Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Mersin İl Başkanı Adil Aktay, turfanda ilk kayısı hasadının yapıldığı Mut ilçesinde don olayından dolayı rekolte düşüklüğü yaşayan üreticilerle bir araya geldi. Hükümetten üreticiye destek verilmesi gerektiğini kaydeden Aktay, “Burada mutlak surette diğer ülkelerde, özellikle de gelişmiş ülkelerde olduğu gibi bir koruma şemsiyesinin oluşturulması gerekmektedir. Bu tip afetlere karşı. Örneğin şu anda içinde bulunduğumuz tarla 100-120 kilo arası ürün vermesi gerekirken, 10-15 kilo ürün vermekte ve bu da bir felaket. Mutlak surette bu koruma şemsiyesinde riski devlet üstlenmeli” dedi.
Haber- Behzat Ö.Beyazlar
Mart ayında havaların ülke genelinde soğuk olmasından kaynaklı olarak, Mersin’de de üreticilerin 28 yıl sonra don nöbeti tutmasına neden olmasının ardından bu yıl üretici istediği rekoltede ürünü toplayamadı. Turfanda ilk kayısı hasadının yapıldığı Mersin’in Mut ilçesinde 150 bin ürün toplanıyorken, bu yıl da don olayından kaynaklı olarak, üreticinin yüzü gülmedi. Kayısı üreticilerini ziyaret eden Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Mersin İl Başkanı Adil Aktay, rekolte düşüklüğüne dikkat çekerek, üreticinin desteklenmesi gerektiğini ifade etti. Bu yılki düşük rekolteden dolayı maliyetin karşılayamayan üreticilere geçmiş oldun dileklerini ileten Aktay, “Öncellikle geçmiş olsun. Tarımsal üretim riskli bir alan, her türlü doğa şartlarından etkilenebilir; Aşırı yağmurdan, doludan, dondan ve zaman zaman da aşırı sıcaktan. Burada mutlak surette diğer ülkelerde, özellikle de gelişmiş ülkelerde olduğu gibi bir koruma şemsiyesinin oluşturulması gerekmektedir. Bu tip afetlere karşı. Örneğin şu anda içinde bulunduğumuz tarla 100-120 kilo arası ürün vermesi gerekirken, 10-15 kilo ürün vermekte ve bu da bir felaket. Mutlak surette bu koruma şemsiyesinde riski devlet üstlenmeli. Çünkü bu üreticinin başka geliri yok. Yani buradan masraf yapmış ve bu sezon elde edeceği gelir ile hem geçimini sağlayacak hem de gelecek yıl üretmek için yine yeniden masrafa girecek sürekliliğin yakalanması için. Özellikle bu genel sigorta yapılması lazım. Yani ürünler ne zarar görürse, devlet karşılamalı. Şu anda mevcut koruma sistemleri yetersiz ve üreticiyi de belirli bir prim karşılığında mağdur etmekte çünkü ürünün zararının tamamı karşılanmamakta” ifadelerini kullandı.
“ÜRETİM MALİYETLERİ ORTALAMA 3 KAT ARTMIŞ DURUMDA”
Don olayının yanında bir de üreticinin girdi maliyetinin yüksek olmasına dikkat çeken Aktay, “Bu yıl üreticinin girdi maliyeti geçen yıla oranla 3 kat artmış durumda. Sulama girdisi arttı, gübre girdisi en az 5 kat arttı, ilaç hakeza öyle. Üretici bu masrafı yapmış, ürün alamıyor ve bir de seneye nasıl üretecek. Bunların hepsinin karşılanması gerekir. Bir de çiftçi borçludur, kredi ile yürütüyordur bunu. Özellikle son yıllarda, son 20 yıldır tarım göz ardı edildi. Yani üretim; sanayi olsun, tarım olsun tüm Türkiye’de bu iktidar döneminde göz ardı edildi. Hiç öncelenmedi, ticaret öncelendi. İyi bir planlama ve koruma; bunun ikisinin birlikte olması lazım. Mut’ta kayısının turfanda erkenci sofralık kayısının en iyi yetiştiği, en iyi verim alındığı, kalite alındığı yerdir. Uluslararası pazarda yeri var, dünyaca tanınır. Plansızlıktan kaynaklanan, elverişsiz topraklarda ekilmeyecek olan ürün ekilmekte ve istenilen verim elde edilememekte. O geniş ve elverişsiz arazilerde ürünler ekilince de asıl üretimin yapıldığı el verişli alanlarda da fiyatı düşürmekte ve o zaman da fiyat açısından zarar ettirmekte. Ayrıca, bu elverişli topraklarda ekilenden elde edilen ürün yüzde 20 ise, diğer elverişsiz alanlarda edilen ürün ise yüzde 0’dır. Ama niye sıfırlandı diye sorulacaksa da; üretime destek verilmediğinden dolayı. En çok verim alınacak olan buğday, arpa, mısır arazilerine kayısı ekilmekte destek alamadığından dolayı, muz ekilmekte. Ama buralarda ekilen muz ve kayısından verim alınmaz ve bu da dediğimiz gibi plansızlıktan ve korumasızlıktan kaynaklanmakta. İkisi bir felaketi getirmektedir. Birincisi acilen bir koruma şemsiyesi ve ikincisi de acilen bir planlama yapılmalıdır ve kaldı ki Cumhuriyet Halk Partisi’nin programında var zaten. Ben tekrardan bütün üreticilerimize geçmiş olsun diyorum ve umarım iktidar zararları karşılar ve gelecek yıl masrafları karşılar” şeklinde konuştu.
