Mersin Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, ulusal yayın yapan bir TV kanalı programına konuk olarak gündemin nabzını değerlendirdi. Ülkede vatandaşın vergilerden dolayı üretemediğini belirten Özyiğit, “Bir gerçeklik var; ülkede ekonomi kötü, insanların geçim koşulları iyi değil. Çiftçiyi desteklediğiniz az miktardaki destekten de KDV ve ÖTV yolu ile geri alırsanız, çiftçi üretemez. Şu anda 50-60 lira diye tabir edilen bir çuval gübre 400 lira seviyesine çıktığı söyleniliyor. Vatandaşımız bu koşullarda nasıl üretim yapsın” dedi.
Haber- Emrah Birgül
Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, Mersin’de ulusal bir TV kanalı programına konuk oldu. Ülke meselelerini, sıkıntılarını, sorunlarını yerel ve ulusal bazda değerlendiren Özyiğit, Mersin Yenişehir’de yaptıkları çalışmalarında da bahsetti. 6 ilke ile yönetimde yola çıktıklarını, Yenişehir’de o ilkeleri icraata geçirdiklerini aktaran Özyiğit, 0-3 yaş eğitimi ile Türkiye’de bir ilke imza attıklarını ifade etti. Aile temelli erken çocukluk gelişimi hakkında konuşan Özyiğit, “Bizim buna atılmamız ilk olarak il başkanlığı zamanımıza dayanıyor. Burada bir çalıştay yaptık. O çalıştayı da eğitimin tarafları sahnedeydi. Çalıştayın sonucunda böyle bir sonuç çıktı. Erken çocukluk döneminin olmadığını fark ettik ve bizde bunu not ettik. O süreçte değerlendirdik, sonra belediye başkanlığına aday olduğumuzda da kitapçık hazırlardık. Genel başkanımıza gittik ve yapacağımız işleri anlattık. Birinci projemiz erken çocukluk eğitimiydi. Ondan sonra genel başkanımıza başlıklarını anlattım. Çocukların zihinsel gelişiminin büyük bölümünün 0-3 yaş döneminde gerçekleştiğini söyledim. Eğer siz orada çocuğa doğru yönelimi, doğru eğitimi verirseniz onun meyvesini misliyle alırsınız. Bizim toplumda şöyle bakış acısı var, çocuk büyüsün ondan sonra öğrenir. Bu bakış acısı tamamen yanlıştır. Bilim insanları artık eğitimi 0-3 yaş arasına indirdi” ifadelerini kullandı.
“BİR GERÇEKLİK VAR, ÜLKEDE EKONOMİ KÖTÜ”
Ülke ekonomisiyle ilgili programda konuşan Özyiğit, üreten vatandaşın vergilerden üretemediğini aktararak, “Bir gerçeklik var, ülkede ekonomi kötü insanların geçim koşulları iyi değil. Ben geçmiş dönemde Cumhuriyet Halk Partisi Mersin İl Başkanlığını görevini yaptım ve biz referandumu yönettik o süreçte. Referandumu yönetirken vatandaşımıza şunu anlatıyorduk. Dedik ki ‘mevcut bize anlatılan tek adam sistemi hiçbir ülkeyi mutlu etmeyecektir. Ülkede bir refah getirmeyecektir, aksine ülkenin koşullarını zorlaştıracaktır. Başta ekonomiyi batıracaktır’ vatandaş ürettiği ürünün karşılığını alamadığı bir sistem var. Şimdi çiftçiyi desteklemezseniz, çiftçiyi desteklediğiniz az miktardakini destekten de KDV ve ÖTV yolu ile geri alırsanız, yani burada vatandaştan alınan vergilerle vatandaşımızın üreticimizin önü açılmıyor, adeta önü kapanıyor. Şu anda 50-60 lira diye tabir edilen bir çuval gübre 400 lira seviyesine çıktığı söyleniliyor. Vatandaşımız bu koşullarda nasıl üretim yapsın” şeklinde konuştu.
“EĞER YÖNETEMİYORSAK VATANDAŞ DİYECEK BU YÖNETEMEDİ”
Vatandaşın analizini iyi yapması gerektiğini, yönetemeyen yönetimi eleştirmesini korkmadan söylemesini gerektiğini ifade eden Özyiğit, “Yönetimler ne için vardır, bizim daha fazla refah içinde yaşamamızı sağlamaları için vardır. Şimdi biz Yenişehir’de seçilirken 3 kişiden 2 kişinin oyunu alarak seçildik. Eğer yönetemiyorsak vatandaş diyecek bu yönetemedi. ‘Dolayısıyla ben tercihimi değiştiriyorum’ demeli. Yani size hizmeti kim veriyorsa, yönetimi kim doğru yapıyorsa, sizin refahınızı kim artırıyorsa analizini yaparak karar vereceksin” diye konuştu.
