Abdullah Özyiğit, konuk olduğu yerel TV’de çalışmalarından bahsetti

Tarih: 12 Haziran 2022 Pazar 16:48

Haber- Burak Karataş

Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, Mersin’de bir yerel TV kanal programına konuk olarak yaptıkları çalışmalarından bahsetti. Yenişehir’de yapılan çalışmaları hakkında konuşan Özyiğit, “Göreve geldiğimiz günden bu yana söz verdiğimiz işleri yapmak için aralıksız çalışıyoruz. Göreve geldiğimiz zamanda ilk iş olarak katılımcı belediyecilik anlayışını hayata geçirerek, Türkiye’de bu kapsamda ilk olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.  Seçilmeden önce Yenişehir’de 32 mahallenin 32’sinde kürsü kurduklarını belirten Özyiğit, kürsülerde insanlarla buluştuğunu ve konuştuğunu ifade ederek, “Yenişehir benden sorulur diyen herkes buraya çıksın fikrini söylesin, dedik. Çıktı insanlarımız fikirlerini ifade ettiler. Ondan sonra; buraya gelmemiş, duymamış insanlar olabilir diye muhtarlıklara sandıklar bıraktık, oraya ‘sandığa yazılı olarak taleplerinizi bırakabilirsiniz’ dedik. Onun dışında ‘internet üzerinden de ulaşabilirsiniz’ dedik. 5 bin 70 kişi bu çalışmalarımızla buluşma şansı yakaladık ve 5 bin 70 kişi katılımıyla biz stratejik belgemizi hazırladık. Nasıl yaptık, oradan gelen verileri bir uzman ekibimiz tasnif etti ve o tasnif sonucunda çıkan sonuçları 5 ana başlıkta topladık. O 5 ana başlıkta; sporu ilgilendiren, eğitimi ilgilendiren, diğer hizmetleri ilgilendiren, imarı ilgilendiren, şehirciliği ilgilendiren konuları o başlıklarla uzmanlarla tartışmaya başladık. Diyelim sporda ise, spordan kim söz sahibi ise hocasından emek veren üyelerine kadar uzman masaları oluşturduk. Oradan çıkan sonuçlarla stratejik belgemizi hazırladık. Bir de kendi vizyonumuzu koyduk” diye konuştu.

“6 TEMEL İLKEYİ BAŞLANGIÇTA SÖYLEDİK”

Seçilmeden önceki zamanda kendilerine 6 temel ilke belirleyen ve o ilkelerle hareket edeceklerini aktaran Özyiğit, “İlkelerimiz; hareket ilkemiz, eğitim ilkemiz, hemşerilik ve dayanışma ilkemiz onun dışında kentleşme ve ekoloji ilkemiz ile bu 6 temel ilkeyi başlangıçta söyledik. Şimdi onların altını dolduruyoruz, halkımızdan gelen o talepleri ve sonradan gelen talepleri bu bazda değerlendirerek halkımıza hizmet etmeye çalışıyoruz. Belediyecilik anlamında klasik hizmetlerin dışında da ürettiğimiz Türkiye’de ilk olan işlerimiz var ve bunlar bir nevi yerel yönetimler, genel ülke yönetime geldiğimizde de onların atölye çalışmaları bazında değerlendirebileceğimiz çalışmalarımız söz konusu.  Bunları da hayata geçiriyoruz. Biraz aksamlarımız mevcut ekonominin geldiği yönden kaynaklı, bazı aksamalarımız olabilir ama bizi biraz geciktirebilir. Hepsini tek tek hayata geçiriyoruz, kendi adımıza yaptığımız işten mutluyuz, memnunuz” diye konuştu.

“ERKEN ÇOCUKLUK EĞİTİM, DÜNYADA İLK DEĞİLDE TÜKİYE’DE İLK DİYEBİLİRİZ”

Erken çocukluk eğitim (0-3 yaşındaki çocuklar) çalışmalarının öneminden bahseden Özyiğit,  aynı çalışmayı gösteren ülkelerin geliştiğini belirterek, “Dünyada ilk değil de Tükiye’de ilk diye ifade edebiliriz. Çünkü dünyada örnekleri var, Finlandiya’da 70’li yıllarda Finlandiya Başbakanı genç bir Başbakan, bütün Bakanlık bütçelerinin yüzde 10’unu tırpanlıyor ve erken çocukluk eğitimine yatırım yapıyor. O yıllarda bizim Finlandiya ile kişi başına düşen milli gelirimiz yakın 750 dolar civarında ve bugüne geldiğimizde Finlandiya’da kişi başına düşen milli gelir bizim birkaç katı seviyesindedir. Yani ne demek istedim orada insan yetiştirdiler. Katma değeri yüksek olan ürün üreten insan yetiştirdiler. Güney Kore, Finlandiya’yı örnek alarak bir yola çıktı ve bugün çok büyük ihracatlar ve bilişim teknoloji alanındaki ihracatlarını ve markalarını oluşturdu. Orada da kişi başına düşen milli gelirin 50 bin dolar rakama ulaştığı durumda” ifadelerini kullandı.

