Mersin’deki ekonomiyi, tarımı ve kentte yapılan yatırımlar hakkında gazetemize açıklamalarda bulunan Mersin Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (MESİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Engin, “Ekonomik olarak dünyada lojistiğin öne çıktığı günümüzde bu konuda şanslı bir kentte yaşıyoruz. Çimento sektörü, cam sanayi sektörü; tarımsal alanda örtü altı tarımı ve bitkileri olarak, meyve-sebze ihracatı açısında Mersin önde gelen kentlerimizden biridir. Ama yatırım alma konusunda en gerilerde olan illerden biridir” dedi.
Haber- Emrah Birgül
Mersin Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (MESİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Engin, Mersin’in ekonomik nabzı ile ilgili gazetemize açıklamalarda bulundu. Kente yaptıkları ekonomik çalışmalardan bahseden Engin, eğitim ve tarım konusuna da değindi. Bölgesel olarak lojistik konusunda Mersin’in önemli bir kent olduğuna dikkat çeken Engin, tarım ve sanayide de önemli bir kent olduğunu belirtti. Mersin ekonomisinin kendiliğinden büyüdüğünü belirten Engin, “Lojistik üzerine, sanayi üzerine ve liman üzerine kurulu bir ticaret ekonomimiz var. OSB’miz büyüyor, genişleme alanlarında yer yok ama biz daha büyümesini istiyoruz. Ekonomik olarak dünyada lojistiğin öne çıktığı günümüzde bu konuda şanslı bir kentte yaşıyoruz. Mersin, ekonomik olarak büyük bir kent, vergi vermede 5’inci bazen 6’ncı sırada yer alıyor. Ama yatırım alma konusunda en gerilerde olan illerden biridir, 26-27’nci sıralardayız. Devletten bunu istiyoruz; verdiği kadar alsın” ifadelerini kullandı.
“DEVLET BİRÇOK PROJELERİMİZE EL ATMIYOR”
Gelişmişlik yönünde Mersin’in iyiye giden bir kent olduğunu belirten Engin, “Dediğim gibi yatırım fakiriyiz. Turizm konusunda çok yatırım fakiriyiz. Devlet birçok projelerimize el atmıyor. Eğer ulaşımda, havaalanında, sanayide Mersin projelerine devlet destek verip ve yatırımların önünü açarsa Mersin hem nüfus olarak hem gelişmişlik olarak 2-3 katına çıkacak bir havzada yer alıyor. Çünkü İzmir ve Marmara havzalarımız tamamen dolmuş durumda. Çukurova Bölgesel Hava Limanı ve diğer yatırımlar gerçekleşirse Çukurova Havzası, küresel olarak bölgede hem de Türkiye’de öne çıkacak bir sanayi havzasıdır” diye konuştu.
“MERSİN ANA KONTEYNIR LİMANI’NI, SÜREKLİ GÜNDEMDE TUTACAĞIZ”
MESİAD’ın son dönem çalışmaları hakkında bilgi veren Engin, “Son iki yıl pandemi ile geçti. Ama MESİAD hiçbir zaman durmadı. Kentin projeleri hakkında sürekli kenti ve yetkilileri bilgilendirdi. En son yaptığımız basın açıklaması Mersin Ana Konteynır Limanı ile üzerineydi. Bu Mersin’de bir ilktir ve yerinde bir ilktir. Birçok kişi ve kurumun yerini bile bilmediği bir ana konteyner limanını gündeme getirdik, mecliste de bazı milletvekilleri tarafından da gündeme getirildi. Bunun üstünde duracağız, sürekli gündemde tutacağız” dedi.
“SİLİFKE-KARAMAN DEMİR YOLU PROJESİ’Nİ GÜNDEME GETİRİYORUZ”
Sözlerine devam eden Engin, Mersin Taşucu Seka Limanı özelleşmesi için çaba gösterdiklerini, özelleştirdiklerini belirterek, “Mersin’de bir firmamız şu anda yapım çalışmalarını yapıyor. Liman büyütme çalışmaları ve derinleştirme çalışmaları yapıyor. Stratejik bir liman, Orta Anadolu’ya hitap edecek bir limanımız. Oraya ek olarak ulaşım konusunda da Silifke-Karaman Demir Yolu Projesi’ni gündeme getiriyoruz. Bugün olmazsa önümüzdeki yıllarda olabilecek bir proje, gerekli bir proje, demir yolunun olması gerekiyor” dedi.
“TURİZM AYLARINDA TRAFİK TIKANMA NOKTASINA GELİYOR”
Silifke-Karaman Demir Yolu Projesi’ne bağlantı olarak Çeşmeli-Taşucu otoban ihalesini çoğu zaman dile getirdiklerini aktaran Engin, “Bu konu ile ilgili açıklamalar yaptık ama son aldığımız duyumda ihaleyi alan yüklenici firma sözleşme iptaline gidiyor. İşi yapmama konusunda direnç gösteriyor. Şu anda genel müdürlüğün masasında duruyor, henüz sonuç alınamadı. Böyle bir sözleşme iptalini Mersin asla kabul etmemeli. Önemli bir proje özellikle yaz aylarında, turizm aylarında trafik tıkanma noktasına geliyor. Tatilcilerimiz 50 kilometrelik yolu 3 saatte alabiliyor ve Mersin’e bir daha gelmemek üzere ayrılıyorlar. Bu otoban ihalesi elzemdir ve yapılması gereklidir” ifadelerini kullandı.
