Hak-İş Konfederasyonu Mersin İl Başkanı Hizmet-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı Mehmet Yüce, HAK-İŞ Mersin Kadın Komite Başkanı Alev F. Ceran ve Kadın Komite üyeleri ile birlikte 25 Kasım 2021 tarihinde Cumhuriyet Meydanında “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” sebebiyle yürüyüş düzenleyerek bir basın açıklaması yaptı.
Ulu Camiiden başlayan yürüme sonrası Cumhuriyet alanında yapılan açıklamaya, Konfederasyona bağlı sendika başkanları ve yöneticileri, Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak ile çok sayıda HAK-İŞ Kadın Komite üyeleri ve basın mensupları katıldı.
HAK-İŞ olarak kadına şiddetin her türüne, baştan bu yana karşı olan ve bunun önlenmesi konusunda sadece konuşan değil, bunun gereğini yerine getirmeye çalışan bir yerde durduklarını belirten YÜCE, “Şiddeti sadece fiili şiddet olarak görmüyoruz. Psikolojik, cinsel ve daha pek çok adını sayamadığımız şiddet yöntemlerinin her birine karşıyız” diye konuştu.
“ŞİDDETİ SADECE FİİLİ ŞİDDET OLARAK GÖRMÜYORUZ”
Mehmet Yüce, açıklamasında şunları kaydetti:
“Kadına şiddet konusunda yürütülen etkinliklere bir yenisi ilave etmek ve bu çalışmaları kamuoyuyla paylaşmak, gündeme getirmek ve şiddetin önüne geçilmesi hususundaki gösterilen çabalara bir yenisini eklemek için böyle bir program tertip ettik.
HAK-İŞ olarak kadına şiddetin her türüne, baştan bu yana karşı olan ve bunun önlenmesi konusunda sadece konuşan değil, bunun gereğini yerine getirmeye çalışan bir yerde duruyoruz. Şiddeti sadece fiili şiddet olarak görmüyoruz. Psikolojik, cinsel ve daha pek çok adını sayamadığımız şiddet yöntemlerinin her birine karşıyız.
Kadınların yaşadığı coğrafya, inançları ve yaşam tarzı gözetmeksizin bütün dünyada şiddet görüyorlar. Ne yazık ki kadına şiddeti, kadını katletmeye kadar götürülen bir ülkenin insanıyız. Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadına yönelik şiddetin her boyutunu yaşıyoruz ve görüyoruz. Peki bu konuda ne yapmalıyız? HAK-İŞ olarak kadına şiddete karşıyız derken ne yapılması gerektiğinin de cevabını ortaya koymamız gerekiyor. Öncelikli olarak HAK-İŞ üyesi kadınlarımızı sendikalarda güçlendirmek, etkin hale getirmek ve sendikal mücadelenin içerisine dahil etmek ve sendikal mücadelede liderlik anlamında yeni hedeflere doğru onları sevk etmeye çalışıyoruz.
Bütün emekçi kadınları HAK-İŞ’e üye olmaya davet ediyoruz. Sendikalarda kadınlar kendilerini daha rahat ifade edebilir ve kendilerine daha rahat alanlar açabilirler.
“KADIN KOMİTEMİZLE ÇIĞIR AÇTIK”
HAK-İŞ olarak kadın komitemizle çığır açtık. Ancak bütün bunlara rağmen, hem ülkemizde hem de dünyamızda şiddetin devam ediyor olması yeni adımlar atmamıza, yeni çözümler bulmamıza bizi mecbur bırakıyor ve zorluyor. O yüzden kadınlar, bu şiddetin mağduru olanlar ve bu şiddete maruz kalanlar, her türlü şiddetin faturasını ödeyen kadınlar bu sorunları tek başlarına çözemezler.
