Kızıltan: “Halkımız gerçekten de yardıma muhtaç durumda”

Tarih: 25 Mart 2022 Cuma 16:20

Gündemin Nabzı programında gündeme dair açıklamalarda bulunan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Ayhan Kızıltan, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Ülkenin ekonomik olarak zor günlerden geçtiğini kaydeden Kızıltan, “Halkımız geçim derdine düştüğü zaman başvuracağı ilk yer devlettir. Devlet yardım etsin, destek vesin ister. İçersinde bulunduğumuz konum gerçekten de zor. Hem hükümet açısından zor, hem iş dünyası açısından zor hem halkımız açısından zor. Hayat pahalılığıyla mücadele etmek şu ortamda pek de mümkün değil. Devlet çok güçlü olacak, çok zengin olacak, varlığı çok olacak ki karşılayabilsin, halkın yardım etsin, bazı temel gıda fiyatlarının satın alınmasında halka yardımcı olsun. Ben düşünüyorum da Türkiye 15-20 yıl öncesine kadar çok gıda yardımları yapılırdı. Şimdilerde ise son 5-6 yıldır gıda yardımlarını göremiyoruz. Her gün ramazanlar ve bayramlar dışında da halka gıda yardımlarında bulunulurdu. Kömür verilirdi ama şu anda halkımız gerçekten de yardıma muhtaç durumda. Ramazan yaklaşıyor. Birçok STK harekete geçti, gıda kolileri hazırlamak için. Geçen sene aynı miktar parayla 2 bin koli hazırlayabiliyorken, bu sene aynı paraya bin tane koli hazırlanabiliyor. Böyle bir durumdayız” ifadelerini kullandı.

“DEVLET VATANDAŞTAN TASARRUF İSTERKEN, DEVLETİN KENDİSİ DE KEMER SIKMALI”

Ülkenin gelirinin dengeli dağıtılması gerektiğini söyleyen Kızıltan, vatandaştan istenen tasarrufun devletin kendisi tarafından da yapılması gerektiğini belirterek, “Türkiye’nin geliri dengeli dağıtılmalı. Dünyadaki gelirde böyle. Bir tarafta 3-5 doları bulamayan insanlar varken, bir tarafta yüz milyonlarca doları olan insanlar var. Tamam, belki çok çalışıyor ama bu kadar dengesiz bir dağılımın olmaması lazım. Kimse ileriye yönelik bir şey bilemiyor, kestiremiyor. Ama biz daha önce de böyle çalkantılı yıllardan geçtik. Çok kısa bir sürede de krizleri atlatmıştık. O zamanlar bir global kriz yoktu. Ama uzun bir süredir böyle fırtınalar ile çalkalanıyoruz. Son 4 senedir Türkiye’de çok büyük çalkantılar oluşmakta. Şimdi Türkiye her şeye karşın güçlü, üstesinden gelebilir. Halkımızın geçim derdi çok olan, açlık içinde boğuşan çok insanımız var. İşte burada Türk insanının dayanışma hasretinin devreye girmesi lazım. Devlet vatandaşlarından tasarruf isterken, kemerini sıkarken, kendi kemerini de sıkmalı. Devletin de büyük oranda tasarruf sağlaması lazım. Bizler zaten tasarruf içerisindeyiz. Çünkü alım gücümüz düştü. Biz daha önce aldığımızın yarısını ister istemez alıyoruz ve böylece zaten tasarrufa gitmiş oluyoruz. Devlet birçok gideri kısmalı. Belediyeler de, kamu kurumları da bu durumun içersinde” şeklinde konuştu.

“GİRDİ FİYATLARI YÜKSEK OLDUKÇA, ÜRÜN PAHALI OLMAYA DEVAM EDECEKTİR”

Girdi fiyatların çok yüksek olduğunu ekleyen Kızıltan, “Gıdada, tarımda fiyatlar hep yükseliyor diye konuşuyoruz. Tek sebebi ne girdi fiyatları. Girdi fiyatları aşırı yükselince, fiyat artışları da kaçınılmaz. Girdilere baktığımızda tarımda gübre, ilaç, tohum bun girdilerin hepsi yurt dışından. Hayvancılıkta yem fiyatları çok arttık. İthal ediyoruz. Dolar artıyor, dolar üzerinden fiyatlar artmış oluyor ve bir de kur artışları oldu. 3-4 ay öncesine kadar dolar 7-8 lirayken bir anda çıktı ve şu anda 15’lerde. Demek ki dışarıdan aldığımız girdileri biz Türkiye’de üretiyor olsaydık, zamanında planlanmış olsaydı, ön görülseydi bu durumda olmazdı bazı şeyler. Türkiye kendi kendine yetiyor diyoruz ama kendi kendine yetmiyor. Keşke ithal ettiğimiz ürünleri de kendimiz üretsek. Biz ithal ettiğimiz ürünleri ihracat ediyoruz. Üretmediğimiz için üretmekte dışa bağımlı olduğumuz için maliyetlerimiz yüksek olmuş oluyor. İşte buna çare bulmak lazım. Şu anda da günlük hamleler yapılıyor, günlük sorunların çözülmesine çalışılıyor. Bizler üyelerimizin bize sunmuş olduğu sorunları o bakana, oraya, buraya koşuşturmak zorunda kalıyor. Şimdi böyle bir karmaşa içerisinde olmaması lazım” ifadelerine yer verdi.

