Sümbül: “Okullardaki sorunlar katlanarak büyüyor”




Tarih: 10 Şubat 2022 Perşembe 16:01


15 günlük ara tatilin ardında tüm Türkiye’de 7 Şubat itibariyle okullar bahar dönemi için pandemi gölgesinde tekrar açıldı. Bahar döneminde okulların açılması için 15 günlük ara tatilde yeterli önlemlerin alınıp alınmadığına dair açıklamalarda bulunan Eğitim-Sen Mersin Şubesi Başkanı Mahmut Sümbül, yeteri kadar önlemlerin alınmadığı ve birinci dönemdeki sorunların üzerine sorunlar eklenerek ikinci dönemin başladığını belirtti.

Haber: Sevcan Akgül

Eğitim Sen Mersin Şubesi daha önce birinci dönemin bitmesiyle birlikte okullarda yaşanan sorunların belirtildiği dönem değerlendirilmesine dair basın açıklaması yapmıştı. 15 günlük ara tatilin ardında pandemi gölgesinde okulların ikinci dönem için tekrar açılmasıyla birlikte okullarda alınan ve alınması gereken önlemlere dair açıklamalarda bulunan Mersin Eğitim Sen Şube Başkanı Mahmut Sümbül, “Yaz dönemi için de yaptığımız değerlendirmelerde özellikle yaz tatilinde gerekli önlemlerin alınması gerektiğini, 3 aylık süre zarfının güzel değerlendirilmesi gerektiği şeklinde açıklamalarda bulunmuştuk. Yaz döneminde 3 aylık süre zarfında gerekli ve yeterli önlemler alınmadığı gibi okullar açılmıştı ama ikinci dönem de 15 günlük tatilin fırsata dönüştürülmediğini gördük. Tüm sorunlar olduğu gibi duruyor. Çünkü okullar için ayrılan bütçede okullardaki mevcut personel de bu yıl diğer yıllara göre çok daha az ve sorunlar da diğer yıllara göre çok daha fazla. Bu açıdan rahatlıkla şunu söyleyebiliriz ki; bu ara tatilde hemen hemen hiçbir şey yapılmadı ve sorunlar aynen ikinci döneme aktarıldı. İşte iklimin biraz yumuşamaya başlaması, önümüzdeki dönemde havalandırmanın biraz daha rahat yapılabiliyor olması gibi beklentiler dışında inanın ki MEB’in aldığı bir özel önlemin olduğu söylenemez. Okulların eksikleri de olduğu gibi duruyor” ifadelerini kullandı.

“BİRİNCİ DÖNEMDEKİ SORUNLAR AYNI ŞEKİLDE İKİNCİ DÖNEMDE DE DEVAM ETMEKTE”

Birinci dönem yaşanılan sorunlar, raporlarla dile getirilen problemlerin aynı şekilde ikinci dönemin başında da devam etmekte olduğunu söyleyen Sümbül, “Birinci dönem başlarken pandemiyle ilgili uyarılarımız vardı. Bizde okulların açık tutulmasını istiyoruz ama önlemler alınarak açık tutulmasını öneriyoruz. Sonuçta insan hayatı söz konusu ve son zamanlardaki varyant çocuklar üzerinde daha çok etkili olmaya başladı. Acillerde yatan çocuk sayısının, hayatını kaybedenlerin yaş ortalamasının düşmesi bu konuda kaygı verici. Bu konuda ne Sağılık Bakanlığı’na nede Milli Eğitim Bakanlığı almayı vaat ettikleri önlemleri de almadı ve üzerine düşen görevi yapmadı. Bu halde yine okullar ikinci dönemde de açıldı. Kaygılıyız. Öğretmen arkadaşlarımızın aşılarını yaptırmış olmaları bir nevi olumlu bir tablo yansıtıyor ama yine de önümüzdeki dönemde pandeminin hem Mersin’de hem de Türkiye genelindeki seyri, açıklanan rakamların gerçek rakamların çok çok altında olması kaygılarımızı arttırıyor. Biz de elbette okulların kapanmasını istemiyoruz ama önlemler alınmadığı zaman da büyüyen problemler olarak da karşımıza çıkmaya devam edecektir” şeklinde konuştu.

