Gıdadan giyime birçok ürüne gelen zam, çay ve şekere de gelerek, kahvehane ve kafelerde fiyat artışına neden oldu. Çay ve şekere gelen zamlarla birlikte kahvehanelerin müşteri potansiyelinin de düştüğünü ifade eden kahveci Ali Özdemir, “Zamdan önce çay fiyatlarımız 1 lirayken şu anda 2,5 liradan satıyoruz. Kuru çay alış fiyatımıza da yüzde 43’lük bir zam geldi. Fiyatlar yükseldi, müşteri azaldı ve bütün kahvehaneler etkilendi diyebiliriz” dedi.
Haber- Sevcan Akgül
Akaryakıttan enerjiye, gıdadan giyime birçok ürüne gelen zam, çay ve şekere de geldi. Marketler yüzde 43,7'lik zammı etiketlere yansıtmaya başlarken, kahvehanelerde de müşteri sayısı düştü. Tahmini olarak önceleri maksimum 40 TL'ye satılan 1 kiloluk çay, bazı marketlerde 74 TL'ye kadar çıktı. Zamlardan önce kahvehanelerde 1 liraya satılan çayın fiyatı 3 liraya dayandı. Birçok kahvecinin de sitem ettiği çay ve şeker zammı, müşteri sayısını da etkileyerek, kahvehanelerdeki yoğunluğun azalmasına neden oldu. Çay ve şeker fiyatlarının müşteriyi doğrudan etkilediğine değinen kahveci Ali Özdemir, alım gücünün yüksek olduğunu, kahvede çayın pahalı olmasının hem müşteriyi hem de kahvecileri etkilediğini ifade etti. Başka bir kahvehane işletmecisi Fazlı Kaya ise, çay ve şekerin pahalandığını belirterek “Büyük tüccarların, üreticilerden aldıkları ürünlere yüksek fiyat fark koyması bu zamlara etki ediyor” dedi.
ÖZDEMİR: “ÇAYA YÜZDE 43’LÜK BİR ZAM GELDİ”
Çay zamlarının olmasıyla birlikte kahvelere gelen müşteri sayısının azaldığına dikkat çeken kahveci Ali Özdemir, “Çaya yüzde 43’lük bir zam geldi. İlk olarak çayı alış fiyatımız; 3 kilo olarak alıyoruz, 185 lira ödüyoruz. Daha öncesinde 105 liraya alıyordum. Tabi en iyi çay daha çok pahalı. Yani önceden aldığımız çayın aynısından alıyorum. Hemen hemen iki katı oldu diyebiliriz. Çay fiyatımız; şu an 2,5 lira olarak satıyoruz. Tabi zamlardan önceki fiyatımız 1 liraydı. Sonrasında 1,5 TL’ye çıktı, sonrasında 2 lira oldu şimdi ise 2,5 lira olarak satışımız oluyor. Tabi 3 liraya satanlarda var ama bir çayın 3 lira olmaması gerek. Bu gidişle kahvehanelerde çay 3 lira olur” ifadelerini kullandı.
“ÇAYA ZAM GELMESİ KAHVELERİ ZOR DURUMA DÜŞÜRDÜ”
Kahvede oturan vatandaş sayılarının giderek düştüğünü aktaran Özdemir, “Zamlardan sonra yine müşteri sayımız düştü tabi. Çünkü ben sektörün içerisindeyim, çalışanım burada. Dükkan kirasıymış, verilen yevmiye, elektrik, su… Burada bir yemek 30 lira olmuş. İşler eskisi gibi değil. Elektrik faturamız bin lirayı bazen geçiyor. 300’e yakın su faturası ödüyoruz. Eskiden insanlar gelip kahvede oturuyorlardı, şimdi açtık saat 10’a doğru geliyor daha siftah yapmadık. Yani genel olarak bütün kahvelerde durum böyle. Yani işler öğleden sonra bir iki saat kıpırdama oluyor, ondan sonra geri düşüyor işler. Düşünün 6 tane masa var, 3 tane masamız doluyor. Genelde kahvelerde çaydan çok burada okey falan oynanıyor. Bütün kahvelerde okey oynanıyor. Oyun esnasında eskiden çayı çok satarken şimdi adamlar 3’er tane çay içtiklerinde 10 liraya yakın tutuyor. Bunu 4 ile çarptığınızda 40 lira yapıyor, bu sadece çaydan ibaret, bu da kahveye gelen müşteriye çok gelmekte. Yani fiyatların artması; bir yandan da müşteri azaltıyor. Çay satışı daha da azalmakta. Oyun esnasında eskiden saatlerce oturan kişiler şu an iki el okey oynayarak, kalkıp gidiyorlar. Onun için kahve böyle zor duruma giriyor. Kahvehane, kendini çevirebilmesinden öte, ‘karnımız doysun’ diyoruz. Başka yapacak bir şey yok” ifadelerini kullandı.
