Seçer, “Birileri münferitse onları Allah ıslah etsin derim”

Tarih: 16 Aralık 2021 Perşembe 18:12

Haber- Behzat Özgür Beyazlar

Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 2021 Yılı Aralık Ayı İkinci Birleşimi, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer başkanlığında gerçekleşti. Yoklama, Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan meclis, tutanak özetlerinin oylanması ile devam etti. Mecliste halk ekmek ile birlikte vatandaşlara 1 TL’den satılan ekmekler konuşuldu. MHP’li meclis üyesi Mahmut Tat’ın fabrikada üretimin artırılması, büfe sayısının çoğaltılması ve fabrikanın pazar günleri de çalışması gerektiğini söylemesi üzerine Seçer, “Geçtiğimiz toplantıda da söylediklerimi tekrar etmek durumundayım. Yaptığınız tespitler nasıl yapılıyor bilmiyor ama şu anda 70 bin günlük üretimimiz var ve bu üretimimizin de fiyatı 1 ekmek 1 TL üzerinden satışa sunuluyor. Bizim kulübelerimizde de bu satışlarımızı kadınlarımız yapıyor. MER-EK’in ekmekleri dışında da köylü kadınlarımızın üretimlerini de, bazı yöresel ekmek çeşitlerini de bu kadınlarımız satıyorlar. Bunlara o imkanı sağlıyoruz. Hem kadın kooperatiflerimiz bundan yararlanıyor hem de vatandaşlarımız bu değişik üretim şeklindeki ekmeklere ulaşma imkanı buluyor. Kulübelere de tabi ki talep, bölgesel sosyoekonomik koşullar çerçevesinde biz yer tespiti yaparak koyuyoruz. Bunları artırma imkanlarımız varsa arkadaşlarımız bu konuda arttırma yoluna gideriz ama üretimi arttırma imkanımız yok, çünkü kapasitemizi en son sınıra kadar zorluyoruz. Malzeme sorunumuz yok, un sorunumuz yok, tedbirli davranıyoruz. Un alımlarımızı da gerçekleştiriyoruz. Herhangi bir kesintiye uğramayacak” dedi.

“TL’NİN DEĞER KAYBETMESİ FİYATLARI YUKARI ÇEKİYOR”

Sorunun kökten çözülebilmesi için Türkiye’de ve dünyada yeni dönem buğday hasadının yapılması gerektiğini ifade eden Seçer, “Ancak dünyada ve ülkede yapılacak olan buğday hasadı un fiyatlarını aşağıya çekebilir. İkincisi olarak da diliyorum bu yıl da yağış konusunda buğday üreticileri bir sorun yaşamaz, verim düşüklüğü yaşanmaz. Bu da çünkü üretimi azaltıyor ve fiyatları olumsuz etkiliyor. Diğer taraftan da son zamanlardaki döviz kurlarındaki olumsuzluklar, TL’nin aleyhinde olumsuzlukların olması, TL’nin değer yitirmesi de maalesef fiyatları yukarı çekmektedir. Tahminimle en erken mayıs ayından sonra bu işlerin yavaş yavaş düzene girebileceği yönünde diye düşünüyorum, umut ediyorum benim beklentilerimden daha olumlu ve farklı şekilde gelişir” diye konuştu.

“İNSANLARIN IZDIRABINA SEVİNME BOZUK RUH HALİNİ GEREKTİRİR”

Tat’ın, “Kuyruklar birilerini sevindirebilir” demesi üzerine cevap veren Seçer, “O insanların o ızdırabına sevinmek, herhalde bozuk ruh halini gerektirir. Bizim toplumumuzda mutlaka psikolojik olarak bazı sorunlar yaşayan insanlar olabilir ama bunu genel bir kitleye şamil kılmak gerçekten üzdü. Birileri münferitse onları Allah ıslah etsin derim. Ama ben bu tablo karşısında herkesin son derece üzüldüğünü düşünüyorum ama siyasetçiler üzüntüden ziyade, bu sorunun hangi nedenlerin doğurduğunu ve ona göre önlemlerini alması gerektiğini düşünüyorum. Bizim üzülme lüksümüz yok, mutlaka üzüleceğiz ama üzüntü bahanesinin arkasına sığınamayız” dedi. Kulübelere arz talep şeklinde belirli sayıda ekmek gönderdiklerini de belirten Seçer, ülkenin içinde bulunduğu olağanüstü durumdan kaynaklı kişi başı 3 ekmek sınırlaması getirdiklerini belirtti. Bunu da denetime tabi tuttuklarını da ifade eden Seçer, “Vatandaşlarımız bu konuda lütfen TEKSİN üzerinden bize ulaşsınlar. Bu fiyata bir kişi kuyrukta ancak 3 ekmek alabilir ve daha fazlasını alamaz. Buradaki amacımız da mümkün olduğunca çok kişiye ulaşsın ekmek. Biz orada dezavantajlı vatandaşlar o ekmeği alsın diye üretimi yapıyoruz. Her yerde biz kulübe açamıyoruz. Biz dezavantajlı mahallelerde, dar gelirli yurttaşlarımızın yoğun yaşadığı bölgelerde bu ekmeklerimiz onlar tarafından alınsın istiyoruz ve her türlü tedbiri alıyoruz ama birazda insanlarımızın kendi vicdanlarına bırakmak zorundayız” ifadelerine yer verdi.