“ÜRETİCİLER ÇOK CİDDİ SIKINTILAR İÇERİSİNDE”
Girdi maliyetlerine dikkat çeken bir üretici ise, fidanlara yeteri kadar bakım yapamadığını ve bir fidana verilmesi gereken gübrenin yarısından daha azının verildiğini kaydederek, “Ürünlerimizi don vurdu. Girdi maliyetleri zaten almış başını gidiyor. Geçen sene 100-120 liraya aldığımız gübre, şu anda 400 ile 750 lira arasında değişmekte. İlaç aldı başını gitti ve 5 katına çıkmış durumda. Ciddi ciddi sıkıntıdayız. Sesimizi duysunlar. Hükümetin bunu acilen görmesi lazım. Vahim durumdayız, çiftçilik öyle, hayvancılık da aynı durumda. Geçen sene yemin kilosu ne kadarsa bu yıl 5 katı. Biz bu yıl ürünlerimize, ağaçlarımıza gübrelerimizi günde 5 kilo verdiğimiz ağaca günde 1 kilo vermek durumda kaldık. Alamadık gübreyi. Kooperatif gübre almış ve o da faiziyle bize satmakta” sözlerine yer verdi.
“TARIM TİCARİ BİR SEKTÖR DEĞİLDİR, TARIM SOSYAL BİR SEKTÖRDÜR”
Üreticinin girdi maliyetlerinden dolayı yakınmasından sonra tekrar konuşan CHP Mersin İl Başkanı Adil Aktay, “Demin de gübre ve ilaç satan esnaflarla bir araya geldik. Sordum; ‘burada geçen yıl kadara satılıyordu gübre, bu yıl ne kadar’ diye. ‘Üretici 5 alıyorsa geçen yıl, bu yıl 1 alıyor’ diyor. Hele bide bunun gelecek yılı var ve daha fiyatların ne olacağı belli değil. Burada, bu ürünler bir markadır. Bütün dünya pazarlarında aranız ve yeri var. Şimdi üretici gübreyi yeterince atmayınca, kalite düşecek, verim düşecek. Bu da ihracat potansiyelini düşürecek ve belki de Pazar kaybına neden olacak. Yani destekleme derken; üreticiye bu fiyat artışından sonra, meyve üreci ve diğer üreticilere öyle destek verilmeli ki; bu üreticiler hem daha kaliteli ürün alabilsin hem de rekabet koşullarına ayak uydurabilsin. Şu anda acı verici bir rekabet var. Şu anda üreticimiz günü kurtarama peşinde ve hiçbiri bir beklenti içersinde değil. Tarım ticari bir sektör değildir, tarım sosyal bir sektördür. Bu şekilde düşünülmediği zaman işin içersinden çıkılamaz. Sosyal sektör olarak görülecek ve buna göre de desteklemede bulunulmalıdır” diye ekledi.
“İKTİDARIMIZDA TARIM ADINA ÇOK DAHA GÜZEL İŞLER YAPACAĞIZ”
Bu yıl kayısı üreticisinin üzgün olduğunu söyleyen CHP Mut İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Saydam, “‘Kış çok güzel geçti, yağışlar güzeldi’ diye seviniyorduk ama mart ayında aşırı soğuklar ve özellikle çiçek döneminde eksi 8’lere varan, bu soğuktan dolayı erkenci kayısı dediğimiz kayısıların yüzde 80’ini don vurdu ve o yüzden de çok mutsuzuz. İlçemiz kayısı üretiminde özellikle sofralık kayısı üretiminde dünyada birinciyiz. En erken kayısı Mut’ta yetişmekte. Kapasitesi de oldukça yüksek ve her yıl 100-150 bin ton kayısı elde ediyoruz ve bunun da 20 bin tonunu ihraç ediyoruz. Tabi gübre ve akaryakıt fiyatları çok yüksek, elektrik ve su fiyatları çok yüksek. Bir de üzerine don olayı eklendiğinden çiftçilerimiz perişan. Hükümetin desteklemesi lazım, sigorta şirketlerinin bu olaya müdahil olması gerekir. İnşallah bizim hükümetimiz döneminde ve kaldı ki biz hep planlı üretim desteği verdik üreticilerimize, üretici desteklenecek gübre ve akaryakıt konusunda, alım garantisi olacak” sözlerini kullandı.
“MUT ÜRÜNÜN KAYBI; ÜLKE İÇİN DEĞER KAYBI DEMEK”
CHP Mersin İl Genel Meclis Üyesi Selahattin Aslan ise, Mut’un 50 yıldır yaşamadığı bir don olayını yaşadıklarını belirterek, “60 kilometre boyunca Göksü Vadisi’nin etrafında bulunan kayısı bahçeleri 15 gün boyunca devam eden don olayından dolayı aşırı bir derecede ürün kaybına yol açtı. 150 bin ton civarında bir rekolte bekleniyordu, bunun en az 100 bin tonu bu yıl yok. Bu da Mut ilçesine girecek olan ekonomik gelirdi. Şu anda gübre parası ödenemiyor, ilaç parası ödenemiyor ve ama daha acı bir şey var; bu 60 kilometre boyunca vadideki bütün bahçeler elektrikle sulanır ve şimdi de elektriğe verilen zam 3 katına çıktı. Çiftçi bu zamlar karşısında bahçesine suyu verememe korkusunda. Yapılabilecek şey ise; acilen destekleme verilmeli, acilen banka kredilerini bir şekilde ertelemek yoksa yılların birikimi bu yıl içersinde heba olup gidecek. Yetkililerin dikkatini çekmek istiyoruz. Mut’un, Mut halkının elinden tutalım. Buradaki üretim sadece Mutlu için değil, bunun ihracatı var, sanayi ürünlerinin değerlendirilmesi var. Bütün ülke için değer kaybı demek olacaktır” dedi.
|