“Kadınlar toplumun her aşamasında olmaya devam edecek”




Tarih: 26 Kasım 2021 Cuma 15:52


Mersin Kadın Platformu 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü kapsamında basın açıklaması düzenlendi. Açıklama öncesi kadınlar Kushimoto Sokağı’nda yürüyüş gerçekleştirdi. Platform adına konuşan Derya Narlı, “Biz kadınlar toplumsal alanın her aşamasında varız ve var olmaya devam edeceğiz. Dünya emeğimiz üzerinde dönüyor. Hayatlarımıza ve emeğimize sahip çıkmaya her koşulda devam edeceğiz” dedi.

Haber- Behzat Özgür Beyazlar

Mersin Kadın Platformu 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü kapsamında yürüyüş düzenlendi. Mersin Kushimoto Sokağı’nda sloganlarla başlayan kadın yürüyüşü, Özgecan Aslan Meydanı’nda basın açıklaması yapılmasıyla birlikte son buldu. Basın açıklamasını Kadın Platformu adına Zeynep Ersürer gerçekleştirdi. 25 Kasım’ın öneminden bahsederek açıklamasına başlayan Ersürer, “25 Kasım 1960'da Dominik Cumhuriyeti’nde faşist diktatör Trujillo’ya karşı mücadelenin öncüsü olan üç kız kardeş; Maria Mirabel, Minerva Mirabel ve Patria Mirabel diktatörün askerleri tarafından katledildi. Kod isimleri Kelebekler olan Mirabel Kardeşler 61 yıldır dünyanın dört bir yanında erkek-devlet şiddetine karşı direnen kadınların özgürlük mücadelesinde yaşıyor. Her 25 Kasım’da Kelebekler’in kanat çırpışını direngenliğimizle, inadımızla, isyanımızla sokaklara taşıyoruz. Bu 25 Kasım’da da hayatlarımız, haklarımız ve birbirimiz için sokaklardayız” dedi.

 

“SUSMUYORUZ, KORKMUYORUZ, İTAAT ETMİYORUZ”

25 Kasım’da dünyanın dört bir yanında kadına şiddete karşı bir olduklarını belirten Ersürer,”Eşitsizliğe, yoksulluğa, savaşa, nefrete, erkek devlet şiddetine karşı tüm renklerimizle, isyanımızla sokakları, meydanları dolduruyor mücadeleyi birlikte örüyoruz. Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz.

Kadın hareketinin mücadelesi ile imzalanan İstanbul Sözleşmesi'nden bir gece yarısı hukuksuzca geri çekilen, katilleri meclis sıralarında oturtan, faillere verdiği cezasızlıkla şüpheli kadın cinayetlerinin önünü açan, yaşamak için kendisini öldürmek isteyen fail erkeğe öz savunma uygulayan kadınları cezalandıran, faillere kurmadıkları barikatları kadınlara kuran, LGBTİ+’ları hedef göstererek nefreti örgütleyen AK Parti iktidarının ve beslendiği erkek şiddetinin karşısında susmuyoruz, korkmuyoruz, birbirimizi, yaşamımızı, hayatımızı savunmaya devam ediyoruz” şeklinde konuştu.

 

“ERKEK ŞİDDETİ HER GÜN EN AZ 3 KADINI ARAMIZDAN ALIYOR”

Basın açıklamasına Kadın Platformu adına devam eden Derya Narlı da Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinden sonra kadına karşı şiddetin artığını söyleyerek, “Kadınları şiddete karşı koruyan 6284 uygulanmıyor. İktidarın kadın düşmanı ve cezasızlık politikalarından güç alan erkek şiddeti her gün en az 3 kadını aramızdan alıyor. İstanbul'da Başak Cengiz’i sokak ortasında öldüren katil ‘savunmasız olduğu için onu öldürdüm’ diyebiliyor. Faillerin keyfi bir şekilde kadın cinayetlerini meşrulaştıran ifadeler kullanması tesadüf değil! İstanbul Sözleşmesi’ni feshederek kadın cinayetlerinin önüne geçmek için caydırıcı cezalar uygulamayanlar ve kadın düşmanı açıklamaları ile kadınları hedef haline getirenler bu cinayetin sorumlularıdır. Şiddeti önlemek yerine varlığını sürdürmek için şiddeti araç haline getiren, kadınların, LGBTİ+'ların yaşamlarını şiddetle kuşatan erkek ittifakı karşısında hayatlarımızdan ve birbirimizden vazgeçmiyoruz. Ellerimizi ve sesimizi birleştirerek dayanışmayı ve mücadeleyi büyütüyoruz” diye konuştu.

