Gül, Tip 2 Diyabet ve Bütüncül Tıp Yaklaşımı’nı anlattı




Tarih: 13 Aralık 2021 Pazartesi 15:32


İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Rah­şan Apaydın Gül, Tip 2 Diyabet ve Bütüncül Tıp Yaklaşımı konusun­da açıklamalarda bulunarak, hastalık sürecinde uyku düzeninden çevre faktörlerine kadar değiştirilmesi ve dikkat edilmesi gereken konular hakkında uyarılarda bulundu.

Haber- Gizem Konucu

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Rah­şan Apaydın Gül, Tip 2 Diyabet ve Bütüncül Tıp Yaklaşımı konusun­da gazetecilere açıklamalarda bulundu. Gül, diyabetin bir salgı bezi olan pankreas tarafından salgılanan insülin hormonunun eksikliği veya etkisizliği sonucu ortaya çıkan, kan şekeri yüksekliği ile seyreden kronik bir metabolizma hastalığı olduğunu ifade etti. Tip 2 diyabette ise vücutta insülin salgı bozukluğunun yanı sıra insülin direncinin de mevcut olduğunu söyleyen Gül, “Bu nedenle de tedavisinde her zaman insülin ge­rekmeyebilir. Bazen beslenme tedavisi ve egzersizin yanısıra ağızdan şeker düşürücü ilaçlarla tedavi edilebilirken, ilerleyen dönemde insülin kullanılması gerekebilir. Tüm diyabetlilerin yüzde 90-95’ini oluşturan Tip 2 diyabet hem ülkemizde hem de dünya çapında artış göstermekte­dir. Daha çok orta ve ileri yaş grubunun hastalığı olarak bilinse de obezite artışının sonucu olarak özellikle son 10-15 yılda çocukluk ve ergenlik döneminde ortaya çıkan tip 2 diyabet vakaları artmaya başlamıştır” dedi. Dr. Rah­şan Apaydın Gül Tip 2 diyabet hastalığında risk altına olanları şu şekilde sıraladı: “Fazla kilolu bireyler, birinci ve ikinci derece yakınlarında diyabet bulunanlar, doğum kilosu 4,5 kg veya üzerinde bebek doğuran kadınlar, daha önce gebeliğe bağlı diyabet tanısı almış kadınlar, hipertansiyon hastaları, kolesterol yüksekliği olanlar, polikistik over sendromu olan kadınlar, insülin direnci ile ilgili klinik hastalığı veya bulguları bulunan kişiler, kalp ve beyin damar hastalığı bulunanlar, düşük doğum ağırlığıyla doğan kişiler, fiziksel aktivitesi az olan kişiler, doymuş yağlardan zengin ve posa miktarı düşük beslenme alışkan­lıkları olanlar, uzun süreli kortizon kullanan hastalar.”

 

BU SEMPTOMLARI OLANLAR DİKKAT!

Tip 2 diyabet hastalığının semptomlarından da bahseden Gül, “Ağız kuruluğu, çok yeme, çok su içme, sık idrara çıkma, kilo alma veya aşırı zayıflama, bulanık görme, ayaklarda uyuşma, karıncalan­ma, yanma, idrar yolu enfeksiyonları, mantar enfeksiyonları, kaşıntı, ciltte kuruma, yorgunluk belirtileri arasındadır. Ancak şeker hastalığı­nın birçok komplikasyonu geliştiği halde hiçbir semptomu olmayan hastaların sayısı da azımsanamayacak kadardır.  Sağlıklı bir kişide açlık kan şekeri 90 desilitre başına miligram altında, tokluk kan şekeri 140 desilitre başına miligram altında olmalıdır. Açlık kan şekerinin 126 desilitre başına miligram üzerinde, yemekten iki saat sonra ölçülen tokluk kan şekerinin 200 desilitre başına miligram üzerinde olması ve şeker yükleme testinin ikinci saatinde kan şekerinin 200 desilitre başına miligram üzerine çıkması ile diyabet tanısı konur. Son üç aylık şeker ortalamasını gösteren HbA1c testinin sonucunun yüzde 6,5 ve üzeri olması diyabet tanısını destekler” ifadelerini kullandı. 