“LOJİSTİK YATIRIMLAR YAPILIYOR”
Tırmıl Sanayisi taraflarında lojistik yatırımlar olduğunu aktaran Engin, “Tırmıl’ın kuzey tarafı Mersin’in lojistik alanları lojistik köy projeleri alanı olarak işaretlenmişti. 10 bin dönümlük bir alandı, 5 bine yakın kısmı lojistik alan olarak gerçekleşecek önümüzdeki yıllarda. Mersin Büyükşehir de bu konuya el attı, bu lojistik alanlara altyapı olarak destek verdir. Orada şirketlerin ve lojistik firmaların bir araya gelerek yapacağı bir alan, işaretlemiş durumdadır” şeklinde konuştu.
“ÜNİVERSİTE MEZUNLARI MÜHENDİSLER AVRUPA’DA, AMERİKA’DA VEYA DIŞ ÜLKELERDE ÇALIŞMAK İSTİYOR”
İşsizlik ve mezunların iş bulma sorunu hakkında konuşan Engin, “Bizde okumuş işsizlik daha fazla, eğitimli işsizlik çok daha fazla. Hiç okumamış insanlar belki bir yerlerde çalışıyor. Ama eğitimli işsizlik Türkiye’de çok çok fazla, öğrenciler üniversiteyi bitirir bitirmez Türkiye’yi kafasında siliyor. Avrupa’da, Amerika’da veya dış ülkelerde çalışmak istiyor. Bu algı zaten var. Devletin gençlere sahip çıkması lazım. Özellikle eğitimlerinden sonra, üniversite kapısında çıktıktan sonra ‘buradan çıktı nereye giderse gitsin’ denmemeli, öğrencilere sahip çıkmalı. Yani benim öğrencim burada mezun oldu ama nereye gitti? iş bulabildi mi ? Sanayicilerle görüşüldü mü? OSB’lerle görüşüldü mü? Biz bunlaraiş imkanı sağlayabiliyor muyuz? Staj imkanı sağlayabiliyor muyuz? Gibi sorular sorulmalı” şeklinde konuştu.
“PRATİK EĞİTİM VERİLMESİ GEREKİYOR”
Öğrencilerin mezun olduktan sonra takip edilmesini ön gören Engin, “Ama eline diplomayı verip de saldıktan sonra Türkiye’deki eğitim, eğitim değildir. Yani bilimsel çağdaş ve sonuçta iş bulunmasını sağayan bir eğitim verilmeli. Pratik eğitim verilmesi gerekiyor. Bizim gençlerimize hem hükümet hem devlet olarak, hem üniversite olarak, sanayi olarak sahip çıkmamız gerekir. Makine mühendisleri sanayi alanının en alt elemanlarıdır. Yani sanayici makineden geçer, makine mühendisleri bu sanayiyi yüceltiyor. Devlet teşviklerle, kredilerle karşılıksız teşviklerle bu gençleri burada tutmalı. Beyinlerimizi dışarıya değil de, bu gençleri burada tutarak maaş vererek destek olunmalıyız” ifadelerini kullandı.
“ÇOK FAZLA BİR ÜRETİMDE YOK, KISITLI BİR ÜRETİM VAR”
Mersin’in tarımını değerlendiren, gıda ürünlerde fiyatlar hakkında konuşan Engin, “Tarımda üretime bağlı bir şey, bir de enflasyon dediğimiz olaydan dolayı piyasada bir algı var. Herkes fiyatını daha yüksek tutuyor. Bütün üreticiler doğalgazı, enerjiyi bahane ederek, kurları bahane ederek herkes kendi kafasına göre kontrolsüz bir artış yönüne gidiyor. Bu da enflasyonu yaratıyor, pahalılık oluyor. Çok fazla bir üretim de yok, kısıtlı bir üretim var. Devlet buna yine teşvik vermeli. Kontrollü teşvik vermeli ve takipli destek vermesini istiyoruz. Yani banka yolu ile git al, şurayı ipotek ver olmaz. Ama bu para nereye gitti, nasıl kullanıldı? Takipsizlik olduktan sonra parayı alıp başka yerlere yatırım yapıyor. Yani gayrimenkule, eve, arabaya yatırım yapıyor. Yerinde yatırım ve üretim olmayınca piyasa ekonomisinde yüksek enflasyon ortaya çıkıyor ya da çok fazla üretim varsa bir kısmını piyasaya sürmüyor, az kısmı piyasaya sürülünce fiyatlar yükseliyor. Mersin 12 ay her mevsimde üretimin olduğu bir bölge, yazı-kışı hiç fark etmiyor. Üretim yapılacak olan Mersin’de bile bu pahalılık var. Dünyada da bu üretim sıkıntısı var. Ülkemizde de daha fazla sıkıntı oldu. Son bir yıldır gıda, enerji fiyatları çok üst düzeye çıktı. Tarımın, gıdanın stratejik ürün olarak ilan edilip bir savunma ürünü gibi desteklenmeliyiz. Çünkü gelecek enerji ve gıda ilgilidir” diye konuştu.
“FAİZ DÖVİZ İLİŞKİSİ İYİ KULLANILMALI”
Ülkenin resesyonda olduğunu, enflasyonist bir ekonominin olduğuna dikkat çeken Engin, “İstiyoruz ki enflasyon olmasın daha da kötüye gitmesin. Hükümet bazı enstrümanları kullanmalı, faiz-döviz ilişkisini iyi kullanmalı. Dünya ne oluyorsa, entegrasyon nasılsa onu uygulamalı, çünkü ülkemiz stratejik bir bölgede. Komşularımız ve bölgesel savaş halinde ülkeler var. Daha fazla iyi ilişki geliştirerek ve büyüyerek; son Rusya-Ukrayna krizinde aldığı tutum olumludur. Demokrasiye ve adalete çok önem verilmeli, eşitliğe çok önem verilmeli. Adil olarak paylaşıma çok önem verilmeli” dedi.
|