DEVA Partisi’nin ‘Çevre Ve İklim Planı’ ile ilgili ilk durağı Mersin oldu




Tarih: 22 Haziran 2022 Çarşamba 17:11


DEVA Partisi Doğa Hakları ve Çevre Politikaları, ‘DEVA Yeşil Çizgilerini Anlatıyor’ adı altında ‘Çevre ve İklim Değişikliği Eylem Planı’ toplantısı gerçekleştirdi. Çevre Ve İklim Planı’nı Mersinlilere anlatan DEVA Partisi Doğa Hakları ve Çevre Politikaları Başkanı Evrim Rızvanoğlu, “Eylem planımızı hazırladık. Bunu üç ana başlık adı altında gruplanırdık. Birincisi yaşamsal. Yani bizim yaşamımızı bu yeşil dönüşüm nasıl etkiliyor. İkincisi ise doğaya zarar vermeden nasıl üretim yapabiliriz. Diğeri ise bu dönüşümü sağlayacak yasal düzenlemeleri nasıl yapmalıyız” dedi.

Haber- Emrah Birgül

 

DEVA Partisi Doğa Hakları ve Çevre Politikaları Başkanı Evrim Rızvanoğlu, Kurucular Kurulu Üyeleri Sedat Kadıoğlu, Tuğba Tapsız ve Mersin İl Başkanı Cenk Cenkcimenoğlu'nun katılımıyla ‘DEVA Yeşil Çizgilerini Anlatıyor’ başlık ile DEVA Partisi'nin ‘Çevre ve İklim Değişikliği Eylem Planı’nı anlatmak için tanıtım toplantısı düzenlendi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Ayhan Kızıltan, Mersin Sanayici ve İş İnsanları Derneği (MESİAD) Başkanı Hasan Engin, Mersin Kent Konseyi ve MTSO eski Meclis başkanlarından Faik Burakgazi'nin yanı sıra sivil toplum örgütü temsilcileri mensuplarının yoğun ilgi gösterdiği toplantıda çevresel sorunlara karşı uygulanacak eylem planları konuşuldu. Çevre Mühendisi Mersin İl Başkanı Cenk Cenkcimenoğlu, çevre politikalarının yeşil çizgileri olduğunu ifade ederek, kentlerin ve ülkenin gelişiminde çevreyi ve sağlığı öncelik alan bir yaklaşım sergilediklerinin altını çizerek “Çevre Eylem Planımız aslında halkımızın ve ilgili kurumların görüşlerinin alınması nedeniyle son derece sağlıklı bir biçimde hazırlanmıştır” ifadelerini kullandı.

 

KIZILTAN: “BÜTÜN PARTİLERİN ETKİNLİKLERİNE KATILIM SAĞLIYORUZ, AYIRT ETMİYORUZ”

Toplantıda konuşmasını gerçekleştiren Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Ayhan Kızıltan, hiçbir siyasi partiyi ayırt etmeden etkinliklerine katılım sağladığını aktararak, “Kırmızı çizgilerimiz geçiliyor ama yeşil çizgilerimizi geçirtmeyeceğiz. Siyasi partilerimizin her ortamda her alanda kendilerini anlatmaları gerekiyor ve bizlerinde hiçbir siyasi partiyi ayırt etmeksizin dinlememiz gerekiyor, misafir etmemiz gerekiyor, onların etkinliklerine katılım sağlamamız gerekiyor. Şimdiye kadar bizim gibi kurumlar sadece iktidar partisinin etkinliklerine katılım sağlıyorlardı ve diğer partilerin etkinliklerine gidilmezdi, bir çekingenlik vardı. Sonra biz göreve geldikten sonra her yere, her partiye gitmeye başladık ve gitmemiz gerekiyor. Bizim gibi kurumlar, STK’lar tabiki katılım sağlayacak, sağlamalı. İktidarın da çalışmalarına, muhalefetin de çalışmalarına katılım sağlamalıyız çünkü ne tür işler, çalışmalar yaptıklarını bizlerin görmesi, bilmesi gerekiyor. Bir de en önemlisi; siyasetçiler bizi değil, biz siyasetçileri yönlendireceğiz. Toplum siyasetçileri yönlendirecek, siyasetçiler de toplumun yönlendirmesine göre idare edecek bu toplumu” şeklinde konuştu.

