direksiyon başında 24 saat neredeyse çalışacak ama derdinizi anlatacak yer yok. Sizin ekonomiye katkınız en az 25 milyar dolar. 25 milyar dolarlık katkı yapıyorsanız bu katkıyı kısa sürede 50 milyar, 100 milyar dolara çıkarmak mümkün. Çünkü öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki Asya ile Avrupa arasında köprüyüz. Nakliye sektörü açısından çok önemli bir coğrafyamız var. Bu coğrafyanın hakkını veriyor muyuz? Hayır vermiyoruz. Biz bunu Mersin’de düzenledik, çünkü siz buradasınız ve çalışıyorsunuz. O zaman biz burada düzenleyelim, oturup konuşalım dedik. Sizin bir sorununuz var. Baktığımızda 50’yi aşkın derneğiniz var. Ama bir çatı örgütüne ihtiyacınız var. Bütün nakliye sektörünü toparlayacak bir çatı örgütüne ihtiyacınız var. O zaman sizin sesiniz daha gür çıkar. O zaman her siyasetçi mutlaka gelir sizi dinlemek zorunda kalır” dedi.
“AVRUPA İLE REKABET EDİLMESİ LAZIM”
Sektörün Avrupa’daki sektörlerle rekabet etmesi gerektiğine değinen Kılıçdaroğlu, bunun için sağlıklı bir rekabet oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, “Onlara her türlü imkan sağlanıyor. Ama biz size sağlayamıyoruz. Bu yüzden de sorun çıkıyor ve rekabet etmekte zorlanıyorsunuz. Bunlardan birisi hurda desteğidir. 20 yıl aracı kullandınız, satıp yeni bir araç alacaksınız. Size bu desteğin verilmesi lazım. K1 belgesi alıyorsunuz. Yolcu taşımacılığında bunu satabiliyorsunuz ama tıra gelince bunu satamıyorsunuz. Önünüzdeki engel nedir? Bu engelin kalkması lazım. Herhangi bir kişi taksi plakası alamaz. Ama sizin işinizi yapmak için paranız varsa gider kamyonunuzu alırsınız, başlarsınız çalışmaya. Niye tahdit yok? Sizin plakanızın değerli olması lazım. Taksi plakası nasıl değerliyse tır ve kamyon plakasının da değerli olması lazım. Tahdit gelecek o da sizin güvenceniz olacak” ifadelerine yer verdi.
“BEN SİZİN DERTLERİNİZE, SORUNLARINIZA TALİBİM”
Bazı köprü ve otoyollardan yüksek geçiş ücretleri alındığını kaydeden Kılıçdaroğlu, iktidar olduklarında bunların tamamını kamulaştıracaklarını da söyledi. Avrupa’nın birçok ülkesinde 12 ton ve daha fazla yük taşıyanlara mazot desteği verildiğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Size mazot desteği veriliyor mu? Verilmiyor. Niye verilmiyor? Siz nasıl rekabet edeceksiniz? Onların devletleri, onların hükümetleri kendi nakliyecilerine destek verirken, bizim hükümetler neden köstek oluyor? Neden destek vermiyor? Siz bu memlekete dolar getiriyorsunuz, para getiriyorsunuz. 25 milyar dolar, az para mı bu 25 milyar dolar? Onlar hangi desteği veriyorsa bizim de en az o desteği vermemiz lazım ki rekabette eşitlenelim. Onlar daha büyük avantajlar elde ederlerse siz rekabet edemezsiniz” dedi. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, nakliye sektöründeki haksız rekabetin önlenmesi için Avrupa ve Amerika’da olduğu gibi kilometre başına asgari fiyat tarifesi uygulanması önerisinde bulundu. Kılıçdaroğlu, rekabet açısından KOSGEB desteklerinin nakliye sektörüne de sağlanması gerektiğini söyledi. Dış politikada da sorunlar yaşandığını kaydeden Kılıçdaroğlu, iktidar olduklarında Suriye ve Mısır ile hemen barışacaklarını vurguladı. Suriye'den Mısır'a kadar giden yolların tamamını trafiğe açacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Dış politikada kavgayı değil, barışı önceleyeceğiz. Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Rusya, burada karşılaştığınız sorunları da biliyorum. Sarp Sınır Kapısında günlerce bekleyen tır şoförlerini biliyorum. Azerbaycan’ın bizden aldığı ekstra paraları biliyorum. Sizi zorla Ro-Ro üzerinden mal taşımaya sevk ettiklerini biliyorum. 2 bin-2 bin 500 dolar ekstra para aldıklarını biliyorum. Yabancı tırlardan alınmayan paraların Türk tırlarından alındığını biliyorum. Hükümet buna neden müdahale etmiyor? İki devlet bir milletsek, bizim tırlara neden farklı muamele ediyorsunuz, bunu sormayacak mıyız? Bunun çözülmesi lazım” dedi. Bütün bu sorunların çözülmesi için nakliyecilerin oylarının rengini değiştirmesi gerektiğini öne süren Kılıçdaroğlu, “Ben sizin oyunuza talip değilim, altını çiziyorum. Ben sizin dertlerinize, sorunlarınıza talibim” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’NİN ÇÖZÜLEMEYECEK HİÇBİR SORUNU YOKTUR”
