Özkan: “UCİM’le Çocuklara kendilerinin değerli olduklarını anlatıyoruz”




Tarih: 11 Ekim 2021 Pazartesi 16:36


UCİM Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği proje lansmanını gerçekleştirdi. Lansmanda konuşan yapan Genel Başkan Saadet Özkan,” Çocuklar bizim minyatürlerimiz değiller, onlar bize ait değiller, onlar kendileri dünyaya geldikleri andan itibaren deneyimleri bizden daha farklı. Biz UCİM’le çocuklara kendilerinin değerli olduğunu, yaşadıkları ihmalin ve istismarın kendilerinin suçu olmadığını onlara anlatıyoruz” dedi.

Haber- Burak Karataş

UCİM Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü kapsamında Mersin Büyükşehir Kongre ve Sergi Sarayı’nda proje lansman etkinliği gerçekleştirdi. Proje lansmanına; Yenişehir Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Doğan, Prof. Dr Halis Tokgöz, Doç. Dr Veysi Çeri, Sanatçı Deniz Tansel Öngel, Ucim Genel Başkan Yardımcısı Yücel Ceylan, Ucim Genel Başkanı Saadet Özkan ve vatandaşlar katıldı. Lansmanda ilk olarak konuşma gerçekleştiren Sanatçı Deniz Tansel Öngel, Ucim’in kurulmasında ve ilerlemesinde emeği geçen herkese teşekkürlerini iletti. İyiliğin önemine dikkat çekerek konuşma gerçekleştiren Öngel, “Burası çok önemli çünkü bu ülkede iyi insanların, iyiliği yaymak için verdikleri emeği çok kutsal olduğunu bilen başkaları da var. Yani Saadet Hoca bu yola çıktığı zaman bunun iki kişilik olmayacağını biliyorlardı. Ben de fark ettiğimde, kaç şehir varsa o kadar şehirde UCİM’in açılacağını biliyordum. Kötülük çabuk yayılan bir şey. İyilik daha çok emek istiyor. Çocukluğumuzdan beri hep bize böyle bir dünya anlatıldı. İyiler ve kötüler denildi. Aslında iyi de kötü de biziz. Bu bir yolculuk. Bu yolculukta sizin gibi kıymetli insanları tanıdığım ve en azından onların yolculuğuna birazcık hizmet edebildiğim için çok mutluyum. Bu ülkede ne kadar çocuk varsa, biz onlara eşit koşulda sevgi, yaşantıyı sunmak zorundayız ve bunun için ne gerekiyorsa yapmak zorundayız. Bütün bu sorunların nereden kaynaklandığını düşünüyorum. Bizim atalarımız, kadın ve erkeği eşit sayarken örneğin “Ben Hanım, bu da benim Han’ım” diye eşini gösterirken aynı zaman diliminde başka bir coğrafyada kız çocukları diri diri toprağa gömülüyor. Siz, aynı inanca mensup olmak için kadınlara ilişkin kendi kültürünüzü, o düşük kültüre doğru çekerseniz böyle sapmalar meydana gelir. Oysa bizim kültürümüz kadını kutsar. Bunlara ne kadar yabancılaşıyorsak, bence kendimize de o kadar yabancılaşıyoruz. O yüzden de UCİM’in bir öze dönüş hareketi olduğunu düşünüyorum. Burada politik, siyasi, dini inanç ya da herhangi bir ayrım gözetilmeden hizmetle yola çıkılıyor olması hepimiz için çok büyük bir umut. Hizmet ne demek? İhtiyaç gördüğümüzde o ihtiyacı karşılayacak şey bizde varsa ve biz bunu karşılayabiliyorsak hizmet yapmış oluyoruz. Bir olmak, dünyanın birliğini kendi içimizde hissetmek, aynı duygularla, aynı düşüncelerle, aynı amaçla bir yere yönelmek insanların tüm benliklerini ortadan kaldırıyor. Biz bu ülkeyi sadece çocuklardan emanet olarak taşıyabiliriz içimizde. Yoksa birçok kötü örneği sıralayabiliriz” dedi.

