Sağlık çalışanları, ülke genelinde yaptıkları grevin 2’nci gününde de yaptığı basın açıklamasıyla ‘haklarımızı istiyoruz’ diye haykırdı. Mersin’de sağlıkçılar adına basın açıklamasını okuyan Mersin Halk Sağlığı Uzmanı Nasır Nesanır, “Görev eylemlerimiz daha sağlıklı bir toplum, halk sağlığının öncelendiği sağlık politikaları içindir” dedi.
Haber- Sevcan Akgül
Mersin’de sağlıkçılar, 14 Mart Tıp Bayramı’ndan itibaren başlatmış oldukları 3 günlük grev neticesinde Toros Devlet Hastanesi’nde grevin ikinci gününde de ‘haklarımızı istiyoruz’ diye basın açıklaması düzenledi. Sağlıkçılar adına ortak basın açıklamasını okuyan Mersin Halk Sağlığı Uzmanı Nasır Nesanır, “Dünyada ve Türkiye’de, milyarlarca insanın çalışma ve sosyal hayatını etkileyen, sağlığını bedenen ve ruhen sarsan, hepsinden önemlisi milyonlarca kişinin yaşamına mal olan bir pandeminin iki yılını geride bıraktık. Covıd-19 pandemisi döneminde yöneticilerin yapamadıklarından kaynaklanan önlenebilir ölümler yaşanırken, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının özverili çalışmaları sonucunda pandeminin daha da yıkıcı olmasının önüne geçildi. Pandemi herkese hekimlerin ve sağlık çalışanlarının ne kadar yaşamsal ve önemli bir iş yaptıklarını gösterdi. Bizler böylesi önemli bir alanda, nitelikli hizmet üretmeye çabalarken, pandemi ile birlikte ekonomik krizin derinleşmesi, çalışma koşullarımızda yaşadığımız zorlukları artırmış, ekonomik haklarımız giderek gerilemiştir. İşlemeyen ve sağlıksızlık üreten sağlık sisteminin tüm yükünü bizler çekiyor ve emeğimizin karşılığını alamadan her geçen gün umutsuzluğa sürükleniyoruz. Ancak yaşadıklarımızın kader olmadığını biliyoruz” ifadelerini kullandı.
“GÖREV EYLEMLERİMİZ HALK SAĞLIĞININ ÖNCELENDİĞİ SAĞLIK POLİTİKALARI İÇİNDİR”
Nesanır, Mersin Sağlık Örgütleri olarak uzun süredir sağlık alanında yaşanan krize karşın haklarını aradıklarını belirterek, “Bizi umutsuzluğa sürükleyen bu karanlık tabloya karşı haklarımız için, daha iyi bir sağlık ortamı için mücadele ediyoruz. Beyaz Yürüyüş, Beyaz Forum, Beyaz Grev, Beyaz Nöbetlerle bizi yok sayanlara, kulaklarını tıkayanlara karşı taleplerimizi dile getirdik. Bir kez daha, başta TBMM olmak üzere etkili, yetkili olan herkese sesleniyoruz; emeğimizin karşılığını alamadığımız, tüketen çalışma koşullarına, sağlık alanında yaşanan şiddete tek bir gün bile tahammülümüz kalmadı. Emeğimiz için, haklarımız için, acil taleplerimize yönelik adım atılmadığı için 14 Mart’ta başlattığımız Büyük Grev bugün sürüyor, bugün de sürecek. İstanbul Taksim alanına çelenk koymaya çalışan hekimlerin engellenmesi büyük bir suçtur. Sağlık Bakanlığı’nın görev eylemlerimiz hakkında daha önce 81 ile gönderdiği yazı baştan sona talihsiz bir içeriğe sahiptir. Özellikle pandemi döneminde önlenebilir ölümlere ve 553 sağlık çalışanının ölmesine neden olanlar bizlere sağlık hakkının gerekliliklerinden bahsedemez. 2021 yılında 1805, sadece 2022 Ocak ayında 197 hekimin yurt dışına gitmesine neden olanlar bize yasaları, Anayasayı öğretemez. Görev eylemlerimiz daha sağlıklı bir toplum, halk sağlığının öncelendiği sağlık politikaları içindir” diye ekledi.
“AİLE HEKİMLİĞİ CEZA YÖNETMELİĞİ GERİ ÇEKİLMELİDİR”
Şiddet yasasının bir an önce çıkması gerektiğini söyleyen Nesanır, “Sağlıkta Şiddet Yasası bir an önce çıkarılmalı; cezalar tutuksuz yargılanma ve ‘hükmün açıklanmasının geri bırakılması’ düzenlemelerinin uygulandığı sınırların üzerine çıkarılmalı güvenli çalışma ortamları sağlanmalıdır. Özel sağlık sektöründe çalışan hekimlerin sosyal güvenlik primleri ‘prim ödeme tavanı’ üzerinden çalıştıkları kurumlar tarafından ödenmeli; ücretleri en az yoksulluk sınırının iki buçuk katı olmalıdır. Tüm ASM binaları kamu tarafından inşa edilmeli, aynı standartlarda donanımı kamu tarafından sağlanmalı, bütün giderleri Sağlık Bakanlığı’nca karşılanmalı; Aile Hekimliği Ceza Yönetmeliği geri çekilmelidir. Çalışan hekim maaşları insanca yaşam düzeyine çıkarılmalı, hekimlerin ek göstergeleri 7200, diğer sağlık çalışanlarının 3600 olmalı. Emekli Sandığı, SSK, BAĞ-KUR farkı gözetilmeksizin bütün emekli hekim maaşları yoksulluk sınırının en az iki katına çıkarılmalıdır. Çalışma ortamlarımız ve koşullarımız iyileştirilmeli, başta asistanlar olmak üzere bütün hekimlere nöbet ücreti kesilmeden nöbet ertesi izin hakkı tanınmalı, intern hekim ücretleri en az asgari ücret düzeyine çıkarılmalıdır” şeklinde konuştu.
“OYALAMA DEĞİL, HAKKIMIZ OLANI İSTİYORUZ”
Nesanır, Covid-19 hastalığının meslek hastalığı kabul edilmesi talebinde bulunarak, “Covıd-19 ‘illiyet bağı’ aranmaksızın meslek hastalığı sayılmalı, pandemide çalışılan her yıl için 120 gün yıpranma payı uygulanmalıdır. Sağlık sistemi ve kurumsal sorunlar kaynaklı malpraktis davaları ile hekimleri ödeyemeyecekleri tazminatlara mahkum eden uygulamaların önlenmesi için yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Hekimleri de hastaları da mağdur eden, hekimlere karşı şiddet kaynağı olan, halkın sağlığını tehlikeye atan 5 dakikada muayene dayatmasından vazgeçilmeli, hasta randevuları her hastaya en az 20 dakika ayrılacak şekilde düzenlenmelidir. 14 Mart Tıp Bayramı’nı alanlarda mücadele ederek kutladığımız bu günlerde taleplerimizin acilen karşılanmasını istiyoruz. Oyalama değil, hakkımız olanı istiyoruz. Yaşama adanmış bir mesleğin mensupları olarak hakkımızın gasp edilmesine, kötü çalışma koşullarına, sefalet ücretlerine karşı ‘Sağlıklı Bir Gelecek Ellerimizde, Emek Bizim Söz Bizim’ diyerek mücadelemize devam edeceğiz. Herkesi bu mücadele de yanımızda olmaya çağırıyoruz” diye ekledi.
|