“ÇAY OLMAZSA MEŞRUBAT PARA ETMEZ”
Çay dışında da kahvehanede diğer içecek olan meşrubatları da sattığını belirten Özdemir, “Sadece çaydan ibaret değil tabi; meyve suyu, kola gibi diğer içeceklerde veriyoruz. Yani şimdi çay olmazsa meşrubat para etmez, yaktığı elektriği karşılamaz. Meşrubat koyduğumuz dolap aşırı derecede elektrik yakıyor. Ondan elektrik faturamız bin liraya yakın buluyor. Yani işin içine girdiğiniz zaman çıkamıyorsunuz. Buraya kira olarak bin 700 lira veriyoruz. 2 bin 500 istediler ama işte bin 700 lira veriyoruz. Kira artışımız ilk bin lira veriyorduk, 2 bin 500’e çıktılar. Biz burayı kapatacaktık. Ötesiydi, berisiydi kendi aramızda konuştuk, şu anda bin 700 lira veriyoruz. Yani istedikleri parayı veremeyiz. Çünkü o kadar kazancımız olmuyor. Çay fiyatı arttı, kira arttı ama müşteri yok. Adam geliyor 2 el oynuyor. En düşük hesap 25 lira tutuyor” diye konuştu.
“ÇAY PAHALI İSTER İSTEMEZ MÜŞTERİ SAYISI DA DÜŞÜYOR “
Paradan öte alım gücünün kalmadığını ifade eden Özdemir, “Bazen okey masasında oyun oynanır. Tek kişi şimdi hesap 50 lira verdiği zaman çok gelir. Yani arkadaş ortamında bazen tek ödeyen oluyor. O da düşük olanı söyledim. Bu adam 1 ay geldiğinizi düşünsenize bin 500 lira yapıyor. Yani demek istediğim hem müşteri potansiyelimiz düşüyor hem de kiralarımız yükseliyor. Şöyle eskiden çok müşterimiz de şu an adamın cebinde para yok ki. Aslında para olsa da alım gücü kalmadı. İçtiğiniz çay kahvede 3 liraysa cebinde para olsun bir anlamı kalmıyor. Çayın fiyatı yüksek oldu mu insanlar artık evinden içmekte daha mantıklı buluyor. Kahveye arkadaş ortamı için geliniyor çay da yükselince ne yapsınlar evde oturmak daha mantıklı geliyor. Eskiden gençlerde geliyorlardı şimdi gençlerde gelmemeye başladı. Yani genelde yaş almışlar kahveye geldiği için evde sıkılıyor. Kahvede vakit geçiriyor, parkta vakit geçiriyor. Bakıyor çay pahalı ister istemez müşteri potansiyeli düşüyor” dedi.
“İNSANOĞLUMUZUN YAPISI KAHVEHANEYE UYGUN”
Kahvehaneye alışkanlığının ülkede devam edeceğini, kahvehane kültürünün Türkiye’de bitmeyeceğini aktaran Özdemir, “Artık bizim milletimizde bir kahvehane alışkanlığı var eskiden daha çoktu tabi. Şimdi tabi kafeler açıldı biraza genç takım kesim olanlar hep oralarda takılıyor. Ama kahvehane kültürü bitmez çünkü bizim yaşlı insanımız evden çıkıp sıkıntılarını gidermekte. İşte oda kahvehanede arkadaşlarıyla oturmayı, oyunlar oynamayı tercih ediyor. Kahvehane eski yıllardan beri var ve devam edecek de. Çünkü insanoğlumuzun yapısı kahvehaneye uygun başka yapacakları bir şey olmadığından burası mantıklı geliyor” diye belirtti.