“OKULLARDA YETERİ KADAR PERSONEL BULUNMUYOR”

Okullarda önlemlerin alınması için önlem alacak olan personellerin yetersiz kaldığını belirten Sümbül, “Birinci dönem okullar açıldığında özellikle okullarda hijyeni sağlayacak yardımcı hizmetler personel ataması ilk bir ay zaten gecikmişti ve İŞKUR’la imzalanan protokolle göre de geçen yıllara oranla çok daha az sayıda personel alınmıştır. Yani her yıl süren problemlerin bu yılda artarak devam ettiğini görmekteyiz. Ki bu konuda biz Eğitim Sen olarak, hep uzun yıllardır kadrolu atamaların da yapılmadığını söylemekteyiz. Okulların ihtiyaçları ortada. Pandeminin de bizlere öğrettiği bazı şeyler var ve sadece yardımcı personel alımında değil, artık her okula bir sağlıkçının atanması gerekir. Daha önce her okulda revirler vardı ve sağlıkçı bulunurdu. Bunun çok önemli bir iş olduğunu da görmüş olduk. Bu revirlerin kapanmasıyla birlikte ne kadar önemli probleme meydan verildiği de görünmüş oldu pandemide. Biz bu revirlerin de yeniden açılması ve atamaların yapılması için sürekli olarak talepte bulunduk ve bulunmaya da devam edeceğiz” diye ekledi.

“SINIFTAKİ ÖĞRENCİ SAYILARI DÜŞÜRÜLMELİ”

Sümbül, sınıflardaki öğrenci sayısının pandemi koşullarına göre çok fazla olduğunu ekleyerek, “Kış aylarında sınıf havalandırmaları yeteri kadar yapılıyor değildi birinci dönem de ve kaldı ki pandeminin kapalı ortamda ne kadar hızlı bir şekilde yayıldığını biliyoruz. Zorlu kış günlerinin yaşandığı bu dönemde sınıf mevcutları düşürülmeli. Şu anda okullarda mevcut sınıf mevcudu ortalama 35-40 arasında değişmekte ve bu zaten hem eğitim öğretimin normal koşullarında da yüksek bir sayı hem de özellikle pandemi koşullarında bu sayı kabul edilebilir bir sayı değil. Bir de zaten Milli Eğitim’e ayrılan bütçe oldukça yetersiz, yapılaşma ayrılan bütçe de imam hatiplere ayrılan pay çok çok yüksekken, velilerin isteyerek öğrencilerini gönderdikleri diğer okullarda ise okullaşma oranı çok düşük ve sınıflar çok kalabalık” sözlerini kullandı.

“EĞİTİM EMEKÇİLERİNE MUTLAKA ZAM YAPILMALI”

Eğitim emekçilerinin sorunlarının hala devam ettiğini, çok düşük ücretler çalıştıklarını belirten Sümbül, “Yani son zamanlarda yaşanan zamlar ve toplu sözleşme sonrası açıklanan yüzde 5 artı yüzde 2,5 zam oranlarıyla gerçekten de hani yoklukla mücadele ediyor eğitim emekçileri. Çok düşük maaşlarla çalışıyorlar. Mutlaka bir ek zam gerekiyor. Mutlaka insanca yaşanacak bir ücret gerekiyor. Bunun yanında bakan ve Milli Eğitim’deki mevzuat değişikliğiyle birlikte okullar bir nevi tarikatlara teslim edilmiş durumda. Milli eğitim Bakanlığı eğitim öznesidir ve eğitim onun üzerinden yürütülmelidir. Diyanet İşler Başkanlığı’yla ve özellikle Mersin’de müftülük öncülüğünde yapılan protokoller de var. Okulların, çağdaş şekilde eğitim verebilecek doğrultuda Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yürütülmesi gerekiyor. Yine atamalardaki liyakatsizlikler, mülakatların devam etmesi önemli sorunlarımız arasında. Bilindiği gibi yakın zamanda Öğretmenlik Meslek Kanun Tasarısı mecliste yasallaştı ve 2023’te devreye girecek. Öğretmenlerden, eğitimin bileşenlerinden, tüm taraflardan yeteri kadar görüş alınmadan AKP’nin daha önce de yürüttüğü politikalar mantığıyla çıkan bir yasa, ihtiyaçlarımızı gidermeyen bir yasa. Önümüzdeki dönem hem öğretmenler odasındaki çalışma barışını bozacak hem de işsizlikleri arttıracak ve sorunlarımızı çözmek yerine büyütecek bir bu yasa ve bu yasayla da mücadelemiz önümüzdeki dönemlerde de devam edecek” ifadelerine yer verdi.