Sektörün Türkiye açısından çok büyük bir potansiyele sahip olduğunu ve olağanüstü avantajlar sağlandığı takdirde Türkiye’yi dövize boğabileceklerini belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: “İşin özü; sorunlarınız belli. Hepsi çözülecek türden sorunlar. Çözülemeyecek hiçbir sorununuz yok. Türkiye açısından çok büyük bir potansiyelsiniz. Olağanüstü avantajlar sağlandığı takdirde, emin olun her türlü imkân size sağlandığı takdirde Türkiye’yi dövize boğarsınız. Ben buna da inanıyorum. Bu coğrafya hem sizin hem Türkiye’nin kazanmasına uygun bir coğrafya. Bunu Mersin'de yaptık, sizlerle beraber yaptık. Düşüncelerimi açık ve net ifade ettim. Çok daha hızlı, çok daha güçlü bir şekilde büyüyebiliriz. Bunu yapabiliriz, sağlayabiliriz. Yeter ki bu dediğim olaylar, sorunlar çözülsün. Bunların çözülmesi için de öyle 5 yıl, 10 yıl falan beklemeye gerek yok. 1 yıl içinde bunların tamamı çözülür. 1 yıl bakın. Siz belki bu mesleğe girmeden önce bu sorunlar vardı. Mesleği neredeyse bırakıp emekli olacaksın, yine bu sorunlar var ama çözülmüyor. Oysa 1 yıl içinde bu sorunların tamamı çözülür. Sormanız lazım ya, bu ülkede Dışişleri Bakanlığı ne yapıyor? Sormanız lazım, bu ülkede Ulaştırma Bakanı ne yapıyor? Siz düşüneceksiniz, ben de düşüneceğim. Sorunları aktaracaksınız, biz parlamentoda da, parlamento dışında da sizin sorunlarınızı, her yerde, her ortamda dile getireceğiz. Sakın moralinizi bozmayın. Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Bütün sorunları çözeceğiz. Tereyağından kıl çeker gibi bütün bu sorunları çözeceğiz, hepsini çözeceğim. Güvenin, biz size güveniyoruz çünkü. Sağ olun, teşekkür ederiz.”
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından sonra sektör temsilcileri ve şoförler konuşma gerçekleştirerek sektör sorunlarını dile getirdiler. Nakliyeciler, kamyon ve tır şoförlerinin mazot, konaklama, trafik cezası, psikoteknik gibi birçok konuda sıkıntı yaşadıklarını dile getirilirken, bunlarla ilgili çözüm önerileri de sunuldu. Şoför İzzet Özden, Türkiye’de kamyoncu ve tırcıların tefecilere teslim edildiğini öne sürdü. Özden, “Biz nakliyecilerin en büyük sorunu İstanbul’da icracılara teslim edilmişiz. Köprüden geçiyoruz, nakit para ödüyoruz, OGS ve HGS’den para çekiliyor ama eve de icra kağıtları gidiyor her şeye rağmen. Eve gelen icra mektuplarının ardı arkası kesilmiyor. Bu ülkede kamyoncu, tırcı tefecilere teslim edilmiştir. Bizlere evlerimize ekmek götüremiyoruz, çocuklarımıza, ailemize, eşimize hasret kalıyoruz. Malatya’dan çıkıp, Sivas’a gelmeden 9 saatlik sürüş saatim dolmuş oluyor ve 9 saat sonrasında karın, kışın ortasında, eksi derecelerde 12 saat aç susuz kalmak zorunda kalıyoruz. Ondan sonra Amasya’ya geliyorum trafik polislerine rastlıyoruz ve yukarıdan aldıkları talimatlarla ceza kesiliyor. Eve sürekli ceza kağıdı gelmekten postacı eve gelmekten utanıyormuş artık ama bu iktidar kamyoncuya yüklenmekten utanmıyor. Bizi ekmeğe muhtaç etti” dedi.
“KAMYONCU GİDECEK, BİTECEK VE O ZAMAN HEPİMİZ YOK OLACAĞIZ”
Özden, bazı taleplerini de dile getirerek, “Bizim bir isteğimiz daha var; Ankara ve İstanbul’da sebze ve meyve hallerine giriş çıkış kantar ücretlerinin İzmir’deki gibi bedava olmasını istiyoruz. Benim babam geçen sene kamyonunun içinde kalp krizi geçirerek hakkın rahmetine kavuştu. Bu meslekte bizler nerede ve ne zaman öleceğimizi bilemiyoruz. Arkamız yok, sahibimiz yok, yetkililer masalarında oturmuş, şoförün nerede, ne çektiğini bilmez, halini sormaz. Bir sıkıntımız da ehliyetlerden dolayı; ben E sınıfı ehliyet almışım, bunun anlamı ticari araç kullanabilmektir. Bizden psikoteknik isteniyor onu alıyoruz, psikoteknik demek deli mi akıllı mı olduğuna bakılıyor; eğer ki deliliğimden şüphe duyuyorsan bana ticari araç ehliyetini ne diye veriyorsun o zaman. Her yıl yenilenmek zorunda olan belgelerimiz var ve her bu yenilenen bir belge başına da ekstra paralar ödüyoruz. Bu resmen bir soygundur. Kamyoncu durduğunda, çalışmadığında iktidarın el değiştirmesine gerek kalmayacaktır, o zaman ülke biter zaten. Ama bu şekilde devam ettiği takdirde de kamyoncu gidecek, bitecek ve o zaman hepimiz yok olacağız. Biz ayın 25 günü arabalarımızla yollarda geziyoruz, o yüzden bir an önce bu sistemin değişmesini, kamyoncuların haklarının teslim edilmesini istiyoruz. Biz kamyoncular iktidarlara değil, devlete çalışmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.