Diyabet hastaları için eğitimler önemli




Tarih: 14 Nisan 2022 Perşembe 16:33


Toros Üniversitesi TV’de yayınlanan sağlık programına konuk olan Diyabet Eğitimi Hemşiresi Kezban Arkadaş, diyabet hastaların sağlıklı yaşamaları, nelere dikkat edilmesi ve nasıl bir yol izleyeceklerine dair programda sorulan diyabet sorularını yanıtladı.

Toros Devlet Hastanesi Diyabet Eğitimi Hemşiresi Kezban Arkadaş, Dr. Ruhsar Uçar moderatörlüğünde gerçekleşen Toros üniversitesi TV’de yayınlanan sağlık programına konuk oldu. Ruhsar Uçar moderatörlüğünde gerçekleşen sağlık programda Arkadaş, diyabet ile ilgili sorulan soruları yanıtladı. Diyabet ile ilgili soruları açıklayıcı bir şekilde programda cevaplayan Arkadaş, diyabet hastalara nasıl bir yol izlenileceği konusunda bilgilendirmelerde bulundu. Hastalıklar arasında en ön planda yer alan, ölüm nedenlerinden birisi diyabetin meydana getirdiği komplikasyonlar olduğuna dikkat çeken Arkadaş, bulaşıcı hastalıklar grubunda olmamasına rağmen, diyabet bulaşıcı hastalıklar grubuna alındığını söyledi. Dünyada gelişen bir hastalık konumunda olduğunu ifade eden Arkadaş, obezitenin, beslenme alışkanlığının bozukluğundan dolayı tüm dünyada artmakta olan bir hastalık olduğunu belirtti.

“BELİRTİ GÖSTEREN HERKES EN YAKIN AİLE HEKİMİNE BAŞVURMALI”

‘Diyabet nedir’ sorusuyla başlayan programda; Arkadaş, diyabet kavramını şu şekilde ifade etti: “ Vücudumuzda bir sürü organ var ve bunlardan bir tanesi de pankreas. Vücudumuzdaki şekilden gelen bir hormon var ve bunun adı insilün. Beta hücreleri harap olduğu zaman, insülün üretimi azalıyor ya da yetersiz hale gelip, kullanılamıyor. Bu gibi durumlarda kan şekeri; kanda, damarda daha çok birikip, yüksek çıkmaya neden oluyor ve böylelikle diyabet hastalığı ortaya çıkmış oluyor. Yani kısacası insilün eksikliğinden dolayı uzun süren metobolik bir hastalık. Hastalığın genetik yapısını değiştirime şansımız yok. Ama yaşamımızda değiştirebileceğimiz bir sürü etmen var diyebiliriz. Belirti gösteren herkes en yakın aile hekimine başvurmalı. Hastalığı öteleyebiliriz; belki genetik yapısını değiştiremiyoruz ama beslenme alışkanlığımızı ve fiziksel ankilasyonumuzu arttırarak yüzde 80 oranında ötelenebilen bir hastalık. Kesinlikle yaşam tarzı değişikliği, tedavinin temeli durumunda. İlaç tedavisi ikinci aşama olarak kalıyor. Beslenme ve egzersizi beraber yaparsak ve bu durumu da bunlarla kontrol altında tutamadığımızda ilaç tedavisine başvurabiliyoruz. Fakat tedavi alıp da ‘ben istediğimi yiyebilirim’ kavramı ortadan kalkmıyor. Tedaviyle beraber, kesinlikle yaşam tarzını değiştirebilmeliyiz.”

“TEDAVİ ALIP DA BEN İSTEDİĞİMİ YİYEBİLİRİM KAVRAMI ORTADAN TABİKİ KALKMIYOR”

Yaşam tarzı değişikliği, tedavinin bir temeli olduğunu vurgulayan Arkadaş, “Sorduğunuz bir yaşam tarzı bize gelen, başvuran diyabet tanısı alan bireylerde, yaşam değişikliği ile kontrol altına alınabilen bir sürü hastamız var. İkinci aşama olarak tüm hastalarda ister kan şekeri değerleri yüksek olsun. İster normalin üstünde olsun. Ya da aday olsun. Tüm hastalarımıza öncelikle yaşam tarzı değişikliği ile yola çıkıyoruz. İlaç tedavisi ikinci aşama olarak kalıyor. İkisini beraber yaparken beslenme ve egzersizi kontrol altında tutamadığımız durumlarda ilaç tedavisine insülin tedavilerimiz tabi bu bireye göre değişiyor. Fakat tedavi alıp da ben istediğimi yiyebilirim kavramı ortadan tabi ki kalkmıyor. Tedavi ile beraber temel tedavimiz yine aynı şeyi kullanıyoruz yaşam tarzı değişikliği” dedi.