 

“YATIRIMLARDA YEREL DİNAMİKLERİN HABERDAR EDİLMESİ GEREK”

Kentteki yapılan yatırımlarda yerel dinamiklerin haberdar edilmesi, fikir alış verişi yapılması gerektiğini ifade eden Kızıltan,  “Türkiye’de şöyle bir tablo var; diyelim ki herhangi bir kurum bir ilde bir yatırım yapacağı zaman, o günün sabahında o ilin hepsi ayağa kalkıyor ve ‘çevreye vesaire zararları var’ deniliyor ve bir kaos yapılıyor. Halbuki bunlar planlanırken, yerel dinamikler işin içersinde olsa, yerel dinamikler bütün süreçlerin içerisinde olsa, o kentin hazmettiği, o kente gerçekten faydalı olan yatırımlar yapılabilir. İşte Türkiye’de bu eksik. Onun için mutlaka artık yerel dinamiklerin bu tür süreçlerde olması gerekir” dedi.

 

ENGİN: “İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KURALLARINA UYAN TÜRKİYE’DE İLK STK’YIZ”

MESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Engin ise, Türkiye’de iklim değişikliği kurallarına uyan ilk STK olduklarını, yatırımlara karşı olmadıklarını, çevre konusunda daha dikkatli olması gerektiğini vurgulayarak, “Burada ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyuyoruz. Öncelikle program çok güzel yeşil ve çevre üzerine biz MESİAD olarak daha doğrusu TÜRKONFED olarak Avrupa Birliği yeşil mutabakata uyan ve iklim değişikliği kurallarına uyan Türkiye’de ilk STK’yız. Mersin’de de öyleyiz. Zaman zaman açıklamalarımız olmuştur. Mersin’de de çevre platformları ile ilgili açıklamalara katıldık. Çünkü Mersin öncelikle nükleer santral konusunda, balık çiftlikleri konusunda çok açıklamalar yapıldı, çok eylemler yapıldı. Biz enerji ihtiyacından dolayı çok karşı olmadı ama yerine karşı olduk, yeri uygun değildi. Fakat gelinen noktada şu anda inşaatı devam ediyor. İnşallah Türkiye’nin enerji ihtiyaçlarını karşılar ve yeşil mutabakata da uyarlar. Herhangi bir sorun olmaz” diye konuştu.

 

“YATIRIMLARIN ÇEVREYE UYGUN YAPILMASINI İSTİYORUZ”

Sözlerine devam eden Engin, yatırımlarda yer ve çevrenin uygun olması gerektiğini belirterek, “Balık çiftlikleri konusunda yine karşı çıktık, 3-4 mil Lütfi Elvan katkılarıyla geriye aldılar. Çünkü handikaplar var, Kargıcık turizm bölgemizin tam karşısı nükleere de yakın. Tarsus kıyı kesimi turizm bölgesi içinde aynı şekilde Kromsan tesislerimiz var. Biz bunlara karşı değiliz; yapılsın, üretilsin, ihracatı geliştirsin. Fakat yerlerini, atıklarını kurallara uygun bir şekilde depolasınlar, taşısınlar istiyoruz. Aynı zamanda Tarsus kıyı kesimi turizm bölgesinde de bu konuda handikaplar var. Yatırımcılar özellikle tahsis sahipleri biz gelmeyiz diyorlar. Ama Kromsan yetkilileri sahile atıklarını biraz daha kurutup biraz daha fazla taşıyorlar. İnşallah turizm bölgemizde kısa zamanda yapılır. Yani Mersin MESİAD olarak yatırımlara karşı değiliz.  Daha doğrusu çevreye uygun yapılmasını istiyoruz”  

 

RIZVANOĞLU: “KURUM, KURULUŞ VE SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİYLE GÖRÜŞEREK EYLEM PLANIMIZI YAPTIK”

