Ağırel: “Ülkemiz son derece zengin ama kaynaklar eşit ve adil dağıtılmıyor”
Tarih:
14 Ekim 2021 Perşembe 14:09
Mersin Milletvekili Av. Alpay Antmen moderatörlüğünde medya, ekonomi ve yoksulluk üzerine gerçekleşen panelde konuşan Murat Ağırel, “İmkansızlıklar yıllardır bizim çocukluğumuzdan beri süre geliyor, kırk iki yaşındayız. Bu zamana kadar da değişmediğini en canlı şekilde görüyoruz. Bize yoksulluğu kader olarak tanıtan bizi idare eden insanların aymazlığından. Çünkü asla yoksulluk bir kader değil. Yegane sebebi yolsuzluktur. Ülkemiz yer altı ve yer üstü zenginlikleriyle inanılmaz derecede zengin bir ülkedir. Ama eşit, adil dağıtılmadığı için ne yazık ki bu kaynaklar sadece belli bir dilin içerisindeki insanlar tarafından kullanılıyor” dedi.
Haber- Behzat Özgür Beyazlar
Mezitli Belediyesi Kültür Merkezi’nde CHP Mersin Milletvekili Av. Alpay Antmen moderatörlüğünde medya, ekonomi ve yoksulluk üzerine bir panel gerçekleşti. Panele konuşmacı olarak Özlem Gürses Murat Ağrıel, Timur Soykan, Ozan Gündoğdu katılırken, Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan ve davetliler de panelde yer aldı. CHP Mersin Milletvekili Av. Alpay Antmen moderatörlüğünde gerçekleşen panelde konuşan Murat Ağırel, çocukluğunda yaşadığı sıkıntıların günümüzde de devam ettiğini ve bu durumun kendisini üzdüğünü dile getirdi. Ağırel, “İmkansızlıklar yıllardır bizim çocukluğumuzdan beri süre geliyor, kırk iki yaşındayız. Bu zamana kadar da değişmediğini en canlı şekilde görüyoruz. Bize yoksulluğu kader olarak tanıtan bizi idare eden insanların aymazlığından. Çünkü asla yoksulluk bir kader değil. Yegane sebebi yolsuzluktur. Ben bu yolsuzluğun tanımında öyle bunu gibi yapmak istemiyorum. Ülkemiz yer altı ve yer üstü zenginlikleriyle inanılmaz derecede zengin bir ülkedir. Evet bizim inanılmaz bir kaynağımızdır. Ama eşit, adil dağıtılmadığı için ne yazık ki bu kaynaklar sadece belli bir dilin içerisindeki insanlar tarafından kullanılıyor. Çok şükür demeye çalışıyoruz. İzlediğiniz dizilerde Televizyon ekranları çıkar insanlarda. Okullarda ve çevrenizdeki bütün insanlar Anadolu'nun kadim sözlerinin hepsi değişti. Artık biz her şeye inşallah maşallah çok şükür Allah'a bin şükürler vardı. Hayır, kardeşim burada yolsuzluk var dediğimiz zamansa bizi daha ötekileştiriyor. Çünkü bize yapmaya çalıştıkları aslında şu; kuyunun dibinde yaşayan insanlar gökyüzünü, kuyunun ağzı kadar görürler. Ve bizi kuyunun dibinde yaşamamızı istiyorlar ve gökyüzünde ancak o kuyunun ağzı kadar görmemizi istiyorlar. Diğer tarafları görmemizi istemiyorlar. Öğrenmemizi istemiyorlar. Ortaya atılan vergileri de bir şekilde yalanlamaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.