“BESLENME PROGRAMINA UYMADIĞINIZ ZAMAN KAN ŞEKERİNİZİ KONTROL ALTINA ALAMIYORSUNUZ”

Hastaların hangi sıklıkla hastaneye geldiğini ifade eden Arkadaş, “Öncelikle diyabet tanısı almış ya da belirtileriyle beraber hastaneye başvuran bireyler dahiliye ya da endokrin polikliniğe ya da diğer birimlerde tanı koyulduysa yine dahiliye ve endokrine yönlendirilerek gerekli tedavi planlaması yapıldıktan sonra diyabet polikliniğe yönlendiriliyor. Biz burada ne yapıyoruz. Tabi ki eğitim yine bireyseldir. Kişiye göre gerekli tedavi aşamasını yapıyoruz. Tutup da hastayı il günden bombardımana tutmuyoruz. Yeni tanısı koyulan hastamıza temel ihtiyacı ne ise ona yönelik bir eğitim veriyoruz. İnsilün tedavisine mi başlandı. Öncelikle bizim hedefimiz toplumda da insilüne bakış acısı biraz daha farklı. Öncelikle hastanın tedavi ve hedefi ne ise bakım ihtiyacı ne ise öncelikle onun üzerinde duruyoruz. Eğitim içinde tabi kan şekeri ölçümü de bizim için çok önemli. Özellikle ilaç tedavisi, ölçüm takibi için ne zaman, niçin, nasıl konusunda bilgilendirme yapıyoruz. Diyabetin vazgeçilmez bölümlerden biri de diyetisyenlerimizdir. Beslenme tedavinin temel ayağıdır. İstediğiniz güze bir tedavi yöntemine gidin. Beslenme programına uymadığınız zaman kan şekerinizi kontrol altına alamıyorsunuz. İstediğimiz sonuca ulaşamıyoruz. Tabi bununla birlikte ekip olarak dahiliye, diyabet eğitim hemşiremiz ve diyetisyenlerimiz oluyor” ifadelerini kullandı.

Herhangi bir fiziksel bir hasar sonrasında neler yapıldığını ifade eden Arkadaş, “Ekiple bir araya geldiğimiz bir çalışmamız var. O da diyabet okulu altında geçiyor. İhtiyaç olarak biz yönlendirme yapıyoruz. Egzersiz kişinin yaşına dediğiniz gibi herhangi bir komplikasyonu varsa biz kendi polikliniğimizde yapıyoruz” dedi.   

“EVDE ŞEKER ÖLÇÜM TAKİBİ ÖNEMLİ”

Diyabet eğitimin burada neden bu kadar önemli olduğunu anlatan Arkadaş, “Tedavin temeli eğitim. Eğitim olmadan komplikasyonlarımız biraz daha artıyor. Diyabet eğitimi tedavinin taşıdır çünkü bununla baş etmesi gerektiğini bilmek durumda. Normal hastalıkta ilaçlarını verip gönderirsiniz. Ama diyabet ömür boyu devam eden yanı sıra kontrol altına alınmadığı taktirde  ciddi komplikasyonlara yol açabilecek hastalıktır. Teknoloji geliştikçe kişi kendini takip etme, izleme şansı arttı. Hastanın bize bağımlı kalmaması için gün içerisinde yapması gereken yaşam kalitesini artırıp yeni komplikasyonların önüne geçmesi için gerekli olan her türlü bilgiyi veriyoruz. Temel eğitimimiz şöyle: ‘birincisi bizim en çok korktuğumuz şey bu dönemde hipoglisemiden kaybettiğimiz bir sürü hastalarımız var. Kişinin yeterince eğitim alması gerçekten bunun önüne geçebiliyor. Bunda 4 yıl önce Kayseri’de üniversite okuyan genç bir çocuk, banyoda hipoglisemiye girip ölüyor. Düzenli beslenme ile hipoglisemi önlenebiliyor. Ya da belirtisi ne bunları öğretiyorsunuz. Bu farkına vardığında neler yapabilecek hangi tedbirler alacağı konusunda bilgilendirilme yapılıyor. Kişinin verilen insilün tedavisi dozuna, sayısına göre planlama yapılıyor. Bazı insilünlerimiz gece kullanıldığı için yemek ile bağlantısı olmadığından gece kullanılıyor. Bazı insilünlerimiz yemekten önce bazıları yemeklerden bağımsız saate uyum şart. Beslenmeye bağlı olmayan insilün tedavilerimiz gece saat 9- 10’da yaptığımız tedavisi. Kişiye göre saatini miktarını hastaya anlatıyoruz. Evde şeker ölçüm takibi önemli. Dünyada her 30 saniyede bir parmak ya da bacak aplikasyon meydana geliyor” şeklinde konuştu.

