Dört ünitesinde birden devam eden çalışmalarla dünyanın en büyük inşaat sahalarından biri haline gelen Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde (NGS) istihdam kapasitesi her geçen gün daha da artıyor. Türkiye’nin temiz enerji yolunda attığı en önemli adımlardan biri olarak kabul edilen ve elektrik ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayacak olan santralin inşasında 20 bin kişi çalışıyor.
Türkiye’nin çoğu ilçesinden bile daha büyük bir nüfusa sahip olan sahada, ülkenin farklı bölgelerinden gelen Türklerin yanı sıra Rusya ve farklı ülkelerden gelen çalışanlar da yer alıyor. Dev projeye emek veren Türk çalışanlar, uluslararası bir takımın parçası olarak büyük bir projede yer almaktan mutlular. Çalışanların çoğu ilk ünitenin inşaatının başlamasından bu yana şantiyede görev yapıyor. Rus çalışanlar Türkçe, Türk çalışanlar Rusça öğrenmeye başlamış. Yabancı meslektaşları ile uyum içinde çalıştıklarının altını çizen Türk çalışanlara göre işaret dili ise sahada halen ‘kurtarıcı dil’ olma özelliğine sahip. Duygularını “Böylesine büyük bir projenin parçası olmak herkese nasip olmaz” sözleriyle dile getiren Beton Pompası Operatörü Adıyamanlı Hüseyin Tanır, Rus ekip arkadaşları ile çalışmaktan çok mutlu olduğunu ifade ediyor. Beton Santrali Operatörü Mersin Gülnarlı Ramazan Kara için Akkuyu inşaatında çalışmanın anlamı daha da büyük. Kara, duygularını “Doğup büyüdüğümüz yerlerin böyle gelişmesi, uzun zamandır planlanan bu projenin hayata geçiyor olması ve burada görev almak bizler için oldukça özel bir durum” sözleri ile aktarıyor.
Servis Şoförü Ankaralı Ahmet Eker, bölgenin güzelliğini şu sözlerle anlatıyor: “Her sabah yolun bir tarafında engin denizleri, diğer bir tarafında yemyeşil tepeleri görünce içimize mutluluk yayılıyor.”
Mersin Tarsuslu Topağraf Eren İdikurt ise “Türkiye’nin nükleer santral hamlesi için çok gecikti. Akkuyu’nun hayata geçirilmesi o açıdan da çok önemli” diyor.
HÜSEYIN TANIR: “RUS MESLEKTAŞLARIMIZLA UYUM IÇINDEYIZ”
Akkuyu NGS sahasında beton pompası operatörü olarak görev yapan Hüseyin Tanır, sahadaki işlerini titizlikle yürüttüklerini kaydetti. 2009 yılından bu yana uluslararası projeler de dahil pek çok farklı yerde çalıştığını, ülkenin ilk nükleer santrali Akkuyu NGS projesinde görev almaktan büyük bir mutluluk duyduğunu belirten Tanır, alanda yaptıkları işleri şöyle anlattı: “İşimiz aslında oldukça meşakkatli. Öncelikle beton sahasına geldiğimizde zemini kontrol ediyoruz. Zeminin dolgu olup olmadığına bakıyoruz. Eğer dolgu varsa vincin ayaklarını destekleyip güvenli bir şekilde makinemizi kuruyoruz. Uzaktan kontrolle yönlendirilebilen makineyle önce şerbet çıkarma dediğimiz işlemi uyguluyoruz ve beton dökümüne başlıyoruz. Betonumuz beton santralinden geliyor. İş güvenliği konusunda hiçbir problemimiz yok. Zaten sürekli kontrol altındayız. Beton döküm sahaları sık sık kontrol ediliyor. Pandemi kurallarına uyarak bugüne kadar bir sıkıntı olmadan çalıştık. İnşallah böyle devam eder.”
Sahada Rus vatandaşları ile de uyum içinde çalıştıklarını belirten Tanır, “Rus arkadaşlarımızla birlikte çalışmak bizi mutlu ediyor. Onlarla tercümanlar aracılığıyla iletişim kuruyoruz. Çok cana yakınlar, hiçbir sıkıntımız olmadı. Ülkemizde inşa edilmekte olan ilk nükleer santralin inşaatında çalışmaktan gurur duyuyorum. İnşallah ülkemiz için hayırlı olur. Böylesine büyük bir projenin parçası olmak herkese nasip olmaz” ifadelerini kullandı.