 

CEYLAN: “ÇOCUKLARIN DÜNYASI ACI DOLUYMUŞ”

Öngel’den sonra konuşma gerçekleştiren UCİM Genel Başkan Yardımcısı Yücel Ceylan, çocuk yetiştirmenin zorluğuna dikkat çekti. UCİM sayesinde çocuklarla ilgili çok şey öğrendiğini ifade eden Ceylan, çocukların bilinçsizce büyütüldüğünün altını çizdi. Ceylan; “Kutlu bir yol, kutsal bir mücadele ve bu mücadelede herkese ihtiyacımız var. Hiç kimse demesin ki ben ne yapabilirim? Eğer Yücel Ceylan bir şeyler yaptıysa inanın sizler çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Saadet Hocayla yolum kesişmeden önce çocuk istismarının ne demek olduğunu bilmiyordum. Çocukların geleceği ile ilgili sadece çocukları okutmalıyız, onları sevmeliyiz, sahip çıkmalıyız derdim. Çocukların yaşadığı acılardan hiç haberim yoktu. Çocuklar sokakta para istiyorsa para veriyordum, su satıyorsa suyundan alıyordum ve ben vatandaş olarak çok huzurlu hissediyordum kendimi. Saadet Hocadan sonra şunu gördüm ki; çocukların dünyası acı doluymuş. O küçücük bedenleri, ruhları ne acılar çekiyormuş. Kimlerden çekiyorlarmış? Kendi ailelerinden, onları doğuranlardan, yetiştirenlerden, eğitim verenlerden, dini bilgiler verenlerden. Çocuklar aslında çok huzursuzmuş. Bu dünya onlar için cehennemmiş. Ne kadar bilinçsizce çocuk büyütmüşüz. Ben de bu şekilde büyütmüşüm. Şimdi benim çocuklarım yetişkin ve bana ne deseler ben kızmıyorum onlara. Çünkü aynaya baktığım zaman düşüncem şu; çocuklarıma acaba bilmeden acı çektirdim mi? Çocuklarıma bir zarar verdim mi? Bundan sonra ne yapabilirim diye düşünüyorum. Çocuk yetiştirmek çok zor. Biz çocuklarımızı hafife almışız. Çocuklarımız daha küçükken sen avukat olacaksın, sen doktor olacaksın, sen şöyle olacaksın dedik. Aslında çocuklarımızı nasıl yetiştireceğimizi bilmiyormuşuz” ifadelerini kullandı.

 

 

“BİZ SAĞLIKLI BİREYLER YETİŞTİRMEK ZORUNDAYIZ”

UCİM’i kurmanın kendilerine nasip olduğunu belirten Ceylan, ilerleyen zamanlarda UCİM’in ülkenin gurur duyacağı bir STK haline geleceğini söyledi. Ceylan, “Ben dünyada bir benzeri olduğunu düşünmüyorum. Çocuk alanında, bu kadar çocuk istismarına eğilmiş, çocuklarımızın yanında olan ve bu desteği zengin, yoksul ayırmadan yapan şu ilin, bu ilin ayrımını yapmadan, bütün çocuklarımıza ulaşmaya çalışan kutsal bir mücadele. Bu mücadele kutsal çünkü başkasının iyiliği için, dünyanın güzelleşmesi için mücadele eden bir yapı. Bir iyilik hareketi. Herkes elinden geleni yapmalı. Kimse bana dokunmaz demeden hareket etmeli. Bugün bu dünyada cinayetler işleniyorsa, kadına şiddet varsa, insanlar birbirini dolandırıyorsa, her şey sağlıklı bir bireyin yetişmemesinden dolayı. Biz sağlıklı bireyler yetiştirmek zorundayız. Bizim görevimiz bu. Dünyaya geliş amacımız da bu aslında. Bizim en büyük sorumluluğumuz, bizden sonraki nesillere çok daha güzel bir dünya bırakmak. Onun için de emin olun, bir ağaç yetiştirmek, bir hayvana sahip çıkmak, doğaya sahip çıkmak ve en nihayetinde çocuklarımıza sahip çıkmak, çocuklarımızın geleceğini gerçekten hazırlamak için UCİM’e çok ihtiyacımız var. UCİM yüzyıllarca kalmalı bu ülkede. İnşallah çocuk istismarı minimum seviyede olsun ama UCİM’le yetişen gençler dünyayı yönetecekler. Bu gençlerimiz ruhsal olarak da çok iyileşiyorlar. Başka insanların acısı için mücadele ediyorlar, yarının gençlerine sahip çıkıyorlar. Ben istiyorum ki Türkiye’yi UCİM gençlikleri yönetsin” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

