Mersin’den eşiyle birlikte Şubat 2018’de uluslararası bir fuara katılmak üzere gittiği Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Dubai şehrinde terör örgütlerine yardım iddiasıyla tutuklanarak müebbet hapis cezasına çarptırılan eski Bayırbucak Türkmen Dağı Kültür Eğitim ve Yardımlaşma Derneği Başkanı iş adamı Mehmet Ali Öztürk, yaklaşık 4 yıl sonra serbest bırakıldı. Mersin’de ailesine kavuşan Öztürk, hala şokta olduğunu ve çok büyük bir mutluluk yaşadığını söyledi.
Suriye ve Irak'taki yardım faaliyetleriyle bilinen iş adamı Mehmet Ali Öztürk, eşi Emine Öztürk ile birlikte Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) heyetiyle gittikleri Dubai Gıda Fuarı'nda kimliği belirsiz kişilerce kaldıkları otel odasında 20 Şubat 2018 tarihinde gözaltına alındı. Otelden elleri ve gözleri bağlanarak çıkarılan Mehmet Ali Öztürk ve eşi, daha sonra yaklaşık 1 saatlik araç mesafesinde bilinmeyen bir yere götürüldü. Burada kocası Mehmet Ali Öztürk ile birlikte bir gece hücrede tutulan Emine Öztürk, sabah kendilerini gözaltına alan kişilerce Dubai'deki havaalanına götürülerek Türkiye'ye gönderildi. Mehmet Ali Öztürk ise orada yargılanmaya devam etti. 11 ay hücrede kalan ve 4 celselik mahkeme sürecinin ardından müebbet hapse mahkum edilen Öztürk, başta eşi Emine Öztürk olmak üzere Türkiye’nin yaklaşık 4 yıldır devam eden girişimleri ve mücadeleleri sonucu önceki gün serbest bırakıldı. Uçakla Türkiye’ye gönderilen Öztürk, Mersin’deki ailesine kavuşmanın sevincini yaşıyor. İş adamı Öztürk, Mersin’deki evinde mutluluğunu İHA muhabiri ile paylaştı. Başından geçenleri anlatan 4 çocuk babası 53 yaşındaki Öztürk, bakliyat üzerine ithalat-ihracat işi yaptıklarını ve her yıl şubat ayında Dubai’de düzenlenen fuara katıldıklarını söyledi. 17 Şubat 2018’de de eşiyle birlikte Dubai’ye gittiklerini, 3 günü fuarda geçirdikten sonra son gün 20 Şubat’ta otelde kahvaltı yaptıkları sırada 10 kişiden fazla bir grubun hiçbir açıklama yapmadan eşiyle birlikte kendilerini aldıklarını belirten Öztürk, “Pasaportumuzu sordular, odada olduğu için panikle hep birlikte odaya çıktık. Telefonlarımıza el koydular. Aşağıya indiğimizde resepsiyondaki Türklerden konsolosluğu aramalarını istedik. Daha sonra dışarıda büyük siyah ciplere bindirildik. Daha binerken ayaklarıma, ellerime kelepçe takıp, büyük bir maskeyle gözümü kapattılar. Aynı şekilde eşime de yaptılar. Eşim ağlamaya başladı. Yaklaşık bir saat yol gittik. Eşim sürekli panik olunca gözünü açmışlar, ben bir yıl sonra öğrendim ve ‘Çöle gittik’ diye anlattı telefonda bana. Bu sırada ben sürekli dua ediyorum, ‘Ne olabilir’ diye düşünüyorum” dedi.
“DEVLETİMLE GURUR DUYUYORUM”
İki gün hiçbir şey sormadıklarını ve daha sonra 11 ay kalacağı hücreye attıklarını söyleyen Öztürk, “‘İzinsiz olarak yabancı bir ülkenin topraklarına girmek’, ki iznimiz var. O izin belgelerini eşim ve avukatım zorlanarak da olsa alıp mahkemeye sunmuşlar. Gayrimeşru bir şey yok, valilik izniyle karşıya geçiyoruz, kamplara, oradaki mücahitlere, unsurlara yardım için. Bununla suçlandık. Ayrıca oradaki ismi malum 2-3 örgüte yardım etmek ve sanal alemde terör örgütlerine para toplamak diğer suçlamalardı. Derneğimizin valilik izni var. Bunlar bana soruldu, ben de açıkladım, kanunumuz bu. Beni terör örgütlerine yardım etmekle suçladılar ve Türkiye’yi töhmet altına sokmak gibi bir iddiaları vardı” ifadelerini kullandı. 11 ay hücrede kaldıktan sonra mahkeme sürecinin başladığını belirten Öztürk, “4 celseden sonra 25 sene hüküm verdiler. ‘Müebbet’ diyorlar, onların müebbedi 25 sene. 8 Ocak 2019’da cezaevine transfer oldum ve bugüne kadar da cezaevindeydim” şeklinde konuştu.
Serbest kalma sürecini de anlatan Öztürk, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte küresel bir güç olma yolunda adım adım ilerlediğini, son dönemde BAE ile ilişkilerin gelişmesinin serbest bırakılmasında büyük etkisi olduğunu vurguladı. İstihbarat sürecinden mahkeme sonuçlanana kadar konsolosluk görevlilerinin her hafta, konsolosun da en az ayda bir kez kendisini ziyarete geldiklerini söyleyen Öztürk, bu ziyaretlerin korona virüs salgını başlayana kadar 16 ay boyunca devam ettiğini belirtti. Öztürk, “Devletimle gurur duyuyorum. Orada 27 ülkenin vatandaşı var, yalnızca Türkiye Cumhuriyeti’nin konsolosluk yetkilileri her hafta çarşamba günleri geldiler. Her hafta rutin yazı yazdılar. Bugün ne oldu? Biden ile değişen politikalar, dengeler, ekonomik etkiler, korona virüs sonucunda uluslararası politikalarda yenilenme oldu. Ağustos ayında BAE Ulusal Güvenlik Danışmanı Şeyh Tahnoun bin Zayed al Nahyan, Türkiye’yi ziyaret etti. ‘Türkiye’nin kokusu gelmeye başladı’ dedim. Peşinden geçen hafta BAE Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed El Nahyan Türkiye’ye geldi. 3 gün sonra da ben evime geldim” dedi.
“CUMHURBAŞKANIMIZ TELEFONLA ARADI, ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Bu süreçte kendisine destek veren başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere sürekli haber yapan gazetecilere teşekkür eden Öztürk, “Cumhurbaşkanımıza çok teşekkür ediyorum. Eşim, ailem 3 kez Cumhurbaşkanımızı ziyarete gitmişler, fotoğraflarını gördüm. Kızımı kucağına almış. Kızım Hira, ‘Benim üçüncü dedem’ diyor cumhurbaşkanımıza. 4 yıl tevekkülle davrandım. Bu günün geleceğini biliyordum. Bugün vatanımdayım, ailemle birlikteyim” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün telefonla kendisini aradığını da söyleyen Öztürk, “Geçmiş olsun dileklerini iletti. ‘Kötü bir süreç yaşadın. Ortadoğu ülkeleriyle süreçler inişli çıkışlı olur her zaman. Bunun sen de farkındaydın. Gerekli mesajlar da sana iletiliyordu’ dedi. Ben bunun siyasi olduğuna ve 25 sene sürmeyeceğine inanıyordum” ifadelerini kullandı. (İHA)
|