“SEÇMELERİ DERSLERİ ÖĞRENCİLER HÜR İRADESİYLE SEÇMELİ”

Okullarda açılan seçmeli derslerin zorunlu hale getirildiğini dile getiren Sümbül, “Okulların ikinci dönem açıldı ve seçmeli derslerin bir nevi zorunlu ders olarak öne çıkarılarak seçilmesi sağlanıyor yönetimler tarafından. Farklı görüşlerdeki kişilerin çocuklarının bazı dersleri seçmesi bir sorunken, zorunlu seçmeli derslerle birlikte bu sorun daha da büyüyor. Oysaki seçmeli dersler, adından da anlaşılacağı gibi velilerin ve öğrencilerin kendi istekleri doğrultusunda seçmeleri gereken dersler iken bu konuda çeşitli şablonlar oluşturularak velilere ve öğrencilere zorla bu dersleri seçtiriyorlar. Seçmeli ders yönetmenliği ortada ve ülkenin her yerinde de yapılan şey, kendi çıkardıkları yönetmenliklere de aykırı bir durum. Tabi bu tutuma karşı biz eğitim sen olarak hangi dersleri seçmek istiyorlarsa bunun için yeteri kadar atama yapılması, bunun için koşullar oluşturulması ya da belirlenen derslerden hangilerini seçmek istiyorlarsa okulların ve idarecilerin buna göre hazırlık yapma zorunlulukları var. Kendi okullarında yetersiz sayılar varsa yakınındaki okullarla gerekli irtibatlar kurularak öğrenci sayısı yeteri kadar varsa bu alanlara dair seçmek ve atama yapmak durumundalar” dedi.

“ÜCRETLİ ÖĞRETMENLERİN ÜCRETLERİ ARTTIRILMALI”

Ücretli öğretmenlerin çok zor şartlarda çalıştığını kaydeden Sümbül, “Şu anda çalışmakta olan ücretli öğretmenler çok düşük ücretlerle, asgari ücretin neredeyse yarısı kadar bir ücretle çalışmaktadırlar. Şunu sormak lazım ki; ücretli öğretmenler eğer derse girecek kadar yeterliyse bunlar niye ücretli olarak derse giriyor da atanmıyorlar ya da yeterli bulunmadıkları için yeterli bulunmuyorlarsa niye ücretli öğretmenlik yapılıyor? Bu konu Milli Eğitim için de bir çelişki. Şu anda ülke genelinde 85 binin üzerinde ücretli öğretmen görev yapmakta ve bunun dışında norm ihtiyacında çalışan 80 bin üzerinde çalışan var. Yani Milli Eğitim Bakanlığı’nın kendi açıklamış olduğu rakamlarda da 150 binin üzerinde öğretmene ihtiyaç var. Kaldı ki bu konuda Danıştay raporları da bu rakamları doğruluyor ve bize göre bu sayılar daha da yüksek. Ataması yapılmayan yüz binlerce öğretmen var. Gerçekten de öğretmenlerin atamalarını eğitimin ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde yapılması ve ücretliğin, sözleşmeliğin ortadan kaldırılması ve okullardaki ihtiyaçlar açısından çok önemli ve bu konuda çalışma yapmak yerine her dönem 10-15 bin atama ile sadece göz boyamaya çalışıyor ve oysaki eğitimin ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzak” diye ekledi.

“DEPREME DAYANIKSIZ OKULLARDA EĞİTİM VERİLİYOR”

 Sümbül, ülke genelinde bulunan çoğu okulların yapısının eski olduğunu belirterek, “Okullar açıldı ve açık ama depreme dayanaksız okullar, tadilattaki okullar var ve bir kısmı Avrupa Birliği ortak projesiyle yenilenmeye çalışılıyor ama bu da bir sorun olarak çıkıyor karşımıza. Eğitim öğretim yılı özetle; sorunlarla başladı ve hem daha önce süregelen sorunlarla hem de buna eklenen yeni sorunlarla birlikte sorunlarımız katlanarak devam etmekte. Ama şartlar ne olursa olsun bizler, öğrencilerimizin eğitim haklarını gerçekleştirme ve öğrencilerimizin geleceğe dair biat eden değil, sorgulayan, soran, kendi ihtiyaçları çerçevesinde kendi ihtiyaçlarını karşılayabilen bir eğitim için üzerimize düşen görevi yapıyoruz ve bu açıdan da tüm eğitim bileşenlerine ikinci dönem de işlerinin kolay olmayacağını bilerekten de başarılar dileriz” diye ifade etti.