“İLKELERİMİZ DOĞRULTUSUNDA ÇALIŞIYORUZ”
Göreve geldikleri zamanda kendilerine 6 ilke belirlediklerini aktaran Özyiğit, ilkeler doğrultusunda Yenişehir’i yönettiklerini belirterek, “Şimdi biz göreve geldiğimiz ilk gün 6 temel ilke belirledik. Dedik ki ‘biz kentimizi şu ilkeler doğrultusunda yöneteceğiz’ işte ekoloji, kentleşme, eğitim, hareket, hemşerilik, dayanışma gibi ilkeleri koyduk ve bunların altını doldurmaya başlamaya çalıştık. İlk olarak gittik her mahallede kürsü kurduk, vatandaş orada ilgide gösterdi, katılım sağladık, dinledik. ‘Yenişehir’in geleceği sizden sorulur’ dedik. Ondan sonra onlar çıktı konuştu, 7’den 77’ye kadar herkes konuştu. O gün orada bulunamayan vatandaşlar içinde dileklerini, sorunlarını yazmaları için sandık kurduk, ya da mail yolu ile bize ulaşmalarını istedik. Yenişehir’de 263 bin kişinin yaşadığı koşullarda 5 bin 70 kişi bize ulaştı. Biz onlardan aldığımız o dönüşlerin uzman bir ekip tarafından tasnif ettik, alanlarına göre ayırdık. ‘İşte bu sporu ilgilendiriyor, bu eğitimi ilgilendiriyor’ dedik, 5 tane ayrı masa kurduk. O alanda hangi uzman hizmet ediyorsa davet ettik ve yol haritamız böyle çıktı” ifadelerini kullandı.
“ÇEVRE İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR YAPTIK”
Çevre konusu hakkında yaptıkları çalışmalara değinen Özyiğit, “Birden yağan yağmurla oluşan seller, ya da oluşan kuraklık, oluşan bütün bu doğa olayları mevcut dünyamızı hor kullanmamızdan ötürüdür. Şimdi bir asfalt döktüğümüzde onun kente sağladığı bir karbondioksit salınım oluyor. Onun karşısında da ağaçlar dikmemiz gerekiyor. Şimdi 2020 yılında Avrupa İklim ve Enerji konulu Avrupa Belediye Başkanları sözleşmesini imzaladık. Bu o yıl tek imzalayan belediyeyiz. Burada samimi ciddi çalışmalar yapmaya başladık. Bizim o sözleşmeyi imzalayan paydaşlarımızla onların iklim konusunda yaptığı çalışmaları, çevre konusunda yaptığı çalışmaları özümsüyoruz ve onlarla benzer uygulamaları yapmaya çalışıyoruz. Örneğin; enerjimizi güneşten sağlama noktasındayız, sıfır atık şirketimizi kurduk. Şu anda 3 mahallemizde pilot uygulamalara başladık atık ayrıştırma ve toplama noktasında. Onun dışında Çevre Şehircilik Bakanlığı’na müracaatımız var, onlardan destek bekliyoruz. Şu ana kadar bir destek alamadık” şeklinde konuştu.
“VATANDAŞIMIZA ATIK KONUSUNDA AYRIŞTIRMA NOKTASINDA BİLİNÇLENDİRME YAPTIK”
Sıfır atık konusunda ciddi bir çalışma yaptığını aktaran Özyiğit, “Atık yağları topluyoruz. Çiçekçilere, manavlara özel konteynırlar verdik. Dedik ki ‘siz normal çöpü kullanmayacaksınız, atıklarınızı buraya atacaksınız’ onlar komple toplanıyor, post gübre haline dönüştürülecek alana ulaştırılıyor. Ondan sonra evlerimizde, sitelerimizde çalışmalar yaptık, toplantılar yaptık ve o toplantılarda vatandaşımıza ayrıştırma noktasında bilinçlendirme yaptık. Bu eğitimler Avrupa’da daha 3 yaşında başlıyor. Atık yağ konusunda burada bir atık yağ entegre firması ile anlaştık, onlar bunu farklı alanda kullanarak ekonomiye tekrar dönüyor. Biz onu topluyoruz, verdiğimiz 4 litre atık karşılığında 1 litre normal yağ alıyoruz. O yağı da bizim aşevimiz var, 25 yıl hizmet veren ve günde 170 vatandaşımızın evine, dışarıya çıkamayan vatandaşa sıcak yemeği biz götürüyoruz. Orada yıllardır hizmet eden bir yerdir” şeklinde konuştu.
