Yeşilboğaz: “Bedeli ne olursa olsun, hukukçu özgür ve bağımsız olmak zorunda”




Tarih: 20 Şubat 2022 Pazar 16:06


Kemal İstek’in sunduğu Kemal İstek’le Refleks’ programında bu hafta konuk olan önceki dönem Mersin Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, “Eskiden yargıyı siyasetleştiriyorsunuz derdik şimdi ise siyaseti yargılaştırdık. Bu daha da tehlikeli. Şu anda siyaset yargı işine soyundu. Hukukçu eşit ve bağımsız olmak zorunda, özgür olmak zorunda, bunu korumak zorunda. Bedeli ne olursa olsun. Yoksa o işi yapmayacaksın. Hukukçu bu ülkenin onurunu korumak adına ne olursa olsun o doğru davranışı sergilemek zorunda” dedi.

Haber – Sevcan Akgül

Kemal İstek’in sunduğu Kemal İstek’le Refleks’te programına bu hafta ‘Millet İttifakı ve Çözüm Önerileri’ konusu adı altında Cumhuriyet Halk Partisi 26. Dönem Milletvekili Serdal Kuyucuoğlu, İYİ Parti Mersin Milletvekili Zeki Hakan Sıdalı, önceki dönem Mersin Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz ve Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi ve Veteriner Dr. Soner Contar katılarak gündeme dair soruları yanıtladı. Son zamanlarda Tarkan’ın yeni çıkan şarkısının siyasette popülerlik kazanmasıyla ilgili olarak konuşan Cumhuriyet Halk Partisi 26. Dönem Milletvekili Serdal Kuyucuoğlu, “Aslında uzun zamandır zaten kamuoyunda bir değişim sesleri ve isteği, beklentisi var. Bunun işaretleri de kamuoyunda görülüyor. Türkiye’nin geldiği nokta, yaşadıkları neticesinde vatandaş bir değişim bekliyor. Çünkü gerçekten de ciddi sıkıntılar yaşıyor Türkiye. Bugüne kadar birçok dönemlerde de sıkıntılar yaşamadık değil, yaşadık ama bu dönemde yaşananlar ve üst üste gelen sıkıntılar insanları artık canından bezdirir hale getirdi. Yani özellikle geçim sıkıntısı insanlara büyük anlamda etkiliyor ve dayanılmaz hale gelmiş durumda. Türkiye’ye, Kıbrıs Harekatı’ndan sonra bir ambargo uygulandı. O dönemde bir sıkıntılar yaşanmıştı o da doğal olarak karşılandı çünkü dışarıdan bir ambargo vardı. Ama bugün gelinen noktada ne bir ambargo var ne de bir şey. Tamam, şu anda pandemi var ama pandemi ekonominin bu kadar kötü olmasını ve insanların yaşamlarını bu kadar kötü etkilemesini gerektirecek kadar kötü bir şey yok. Bu tabi bugünün olayı değil” ifadelerini kullandı.

 

KUYUCUOĞLU: “20 YILLIK İKTİDAR, ÜLKEYİ EKONOMİK ÇIKMAZA SOKMUŞ DURUMDA”

Ülkenin ekonomik olarak sıkıntılı günlerden geçtiğini ve bu sıkıntılı günlerin sebebinin de ülkedeki 20 yıllık iktidar olduğunu belirten Kuyucuoğlu, “Türkiye’de 20 yıllık bir iktidar var, uygulanan politikalar var ve bunların getirmiş olduğu bir sonuç bu. Bu sonucu vatandaşlar da görüp yaşamakta zaten. Vatandaş bütün bunları günlük yaşıyor, her şeyi ile yaşıyor. Onun için; bugün yaşananlar vatandaş açısından çok sıkıntı verici. Umuyoruz ki; bu adım adım da göründüğü gibi bir değişim ihtiyacı var. Bunu vatandaş da hissediyor, hepimiz de hissediyoruz ve önümüzdeki dönemde tabi bunu TBMM kararlaştıracak ama belki de seçim biraz erken olacak, belki de çok daha yakın bir tarihte. Seçime gidilmek durumunda kalınacak. Bizde tabii ki bir erken seçim beklentisi var. Süre olarak bakıldığında zaten daha önceki dönemlerde 4 yılda bir seçim yapılıyordu ve son zamanlarda yapılan değişikliklerle birlikte 5 yılda bir yapılmakta. Ülkemizde, yönetilmediği takdirde erken seçime gidip de güven tazeleme kültürü gelişmemiş. Kaldı ki şimdiki iktidar bu şekilde seçime gittiği zaman sandıktan çıkması mümkün değil. Çünkü Türkiye’deki kesimlerin hepsinde, herkeste büyük bir şikayet var. Bu şikayetlerin altından bir iktidarın kalkması mümkün değil” diye konuştu.

