Mersin’de kadınlar ile bir araya gelen Gazeteci, İletişim ve Siyaset Bilimci Sedef Kabaş, kadının iş hayatı ve siyasetteki eşitsizliğinden bahsederek, “2022 yılında işte çocuk gelinler dediğimiz bir vahşetten bahsediyorsak, yine eğitim yaşında da kızların ne kadar aslında örselendiğini ve ötekileştirildiğini görüyoruz. Kadınların beceriklisi de olacak beceriksizi de olacak, eğitimlisi de olacak eğitimsizi de olacak, her türden kadın siyasette olacak, tıpkı her türden erkek siyasette olduğu gibi. Yerel yönetimlerde temsiliyet oranımız ise yüzde 3. Bu Türkiye için bir utançtır” dedi.
Haber- Emrah Birgül
Gazeteci, İletişim ve Siyaset Bilimci Sedef Kabaş, ‘KADIN’ konulu söyleşi ile ‘İmza Gününde Buluşalım’ başlığı ile Mersin’de kadınlarla buluştu. Mersin Büyükşehir Belediyesi Nikah Salonu’nda kadınlar ile buluşan Sedef Kabaş, kadının tarihteki yeri ve öneminden bahsetti. Kadın ve erkek ile güzel günler inşa edeceklerine dikkat çeken Kabaş, “Kadınlar benim için ayrı, çünkü hakkettikleri yerde değiller. Burada destek veren erkekler gayet iyi biliyorlar. Bugün onun için buradayım. Kadın çok büyük bir güç ama güç bize ne zaman getiri sağlıyor. Kadınların sahip olduğu bir güç var zaten; doğuran, neslin devamını mümkün kılan, acıya dayanıklı olan, sabretmesini bilen, detaylar konusunda ince eleyip sık dokuyan ve kolay kolay üşenmeyen, en detayına kadar inceleyen, titiz çalışan, sağduyu sahibi, empati gücü yüksek, merhamet duygusu güçlü, koruyan kucaklayan, bir ortamda birlik ve beraberlik duygusunu yaratan bunlar bizi güçlü kılan özelliklerdir” şeklinde konuştu.
“GÜCÜMÜZÜ NE YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR, UNUTTURUYORLAR”
Kadınların güçlü olduğunu, bu gücün sistemsel olarak kadınlara unutturduklarını aktaran Kabaş, “Biz kadınlar kendimize şöyle soralım ‘Bunun ne kadar ayarındayız?’ Yani gücümüzün ne kadar farkındayız. Sistemsel olarak hem toplumsal temelde, hem aile bazında, hem toplum bazında, hem uluslararası platformlarda aslında tarihten günümüze baktığımızda; sistemli olarak ve çoğu zamanda kasıtlı olarak aslında kadınlarımızın sahip olduğu bu özellikleri ve gücü ne yapmaya çalışıyorlar, unutturuyorlar” diye konuştu.
“KADIN BAŞARILARDAN BAHSETMEMİZ LAZIM”
Kadınlara sistemli bir ayrımcılık bir politikanın izlendiğini belirten Kabaş, “Siz aslında o kadar güçlü değilsiniz, siz eşit haklara sahip değilsiniz, siz aslında birilerine muhtaçsınız, birilerinin el vermesi lazım ki siz yolunuzda ilerleyesiniz diyerek sistemli bir ayrımcılık politikası, stratejisi maalesef izleniyor. Bir örnek vermek istiyorum, bir arkadaşım bana şöyle dedi: ‘Kız olunca suskunluk olur, erkek olunca bayram olur’ işte doğduğu andan itibaren başlıyor. Ondan sonra yine kız okur mu?, okula gider mi?, kız çocuğu okutulur mu okutulmaz mı?, yoksa evlendirilir mi? bunlar hala var. Yıl olmuş 2022 hala biz bunu konuşuyoruz. Halbuki bizim şu anda uluslar arası çapta kadın hekimlerimizin, kadın astronotlarımızın, kadın fizik mühendislerimizin başarılarından konuşmamız lazım. 2022 yılında işte çocuk gelinler dediğimiz bir vahşetten bahsediyorsak, yine eğitim yaşında da kızların ne kadar aslında örselendiğini ve ötekileştirildiğini görüyoruz” ifadelerini kullandı.