“ÇEVRECİ BİR BAKIŞ AÇISIYLA İNŞAATLAR YAPILIYOR”
Türkiye’de ilk Leed sertifika binasını yaptıklarını ifade eden Özyiğit, “Biz şimdi GES uygulamamızı başlatıyoruz. İklim enerji konulu protokole imzayı attık ama onun gereğini yapıyoruz. Biz şimdi Yenişehir’de kendi enerjimizi elektrikten üreteceğimiz, harcadığımız enerjiyi GES’ten üreteceğimiz bir uygulamayı başlatıyoruz. O yatırımımızı gerçekleştiriyoruz. Onun dışında da yine çevre konulu yaptığımız çalışmalarda, burada ilk Leed sertifikası binayı biz yaptık. Leed sertifikası yeşil binalara verilen bir sertifikadır. Bina özelliği şudur: ‘bütün bahçeye dikilen bitkiden enerji koruma noktasındaki binanın dış cephesine yapacağınız, kullanacağınız her ürüne kadar size bir puanlama yapıyor. Diğer inşaatçılara önerdik ve uygulamaya geçiriyoruz. Şu anda Türkiye’de bütün enerjisini doğadan sağlayan ilk site Yenişehir’e kuruluyor. Çevreci bir bakış açısıyla inşaatlar yapılıyor. Birde eski binalar yıkılıyor, bunlarda asbestli ürünler kullanma çok yüksek, biz asbestli bina yıkım koşullarını uygulayarak binanın yıkılmasına müsaade ediyoruz. Orada uzman ilk önce geliyor, numune alıyor. Ondan sonra asbest tespit edildiğinde, asbestli bina yıkım koşulları uygulanıyor. Yani sadece lafta, bir imza atarak kenara çekilmedik” diye konuştu.
“ÜNİVERSİTELİLERE YURT KONUSUNDA YARDIMCI OLDUK”
Mersin’de üniversite okuyan öğrencilerin barınma konusuna değinen Özyiğit, 750’ye yakın öğrenciyi Yenişehir Belediyesi olarak istihdam ettiklerini ifade ederek, “Mersin merkezli biri vakıf diğeri devlet üniversitesi iki üniversite var. Toplamda 50 bine yakın üniversiteli genç Yenişehir’de yaşıyor. Onlar bizim misafirimiz, pandemiden sonra çocuklarımız tekrardan yüz yüze eğitime başladılar. Geldiler barınma sorunu ile karşı karşıya kaldılar. Biz daha önce bizden önceki dönemde temeli atılmış başlamış olan bizim tamamladığımız bir yurdumuz vardı. Bu yurt bir günde doldu. Bu yurdumuz 360 kişilik bir yurttu. Sonrasında yurtta öğrencileri ziyaret etmek için gittim, baktım yurdun önünde bir kalabalık var. Kalabalık arasında olan 3 genç, geceyi parkta geçirdiğini bize söyledi. Bende bizim yaşlı yaşam merkezi düşüncesi ile inşaatına başlanmış olan 96 tane bir artı bir daireden oluşan yerimiz vardı, bir haftada hazırlanmasını istedim. Oraya da 450 öğrenci aldık. Dolayısıyla 750-800 öğrenciyi biz istihdam ediyoruz. Bu kadar öğrenciyi orada ağırladık. Kreş ve yurt konusu genel başkanımızın bize talimatıdır” dedi.
“ÖĞRENCİYE YEMEK UYGULAMASI YAPIYORUZ”
Öğrencilere yemek için bir uygulama yaptıklarını belirten Özyiğit, “Beşiktaş Belediye’mizle ‘öğrenciye’ diye bir proje uyguluyoruz. Bir uygulama var, öğrenci telefonuna indiriyor, bizim anlaşmalı olduğumuz ya da kampanyaya katılan restoran, otel ve benzeri kafelerin orada kaç öğrenciye yemek sağlayabileceğini başlangıçta belirtiyor. O gün kendisinin kaç kişiyi ağırlayabileceğini sistemde öğrenci bulabiliyor. Sistemde orada nerede ne var, hemen rezervasyonu yapıyor” ifadelerini kullandı.
“TÜKETİM TOPLUMA ADETA İTİLDİK”
Yaptıkları hizmetin yakıttan geçtiğini belirten Özyiğit, önceki yıllara göre enerjide iki kat para harcadıklarını ifade ederek, “Biz hizmet yaptığımız için elektrik ve mazot bizi çok etkiliyor. Yol yapacaksın, petrole ihtiyacın var. Bir yılda harcayacağımızın yakıtının 3 katını harcamışız. Daha altıncı aylarda falandayız. Elektrik faturamızda aylık 400 bin ulaştı. Yıllık ise 4,5 milyona yakın, bu yıl 7 milyona dayanabilir. Dolayısıyla bizim bütçelerimizde de izler bırakıyor. Bir de zincir marketler var, yani bütün Türkiye’yi aslında sistem olarak bir zincir cenneti yaptılar. Bu da bir yönetim anlayışının sonucudur. Tüketim topluma adeta itildik. Onun dışında tekelleşmeyi olurdular. Yani 5 kişi bir araya gelip bir şeyin fiyatını belirlediklerde o fiyatla almaya başlıyoruz. Bu aynı zamanda üretici üzerinde büyük bir baskı yapıyor. Bugün üzüm üreticisi nasıl feryat ediyorsa, 10 gün öncesinde kiraz üreticisi feryat ediyordu. Büyük zincir şu fiyattan alırım diyor, kirazını vermezsen dalda kalıyor. Verirsen emeğinin karşılığını alamıyorsun” dedi.
|