 

“İKTİDAR VE MUHALEFETİN HER ZAMAN DİYALOG İÇERİSİNDE OLMASI LAZIM”

İktidarın uygulamış olduğu politikayı eleştiren Kuyucuoğlu, “Kimseye yükleyecekleri bir sorunda değil. Çünkü 20 yıldır iktidardalar. Türkiye’de herhalde geçtiğimiz cumhuriyet kuruluşundan bu yana en uzun iktidar. Atatürk döneminde bile 15 yıllık bir iktidar vardı” dedi. 20 yıllık iktidarda muhalefetin başarısızlığı mı yoksa iktidarın başarısı mı sorusuna cevap veren Kuyucuoğlu, “20 yıllık bu iktidarın yapmış olduğu çalışmalardan zaten muhalefetin hiçbir katkısı olmadı ve bu hale gelmesinde de bir sorumluluğu yok. Bütün uygulamalar zaten iktidardan geçmekte, muhalefetten değil. Halbuki muhalefetle iktidarın belli bir diyalog içerisinde olmalıdır. Demokrasi budur zaten. Burada bir tıkanıklık var. Bir milletvekili, iktidarın getirmiş olduğu bir önergeye karşı milletvekilin evet deme gibi bir şansı yok. Burada da bir sorun var. Milletvekili bile bağımsız hareket edemiyor” şeklinde konuştu.

 

CONTAR: “EKONOMİDEKİ KÖTÜ GİDİŞAT, HAYVANCILIK SEKTÖRÜNÜ DURMA NOKTASINA GETİRDİ”

Hayvancılıkta ekonomiden dolayı yaşanan sıkıntıları dile getiren Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi ve Veteriner Dr. Soner Contar, “Ben öncellikle şu anda içerisinde bulunduğumuz ekonomik sıkıntılardan halkın çok etkilendiğini dile getirerek başlamak istiyorum. Hayvancılık çok ciddi olarak sıkıntılı dönemlerde geçmekte özelikle. Biz 2007-2009 yılları arasında hayvancılık politikasında çok yanlış bir yol izledik, yanlış politika izledik. O zamanda dişi hayvanlar kesildi. Nihayetinde de 2010 yılında kurbanlık hayvan bulamadık ve yurt dışından ithal hayvan almaya başladık. Ondan sonraki uygulamalarda doğru düşünce, yanlış uygulamalara rağmen 10 yılda o zararımızı ancak tonere ettik. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye’de yine cayır cayır bütün mezbahalar dişi hayvan kesiyorlar. Üretici zarar ediyor. Üretici zarar ediyorsa bunu bir şekilde mezbahaya götürmeden de keser, ağılında da keser. Şu anki zamanda bir çuval yem olmuş 250 lira. Pahalıya almış olduğu bu yemin karşılığında belki süt de alamayacaktır. Dolayısıyla insanlar birazda et fiyatları pahalı olduğu için hayvanlarını kesme yoluna gidiyorlar. Hayvancılıkta artık üreticiler bir an önce hayvanlarından kurtulmak istiyor daha da zarar etmeden. Hayvancılık çok ciddi sıkıntılı süreçten geçmekte. Hayvancılıkta yaşadığımız en büyük sıkıntı girdi maliyetleridir. Girdi maliyetlerini aşamadığımız sürece bu sıkıntıları yaşarız” sözlerini kullandı.  

 

YEŞİLBOĞAZ: “DEMOKRASİNİN OLMAZSA OLMAZLARINDAN EN ÖNEMLİSİ DE HUKUK GÜVENLİĞİDİR”

Bağımsız yargıda sorun yaşandığına dair açıklamalarda bulunan önceki dönem Mersin Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, “Maalesef avukatlarımız yine Mersin’e ve hukuk camiasına yakışmayan bir olayla karşılaştı. Meslektaşlarımız bir basın açıklaması yapmak istediler ama plastik mermi ve gazlarla meslektaşlarımıza ciddi anlamda zarar verildi. Adliyede yaşanmasını istemediğimiz şeyler bunlar. İdareciliğin ne kadar önemli olduğunu gerçekten de bir kez daha gördük. Gerçekten de dirayetli idarecilerin Mersin’e gelmediğini gördük. Umarım yakın zamanda bu tavır ve süreç değişir. İdarecilik sadece başta olmakla olmuyor, sorunların nasıl çözüleceğini bilmek çok önemli. Bu basiretsizliği gösterdiler, umarım Mersin’e bir kez daha yaşatmazlar. Sorun bir demokrasi sorunudur. Bu sadece bizim açımızdan değil, Türkiye’de yaşayan her birey açısından ciddi bir sorun teşkil etmekte. Demokrasinin olmazsa olmazlarından en önemlisi de hukuk güvenliğidir. O ülkede yaşayan her insanın hukuk güvenliği içerisinde yaşaması lazım. Söylenen sözde ne kadar özgür olduklarını kendilerinin artık bilmesi lazım özgürce. Bir başka iradenin o yargı mensuplarını etkileyerek, yönlendirerek yargıyı sopa aracı olarak kullanıp, cezalandırması demokratik devletlerde görülmeyen bir şey” ifadelerine yer verdi.