 

“TAMAMLAYICI TIP YÖNTEMLERİ TEDAVİDE YER ALMALIDIR”

“Tip 2 diyabetin erken aşamalarında vücut, azalmış insülin duyarlılığı­nın üstesinden gelmeye çalışarak daha fazla insülin üretir” diyen Gül, “Prediyabet dediğimiz bu dönem diyet ve yaşam tarzı değişikliklerine daha duyarlı­dır. Ancak uzun vadede pankreas, kan şekeri düzeylerini korumak için yeterli insülin üretemez ve bu durumda kan şekeri yüksekliği ortaya çıkar. Tip 2 diyabet tedavisi, yaşam tarzı değişikliklerinden çoklu insülin tedavisine kadar uzanan geniş bir yelpazeye sahiptir. Sadece pre­diyabet döneminde değil tip 2 diyabetin tüm evrelerinde bütüncül yaklaşım ve tamamlayıcı tıp yöntemleri tedavide yer almalıdır. Kişisel­leştirilmiş bir tedavi kombinasyonuyla hasarın derecesine göre hastalık belirtileri ve komplikasyonlar gerileyebilir ve kişi sağlığına tekrar kavuşabilir” şeklinde konuştu.

 

“KİŞİ BESLENME YANLIŞLARINI DÜZELTİLMELİ”

Gül, hastalığın oluşması durumunda kişinin kendi hayatında değiştirmesi gereken alışkanlıklar hakkında da önerilerde bulundu. Gül, “Beslenme yanlışlarının düzeltilmesi gerekir. Düşük karbonhidratlı diyetler kan şekeri stabilitesi ve lipid profillerinde iyileşme sağlar ve ilaç ihtiyacını önemli ölçüde azaltır. Rafine karbonhidratlardan kısıtlı diyet, deniz ürünleri, baharatlar, meyveler ve sebzeler şeker seviyelerini kontrol etmede etkilidir. Nutrasötik tedaviler uygulanmalıdır. D vitamini, magnezyum, folat, berberin, alfa-li­poik asit ve B12 gibi nutrasötikler diyabetik hastalarda enflamasyonu ve oksidatif stresi azaltmaya yardımcı olabilir. Berberin ve alfa-lipoik asit, insülin direnci semptomlarını iyileştirir ve diyabetik retinopati ka­raciğerde glikoz oluşumunu inhibe eder, ayrıca kan şekerini düşürücü etkileri de vardır. Bunlara ek olarak glikoz emilimini azaltmaya ve bağırsak mikrobiyotasını desteklemeye yardımcı olurlar. Bağırsak florasının düzenlenmesi gerekir. Disbiyozis denilen bağırsak flora bozukluğunun tip 2 diyabet gelişimi ile ilişkili olduğunu gösteren çalışmalar olduğu gibi bazı probiyotik suşların antidiyabetik etkileri de gösterilmiştir” dedi.

 

“KALİTELİ UYKU, TİP 2 DİYABETTEN KORUNMADA ÖNEMLİDİR”

Egzersiz yapmak, uyku düzenini dengelemek gerektiğinin de altını çizen Gül, “Gece en az 7-8 saat kaliteli uyku, tip 2 diyabetten korunmada önemlidir. Kronik stres tip 2 diyabet için önemli bir risk fak­törüdür. Meditasyon, yoga ve nefes egzersizlerinin şeker hastalarında açlık kan şekerini ve yemek sonrası glikozu düşürdüğü tespit edilmiştir.  Yapılan çalışmalar bisfenol a (BPA), fitalatlar, pestisitler ve endüstriyel kimyasallar gibi kalıcı organik kirleti­cilerin tip 2 diyabet oluşumuna katkı sağladığını göstermektedir. Bu amaçla Nöralterapi ve Akupunktur gibi tamamlayıcı tıp yöntemleri uygulanabilir. Kan şekeri yüksekliği oksidatif stresi tetikler ve bu durum böbrek, sinir, retina ve damar hasarı yaratarak tip 2 diyabet komplikasyonlarına katkıda bulunur. Ozon tedavisi ve damar içi yük­sek doz C vitamini gibi antioksidan tedavilerden hem diyabet hastalığı hem de komplikasyonlarının tedavisinde faydalanılabilir” diye konuştu.


Etiket:


Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

 
 
  SOSYAL MEDYA
 
 
  GAZETEMİZ
 
 
  BASIN İLAN
 
 
  HAVA DURUMU
 
 
  FACEBOOK
 

 
 
 


 

Siteden yararlanırken yayın politikamızı okumanızı tavsiye ederiz. mersinhakimiyet.com © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. mersinhakimiyet.com basın ve yayın meslek ilkelerine uyar.

URA MEDYA