“KADIN VE ERKEĞİ FITRATTA FARKLI, HAKLARDA EŞİT OLARAK GÖRÜYORUZ”
Kadına şiddet sorununun çözümünde sadece kadının değil, kadınla birlikte erkeklerinde mücadele etmesi gerekiyor. Kadınların ve erkeklerin ayrışmadığı, birlikte bu sorunu çözme konusunda beraber çalıştığımız bir yapıyı inşa etmeliyiz. Biz HAK-İŞ ailesi olarak kadın ve erkeği fıtratta farklı, haklarda eşit olarak görüyoruz. Haklarımız eşitse uğradığımız haksızlıklara ve şiddete karşı, ayrımcılığa karşı mücadele ederken haklarımızı talep ederek bunu yapacağız. Bunu yapmanın yolu da öncelikli olarak örgütlenmeden geçiyor. Hem örgütleyeceğiz, hem de örgütleneceğiz. HAK-İŞ’te örgütleneceğiz, HAK-İŞ’li sendikalarımızda daha fazla kadın üyemizle, daha fazla kadın sendikacımızla geleceği inşa edeceğiz.
“MESELEYİ YALNIZCA 25 KASIM KADINA ŞİDDET GÜNÜ OLARAK GÖRMÜYORUZ”
Sendikalarda etkin görevler alarak, sendikacılığın her alanında kadın elinin değdiği bir HAK-İŞ geleceğe güvenle bakan, geleceği güvenle inşa eden bir HAK-İŞ olacaktır. Onun için biz meseleyi sadece 25 Kasım kadına şiddete karşı bir gün olarak değil, bütün bir yılı kadınla ilgili çeşitli etkinliklerimizi gerçekleştirerek yapıyoruz. Onun için bu etkinliklerimizi bundan sonra da çeşitli vesilelerle gündemde tutmaya kararlıyız. Bugünün kadına her türlü şiddetin reddedildiği, kadınlarla tam bir dayanışma içerisinde geleceği birlikte inşa etme kararlılığımızı bir kez daha buradan ifade ediyor, hepinize şiddetsiz bir gün ve bir yıl diliyorum.”
HAK-İŞ Kadın Komitesi Başkanı Alev Fadime Ceran ise Kadın Komitesi tarafından hazırlanan bildiriyi okudu. Bildiride şu görüşlere yer verildi:
“HAK-İŞ Konfederasyonu ve HAK-İŞ Kadın Komitesi olarak 25 Kasım “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” sebebiyle şiddete hayır demek için toplanmış bulunuyoruz.
Dünyanın hemen her bölgesinde, sınır, milliyet, din ve sınıf farkı gözetmeksizin yaşanan ve son bulması için çaba sarf edilen kadına yönelik şiddet her yaştan, her öğrenim düzeyinden, her gelir düzeyinden, medeni durumu ne olursa olsun kadınların maalesef acı bir gerçeğidir.
Birleşmiş milletler kadına yönelik şiddeti, cinsiyete dayanan, kadını inciten, kadına zarar veren fiziksel, cinsel, psikolojik ve ruhsal hasarla sonuçlanma olasılığı bulunan, toplum içerisinde ya da özel yaşamında baskı uygulanması ve özgürlüklerinin keyfi olarak kısıtlanmasına neden olan her türlü davranış olarak tanımlamaktadır.
Uluslararası bağlayıcılığı olan ve ülkemizin de taraf olduğu İstanbul Sözleşmesi’ne göre, kadınlara fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik zarar veya ıstırap veren veya verebilecek olan toplumsal cinsiyete dayalı her türlü eylem veya bu eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma kadınlara yönelik şiddet olarak kabul edilmektedir.
Kadına yönelik şiddet maalesef dünyada ve Türkiye’de varlığını sürdürmektedir. Dünyada her üç kadından biri erkekler tarafından fiziksel veya cinsel şiddete maruz bırakılmaktadır.
Öldürülen kadınların %38’inin faali eşleridir.
Her 6 kadından biri beraberliği bittikten sonra da şiddet görmektedir.
Avrupa Birliği’nde 28 ülkede gerçekleştirilen araştırmaya göre kadınların %11’i cinsel, %43’ü duygusal şiddete maruz bırakılmaktadır.
Türkiye’de 2014 yılında yapılan aile içi şiddet araştırmasına göre kadınlar, yaşamının herhangi bir döneminde eşinin fiziksel şiddetine, %12’si cinsel şiddete, %44 ‘ü duygusal ve %30’u ekonomik şiddete maruz bırakılmaktadır.
