Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Mersin Üniversitesi işbirliğinde gerçekleşen veri kaynaklı göç yönetimi toplantısında, Mersin ilinde yaşayan geçici koruma altındaki Suriyeli sığınmacıların algı ihtiyaç ve beklenti araştırma sonuçları tartışıldı. Suriyeli sığınmacılar hakkında kapsamlı çalışma yaptıklarını belirten Mersin Üniversitesi Göç Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Esra Dik, “Türkiye gerçekten çok stratejik bir konumdadır. Biz her tülü göç almalarına maruz kalabiliriz. Dolayısıyla her kentin hazırlıklı olması gerekir. Dolayısıyla hazırlıklı kentler bir şekilde düzenli ve sistematik olarak veri bilimlerinden yararlanarak artık kendi datasını oluşturması gerekiyor” dedi.
Haber Emrah Birgül
Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Mersin Üniversitesi arasında yapılan protokol kapsamında veri kaynaklı göç yönetimi ile ilgili 2022 yılı ihtiyaç ve algı araştırmaları üzerine diyalog toplantısı yapıldı. Yoğun katılımın olduğu toplantıda, Türkiye’ye gelen Suriyeli göçmenler hakkında yapılan araştırmalardan ve veri analizlerinden bahsedildi. Toplantıda konuşmasını gerçekleştiren Mersin Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı İbrahim Evrim, Türkiye’nin son 300 yıldır göç alan bir ülke olduğunu kaydetti. Tarihi savaşlardan sonra Türkiye’ye göçlerin başladığını aktaran Evrim, “Bir Osmanlı İmparatorluğunun toprak kaybetmeye başlamasıyla birlikte balkan harbini kaybetmemizle birlikte büyük göçler olmaya başlandı. Çarlık Rusya’ya karşı Şeyh Şamilin savaşı kaybetmesiyle birlikte Kafkas göçleri oldu. Kırımın Rusya tarafından alınmasıyla oradan göçler oldu. Bu son zamanlarda artık Bulgaristan’dan kaçan soydaşlarımızdan Anadolu’ya göçler yaşandı. Saddam’ın gazlarından kaçanlardan buraya gelerek Türkiye’ye sığındılar. Afganların Rusya tarafından işgal edildiğinde yine Türkiye’ye göçler oldu. Yani Türkiye göç meselesine karşı bir duyarlı bir ülkedir. Mersin’de kurulduğu günden bu yana göçlerle büyük bir şehir, ilk başlarda ekonomik cazibeler yüzünden gönüllü bir göç ile karşılaşmışız. Tabi sonradan doğudan gelen göç ile Mersin’in nüfusunun aşırı derecede büyümesine neden oldu” ifadelerini kullandı.
“GÖÇMENLERLE İLGİLİ HİÇBİR AYRIM GÖZETMEKSİZİN HİZMET VERİYORUZ”
2011 yılında Suriye krizi ile birlikte Mersin büyük miktarda göç ile karşılaştığına dikkat çeken Evrim, “2011-2014 yılında sayısına hazırlıklı olmadığımız bir miktarda göç aldık. Yine de güzel bir şekilde baş ettik. Gerekli bir mekanizmamızın hazır olmamasına rağmen iyi başardık. İlk acil ihtiyaçlar dönemini atlattık, sonrasında sağlık, istihdam, okul, eğitim gibi sorunlar başladı. Onları da yordamıyla çözdük, bugünde uyum meselesi ile karşı karşıyayız. Yasal düzenlemeler ile karşı karşıyayız. Merkezi hükümetten aldığımız yardım ise sadece Türk vatandaşı sayılarının hesaplanarak bize geliyor. Suriye vatandaşlarına da artı bir hizmet de veriyoruz. Hiçbir ayrım gözetmeksizin veriyoruz. Geleceğe umut ile bakıyoruz. Bu yaptığımız toplantı ile Mersin Büyükşehir Belediyesi ile Mersin Üniversitesi Göç Birimi arasındaki kapsamlı iş birliğin sonucudur” ifadelerini kullandı.