“GENÇ BİRİNDE FAKLI, YAŞLI OLAN BİRİNE FARKLI, GEBE OLANA DA FARKLI EĞİTİM VERİLİYOR”

Birçok kişinin de hayatını etkileyen bir hastalık olduğunu ifade eden Arkadaş, “Gerçekten komplikasyonları yaşamak. Haftanın 3 günü diyaliz makinesine bağlı kalarak yaşamak sadece bireyin yaşam kalitesini değil ailesini, iş güç kaybını dediğiniz gibi sadece 2021 yılında 9.4 milyar dolar maliyete neden olmuş bir hastalık. Türkiye için konuşuyorum bunu. Bunun içinde komplikasyonlarının maliyeti yok. Ülke ekonomisine büyük bir kayıp, toplumsal bir problem, aileye bir yük herkesin yaşamını etkiliyor. Ötelenebilir bir durum olduğu için bunu gerçekten eğitimle başaran çok kronik hastamız var. Sadece eğitim diyorum. Yeni tanı alan bir hastayı bir hafta sonra geri çağırıyoruz. Hatta gebe ise 3 gün sonra arıyoruz. Çünkü orada hem bebeğin hem de annenin sağlığı risk altında. Çünkü değerler değişiyor. Hangi aralıkta tutalım diyorsunuz. Yine kişiye göre değişiyor. Genç birinde faklı, yaşlı olan birine farklı, gebe olana da farklı eğitim veriliyor. Bireyselleştirilmiş bir takip yolu diyelim” dedi.

“TEDAVİSİNE BAŞLADIĞIMIZ ZAMAN ÇOK YÜKSEK DOZ İLE BAŞLAMIYORUZ”

Diyabet eğitimi almak için hastalara hangi yolları tavsiye ettiğini, şehir hastanesinde dahiliyede ya da endokronojilide tanısını alan tedavi takibini yapanlara bilgi veren Arkadaş, “Şehir hastanesinde tedavisi planlanmış fakat kendi hekimlerimiz hastayı bize yönlendirdiği zaman ilaç tedavisi dozlarını da diğer vadelerdeki sayı da yazar. Şehir hastanesinden gelen hastanın elinde reçetesiyle bize gelen fakat insilün tedavisine başladığımız zaman çok yüksek doz ile başlamıyoruz. Uyum sağladıktan sonraki süreci görüp ondan sonra 3 günde bir çağırmamızın nedeni dozu giderek artırmak. Hastanın tedavini bilmediğimiz için ne yapacağımızı bilmiyoruz. Maalesef bize gelen hastaya o konu da eğitim veremedik. Kendi hekimine gitmesini sağladık. Çünkü sonuçlarda yoktu elimizde. Eğer olsaydı hekim arkadaşlara yönlendiriyoruz. Eğitimi tekrar sağlıyoruz” şeklinde konuştu.

“EĞİTİMDEN BİR GÜN ÖNCE TÜM BİREYLER ARANIYOR”

Diyabet eğitim polikliniği dışında hastalara eğitim vermenin diğer hangi yollarını kullandığını ifade eden Arkadaş, “Aslında pandemi döneminde biz sosyal medyayı çok kullandık. Daha doğrusu watsapp üzerinden çünkü hastaların bize ulaşımı geliş gidiş sıklığını azaltmak istedik. Bu riski önlemek için hastanın da kontrollerinin olması gerekiyor. Biz telefonla iletişim kurarak watsapp üzerinden hastaları takip ettik. Hasta farklı durumlar nasıl başvurabiliyor. Bizim diyabet okulumuz var. 2016 yılından beri Türkiye genelinde planlanan bir ekip. Diyabet eğitimi hemşiresinin olduğu her hastanede diyabet okulu yapılıyor. Sayı aslında fazla tutulmadı. Bakanlığın bize verdiği sayı 12 ile 18 arasında. Çünkü eğitimde monoton bir eğitim verilmiyor. Görsel, slaytlar, interaktif bir eğitim veriliyor. Bunun için eğitimdeki sayı fazla tutmamızı istedi bakanlık. Bu eğitimin içinde kimler var: ‘Endonkricimiz ya da dahiliye ekibimiz, diyabet eğitim hemşiremiz, diyetisyenimiz, psikologumuz ve fizyoterapistimiz var. Hasta bize nasıl başvuruyor. Bize gelen hastalara hastaların biz telefon numaralarını alıyoruz. Eğitimden bir gün önce tüm bireyler aranıyor. Eğitim tabiki 8-9 saat sürüyor. O saatlerde hastalara beslenmelerine dikkat etmesi gerektiğini söylüyoruz. Öğün atlamayın diyoruz. Çünkü hipoglisemi’den korunmaya çalışırken bu riski biz yaratmak istemiyoruz. Hastaya gerekli olan bilgilendirme yapılıyor. Normal hayatı devam eder gibi sabah kalkın ilaçlarınızı alın, kahvaltınızı yapın, ara öğünlerinizi yanınızda getirin diyoruz. Getirmeyen hastalarımıza hastane tarafından temin ediyoruz. Ön bilgiler vererek hastanın akut komplikasyonu yaşamadan o 8 saatlik bir süreci, ara öğünlerde ara vererek öğlen yemek saatlerinde ilaç tedavisinde ki planlamayı da göz önünde bulunarak da 8 saatlik bir eğitim programımız var” diye belirtti.


Etiket:


Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

 
 
  SOSYAL MEDYA
 
 
  GAZETEMİZ
 
 
  BASIN İLAN
 
 
  HAVA DURUMU
 
 
  FACEBOOK
 

 
 
 


 

Siteden yararlanırken yayın politikamızı okumanızı tavsiye ederiz. mersinhakimiyet.com © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. mersinhakimiyet.com basın ve yayın meslek ilkelerine uyar.

URA MEDYA