Havaların soğumasıyla birlikte bağışıklık sistemini güçlendirmek, gribal hastalıklardan korunmak isteyen vatandaşlar soluğu aktarlarda alıyor. Soğuk kış günlerinin yaşanmaya başlanmasıyla vücut dirençlerini korumak için vatandaşların bitkisel, doğal ve baharat tüketimini arttırdığı gözlemlendi. Bu dönemde yaşanmakta olan gribal hastalıklar için doğal bitkilerin önemine dikkat çeken aktarcı Mahmut Karadayı, “Her hastalığı kimyasallarla yok edemezsin, kimyasallarla olacak iş değil bunlar. O yüzden bildiğimiz yöne doğru yol almalıyız. Doğal olan yöntemlerle çözüm üretmeye yoluna gidiyoruz. Bizlerin de bunları doğal yönden temin etmemiz için doğada, tabiatta her şey var” dedi.
Haber- Sevcan Akgül
Kış mevsimin etkisini artırdığı şu günlerde, mevsimsel grip de kendini göstermeye başladı. Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs semptomlarıyla benzerlik gösteren mevsimsel gripten korunmak isteyen vatandaşlar, aktarlarda satılan çam kozalak macunu ve pekmezi, ıhlamur, zencefil, zerdeçal, tarçın, adaçayı gibi bitkilere yoğun talep göstermeye başladı. Vatandaşlar sadece grip için değil, koronavirüse karşı da bağışıklık sistemini güçlendirmek amacıyla üzüm ürünlerine bağlı pestil, sucuk ve helvalara da ilgi gösterince, satışlar patladı. Havaların soğuması nedeniyle zencefil, zerdeçal, kuşburnu, ıhlamur çayı ve kış çayları başta olmak üzere diğer bitkisel ürünlere olan ilginin arttığını ifade eden Aktarcı Mahmut Karadayı, “Kış kapıya dayanmış durumda ama aslında kış kapıya dayanmadan önce bizim bazı tedbirleri almamız lazım. Nasıl ki hava soğuk diye üzerimize kazak, mont vesaire alıyoruz, aynısı vücudun iç yapısı için de önemli, iç yapının da ihtiyaçları var. Önlemlerini önceden, kış gelmeden önce alacaksın ki ilerde, kış aylarında giriş yapıldığı zaman etkilenmeyip, hastalanmayasın. Bunun da çaresi var; nasıl ki kış gelirken fiziksel ihtiyaçlarımızı gideriyoruz, odunu, sobayı hazırlıyoruz, işte kış gelmeden önce bizim hastalanma risklerine karşı da tedbirli olmamız gerekmektedir” diye konuştu.
“DOĞAL OLAN YÖNTEMLERLE ÇÖZÜM ÜRETMEYE YOLUNA GİDİYORUZ”
Kış aylarında ilaçlardan daha çok bitkiler ürünlerin gripsel hastalıklara iyi geldiğini belirten Karadayı, “Her hastalığı kimyasallarla yok edemezsin, kimyasallarla olacak iş değil bunlar. O yüzden bildiğimiz yöne doğru yol almalıyız. Doğal olan yöntemlerle çözüm üretmeye yoluna gidiyoruz. Bizlerin de bunları doğal yönden temin etmemiz için doğada, tabiatta her şey var. Örneğin, kışa hazırlık için halkın en çok bilmekte olduğu ıhlamur. Ihlamuru kış gelmeden önce temin etmemiz lazım. Ada çayı, zencefil, zerdeçal, çörek otu, tarçın, karabiber bunlara örnek. Eğer ki bunları saymaya kalkarsak yaklaşık olarak 36 tane doğal ve faydalı bitki var. Bunların kışa hazırlık olarak soğuk havalarda veya hastalanmadan önce tükettiğiniz zaman hastalanmayacaksınız” ifadelerine yer verdi.
“BESİN DEĞERİNİ KORUYARAK TEDAVİ ETMEYE ÇALIŞACAĞIZ”
Tedbirlerini almayıp da hasta olanlar için de önerilerde bulunan Karadayı, “Bu kişiler de çare için aktarcılara gelecek. Hastalanma, soğuk algınlığı zaten ilk olarak akciğerden başlamaktadır. Biz de bunlara akciğerleri onaracak olan bitkiler sunacağız ve içmeden ziyade, bazı bitkileri dövüp, balla, pekmezle karıştırıp yemesi iyi gelecektir. Çünkü içilecek olan ürün vücutta 2 saat durduktan sonra, idrar yoluyla dışarıya atılmaktadır. Bir de bunlar kaynarken de besin değerleri ölüyor. Ama bu bitkiler dövülürse ve balla veya başka bir ürünle karıştırılıp yenirse posası gitmemiş olur, besin değeri ölmez ve vücutta 8 saat boyunca onarıcı görevi üstlenerek vücutta kalır” diye ekledi.
“İŞİN DOĞRUSUNU, İYİSİNİ BİLENE DANIŞIN”
Hasta olan kişinin gideceği kişinin işin özünü bilen kişi olması gerektiğini, işin ustasına danışılması gerektiğini söyleyen Karadayı, “Hastalanmışsın ama bunlardan kurtulmanın yolu da; işin doktoruna danışmaktan geçmektedir. Doğrusunu, iyisini bilen, para için bu işi yapanlardan değil de insanlık adına önerilerde bulunup ve gerçekten de anlayan kişilere danışsınlar. Gerçekten bilen kişi, işten anlayan kişiye danış hem kendi kazansın hem de kendi kazandığı için sana dua etsin. Yıllarını aktarcılığa vermiş, doğal bitkilerden anlayan kişiye, kişilere danışın ki size gerçekten de derman olabilsin. Kimyasal yöntemlere yönelebiliyor insan ama kimyasalın içeriğini bilmeden alıyorlar. İlaç yazılmış oluyor ama ne yazıldığı bilinmeden yazılmaktadır. Yazılan ilaç ya İspanya’dan, İsviçre’den, öyle ya da böyle yurt dışından gelmiş olmaktadır. Her şeyden önce doğanın, doğallığın zararı yok. İlacın reçetesine bakıldığında 10’dan fazla yan etkisi yazılmış durumda” diye ifade etti.
“FAYDALI AMA FİYATLARI CEP YAKIYOR”
Kış aylarında kullanımının sıklaşmış olduğu doğal bitkilerin pahalılığından yakınan Karadayı, “Kış aylarında dikkatli olun, doğal bitkilere yönelin diyoruz ama fiyatları da el yakmakta. Şimdi baktığımızda ıhlamurun kilosu 400 lira olmuş durumda. Bunları nasıl satın alacaklar? Bir kiloyu insan zaten almaya gücü yetmez ve bu sefer 20-25 liralık satın alamaya kalkıştığında bir sefer ya içecek ya da içemeyecek ve bitecek. Tarçın da aynı şekilde bu sefer dolarla, dövizle gelmekte bize. Kilosu 250 lira olmuş onu da alan yok, satışı yok. Bu bitkilerin çoğu ithal ve nakliye, dış alım ve diğer masraflar eklendiğinde oldu sana pahalılık. İnsanlar da bu pahalılık karşısında bu sefer alamayacak. İnsanlar gerçekten de zor durumda ve alamaya gücü yetmemiş oluyor” şeklinde konuştu.
|