Çevre ve İklim Değişikliği Eylem Planının hazırlığında çok geniş kapsamlı bir çalışma yaptıklarını belirten DEVA Partisi Doğa Hakları ve Çevre Politikaları Başkanı Evrim Rızvanoğlu, “Gerek yerelde gerekse ülke genelinde ilgili kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütleriyle görüşerek eylem planımızı hazırladık. Bunu üç ana başlık adı altında gruplanırdık. Birincisi yaşamsal. Yani bizim yaşamımızı bu yeşil dönüşüm nasıl etkiliyor. Toprağımızda, suyumuzda, havamızda olan değişimler yaşamımızı nasıl etkiliyor. Bunu tüm yönleriyle ortaya koymak istedik. İkincisi ise doğaya zarar vermeden nasıl üretim yapabiliriz? Yeşil mutabakatı nasıl sağlarız. Yeşil ekonomiye geçişte zihniyet değişimini nasıl sağlarız? Diye kafa yorduk. Son olarak da bu dönüşümü sağlayacak yasal düzenlemeleri nasıl yapmalıyız, ne yapmalıyız konusunu belirlemek istedik” ifadelerini kullandı.

 

“VATANDAŞIN SAĞLIĞINI BOZMADAN YATIRIMLAR YAPILMALI”

Türkiye’de yapılan yatırımların yaşayan vatandaşların sağlığından daha önemli olmadığına dikkat çeken Rızvanoğlu, “Afşin’e gittik ve gözlemlediğimiz şey bazı santrallerin filtresiz şekilde çalışmaya devam ettiği idi. İşin başka bir yönü ise orada yaşayan insanlar başka gidecek yerleri olmadığı için bu santrallerde çalışmaz zorundalar. Hava kirliliğini görüyoruz ve insanların bundan nasıl etkilendiğini gözlemleyebiliyoruz. Diğer bir açıdan baktığımızda hava kirliliğinin devlet bütçemize zararı 4,8 milyar TL. Hem halkımız sağlığını kaybediyor hem de hepimizin cebinden çıkan çok yüksek paralar var. Oradaki insanlar ya sağlığını seçecek yada ekmek parasını seçecek. Oysa yapılan yatırımlar Türkiye’de yaşayan hiçbir vatandaşımızın sağlığından daha önemli değildir. Tabi ki bu yatırımlar yapılacak, enerji ihtiyacımız var. Asma bunu yaparken halkın sağlığını mahvetmeden yapmamız gerekiyor. Demek ki yapmamız şey denetimini yapmak ve düzeltilemiyorsa kapatmak olacaktır” şeklinde konuştu.

 

“ÇEVRE SORUNLARI İÇİN DOĞRU BİLGİLERİN YER ALDIĞI BİR AĞ OLUŞTURMAK”

Türkiye’de 13 tane şehrin çok yüksek kirli havaya sahip olduğunu aktaran Rızvanoğlu, “Muğla’da orman yanıyor, birilerini arayarak, uçak geldi mi, yangın nerelere kadar yayıldı, müdahale yeterli mi diye yanıtlar almaya çalışıyoruz. Nedeni ise şeffaf bir bilgilendirmenin olmaması. Geçen seneki gibi mi olacak diye kaygılanmaya başladık. O zaman öncelikle yapmamız gereken demek ki halkın ulaşabileceği doğru bilgilerin yer aldığı bir ağ oluşturmak. Mesela Mersin ‘de yaşayan bir vatandaş, en yoğun kullanılan bölgesindeki havanın kalitesini doğru biçimde öğrenebilecek. Böyle bir bilgi yaşamsal öneme sahip. Öğrenebildiğimiz kadarıyla Türkiye’de 13 tane şehir çok yüksek kirli havaya sahip ancak onların arasında Mersin var mı yok mu onu bile bilmemiz mümkün değil. Biz bunu vatandaş olarak gördüğümüzde bunu yönetimlere düzeltmeleri konusunda baskı yapmaya başlayacağız” sözlerini kullandı.


Etiket:


Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

 
 
  SOSYAL MEDYA
 
 
  GAZETEMİZ
 
 
  BASIN İLAN
 
 
  HAVA DURUMU
 
 
  FACEBOOK
 

 
 
 


 

Siteden yararlanırken yayın politikamızı okumanızı tavsiye ederiz. mersinhakimiyet.com © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. mersinhakimiyet.com basın ve yayın meslek ilkelerine uyar.

URA MEDYA