AHMET EKER: “SAHADA ORTAK DIL IŞARET DILI”
Ankara doğumlu Ahmet Eker ise 4 yıldır Akkuyu’da çalışıyor. Küçük yaşlardan bu yana yaz aylarını geçirdiği Mersin’e yerleşen Eker, taşeron firmaya bağlı olarak servis sürücülüğü görevini yürütüyor. Akkuyu NGS Projesi’nden önce birçok kurumsal otobüs firmasında uzun yollarda çalıştığını ve işini çok sevdiğini belirten Eker, şunları söyledi: “Sabah 7’ye doğru personeli sahaya getirmek için servislerimiz başlıyor. 6-7 duraktan personeli toplayarak Akkuyu NGS sahasına geliyoruz. Öğle yemeği servisi için tekrar yola çıkıyoruz. Gün içerisinde araçların kontollerini bakımlarını takip ediyoruz. Herhangi bir arıza olmaması için araçların tüm bakımlarını ve eksiklerini gideriyoruz. Çalışma arkadaşlarımızla uyum içinde projeye elimizden geldiği ölçüde katkı sağlamaya çalışıyoruz. Yollarımız iyi, bölge bölge yenileniyor ve böylece bizlere de keyifli sürüş imkanı sağlıyor. Rus vatandaşlarla aramız çok iyi. Zaten birçoğu yavaş yavaş Türkçe öğreniyor, biz de Rusça bazı terimleri öğreniyoruz. İşaret dilini de kullanarak bir şekilde anlaşıyoruz. Bu projede çalışmak bizim için mutluluk verici. Tertip ve düzen içinde rahat bir şekilde çalışıyoruz. Üst düzey güvenlik bölgesi olduğu için tüm kurallara uymak vazifemiz. Tabii insan taşıyoruz, can taşıyoruz. Bu santrali inşa eden personelin evine, işine her gün sağ salim gitmesi için canla başla çalışıyoruz. Ve doğası harika olan çok özel bir bölgede çalışıyoruz.”
RAMAZAN KARA: “GÜNDE ORTALAMA BİN 500 METREKÜP BETON ÜRETIYORUZ”
Doğma büyüme Mersin Gülnarlı olan Ramazan Kara, Akkuyu NGS’de beton santrali operatörü olarak görev yapanlardan biri. Akkuyu inşaatının başından beri sahada olan Kara, birinci ünitenin temeli atılmaya başladığından projede yer alıyor. Yaptığı işi “yoğun tempolu, hassasiyet ve ciddiyet isteyen bir iş” olarak niteleyen Kara’nın sözleri şöyle: “Daha öncesinde de karayollarının yapmış olduğu tünel projelerinde uzun süre çalıştım. Edindiğimiz tecrübeyi burada kullanarak yolumuza devam etmeye çalışıyoruz. Bütün santralin betonu şu an bulunduğumuz beton santralinde üretiliyor ve inşaat sahasındaki ihtiyaca göre firmalara dağıtılıyor. Santrali beton üretmek için hazır hale getirip, zaman zaman bakımlarını yapmak, beton üretimi için uygun koşulları sağlamak, betonun kalite parametrelerini takip etmek bizim öncelikli vazifemiz. Burada işe öncelikle laboratuvar desteğiyle oluşturulan reçete dediğimiz, yani betonun sınıfını ve içeriğini belirten belgeyi oluşturmakla başlıyoruz. Her betonun ayrı sınıfı, kategorisi vardır. Bu reçete sayesinde otomatik olarak bilgisayar programları aracılığıyla betonu örneğin b20, b40 olarak sınıflandırıyoruz. Başımızdaki formen bize sipariş bilgisini veriyor ve bizde beton pompalama işlemine başlıyoruz. Günde ortalama 1500 metreküp beton üretimi yapıyoruz. 40’a yakın beton mikserimiz gün içerinde bu betonu gerekli yerlere taşıyorlar. Beton üretimi tabii olarak bazı teknik detaylar da içeriyor. Örneğin sürekli çalışan bir buz makinesi yardımıyla beton sürekli olarak soğutuluyor. Kalabalık bir çalışma grubumuz var. Böylesine büyük bir projede yer almak ve uluslararası bir takımın parçası olmak gurur verici ve çok özel bir duygu. Yabancı vatandaşlarla artık arkadaş gibi olduk. Sağ olsunlar hep birlikte aile gibi çalışıyoruz.”
EREN İDIKURT: “SIK SIK HIZMET IÇI EĞITIM VERILIYOR”
Mersin Tarsuslu Eren İdikurt ise 2012 yılından bu yana Taşucu’nda yaşıyor ve topoğraflık yapıyor. 2020 yılının başından beri Akkuyu NGS inşaatında çalışan İdikurt, cihaz yardımıyla iki sabit noktadan koordinatları belirleyerek sahaya inşa edilecek objenin noktalarını ve uzaklıklarını belirliyor. Böylesine büyük bir inşaat sahasında tüm kurallara özenle uyduklarını belirten İdikurt, güvenlik tedbirlerini elden bırakmadan ve pandeminin gerektirdiği hijyenik koşullara özen göstererek çalışmaya devam ettiklerini söylüyor. Sahada sık sık hizmet içi eğitim aldıklarını kaydeden İdikurt, Akkuyu NGS sahasında çalışmaktan çok memnun olduğunu dile getirdi. İdikurt, “Birçok ülke bu enerjiden faydalanıyor. Gelişmekte olan ülkeler için bu enerjiden faydalanmak çok mantıklı bir hamle diye düşünüyorum. Nükleer santral Türkiye’ye hem temiz hem de güvenilir enerji sağlayacak” ifadelerini kullandı. (Haber Merkezi)
|