“KADINLARIN ÜSTÜN OLDUĞU İKİ ÖZELLİK VAR; BİR TANESİ EMPATİ, İKİNCİSİ DE DİL-İLETİŞİM”
Bütün engelleri aştıktan sonra mesleki olarak başarı konusunun karşılarına çıktığını ifade eden Kabaş, “Şimdi bütün yapılan araştırmalar gösteriyor ki, 2 cinsiyet arasında zeka olarak, hafıza olarak, yetenek olarak bir cinsin öbür cinse üstünlüğü yok. Bütün Nörobilimi son 15 yılın en popüler alanı ve benimde çok sevdiğim bir alan. Çünkü bilim insanları merak ediyorlar beyin nasıl işliyor. Hani biz neye göre karar veriyoruz, neye göre hareket ediyoruz, neye göre yönlendiriliyoruz şeklinde bütün bilim dünyası bunun üzerine çalışıyor. Tabi ister istemez ‘kadın erkek arasında bir fark var mı’ diye araştırmalar yapılıyor ve görülüyor ki bir fark yok. Bilim bunu gösteriyor, sadece iki istisna var onu da sizinle paylaşayım. Erkeklerde kadına göre tek üstünlüğü olan bir özellik var, o da yön bulma duygusu. Kadınların üstün olduğu iki özellik var; bir tanesi empati, ikincisi de dil-iletişim. Yine ikisi de evrimsel olarak son derece makul ve mantıklı açıklamalar. Çünkü biz evrimsel olarak yüz binlerce, milyonlar yıl öncesine baktığımızda tabi ki kadın doğuran, üreten ve o bebeğe yükümlü o yüzden empati ve iletişim yapıyor. Erkek cinsi baba da ne yapıyor, gidecek avlanacak yiyecek bir şeyler bulacak, bu da yön bulgusu. Evrimsel olarak bu ikisi de makul durumda. Onun dışında bir kadının erkeğe, erkeğin kadına üstünlüğü yoktur” dedi.
“KADINLARA GELİNCE KRİTER, ERKEKLERE GELİNCE HODRİ MEYDAN”
İş hayatında erkeklere verilen motivasyonun kadınlara verilmediğine dair eleştireler de bulunan Kabaş, “Erkekler iş mülakatında 10 üzerinden 10 olarak anlatıyorlar kendilerini. Çünkü onlara hep ‘sen erkeksin, sen aslansın’ denilmiş. Kadınlar, erkeklerle aynı özellikleri taşıyor, aynı güce, aynı zekaya sahip ama kadınlar iş mülakatında kendilerini 10 üzerinden 5 olarak anlatmakta. Demek ki; nereye geliyoruz; şartlandırma. Aslında zihin haritanızı sistemsel olarak şekillendirmek, yapamayacaksın duygusu vermek, ya da bir şey yapacaksan daha fazla emek harcamak gerektiğini sana anlatmak olarak şartlandırılmıştır. Ya da şey denir örneğin; ‘her kadın siyasete girmesin.’ Her erkek nasıl giriyor siyasete. Gerçekler söylenmesin diye kadınlar şartlandırılıyor. Kadınların beceriklisi de olacak beceriksizi de olacak, eğitimlisi de olacak eğitimsizi de olacak, her türden kadın siyasette olacak, tıpkı her türden erkek siyasette olduğu gibi. Erkeklerin böyle bir lüksü var da kadınların niye yok, niye olmasın. Onun için kadınlara bir daha böyle bir şey denildiğinde siz de böyle konuşacaksınız. Kadınlara gelince kriter, erkeklere gelince hodri meydan” şeklinde konuştu.
“BAZEN AİLEDE, BAZEN TOPLUMDA, BAZEN MAHALLEDE O BEDEL ÖDENECEK”
Siyasette kadınları sayılarını çoğaltmaları gerektiğine dikkat çeken Kabaş, “İyi olan kalır, kötü olan elenir ama önce orada var olmamız lazım. Siyasette, mecliste kadın oranı yüzde 17. Siyaset, temsiliyet yeridir. Ama eğer siyaset temsiliyet yeri ise; niye kadınların oranı yüzde 17. Siyaset bir kariyer yeri değil, siyaset hizmet yeridir ve siyaset temsiliyet gerektirir. Kaldı ki; yerel yönetimlerde temsiliyet oranımız ise yüzde 3. Bu Türkiye için bir utançtır. Dolayısıyla böyle bir tabloda siz demokrasiden bahsedemezsiniz. Bir kere temsiliyette bir eşitlik tanınmamışsa demokrasiden bahsedilemez. Kadınlar haklarını istediklerinde kendilerine etiketler yapıştırılacaktır ama onu göze alacaksınız o bedeli ödemeyi. Bazen ailede, bazen toplumda, bazen mahallede o bedel ödenecek, o bedel ödenmeden olmuyor. Bedel ödemeden bir yerlere gelmek zor. Ben yıllarca en vahşi sektörde çalıştım kadın olarak. Hiçbir kriterin olmadığı, hiçbir hakkın hukukun olmadığı, hiçbir adaletin olmadığı bir alan. Zor olacak, zaten kolay olsaydı adı mücadele olmazdı. Şimdi görüyorsunuz kadın söz konusu olduğunda gazeteciysen zor, bir de kadın gazeteciysen daha da zor” ifadelerini kullandı.
|