“TÜRK İNSANI ÜRETMEYE ÇOK İSTEKLİ AMA ÜRETMEK İÇİN YETERİ DESTEK GÖREMİYOR”

Tarımda yanlış politikaların uygulandığını söyleyen Kızıltan, “Üretme seferberliğine ihtiyacımız var. Türk insanı üretmeye çok istekli. Ama bizim en büyük sorunlarımızdan en önemli konu başlıkları şöyle sıralanabilir; tarımda plansızlık, ulusal tarım politikalarından vazgeçmek, saha çalışmalarının yeterli olmaması. Tarımda mutlak hakimiyet kurmak isteyen uluslararası sermayenin dayatmaları ve etkili lobisi. Yerli bilim insanları ve akademisyenlerin söyledikleri dikkate alınmıyor. Bizim elimizde ziraat fakültelerimiz, akademisyenlerimiz, deneyimli çiftçilerimiz var ama bunlardan yararlanılmıyor. Bunların üzerine bir de Rusya Ukrayna çatışması da çıktı, o da büyük bir sıkıntı. Günlük kararlarla tarım sektöründe faaliyet gösteren kişilerin sürekli bakanların, bakanlıkların peşinden koşması. Daha sonra derdimizi anlatamayınca, halka sesimizi yerel medyalardan duyurmaya çalışıyoruz halkımıza” dedi.

“ESNAFIMIZ HER ZAMAN HALKIMIZIN YANINDA”

Esnafın zor dönemden geçtiğini ve halkın esnafları desteklemesi gerektiğini dile getiren Kızıltan, “Halkımız bilsin ki; esnaf, halkımızın yanında. Esnaf da durumdan şikayetçi. Bakalar, ‘kimse alışverişe gelmiyor’ diyor. Kredisi, nakit parası olan kişiler zaten büyük mağazalara gidiyor ama ne zamanki veresiye istenecek bu sefer mahalle bakkalları iş yapıyor durumda. esnaf olmazsa kredi kartı limiti olan, maaşını tüketmiş olan bir aile belki de o akşam ekmek alamayacak eve. İşte halkın yanında olan o esnafı korumamız lazım. Bu sermayenin bu kadar hızlı ilerleyişi sonucunda yakında esnaf kalamayacak. Çünkü o kadar dengesiz bir sermaye birikimi var ki; o dengesizlik karşısında esnafın durması mümkün değil. Ama bu durum karşısında halkımız kendi esnafından alışveriş yapmazsa belki de ilerleyen dönemlerde veresiye alışveriş yapacak esnafımız bile kalmayacak” sözlerini kullandı.

“ZİNCİR MARKETLER HER YERE AÇILMAMALI”

Zincir marketler hakkında değerlendirmelerde bulunan Kızıltan, zincir marketlerin her yerde açamaması gerektiğini belirterek, “Örneğin ana yollar üzerinde açılabilirler ama belli aralıklarla. Şehrin durumuna göre ve bir de şehrin nüfus durumuyla orantılı olmalı. 15 bin nüfuslu bir ilçeye 3 tane zincir market açıldığında ne esnaf kalır ne bir şey. Mersin halkının Esnaf Seninle’ platformuna sahip çıkması lazım. Şu anda pilot çalışmaları başladı. Tanıtımı yapılacak” sözlerini kullandı.

“SÜRİYELİLERİN ÜLKEDE KALMASI ARTIK BİR KOMPLO YOLUNA DOĞRU GİTMEKTE”

Mersin’de yaşayan Suriyeliler hakkında da açıklamalarda bulunan Kızıltan, “Tabi savaştan kaçmış, evi barkı yıkılmış insanları barındırmak önemli bir şey. Ama burada en önemli konu demografik yapının bozulması. Zaman zaman insan bu işin bir komplo olduğu düşüncesinden kendini sıyıramıyor. Ama üretim haneleri de var. Suriye tarzı yiyecekler içecekler satan kafe tarzı mekanlar  açmışlar. Belli yatırımları var. Bunun da bir planlanması yok. Suriye’deki bu karışıklık bitti sayılır. Artık bunların vatanlarına dönmesi lazım. Avrupa Birliği, ülkesine dönen vatandaşa bir miktar para versin ancak öyle dönerler. Yani bu tarz politikalar ortaya koyulmalı. Türkiye’de 6 milyona yakın Suriyeli var. Biz Türk vatandaşı iyiliksever ama artık kendi memleketlerine gitmeleri lazım. Artık bir komplo yoluna doğru gitmekte” diye ekledi.