Sağlıkçılar haklarını aramaya devam ettiler

Tarih: 16 Mart 2022 Çarşamba 17:38

Haber-  Fatih Dönmez

14 Mart Tıp Bayramı’ndan beri Büyük Grev’de olan sağlıkçılar, grevlerinin 3’üncü gününde de haklarını aramaya devam ettiler. Mersin’de Özgür Çocuk Parkı’nda bir araya gelen sağlıkçılar adına konuşan Birlik ve Dayanışma Sendikası Merkez Yönetim Kurulu Genel Sekreteri Çağlar Özen, “Günler, aylardır hatta yıllardır direnişteyiz. Ama gerçekten çok ilginç günlerden geçiyoruz. Belli ki bir farkındalık oluşturmuşuz bu sevindirici bir şey. Ancak fark etmişsinizdir müjdeler listesi mevcut haliyle bile çok eksik. Taleplerimizin yarısı neredeyse bu cekli caklı müjdelerin içinde yok. Neden yok? Hekimlerin 7200 ek gösterge yok. Aile hekimliği ceza yönetmeliği ve infaz komisyonluğunun kaldırılması yok, Covid-19’un meslek hastalığı sayılması ve mağdur ailelerin durumlarının düzeltme yapmayla ilgili bir çalışma yok, güvenli ve sağlıklı çalışma şartlarıyla ilgili herhangi bir söylem yok” ifadelerini kullandı.

“5 DAKİKA İLE HASTA TEDAVİ EDİLMEZ”

Her hasta için 5 dakikalık muayene süresinin verildiğini ve bu sürenin yetersizliğine dikkat çeken Özen, “5 dakikada bir hasta dayatması şurada dururken, geçenlerde bir yazı çıktı. Randevulu, randevusuz tüm hastalara bakılacak denildi. Bu ne demek? Beş dakikadan da kısa sürede iki dakikada hastaya göre, reçetesini eline ve gönder demek. Fabrikasyon mal mı üretiyoruz? İnsan sağlığı bu kadar basit mi? Halkımız bizi iyi dinleyin ve doğru anlayın. Bizi doğru anladığınız vakit zaten sağlığınıza sahip çıkmış olacaksınız. Durun ve düşünün. Arzu ettiğiniz sağlık hizmeti nasıl bir sağlık hizmeti? Doktorun odasına girip, iki dakikada yüzünüze bile bakmaya fırsat olmadan elinize reçetenizi verip gönderilmesi mi? Bu mudur layık olduğunuzu düşündüğünüz ve arzu ettiğiniz sağlık hizmeti? Bunun cevabını verdiğinizde sağlığınıza sahip çıktığınızı ve bugün burada sadece kendi haklarımız için değil sizin sağlığınıza sahip çıkmak için de bulunduğumuzu anlayacaksınız. Biz sizi mağdur etmek için iş bırakma eylemlerine gitmiyoruz. Biz sizin için, kendimiz için, ailelerimiz ve ülke için sağlıklı çalışma ve muayene ortamları talep ediyoruz. İnsanca yaşamak için sizleri de gerektiği gibi layık, hak ettiğiniz gibi gerektiği sürece muayenenizi etmek, ayrıntılı bir şekilde dinlemek doğru tanı ve tedaviye ulaştırmak için buraya geliyoruz. Siz bizi iyi dinler doğru anlarsınız el birliğiyle bu sorunları çözeriz. Bizi yanlış anlayanları da lütfen doğrusunu anlatın sevgili halka” şeklinde konuştu. 

“HAKLARIMIZI ARAMAKTAN, 14 MART BAYRAMIMIZI KUTLAYAMIYORUZ”

Artık sağlıkçılar için, sağlıkçıların hakları için somut adımların atılması gerektiğini belirten Özen, “Sonuç itibariyle cekli caklı gelecek zamanlara dair vaatler içeren müjdeleri de içi boş mektuplara da inanmıyoruz. Bu adımlar atılırken de masada olmak istiyoruz. Hep birlikte masada bizlerin dinlenmesini istiyoruz. Bugüne kadar yıllarca bu sorunların çözümünü birlikte üretelim birlikte çözelim dedik. Ama bizi dinlemediniz ve bugüne kadar hiçbir şey yapmadınız sayın bakan. İşte bu sebeplerden dolayı ne içi boş mektuplar ne de müjdeler bizi ne sevindiriyor ne umutlandırıyor. Bu yüzden eylemlerimize direnişimize haklı taleplerimize sonuna kadar devam edeceğiz. Yıllardır bayram havasında 14 Mart kutlayamıyoruz. Hem üzgün hem umutsuzuz. Bu 14 Mart’ta da meydanlara hak arama derdine düştük ne yazık ki. Yetti mi? Yetmedi. Bu 14 Mart’ta akıllara ziyan başka bir sürü olaylar cereyan etti. Pamuklara sarıp gözümüz gibi bakmamız gereken 89 yaşındaki bir meslek büyüğümüz bayramını kutlamak için Atatürk Anıtını çelenk konmak istedi, engellendi, yerlere düştü, önlüğü çamura bulandı. O önlükteki leke çamur lekesi değil. O leke ona yapılan ayıbın kara lekesidir. Yetti mi, yetmedi. Bandırma’da oturduğu koltuğun yaptığı zorbalığa yetki verdiğin, sanan bir hekim anayasal ve uluslararası sözleşmelerle güvenceye alınan haklarını güvence diğer hekimlere akıllara zarar bir mobing yaptı. Bunlar tıp tarihimize kara bir görüntü olarak geçecek asla belleklerimizden bu 14 Mart silinmeyecek” diye ekledi.