 

ÖZKAN: “ÇOCUKLAR GÜVENDİKLERİ ORTAMDA SUSTURULA SUSTURULA HER GÜN İSTİSMAR EDİLİYOR”

Ceylan’dan sonra konuşmalarını yapan Genel Başkan Saadet Özkan, çocukların yaşadığı sorunları, bu sorunları çözmek için uğraştıklarını ve uğraşmaya devam edeceklerini dile getirdi. 20 günlük proje lansmanını çok iyi değerlendirdiklerini ifade eden Özkan, “ Hiç uyumadık. Güzel anılar edindik. Kurumsallaşmak adına bir tık öne çıkardı. Ben bugün bizi gazetelerinde, köşe yazılarında ve bugün daha fazla kurumsallaşmamıza sebep olan insanlara da ayrıca teşekkür ediyorum. Hayat bir teşekkürden ibaret. Bize daha güçlenmemiz için çok şey öğrettiler. UCİM’i ilk kurduğumuz zaman ben bir kamyoncu otelinde kalmıştım. Sabah kalktığımda Arzu Hanım gülerek bana bakmıştı çünkü ben müzik açıp dans ediyordum. Enerjimizi iyi tutmamız lazım. Çünkü o mutlulukla insanların hayatlarına dokunabiliriz. Köy okulunda göreve başlayacağım zaman dünyanın en mutlu insanı olarak göreve başladım. Bizler çocuklara takım çalışmasını, birlik bilincini unutturduk. Büyüdükçe insanları bireyselleştirirler. Ben o köy okuluna gittiğimde, nefes aldım. Oksijen aldım. Ama bir istismarcıyı tanıma kısmına geldiğinizde aldığınız eğitimler yetmiyor. İstismarcı profili yok, tanımlayamıyorsunuz. Ve o çocuklar bir günde size ben istismara uğradım diye gelmiyor. Bu zaten en sevdikleri, en güvendikleri ortamda çocuklar susturula susturula her gün istismar ediliyor. Çünkü ilk başta çok iyi sevindikleri sanıyorlar. Beni seviyor diye düşünüyorlar. Çocuklar bunları kendi aralarında konuşmaya başlıyorlar. Bütün bunları olay bittikten sonra öğrenmiş biriyim ben. Çocuklarınız bir başka sınıfa geçtiklerinde, şarkı söylemez, üzgün bir şekilde gözünüzün içine bakmaya başladıkları zaman bir terslik olduğunu anlarsınız. Çocuklar aslında size çok şey anlatıyorlar. Kendi hayatınız güzel giderken başka hayatlar güzel gitmediğinde kendinizi sorumlu kılıyorsunuz. Vicdan insanın içindeki Tanrıdır” dedi.

 

“BİZ UCİM’LE VE İSTİSMARIN KENDİLERİNİN SUÇU OLMADIĞINI ÇOCUKLARA ANLATIYORUZ”

Özkan, UCİM’de var olan insanların başkalarının acısı için mücadele eden insanlar olduğunu dile getirerek, “Enerjisi çok yüksek, eğlenceli, mizah duygusu kuvvetli insanlar var UCİM’in içinde. Çocukluk kısmını ayırıyoruz, çünkü o her şey, o ordu işte. O ordular o kadar önemli ki, hayatta hep karşınıza çıkıyorlar. Çocuğun çocuk olarak yaşaması, yetişmesi ve aynı duyguları diğer çocuklara yaşatmak, hissettirmek gerekiyor. Çocuklar bizim minyatürlerimiz değiller, onlar bize ait değiller, onlar kendileri dünyaya geldikleri andan itibaren deneyimleri bizden daha farklı. Biz UCİM’le çocuklara kendilerinin değerli olduğunu, yaşadıkları ihmalin ve istismarın kendilerinin suçu olmadığını onlara anlatıyoruz. Misal Elmalı Davası; davada koca koca adli tıp profesörlerinin orada adli tıp raporları var. O adli tıp raporlarında çocukların cinsel istismarı yaşadıklarının ayrıntıları var. Biz UCİM olarak çocukların unutulma hakları oldukları için ve bu anlamda kurulduğumuz bir dernek olduğumuz için hiçbir ayrıntıyı basına vermedik ve vermeyeceğiz, veremeyiz. O çocuklar büyüyecek, o çocukların bir hayatı olacak. Bizler bunun gibi binlerce davaya gidiyoruz. Biz ailelere diyoruz ki çocuklara olağan şekilde davranın, farklı davranmayın, normal hayatlarında olduğu gibi davranın diyoruz” ifadelerine yer verdi.