“BENDEN ZİYADE, HÜKÜMETİN BAZI TEDBİR ALMASI VEYA DİREKT DESTEK SAĞLAMASI GEREKİYOR”

Meclis üyesi Tat’ın fırıncılarla anlaşılan fiyat ile ilgili sorusuna da yanıt veren Seçer, “Elbette bu iyi niyet, dilek, istekle olabilecek bir şey değil. Bir maliyet hesaplaması yapılmıştır ve onlar üzerinden fırıncılar belirli kurumlardan onay alarak fırıncı esnafı ekmek fiyatını belirliyor. Benden ziyade, hükümetin bazı tedbir alması veya direkt destek sağlaması gerekiyor. Biz yerel yönetimler olarak zaten sosyal hizmetlere ayırdığımız bir bütçe var, bu bütçeyi şu anda tamamen en azami şekilde kullanarak insanlarımızın bu sıkıntılı süreci aşmalarına yardımcı olmalarına harcıyoruz. Öncellikle insanların yaşamı, yemesi, içmesi, karınlarının doyması meseleleri üzerine yoğunlaşmış durumdayız.  Ya da dezavantajlı mahallerde ekmekte olduğu gibi aşevinde 3 TL’ye 3 çeşit yemek ile üniversite kapılarında bu hizmeti sunarak öğrencilerimize de destek sunmak gayreti içerisindeyiz. İmkanlarımızı en azami şekilde kullanarak bu buğran sürecinden vatandaşlarımızın yanında duruyoruz. Önce can, sonra canan” dedi.

“BU EKONOMİK KOŞULLARDA VATANDAŞIMIZA EKSTRA BİR ÜCRET ÇIKARMAK İSTEMİYORUZ”

Toplu taşıma hizmetlerinde güncel teknolojinin gerektiği şekilde yararlandırılması adına, kartlarda yapılacak olan değişiklikle ilgili madde de görüşüldü. Kart değişikliği esnasında oluşacak olan kart ücretinin vatandaşa yansıtılmaması gerektiğini söyleyen Seçer, “İnsanlara bırakın 30-40 TL’yi, insanlar için 1 TL bile önemli” dedi. Seçer kartların neden değiştiği hakkında da bilgilendirme yaparak, “Mevcut kartları değiştirip artık belediyemize bağlı bir şirket olan İmar A.Ş.’den biz bu hizmeti alıyoruz. Artık tek kart uygulamasına geçiyoruz. Bu kart toplu taşımada kullanıldığı gibi birçok alanda kullanılabilecek, kart sahibine promosyon sağlayabilecek, indirim sağlayabilecek. Bize de toplu taşımada bir databank oluşturacak. Şu anda özel firmayla çalıştığımız için toplu taşımada sağlam verilere ulaşamıyoruz. Güzel bir uygulama. Kart sahiplerinin yaklaşık 250-300 bin civarında sayı bu. Kartlarını değiştirirken ceplerinden bir bedel ödemelerini arzu etmiyoruz. Bunun nedeni de içinde bulunduğumuz ekonomik koşullar. İnsanlara bırakın 30-40 TL’yi, insanlar için 1 TL bile önemli. Diyoruz ki; şirket de belediye de bizim. Her ikisi de kamu. Hukuki zemini hazırlayalım ve bu kartın bedelini üstlensin ve vatandaştan bu ücreti almayalım istiyoruz. Bununla ilgili bir hukuki sorun çıkmaması için arkadaşlarım bir çalışma yaptılar” diye konuştu.  Cumhur İttifakı üyeleri ise kartın ücretsiz verilmesine sonuna kadar destekçi olduklarını, ama İmar A.ş.’yeverilen yetkide bahsi geçen konunun kart değişikliğine neden dahil edilmediğini sordu. Konu ile ilgili görüşlerini bildiren CHP’li meclis üyesi Ali Dinsever “Meclis iradesi bu vatandaşları kart ücreti yansıtılmaması konusunda bir irade birliği gösteriyor. Bir hukuki gerekçe ve uygunluk yaratma açısından konu tartışılıyor. İmar A.Ş.’nin bunu bedelsiz yapabilme durumu yok. Sanırım arkadaşların tereddüt ettiği olay şu; daha önce belediye ve İmar A.Ş. arasında yapılmış protokol gereğince bu yükümlülüğü İmar Aş.’ye yükleyebilir miyiz yükleyemez miyiz? Eğer bu yükümlülüğü İmar A.Ş.’ye yüklersek bir sorun yok onun yapması gerekiyor. Ama hukuki görüş de, İmar A.Ş.’nin yapılan mevcut protokolle bunu bedelsiz olarak dağıtma yetkisi olmadığı konusunda. Belediye meclisinin bu yetkisi var. Eğer gerçekten meclis iradesi bunun bir sosyal yardım ya da sosyal destek olarak vatandaşa yansıtılmaması yönündeyse hukuken tereddüt etmemesi lazım arkadaşlarımızın” dedi. İlgili madde ikinci kez idareye iadesi oy birliği ile kabul edildi.