Mersin Ticaret Ve Sanayi Odası, ekonomi paneli düzenledi




Tarih: 22 Ekim 2021 Cuma 19:16


Mersin Ticaret Ve Sanayi Odası, tarafından düzenlenen Mersin Ekonomi Zirvesi Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. 2021 Sonuna Doğru Dünya ve Türkiye Ekonomisi ile 2022 Beklentileri adı altında aralıklarla iki panel düzenlendi. İlk panelde Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu Moderatörlüğünde BlombergHT Genel Yayın Yönetmeni Açıl Sezen ve Gökhan Şen konuştu. İlk panelde 200 baz puanlık düşüş hakkında konuşulurken, enflasyonun ilerleyen senelerdeki durumu hakkında da konuşuldu.

Haber- Behzat Özgür Beyazlar

BlombergHT Genel Yayın Yönetmeni Açıl Sezen, Türkiye’de ekonomik model değişikliğinin olduğunu belirterek, “Bu model değişikliğine dahil genel görüş yaklaşık 15 senedir süren bir tartışma ama Türkiye’nin sıkı para politikasıyla enflasyonu düşürmek hem siyasi ilişkiler hem de ekonomik getirdiği farklı dinamikler, sistemin getirmiş olduğu sonuçlar dolayısıyla ekonomik modelin değişmesi gerektiği konusunda bazı görüş farklılıkları vardı. Bu farklılıklar çerçevesinde değerlendirmek lazım bunu. Kuru dönüştürebildiğim kadar değerlendirelim. TL’yi değersiz hale getirelim. Bu yolla ihracatı yukarı çekelim Türkiye’de ithal alım çok fazla. Dolayısıyla yaptığımız ihracatın içerisinde ithalat payı da yüksek kalıyor. TL’yi zayıflatıp kuru değerli hale getirsek bu ithalata pahalı hale gelince yerli üretimi sevk edebiliriz. Düşük bir kur yüksek bir faizle tutunmaya çalıştığımız zaman başarılı olamadığımız enflasyonun yüksek bir kur ve düşük faizle destekleyeceğimiz ekonomiyle fazla üreterek kapatabiliriz. Bunu bir model değişikliği olarak görebiliriz. TL’nin değersiz kılındığı, ithalatın çok öncelendiği. Sıkı para ve sıkı maliyet uygulanıyor. Benim anlatmaya çalıştığım böyle bir model uygulanıyor. O zaman bu zaman mı onu bilemiyorum” ifadelerini kullandı.

 

“DAR GELİRLİNİN ENFLASYONU ÇOK DAHA FECİ”

Gökhan Şen, enflasyonun ikinci plana atılıp atılmadığı konusuyla ilgili sorulan soruya yanıt vererek; “Çok konu var burada. Konu eskidi artık. Niye bu sene yapıldı da bir sene önce yapılmadı onu bilmiyoruz? 200 baz puan ne zaman yaparsınız? Mesela bir hastalık var, kıran girdi büyük bir şey geliyor sen talebin düşeceğini anlarsın, 200 baz puanı şak diye indirirsin. Başka nasıl olabilir? Enflasyonda çok ciddi bir düşüş olacaktır. Bir aciliyet olması lazım. Ben öyle bir aciliyet göremiyorum. Türkiye’nin potansiyel büyümesi, Türkiye’nin herhangi bir sıkıntı yaratmadan büyüyebilmesi 3 puanlara düştü. Merkez bankası açısından enflasyon problemi var. 2004 yılında enflasyon tek haneye düştü. Ondan bu zamana Türkiye’nin orta sınıfı, en dar gelirler ortanın bir üstü ve altı hiç bu kadar ezilmemişti. İlk defa böyle bir şey oluyor. Enflasyon tehdidi çok ciddi. Dar gelirlinin enflasyonu çok daha feci. Onlar yarın güneş doğarsa ne ala diyorlar. Çünkü ev kirası, yiyecek, ulaştırma bu kadar. Orta standartlarda bir araba eskiden 80 bin liraysa şu anda 350 bin lira oldu. Eğer ki annen baban yardım etmezse ev, araba alınamaz durumda şu anda. Enflasyonu 70 milyona sorabilirsin. Şu anda bulunduğumuz yerde bile kime sorsan bir kişi bile düşük demez. Ya da bu kadar faizleri indirmek gerekir mi desek kimse elini kaldırmaz. Faiz de durmuyor, kur da durmuyor bir de böyle deneyelim diyorlar. Türkiye enflasyon ile gerçekten mücadele etmiyor” şeklinde konuştu.

 

“ENFLASYON GEÇİCİ DİYEMİYORUM”

Enflasyonla mücadele edilmesi gerektiğini fakat bunun bazı sonuçları olacağını söyleyen Şen, “Ülkenin ekonomisi biraz yavaşlayacak, işsizlik büyük ihtimalle artacak. Fakat sonunda faizler düşecek. İş alemi açılacak. Eğer ki düşürmezsen yine işsizlik artacak, faizler artacak. Seçimlere 1,5 sene kaldı. Enflasyonu yavaşlatmak talebi de yavaşlatır diye düşünülüyor herhalde. Böyle bir şeye o yüzden geçildi. Küresel ekonomide daralmaya başladılar, riskler var. Tüm dünya enerji krizi ile karşı karşıya. Türkiye’de hanelere verdiği gazın 6 katı fiyat üstü gaz aldı. İyi de yapıyor, almak zorunda. Bugün Türkiye’de enerji fiyatları düşük desem gülersiniz ama bu düşük hali. 10 milyar dolar enerji zararı var. Sanayide gazın fiyatı iki katına çıktı, hanede de yüzde 60. Ama bu olmak zorunda. Depolar dolduruluyor. Enflasyon geçici diyemiyorum. Neresinden geçeceğini göremiyorum” dedi.