“ÇOCUKLARIN ZİHİNSEL GELİŞİ 0-3 YAŞ’TA GERÇEKLEŞİYOR”

Türkiye’de daha öncesinde erken çocukluk eğitim (0-3 yaşındaki çocuklar) dalında fazla bir çalışma yapılmadığını belirten Özyiğit, “Normal düzeyde belli yaşa gelmiş çocuklarımızı bile eğitirken zorlandığımız belli desteklerle, yerel desteklerle eğitim sağlanan alanlar varken erken çocukluk eğitiminin kapağı hiç açılmamış demeyelim, çok açılmamış. Açılan bölüm ile gündüz bakımevleri tabir ettiğimiz o 3-6 yaş bölümü kullanıyor. Belli bir kesim toplumun belki yüzde 10’nuna tekabül edecek alan o 3-6 yaş’ta belli bir eğitim alabiliyor gündüz bakımevlerinde. Ancak 0-3 yaş tamamen kapağı açılmamış bir alan. Biz bunu CHP Mersin İl Başkanı olduğum dönemde, bir eğitim çalıştayı yaptık ve oradan çıktı aldığımız bir sonuçtu.  Bu erken çocukluk eğitiminin ihmal edildiği, Türkiye aslında çok gerekli olan bir alan olduğu, çünkü çocukların zihinsel gelişi 0-3 yaş’ta gerçekleşiyor. Bilim insanları bunu ifade ediyor” ifadelerini kullandı.

“0-3 YAŞ ERKEN ÇOCUKLUK EĞİTİMİMİZ 7 HALKADAN OLUŞUYOR”

0-3 yaş erken çocukluk eğitiminin ilk adımını Türkiye’de attıklarını aktaran Özyiğit, “Dolayısıyla ‘bu alana yatırım yapalım’ dedik. Göreve geldik, bir binamızı Yenişehir akademi olarak yapılandırdık. O akademide biz ‘bu işi en iyi kim yapıyor Türkiye’de’ bunun araştırmasını yaptık. Marmara Üniversite’si ile bir iş birliğine gittik. Yaptığımız bir protokolle rektörlükle bu çalışmayı başlattık. 0-3 yaş erken çocukluk eğitiminin ilk adımını Türkiye’de atmış olduk. Burada anne- babaları eğitiyoruz. İlk olarak yeni evlenen gençlere evlilik eğitimi veriyoruz. Eğitimimiz 7 halkadan oluşuyor. Burada evlilik yaşama eğitiminden başlıyoruz. Bundan sonra çocuk sahibi oluyor. Çocuğuna nasıl bakacak, çocuğunu nasıl yetiştirecek, çocuğunu nasıl tutacak gibi şeyler anlatılmakta. Bütün bunlarda çocuğun hangi aylarda, hangi refleksleri, hangi zamanda eğilmesi gerekiyor bunlar öğretiliyor. Tabi çocuğu doğru yetiştirirseniz o çocuk diğer yaşıt olan çocuklardan daha ileride bir seviyede olur” diye belirtti.

“ÇOCUK EĞİTİMİ ALANINDA İLERLEDİĞİMİZ BİR İŞ OLDU”

Sözlerine devam eden Özyiğit, eğitim ile ilgili bazen online çalıştıklarını belirterek, “Bu çalışmaları bilimsel olarak yaptığımızda Marmara Üniversite’den aldığımız o desteklerle, hocalarımız buraya gelerek, gerek internet üzerinden online verdiği eğitimlerle ailelerimize dokundular ve bu dokunma sonucunda ailelerimizden aldığımız en büyük geri dönüş ‘doğru bildiğimiz yanlışları gördük’ şeklinde oldu. Dolayısıyla bu çok başarı iyi ki yapmışız dediğimiz, iyi ki bu kapağı açtık dediğimiz, bu yolda ilerlediğimiz bir iş oldu. Bebek kütüphanesini kurduk” diye konuştu.