 

“BİZ BİR ŞEYİ DEFALARCA ANLATMAYA DAYANAMIYORUZ. ÇOCUKLARA ANLATTIRIP ANLATTIRIP DURUYORUZ”

Davalarda yaşadıkları sorunlardan da bahseden Özkan, bu dava süreçlerinde çocukların yanlarında olduklarını dile getirdi. Özkan, “Bir dava başladığında üç sene devamlı gittiğimiz dava bile var. Değişiyor, sonra bize verdikleri cevap; çelişki var diye. Adalet Akademilerini kurmazsak, çocuk psikiyatrları, adli tıpçılar eğitim vermezlerse biz nasıl anlatacağız o çelişkilerin sebeplerini? Çünkü çocuğa konuşması yönünde destek veriyoruz, sonra sağaltım yapmak zorundayız ve biz sağaltıma başladığımız zaman çocuk hatırlamak istemediği bazı kısımları da anlatıyor ve sonra karşı taraf diyor ki çelişki var. Bu çelişki mi oluyor ki? Biz diyoruz ki o zaman çocukları belli merkezlere gönderelim ve örselenmeden raporlar gelsin, bizi bekletiliyor saatlerce, günlerce ve hatta yıllarca ve sonra gelen cevaplar bütün buralara gitmelerine ret şeklinde oluyor. Bu çocuklar bir dava sonuçlanana kadar defalarca kez konuşuyorlar, olayın psikolojisini atamıyorlar üstlerinde. Bu çocuklar rehber hocalarına anlatıyorlar, Çocuk İzlem Rehberi’nde, adli tıpta sonra bir üst adli tıp kurumunda daha anlatıyorlar, böyle defalarca anlatıyorlar. Bunlar çocuk çocuk. Biz bir şeyi defalarca anlatmaya dayanamıyoruz. Çocuklara anlattırıp anlattırıp duruyoruz, yakınları gelir, arkadaşları gelir, en sevdikleri gelir her birine teker teker anlat diyoruz, bu böyle olmaz. Dünyada örnekleri var. İstismara uğrayan çocuk gidiyor bir defa anlatıyor ve sonra çıkıp geliyor. Biz daha UCİM’in önleme ofislerinin ne işe yaradığını anlatmaya çalışıyoruz. Bizlere diyorlar ki merkez kelimesi adı altında değil de ofis adı altında danışmanlıklar açın deniliyor. Çok sabırlıyız, çünkü ulaşacağımız çocuklar var, ulaşacağımız yarınlar var. Biz bol bol ücretsiz eğitim vermişiz; 250 bin üniversite öğrencisine konuşmuşuz, sosyal medyadan 40 milyon kişiye ulaşmışız, okullara, çocuklara, ailelere ulaşmışız. Misal sadece İstanbul’da 374 davaya gitmişiz ve sadece İstanbul’da. Ülkenin her yerinde çocuklar için mahkeme koridorlarında beklemişiz ama biz oralarda çocukların gözlerimize bakan gülen gözlerini. O davalara yüzlerce insan katıldı. Örneğin Tarsus’ta sözde imam davasında binlerce insan o çocuk için oraya geldi ve o çocuğa destek oldu. Orada çocuk da kendine olan güvencini yitirmemiş oluyor ve hayata daha sıkı sarılmış oluyor” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

 


Etiket:


Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

 
 
  SOSYAL MEDYA
 
 
  GAZETEMİZ
 
 
  BASIN İLAN
 
 
  HAVA DURUMU
 
 
  FACEBOOK
 

 
 
 


 

Siteden yararlanırken yayın politikamızı okumanızı tavsiye ederiz. mersinhakimiyet.com © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. mersinhakimiyet.com basın ve yayın meslek ilkelerine uyar.

URA MEDYA