 

“BİZLER BİR YERDE BULUŞACAKSAK REFAHTA BULUŞMALIYIZ”

Açıl Sezen, dönemsel olarak enflasyonun tartışılabileceğini belirterek, enflasyonun bir yıllık artış hızı olduğunu ve bunun art arda 5 sene olması durumunda enflasyondan ziyade hayat pahalılığı olduğunu öne sürdü. Sezen, “İnsanların bunu ne kadar kaldırabileceği tartışılabilir bu noktadan sonra. 5 yıl içerisinde fiyatlar ikiye katlanabiliyor ama ikiye katlanan fiyatlar kadar ücretleri çıkarmaya başladığında ya da çalıştığında şirketlerin arasında çalışanlarına bunu ücret olarak ödeyebilecek olanlar var ödeyemeyecek olanlar var. Dolayısıyla insanlar yavaş yavaş refahlarından kaybetmeye başlıyorlar. hayat pahalılığını her yerden hissetmeye başlıyorlar. insanlar şu anda çarşıya, pazara çıktıklarında buna şaşırabiliyorlarsa şanslıyız. Hala düşük enflasyon beklentisi içerisinde olduğumuzu gösteriyor bize. Eğer burası bozulursa biz 90’lı yıllarda olduğu gibi maaşını alır almaz döviz vizelerine giden insanlardık. O zaman Türk lirası çok düşüktü. 2005’ten 2015’e kadar çok hızlı gayrimenkuller alınabildi. Neden oldu? Yüzde 70 olan 2001 krizi sonrasında sıçramış enflasyon Türkiye 3 yıl içerisinde yüzde 7’ye düşürdü. Enflasyon ile mücadele etti, yüzde 70’ten yüzde 7’ye 3 sene içerisinde geldik. Kamunun sırtındaki borç yükü bu sene içerisinde o kadar azaldı ki ve iktidar bunu o kadar geniş bir halk kitlesi ile paylaşma imkanı buldu ki bu Türkiye’de birçok şeyi düzeltti. Gayrimenkul sahip olma yaşı 55, 60’lardan 30’lara düştü. Gayrimenkul edinirken araba alma yaşı, elde edilecek süre 7-8 yıllardan 2,5, 3 yıllara kadar o dönemde düştü. Dolayısıyla insanların bu ev alma gibi hayaller insanların ihtiyaçları. Bizler bir yerde buluşacaksak refahta buluşmalıyız. Bunun bir yolu var ve dünyadaki bütün ülkeler bunu böyle uygulamışsa aksine bir şey denendiğinde bunun için iki seçenek sunulabiliyorsa bunun bir sonucuna varmak lazım. Modeller denenebilir, denenemez demiyorum ama o günün koşullarıyla bağlantılı olarak bağlanmalı” ifadelerine yer verdi.

 

“OLDUKÇA FAZLA BİR İŞSİZ NÜFUSUMUZ DA VAR”

Eskiden alım gücünün daha fazla olduğunu dile getiren Gökhan Şen; “Benim babam emekli olduğunda emekli maaşıyla bir ev almıştı ama ben şu anda emekli olsam ne bir ev alabilirim ne de bir araba. Şimdi telefonlara da artık 1+1 ev, 700 bin lira diye mesajlar gelmekte yani şimdiki gençler hayatları boyunca çalışsalar 1+1 ev satın alamazlar ancak çok şansı olanlar istisnai durumlarda alabilirler ya diğer ülkelerdeki gibi şirketler ev sahibi olacak ve bu evleri çocuklarımız kiralamaya başlayacak şu an ki durum oraya doğru gidiyor. Kaldı ki oldukça fazla bir işsiz nüfusumuz da var. Bir kere kur arttığı için, ihracat artacak diye bir kayıt yok. Sadece gıda sektöründe ihracat artmakta. Kısa vadeli ihracatçı kazanıyor gibi görünüyor ama sonra tekrar ihracat düşmeye başlıyor. İşsizlik ile ilgili konuşan; Biz uzun zaman sonra bir milyon kişi sanayide istihdam artırdık. Bu çok doğru ve iyi bir şey. Sanayi istihdamı daha kalıcıdır. Fakat 28 milyonun 5 milyondan 6 milyona çıkan 1 milyondan bahsediyoruz. Geri kalanlar da var. İhracatçılar kalkınırken buralar da ne oluyor bir bakmak lazım. 2022’de ne konuşulacak; enflasyon beklentilerini bu yıl için yüzde 20’lerde düşünüyorlar. Bu ortamda faiz ne kadar hızlı ilerleyecek, ilerlerken acı eşiği var mı ve o acı eşiği neresi onu görmek lazım. Öngörülebilirlik hiç bu kadar düşmedi” diye konuştu.

 

 


Etiket:


Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

 
 
  SOSYAL MEDYA
 
 
  GAZETEMİZ
 
 
  BASIN İLAN
 
 
  HAVA DURUMU
 
 
  FACEBOOK
 

 
 
 


 

Siteden yararlanırken yayın politikamızı okumanızı tavsiye ederiz. mersinhakimiyet.com © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. mersinhakimiyet.com basın ve yayın meslek ilkelerine uyar.

URA MEDYA