“YÜKSEK KAPASİTELİ OKULLARA SAĞLIK PERSONELİ ATANMALI”

Okullarda daha önce bulunan ve şimdi kaldırılmış olan revirlerin tekrar hayata geçirilmesi gerektiğini söyleyen Sümbül, “Milli Eğitim Bakanlığı’nın personel politikası açısından uyguladığı politika; personel sayısını en az indirgemek. İŞKUR’dan çok düşük ücretlerle birkaç aylığına insanları çalıştırmak. Bunun yerine kadrolu atama yapılmıyor. Belli büyüklükteki okullarda revirler vardı eskinden ve oralarda sağlık personeli bulunurdu ve böylece önemli kronik rahatsızlıkları bulunan, önemli rahatsızlıkları bulunan bir öğrenci, öğretmen veya personel olduğunda ilk müdahalesi orada yapılıp, insan hayatının çok önemli hale geldiği görülüyordu ama belli bir süre içersinde neredeyse tümden kapatıldı. Bu okulların fiziki kapasitesinin yetersizliği ve yeni okulların yapılamaması da eklenince o revirler dönüştürülerek sınıflara veya eğitimin ihtiyaçlarını karşılamak için farklı amaçlarla kullanılmaya başlandı. Pandemi dönemi bize çok acı şekilde göstermiş oldu ki biz insan odaklı, insana, doğaya değer veren, doğayla bütünleşerek insanı önceleyen ve ihtiyaçlarımıza uygun bir eğitim politikası izlemiyoruz. Bu da önümüzdeki dönem sorunlarımızın çok daha artacağını, öğrencilerin sağlık sorunlarına müdahalesinde geç kalınmasında önemli sorunlar doğuracağını gösteriyor. Bu bakımdan da gerçekten hem okulda çalışan öğretmen arkadaşlarımızın hem de öğrencilerimizin sağlığı bizim için her şeyden önce gelir ve pandemi önlemleri mutlaka alınmalı ve belli büyüklükteki okullara revirlerin yeniden açılması ve oralara sağlık personellerinin atanmasının yapılması bizim önceliklerimiz arasında” sözlerini kullandı.

“OKULLAR, GEREKLİ TEDBİRLER ALINARAK AÇIK TUTULMALI”

MEB’in okulları ısrarla açık tutma gayretine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Sümbül, “Bu politika aslında Sağlık Bakanlığı’nın uyguladığı politikalarla birlikte düşünüldüğünde; Sağlık Bakanlığı sürü bağışıklığı ile şu anda toplumu kendi kaderiyle baş başa bırakıyor ve hafta bin 500’ü aşkın insanlarımız hayatlarını kaybetmişken sanki bir şey yokmuş gibi davranılıyor ve aynı şey okullar için de geçerli şu anda. Okulların açık tutulmasını bizde çok önemsiyoruz Eğitim Sen olara. Çünkü okullar kapalıyken ve uzaktan eğitim yapılıyorken eğitimdeki eşitsizliklerin daha çok arttığını gördük. Çünkü yeteri kadar tablet, yeteri kadar internet sağlanamadığı gibi kardeş sayısı fazla olan ailelerde tek telefonla ya da tek bilgisayarla ihtiyaç gidermeye çalışan ailelerin uzaktan eğitimden çocuklarını faydalandıramadığını gördük ve bu önemli bir problem olarak ortada durmuşken, eğitimin uzaktan olmasını savunmak bizim açımızdan bir handikap ama eğitimin yüz yüze olması için de olmazsa olmazlar vardır. İnsan sağlığı, insan yaşamı her şeyden önce geliyor. Bunu görmezden gelerek ne olursa olsun okulları açık tutmak bizim açımızdan kabul edilebilir bir durum değil. Milli Eğitim Bakanlığı şu anda bunu yapıyor ama. Yani yeteri kadar önlem alınmadığı gibi çok rahat bir şekilde okulları açık tutacağız da diyebiliyor. Eğer gerekli önlemler alınmazsa bu söylenenlerle çelişmiş oluyorlar” dedi.


Etiket:


Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

 
 
  SOSYAL MEDYA
 
 
  GAZETEMİZ
 
 
  BASIN İLAN
 
 
  HAVA DURUMU
 
 
  FACEBOOK
 

 
 
 


 

Siteden yararlanırken yayın politikamızı okumanızı tavsiye ederiz. mersinhakimiyet.com © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. mersinhakimiyet.com basın ve yayın meslek ilkelerine uyar.

URA MEDYA