 

“82 MİLYON VATANDAŞ ANAYASALAR KARŞISINDA EŞİTTİR DİYORUZ AMA YARGI BUNU GÖRMÜYOR”

Ülkece sıkıntının demokrasiyi içselleştirememiş olduğunu ve her gelen iktidarların tamamen yargıyı ele geçirdiğini Yeşilboğaz, mevcut iktidarın bunu çok daha fazla şekilde hissettirdiğini belirterek, “Yargı her zaman bağlıydı ama bu kadar bağlı değildi. Yargı siyasallaşmamıştı, biz onu çevirirdik. Eskiden yargıyı siyasetleştiriyorsunuz derdik şimdi ise siyaseti yargılaştırdık. Bu daha da tehlikeli. Şu anda siyaset yargı işine soyundu. Sadece yargı mensuplarını birer devlet memuru olarak, birer kalem müdürü olarak çalıştıklarını görmekteyiz. Bizim en çok ve büyük eleştirimiz bunaydı. Yargının bağımsızlığının sadece savunmadan geçmediğini, aynı zamanda o kararı veren erklerin de bağımsız olmasından geçmesini istedir ve hep bunun için de mücadele ettik. Şu anda kullanılan her cümle, kime söylediğinize dair suç teşkil edebiliyor. Sedef Kabaş örneğini vermek gerekirse, kadın bir gazetecinin söylemiş olduğu bir söz. Bir kere yasalarda ‘cumhurbaşkanına hakaret’ suçundan kimse gece yarısı alı konulamaz, konulamaz. Bunu bütün vatandaşlarımız bilsin diye söylüyorum; eğer ki başınıza cumhurbaşkanına hakaret suçu diye bir olay gelirse, davet gönderilir emniyet tarafından ve ifadeye çağırılır. İfade alındıktan sonra, deliller toplandığı zaman suç duyurusunda bulunabilir Adalet Bakanlığı tarafından. Kaldı ki daha önce de yeni reformda, ‘kimse gece yarısı evinden alıkonulmayacak’ diye düzenleme getirilmişti. Biz ne diyoruz; 82 milyon vatandaş anayasalar karşısında eşittir diyoruz ama yargı bunu görmüyor.  Hukukçu eşit ve bağımsız olmak zorunda, özgür olmak zorunda, bunu korumak zorunda. Bedeli ne olursa olsun. Yoksa o işi yapmayacaksın. Hukukçu bu ülkenin onurunu korumak adına ne olursa olsun o doğru davranışı sergilemek zorunda” sözlerini kullandı.

 

SIDALI: “AVRUPA BİZİ HİÇBİR ZAMAN YANLARINDA GÖRMEK İSTEMEDİ”

Türkiye’nin Avrupa’dan nasıl göründüğüne dair sorulan soruya cevap veren İYİ Parti Mersin Milletvekili Zeki Hakan Sıdalı ise, “Öncellikle söylemek isterim ki; Genel başkanımız geliyor. Daha önce de birkaç kere gelmeyi planladı fakat programlar çok kesişti ve üst üste oldu. 2020’den bu yana genel başkanımız zaten esnafların derdini dinleyip, dile getirdiği programları yapıyor. Mersin o anlamda biraz da özlemişti genel başkanımızı ve bugün burada. Soruya cevabım ise, Türkiye’de siyaset yapmak çok kolay. Yani üretmeden tüketmek istiyorsanız, siyaset yapmak çok kolay bir şey. Avrupa’dan maalesef ki iyi görünmüyoruz. Çünkü Avrupa’nın da çok takdir ettiği, sevdiği, istediği bir ülke değiliz maalesef biz. Bugüne kadar her zaman bize çifte standartlarla yaklaştılar. Dolayısıyla biz her zaman bu çifte standartlarla mücadele etmeye çalıştık. Çünkü bize denk olmayan ülkeler, bizden çok daha avantajlı konuma geldiler. Biz de her şeyi çok iyi yaptığımız takdirde mi çifte standart uygulanıyor, tabi ki hayır. Bizde özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildikten sonra çok ciddi bir şekilde, dünya normlarından, demokrasi değerinden uzaklaştık. Bunu görenlerde bunun üzerinden kendi siyasetlerini oluşturuyorlar. Dolayısıyla Avrupa’da görüntümüz birincisi biz onların eline çok fazla koz verdiğimiz için ikincisi de onlar bizi orada görmek istedikleri için, o noktada görmek istedikleri için hiç iyi gözükmüyor” şeklinde konuştu.  


Etiket:


Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

 
 
  SOSYAL MEDYA
 
 
  GAZETEMİZ
 
 
  BASIN İLAN
 
 
  HAVA DURUMU
 
 
  FACEBOOK
 

 
 
 


 

Siteden yararlanırken yayın politikamızı okumanızı tavsiye ederiz. mersinhakimiyet.com © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. mersinhakimiyet.com basın ve yayın meslek ilkelerine uyar.

URA MEDYA