AĞIREL: “BUGÜN BİZ YOKSULLUĞU YAŞIYORUZ”
Türkiye’de AK Parti iktidarlığı döneminde toplam dört buçuk trilyon dolar vergi toplandığını öne süren Ağırel, “Dört buçuk trilyon dolar özel kestirmelerine dair 76 yılda toplanan verginin 16 katı kadar vergi olamaz. Elde ettikleri bu vergilerden yaptıkları yatırım olarak hiçbir şey yoktur. Ve bugün biz yoksulluğu yaşıyoruz. Ne yaptılar? Bu yoksulluğu kabul edebilmemiz için eğitim çökerttiler. Eğitim çökerterek oradaki çocuklarımızı kader ya da fıtrat kelimeleriyle ailelerine soktular. Ama o dönemdeki bu siyasi canlılara destek veren insanın uyarılarını dinlemeyip diğer kitapları, diğer konusundaki politikacılara uyarlarını dinlemeyin. Allah'ın takdiri diyeceğiz. Deprem binalarının temelinin çürüklüğünü göstermeyeceğiz. Çünkü diyeceğiz ki Allah'ın takdiri ilahi. Açlık sınırını anlatıyoruz. Açlık sınırına geldiğimiz zaman belli bir noktadan sorabileceğiz ki çok şükür. Tabii milletvekili çıkacak, diyecek ki, ekmek olmuşsa zaten karnı doyuyordu diyor. Sokağa, yanınıza gelen bir amca, hemen cep telefonunuzu çıkartacak, onun üzerine lüks görecek. Bizim hak etmediğimizi düşünecekler. Ama kendi ayrıcalıklı sınıfı içinse en üst noktadaki en büyük hakları hak görecek. Sadece hırsızlık anlamında değil yoksulluğun genel kavramı aslında çok farklı şekilde yapılıyor” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin geleceğinden endişe duyduklarını da dile getiren Ağırel, “Bunu görüyoruz, bakın Türk malı bugüne ve evraklar yayınladı iki gündür. Gazeteci arkadaşımın Metin Çer bunun sosyal medyasından paylaştılar, biz de doğruladık bildiğimiz haberleri paylaşıyoruz. Bunlar aslında sadece geçmiş dönemden beri bizim haykırıp sesimizi duyduramadığı şeyler. O belgeler doğrudur diye, sızdırılmıştır dedi. Yani hemen moderatörün bir araya gelip hain alçak FETÖ darbesinden sonra beş bin civarında hakim ve savcı meslekten ihraç edildi, yargıladılar, cezalandırarak. Onun yerine mesleği alan beş bin civarında, altı bin civarında hakim ve savcı savcının zaten bir kısmının TÜGVA referansından olduğunu gördük. Tarikatlardan, cemaatlerden böyle yargıya atılan işler. Referans olmayan hiç kimse adalet, savcı olamadı, 16 tanesinden sonra. Ama günün sonunda o yapılar onların, kullanıyor. Bu çok hazin bir şey. Gençlerin ölümlerden bölünmeyen bu. Yani yoksul bir şekilde sokakta barınmak durumundalar. İşte bu çok sessiz, haklı bir politika örgütlerinden biriyle ilişkilendirilerek gidecekler. İşte benim kendi çatısı altında kendilerine bir umut arayacaklar. Bir gelecek arayacaklar” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
GÜRSES: “GAZETECİ, GAZETECİDİR ARKADAŞLAR”
Konuşmacı Özlem Gürses de dünyanın hiçbir yerinde muhalif gazeteci olmadığına dikkat çekerek, “İngilizceler referanslamak gerekirse otuz yaşındadır İngilizcede muhalefet kelimesi. Ya da hayatınızda güç duymamışsınızdır. Çünkü yoktur. Gazeteci, gazetecidir arkadaşlar. Kendi algı operatörleri ekranlarda yalaka denilmesinin bizim adımızı muhalif koydular. Biz gazeteciyiz. Aradaki fark şu. Biz mesleğimizi avukatımızla yapıyoruz. İki aydır kitleler üzerinden sürekli olarak pompalanan ekranlarda sizin kaynaklarınızla fonlanan iktidar medyasında sürekli yapılan eksik bilgiler ve manipülasyonla bir yolsuzluk ekonomisi inşa ettiler ve devam ettiler. Bu yoksun ekonomisinin bugünkü manzaraya o zaman haberlerini yapıyorlar. O ilişkiler anında içinden çıkmaya çalışıyoruz satıyormuş. Kim bu komisyon alıyormuş? Gidiyormuş. O paralarla hangi medya grupları nasıl? Ondan bir fonlanıyormuş. Bütün bunlar şu anda anlaşılmaya çalışıyor. Herhangi biri seçmenin, bir vatandaşın içinden çıkamayacağı kadar karmaşık ilişki yoktur. İşte bu yolsuzluk. E sonuç zaten yoksulluk. Başka bir çıkış yoktu ki bundan. Yani bu şekilde başlamış. Bu şekilde kurulmuş bir ekonomik model. Yarattığı bu medyayla sadece bunu yaratabilirdi zaten. Bunun başka bir sonucu yoktu” dedi.