 

“DÜNYA EMEĞİMİZ ÜZERİNDE DÖNÜYOR”

Pandeminin kadınlara karşı eşitsizliği daha fazla arttırdığına dikkat çeken Narlı, “Pandemi boyunca da ekonomik ve sosyal güvenceden yoksun bırakılırken, daha fazla yoksullaşıp, işsizleşip, güvencesiz-  kayıt dışı çalışma koşullarında sömürülürken, istihdamdan kopup hane içi tüm bakım yüklerini karşılıksız olarak yüklenmek zorunda kalırken,  şiddet ve istismar tehdidi altında yaşamaya zorlanırken,  çözüm üretmek yerine kadına yönelik şiddeti ve istismarı meşru gören bu anlayışı, ürettiği politikaları ve uygulamalarını kabul etmiyoruz. Biz kadınlar toplumsal alanın her aşamasında varız ve var olmaya devam edeceğiz. Dünya emeğimiz üzerinde dönüyor. Hayatlarımıza ve emeğimize sahip çıkmaya her koşulda devam edeceğiz. Diyanetin fetvalarıyla hayatlarımızın her anına makbul kadın sınırları dayatılıyor, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiren bir kurumun her yerde açtığı aile irşat büroları ile kadınlar aileye kapatılmaya, aileden çıkış imkansız hale getirilmeye çalışılıyor. Diyanetin fetvalarıyla erken yaşta evlilikler, çocuk istismarı meşrulaştırılıyor” ifadelerine yer verdi.

 

“İŞ YERLERİNDE TACİZE DAHİ SUSMAMIZ İSTENİYOR”

“Ekonomik krizin bir etkisi olarak TL’nin çok hızlı bir biçimde değer kaybettiği şu günlerde kadınlar geçinemiyor!  Geçinememenin yanı sıra erkeklik krizinin bu kadar açık ve ağır yaşandığı, erkek şiddetinin her geçen gün arttığı bu süreçte, ekonomik krizin sonuçları bize daha fazla şiddet, yoksulluk ve güvencesizlik olarak yansıyor” diyen Narlı, “Daha esnek ve güvencesiz çalışmaya mecbur bırakılıyoruz. Veya hakkımızı aramak istediğimizde bizi işten çıkarmayla tehdit ederek koşullarımıza razı olmamız, hatta uğradığımız mobbinge, tacize dahi susmamız isteniyor. Bizler insanlık dışı çalışma koşullarında hayatta kalmaya çalışıyoruz. İşyerlerinde kadın olduğumuz için, LGBTİ+ olduğumuz ayrı şiddet biçimleriyle, ayrımcı politikalarla, ciddi yoğun emek sömürüsü altında çalışıp en asgari koşullarda hayatta kalmaya çalışıyoruz. İşten çıkarılıp evden esnek, güvencesiz çalışmaya hapsedilmeyi veya işsiz kalmayı kabul etmiyoruz, krizin faturasını bu krizi yaratanlar ödeyecek” dedi.

 

“HAKLARIMIZA SAHİP ÇIKIYORUZ”

Narlı’dan sonra konuşan Gülbahar Şöfer ise eşitsizliğe karşı mücadele vermeye devam edeceklerinin altını çizerek, “Gücümüzü kadın dayanışmasından alıyoruz. Her kim İstanbul Sözleşmesi’nin geçerliliği yoktur derse, karşısına ‘İstanbul Sözleşmesi biziz’ diyerek dikiliyor, hayatlarımıza, haklarımıza sahip çıkıyoruz. Kadınları erkeğe, sermayeye ve devlete daha da bağımlı hale getirmek için her türlü krizi fırsata çevirmenin hesabını yapanlara karşı sesimizi yükseltmek hesap sormak için isyandayız!

Emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz üzerindeki binlerce yıllık erkek egemen sömürü düzenine karşı isyandayız! Sermayeye, ranta, savaşa aktarılan bütçeye karşı toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe hakkımıza sahip çıkmak için isyandayız! Fetvalarıyla ne giyeceğimizi, ne söyleyeceğimizi, nasıl yaşayacağımızı, erkeğe biat ve itaat etmemizi dayatarak  bize sınır çizenlere karşı isyandayız!

“İstanbul Sözleşmesinin fesih kararına karşı İstanbul Sözleşmesi uygulansın demek için isyandayız!

Her türlü yasağa ve baskıya karşı eşitlik ve özgürlük için isyandayız! Her gün erkek devlet şiddetiyle katledilen kadınlar için isyandayız! İşsizliğe, yoksulluğa, güvencesizliğe, gericiliğe, tacize, tecavüze, istismara, kadın katliamlarına karşı isyandayız! Ölüme karşı yaşamı, savaşa karşı barışı, Nefrete karşı gökkuşağını savunmak için isyandayız! Hakkımız olanı ancak sokaklarda olarak alacağımızı, evde, işte,   sokakta, cezaevinde, okulda ve yaşadığımız her yerde mücadeleyi büyütürsek kazanacağımızı biliyoruz” şeklinde konuştu.

 


Etiket:


Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

 
 
  SOSYAL MEDYA
 
 
  GAZETEMİZ
 
 
  BASIN İLAN
 
 
  HAVA DURUMU
 
 
  FACEBOOK
 

 
 
 


 

Siteden yararlanırken yayın politikamızı okumanızı tavsiye ederiz. mersinhakimiyet.com © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. mersinhakimiyet.com basın ve yayın meslek ilkelerine uyar.

URA MEDYA