KAYA: “ARACILARIN FİYAT ARTIŞINDA ETKİSİ ÇOK”
Çay ve şekerin pahalı olmasını büyük tüccarlara bağlayan başka kahvehane işletmecisi Fazlı Kaya, “Şimdi bakın çay pahalı, şeker pahalı kahveci esnafı perişan durumda bunu kabul etmek lazım. Şimdi 50 kuruş zam yaptığında halk diyor ‘sen zammı niye yapıyorsun’ demiyor ki bu neden oluyor. ‘Bu nasıl geliyor’ bunu söylemiyor. Halk ‘içimde, yiyeyim de gideyim’ diyor. ‘Geri kalan ne olursa olsun’ diyor. Gerçekten bir sıkıntı var, yok değil. Bunun nasıl önüne geçilmesi lazım. Biz her şeyi devletten bekliyoruz. Aslında bu en büyük eksiklik nereden geliyor biliyor musunuz? Büyük tüccarlardan geliyor. Üretim üretici çalışıyor çabalıyor veriliyorlar büyük tüccara, burada kazanan büyük tüccardır. Esnaf bu yüzden perişan oluyor. Hepsi birbirine bağlı. Örneğin; adam ‘mal bize gelene kadar aracılar fark koyuyorlar’ diyor. Artı adam gidiyor, daha tarladayken çitçinin ürününü alıyor büyük tüccarlar. Aradaki kazanıyor tabi. Perişan olan da halk ve küçük esnaftır. Şekerin kilosunun 60 lira olduğunu söylüyorlar. 3 ay evvel önce şeker 5,25 liraydı. Ben kahveciyim bunu biliyorum. Şimdi şeker olmuş 60 lira bunu kim yaptı” şeklinde konuştu.
“MARKETLERDEKİ FİYATLAR DENETLENMELİ”
Devletin denetim kontrol mekanizmasının çalışması gerektiğini ifade eden Kaya, “Şimdi burada eksiklik nerede var burada biliyor musunuz? Devletin mekanizması çalışmıyor. En üsttekinde bağırıyor ama alttakiler çalışmıyor. Yani demek istediğim gidip de kontrol etmiyorlar. Sen bunu kaça aldın bunu söylemiyorlar. Ya da sen bunu kaça satıyorsun diye sormuyorlar. Gidip bunu fiyatları soracak yani devletin mekanizması çalışacak. Şimdi ev kiraları, dükkan kiralarını kiraya verirken acaba sen belediye ne ödemişsin. Ne göstermişsin belediyeye. Sen bu evini şimdi parayla 2 milyona satarken sen rahiş bedeli ne göstermişsin belediyeye. İşte bu mekanizmalar yok. Alt tabaka üst tabakaya bildirmiyor. Üst tabakada günlük gülistan gösteriyorlar. Şimdi üst tabakaya bunlar ulaşması gerek” dedi.
“TARIMA ÖNEM VERİLMELİ, DENETİMLER YAPILMALI”
Tarım için vatandaşa verilen kredilerin denetlenmesi gerektiğine dikkat çeken Kaya, “Bu ülkenin kalkınması için çiftçiye köylüye müthiş bir para verecekler. O parayla da çiftçi bir kısmını götürüp yiyor. Bu para çiftçiye verilirken bu çiftçi ne yapıyor diye bakılmalı. ‘Acaba tarlasını ekmiş mi ekmemiş mi?’ denetim yapması gerek ama yapmıyorlar. Bu çok büyük bir eksiklik bu devlet muhakkak buna yönelecek. Nereye yönelecek. Çiftçiye, tahıla, hayvancılığa yönelecek. Bir kere devletin vermiş olduğu paranın arkasında bakacak. Gidecek insan görecek, adamını gönderecek. Yani şimdi devletin memuru mu eksik. Rahmetli Özal döneminde para verdiler ahır yapacaklarını söylediler. Adıyaman da adamlar kaçtılar. Devlet bunu yapacak, bana vermiş olduğu paranın arkasına gelecek denetleyecek. Denetim mekanizmasını kuracak burada. İlle de bu tarıma, tarıma önem verecek. Buğdaysa, arpaysa, ayçiçeği ise yani ne ise bu toprakların çalışması muhakkak lazım. Ben bugün neden gideyim Ukrayna’dan, Rusya’dan alayım. Al yine al ama eksik geliyorsa al. Ama burada benim toprağım varken neden oradan alalım. Bugün bir Konya ovası var, Urfa ovası var, Elazığ da var, Malatya da var. Buralarda öyle önemli tarım topraklarımız var ki işte tarım eksik. Mersin’de iyi tarım açısından ama Mersin’i yok ettiler. Mersin taş yığını haline geldi. Sen 1960 yıllarında Mersin’e girdiğin zaman bir gül koku vardı. Şimdi ne kokusu var. Bunu da politikacılar yaptı. Ben kimseyi ayırmıyorum” şeklinde konuştu.