Şiddet, kadınları, erkekleri ve çocukları farklı biçimde etkilemektedir. Dünyada fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kalan kadınların %42’isi bu şiddet nedeniyle yaralanmıştır.
Babalarının annelerine şiddet uyguladığına şahit olan erkekler eşlerine ve çocuklarına şiddet uygulama eğilimi göstermektedir.
Şiddet yaşanan ailelerde yetişen çocuklarda çekingenlik, hırçınlık içene kapanıklık gibi olumsuz davranışlar daha yaygın görülmektedir.
Bugün Kadına Yönelik şiddete Hayır demek için bir aradayız.
HAK-İŞ olarak ülkemizde de önemli bir toplumsal sorun niteliğinde olan, son dönemlerde artarak, daha görünür bir hal alan, vicdanları kanatan kadına yönelik bu şiddeti, insan hakları ihlali olarak değerlendiriyor, kabul edilemez buluyoruz.
Bu çerçevede son dönemde daha da yoğunlaşan çalışmalardan, kamunun, sivil toplum kuruluşlarının, yazılı-görsel-işitsel ve sosyal medyanın bu konuyu kamuoyunun gündeminde tutma konusunda gösterdikleri çabalardan memnuniyet duyuyoruz.
Bu çalışmalar sayesinde geçmişte uğradıkları şiddeti konuşamayan, paylaşamayan, gizli tutan kadınların artık konuştuklarını, resmi makamlara ve sivil toplum kuruluşlarına daha yoğun şekilde başvurduklarını, şikâyette bulunduklarını görüyoruz.
Atılan küçük adımlar, kadınlara cesaret ve güven vermiştir.
“Doğal” ya da “Kaçınılmaz” olmayan kadına yönelik şiddetin son bulması için zihinsel bir dönüşüme ihtiyaç vardır.
Kadına yönelik şiddete karşı “şiddete sıfır tolerans” yaklaşımı, bir devlet politikası haline gelmelidir. Yapılan Çalışmaların daha caydırıcı, daha kapsayıcı ve daha etkili araç ve politikalarla sürdürülmesi gerekmektedir.
HAK-İŞ olarak kadına yönelik şiddetle mücadele çalışmalarının kararlılıkla devam etmesi gerektiğine ve bu süreçte tüm kesimlerin sorumluluk alması gerektiğine inanmaktayız.
İnsan onuruna yakışır hayat için özgürlük arayışına sahip çıkmak, en temel yaşam hakkını tahrip eden tüm odaklara karşı dik durmak, insan olarak da kurumlar olarak da sorumluluğumuzdur. HAK-İŞ bu sorumluluğun gereğini yerine getirebilmek için yoğun çalışmalarda bulunmaktadır.
HAK-İŞ Konfederasyonu tüm kadın emekçilerin sorunlarına çözüm üretmekte ve kadın emeğinin verimliliği ve saygınlığına örnek olmaktadır. Kadınlarımızın emek odaklı etkinlikleri çalışma hayatımızın yüz akı niteliğindedir.
Bizim medeniyetimizde, bizim kültürümüzde ve bizim inancımızda kadınlar baş tacıdır, eli öpülesidir, kadın hem toplumun hem de ailenin temelidir.
İçinde yaşadığımız toplumun bütün bireylerine ve aileye zarar veren ve negatif yönde etkileyen kadına yönelik şiddetin artık hayatımızdan tamamen çıkması için devlet, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve tek tek fertler olarak gelin birlikte mücadele edelim.
Tüm kamuoyuna “Şiddete Sessiz Kalmayın! Şiddete Ortak Olmayın!” diyoruz. HAK-İŞ ailesi olarak şiddete maruz kalan tüm kadınların yanındayız ve yanında olmaya da devam edeceğiz. İçinde yaşadığımız toplumun bütün bireylerine ve aileye zarar veren kadına yönelik şiddetin artık hayatımızdan tamamen çıkması için şiddetten arınmış bir dünya umut ediyoruz.”
|