“BİZİM MÜCADELEMİZ BİZİM İÇİN DEĞİL, YARINLARIMIZ İÇİN”

2013 yılında da 3 gün iş bıraktıklarını hatırlatan Genel Sağlık-İş Mersin Şubesi Başkanı Gürbüz Şen ise, “Halaylarla kutlamalarla 3 günlük eylemimizi tamamlamıştık. O zaman bize inanmamışlardı, 3 gün iş bırakma kamuda olmaz arkadaşlar yapmayın demişlerdi. Biz bıraktık. O zaman bize anlamadılar dediler ki, ‘bu nöbet mücadelesini kazanamayacaksınız yapmayın’ diye. Çoğu arkadaşlarımız da bu fikirdeydi ama biz o gün ısrarla haklı olduğumuz davamızda ger adım atmadık ve kazandık. Herkes bunu gördü. Biz en güçlü döneminde sağlıksız sağlık politikaları güden sağlık bakanlığını b konuda dize getirdik. Bir yönetmelik çıkarmak zorunda kaldılar ve verdikleri ceza kanunlarını da iptal etmek durumunda kaldılar. O yüzden mücadele çok önemli birlikte olmak çok önemli. Bu süreçte bizleri ayrıştırmak isteyen politikalar da oldu. Hep beraber bunlara göğüs germeyi başardık. Ben burada Mersin Tabip Odası başkanına çok teşekkür ediyorum. Çünkü biz Mersin’de hangi sendikadan olursa olsun sağlık platformunun bir bileşeni olarak gördük tüm arkadaşlarımızı. Hak mücadelesini birlikte vermeye devam edeceğiz. Bizim mücadelemiz, sadece şu anda bugün verdiğimiz olduğumuz mücadelemiz bizim için değil yarınlarımız için” sözlerine yer verdi.

“ÇOCUKLARIMIZ BİR ŞEKİLDE ARTIK YURTDIŞINDA BİR GELECEK GÖRMEK İSTİYORLAR”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sağlıkçılar hakkında söylediği sözleri hatırlatan Şen, “Sağlık Bakanlığını ve bir nevi de Cumhurbaşkanlığı bu sağlıksız politikalarına dur dememiz lazım. Ve hep beraber dur diyoruz. Çünkü dur demezsek, yarınlarımızı kaybedeceğiz. Arkadaşlar, Cumhurbaşkanı sanıyor ki, bizim gibi deneyimli hekimler bırakıp gidiyor. Gidenler var ama çok az. Göreve davet ettiği yeni mezun arkadaşlarımız gidiyor. Göreve davet ettiği yeni mezun arkadaşlarımız Almanca kurslarında, İngilizce kurslarında, kurslarını verip yurtdışına gitmenin yollarına bakıyorlar. Çocuklarımız bir şekilde artık yurtdışında bir gelecek görmek istiyorlar. Türkiye’den umudu kesiyorlar. Biz bu ülkeden umudu kesmemek için buradayız kesmediğimiz için buradayız. Ve emek bizim, söz bizim, memleket bizim diyoruz. Öyle kolay kolay bir yere gitmek yok. Gitmeyeceğiz. Ben görevim gereği birçok kez sağlık bakanlığında bakanlık bürokratlarıyla aile hekimleri dernekleri federasyonları döneminde birçok kez bir aradaydık. Birçok kez toplantılara katıldık birçok kez bize sözler verildi. Bizimle konuşurken ‘haklısınız, her söylediğimizi yapacağız’ derken bir taraftan da hazırlamış oldukları yönetmelikler hayata geçirdiler” dedi.

“MÜCADELEYİ ASLA BIRAKMAYACAĞIZ”

Sağlıkçılara daha önceden de verilen vaatleri anımsatan Şen, “Bugün bize verilen beş maddelik, sizin mücadelenizde vermiş olduğunuz davanızda her şeyi haklı görüyoruz ama merak etmeyin bunları yapacağız diyorlar. İnanmayın olmayacak böyle bir şey. O yüzden mücadeleyi asla bırakmamak lazım. Ne zaman göreceğiz biz bunu? Yasalaşacak, şiddet kanunu çıkacak, gerekli adımlar atılacak, özlük haklarımız bizim istediğimiz gibi olması gerektiği gibi düzenlenecek. Yardımcı sağlık personelimizin 3600 ek göstergesi hekimlerin 7200 ek göstergesi çıkacak. Başka yolu yok. Buradan çıkış yok. Kaybedecek bir şeyimiz kalmadı o yüzden mücadeleyi asla bırakmayacağız. Bundan sonra süreçte de artarak devam edecek. Ben eminim ki Türkiye’nin bre çok yerinde sağlık çalışanlarımız bu doygularla hareket ediyor. O yüzden tekrar söylüyoruz ya bizi dinleyeceksiniz ya da size bunu dinleteceğiz. Öyle buradan çıkıp gitmek yok” şeklinde konuştu.