“ÇAYIN PAHALILIĞINDAN BÜTÜN KAHVEHANELER ETKİLENDİ”
Çiftçiye önem verilmesi gerektiğini belirten Kaya, “Çiftçi çok önemli, çiftçi yetiştirmezse zam olur. Verilen destekler kontrol edilmeli. O insanları neler yaptıkları görmeli. 200-300 bin lira para verilecek sonra arkasına bakmazsan. Çiftçide bunu önemsemez. Para verilirken kaç tane tarlan var ekimini yapacaksın denilecek. Yani bunu herkes biliyor adam parayı cebine koyup gidiyor. Alıp ekmezsen zamlar olur. Benim dediğim 30-35 yıl evvel önce olan şeyler. Çünkü devletin o mekanizması çalışmıyordu. Biz kahveci olarak mesela bizde sıkıntıdayız. Çay ve şeker pahalı şu an pahalı durumda. Ben çayın iyisini alıyorum. Çayın kilosunu 150 liraya alıyorum. Şekerin kilosu önceden dediğim gibi 60 lira olmuş. Bu tabi kahvehaneleri etkiledi. Ben çayı 5 kilo alıyorum 650 lira para veriyorum daha uyguna geliyor. Su da bizim için önemli, elektrik de öyle. A’dan Z’ye her şey aldı başını gitti. Artık kahveci de artık boğazına kadar geldi. Kahveci de zam yaptığı zaman halk ‘neden zam oldu’ diyor. Biz odaya bağlıyız tabi. Oda ne derse onu yapmak zorundayız. Sıkıntı çok diyebiliriz” ifadelerini kullandı.
“KAHVECİNİN DERMANI KESİLMİŞ”
Sözlerine devam kahveci kaya, “Benim işlettiğim kahvehane de bir tane buzdolabı var bir de çay semaver çalışıyor. Elektrik faturası var şimdi gösterebilirim. 2 bin 135 lira elektrik faturası gelmiş durumda. Yani kahveci bunun altından çıkabilir mi? Yani kahvecinin dermanı kesilmiş. Eskiden bu kahvehane dolardı. Şimdi görüyorsunuz bazen 1 masa oluyor bazen olmuyor. Benim ön tarafta tesbihciler var yani çayı oraya satıyorum. Yani kahveye gelip oturan fazla yok yani. Bu tesbihciler için belediyeye dilekçe verilmişti. Belediye yardımcı oldu, bu yolu girişi kapattı insanlar burada oturuyor. Tabi benim işimi de etkiliyor. 30-35 tane tesbihci var burada. Eskiden zabıta gelince kaldırılıyordu. Yani o tesbihcilerin olması işimi etkiliyor yoksa diğer türlü müşteri yok. Ben artık 70 yaşındayım para olsa ne olmasa ne olur benim için hiç önemli değil. Ama burada 35 kişi buradan ekmek kazanıyor. Dışarıdan gelen insanlarda oluyor. Yarın gör burayı ana baba günü oluyor. Perşembe günü bunların günleri her taraftan geliyorlar. Ben burada oyun falanda oynattırmıyorum” diye konuştu.
|