DİK: “GÖÇMNLER İLE İLGİLİ MERSİN HARİTASINI ÇIKARDIK”
Mersin Üniversitesi Göç Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Esra Dik’ de göçmenlerin kent ekonomisi üzerinde çalışmalarının olduğunu ifade ederek, “Bugün ilk defa Mersin Üniversitesi ve Mersin Büyükşehir arasında yaptığımız protokol kapsamında bu toplantıyı gerçekleştiriyoruz. Biz aslında aldığımız deneyimlerle bunu böyle toplantılarda sizlerle paylaşmak istiyoruz. Bu sürekli hale getirmek istiyoruz. Çünkü yaratıcı veri kaynaklarına ihtiyacımız var. Hem devlettin yürüttüğü hem de yerel yönetimin yürüttüğü politikaları çok değerli buluyoruz. Dolayısıyla Büyükşehir Belediyesi bize gerçekten bu konuda çok destek oldu ve hemen her birimi ile çalıştık. Büyükşehir’in bize sunduğu bu iş birliği bizi akademik olarak yükseltti. Bu akademik bilgilerini tüm kamu kurumlarıyla paylaşmak istiyoruz. Göçmen yaşayanların kent ekonomisine etkisi üzerine çalışmamız yaklaşık 10 milyon veri üzerinden gerçekleşti ve sektör bazda değil, tek tek ürün bazlı Mersin haritasını çıkardık. Bunlar bizde kalsın istemiyoruz, üniversitenin amacı araştırmayı teşvik edip, bu çıkılarını gerçekten bir politika belgesine ulaşmasını sağlamak” şeklinde konuştu.
“GÖÇMENLER KONUSUNDA MERKEZİ İDARE TEK BAŞINA YETEMEZ”
Kapsamlı bir saha çalışma yaptıklarını belirten Dik, “Bu anlamda üniversite olarak çok önemsiyoruz. Daha önce hiç yayınlanmamış bir saha çalışması, ilk defa sizinle paylaşıyoruz. Bu konuları birlikte tartışalım, birlikte eksikliklerimizi görelim. Bir sonraki adımı attığımızda neye ihtiyacımız var, biz neye bakacaksak o yüzden çok büyük veriler elde ederiz. Aslında sadece şu an göç kitlesini değil, olası diğer kitlesel hareketlerini de ulaşabileceğiz. Dolayısıyla aslında burada iklim değişikliği ve bölgesel sorunlar var. Türkiye gerçekten çok stratejik bir konumdadır. Biz her tülü göç almalarına maruz kalabiliriz. Dolayısıyla her kentin hazırlıklı olması gerekir. Mersin Büyükşehir Belediyesi de aslında kavram üzerinden yeni bir tartışmayı da yaratmak amacında, dolayısıyla hazırlıklı kentler bir şekilde düzenli ve sistematik olarak veri bilimlerinden yararlanarak artık kendi datasını oluşturması gerekiyor. Bu ulusal düzeyde merkezi yönetiminde aslında politika öğretirken gücünü artıracak bir unsurdur. Yereldeki gücü artırırsak merkezi de güçlendiririz. Merkezi idare her şeyi tek başına yetemez “ diye konuştu.
“SURİYE’LİLERİN YÜZDE 30’U ÜLKESİNE DÖNMEK İSTİYOR”
D.r Kandemir Atçeken ise Suriye sığınmacılar hakkında analizler yaptıklarını belirterek, “ Suriyeli göçmenlere, ‘Ayrımcılığa maruz kaldınız mı?’ sorusuna analizlerde fazla bir ayrımcılığın olmadığını gördük. İş yaşamında biraz ayrımcılık görülmüş. Suriyelilerin birçok kişinin iş yerinin olduğunu görülüyor. Mersin’de iş bulma konusunda sorulan soruda ise, genellikle arkadaş, aile ve çevreden faydalanarak iş bulduklarını analizlerde gördük. Vatandaş olma beklentileri konusunda da genelde çoğu istemekte. ‘Suriye’ye gitmek istiyor musunuz?’ sorusuna ise yüzde 30 evet cevabı vermiş” şeklinde konuştu.
|