Şavklı: “Çocukları olaya, suça iten toplumdur”




Tarih: 4 Ağustos 2022 Perşembe 10:28


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2021 yılında güvenlik birimine gelen veya getirilen çocuklara ilişkin istatistiklerini açıkladı. Verilere göre; 2021 yılında çocukların karıştığı olay sayısı bir önceki yıla göre yüzde 10,8 oranında artarak 499 bin 319 oldu. Çocukların karıştığı olay sayısı hakkında değerlendirmelerde bulunan Uzman Klinik Psikolog Yücel Şavklı, çocukların olaylara, suça karışmasıyla ilgili ilk olarak toplumun etkili olduğunu belirterek, “Çocuklar tabiri caizse işlenmemiş bir kumaştır. Toplum ve aile çevresi de bu kumaşı işleyecek terzidir. Toplum bu kumaşı ne kadar iyi işleyebilirse kumaş da ona göre şekil alır” dedi.

Haber- Emrah Birgül

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan açıklamada, Güvenlik Birimine Gelen veya Getirilen Çocuk İstatistikleri, 2021 sonuçları değerlendirildi. Yapılan değerlendirmelerde 2021 yılında çocukların karıştığı olay sayısı bir önceki yıla göre artış gösterdi.  Güvenlik birimlerine 2021 yılında, 2020 yılına göre yüzde 10,8 oranında artarak 499 bin 319 olduğu belirtildi. Bu olaylarda çocukların 207 bin 999’u mağdur olarak, 132 bin 943’ü suça sürüklenme sebebiyle, 70 bin 905’i bilgisine başvurma amacıyla, 67 bin 518’i kabahat işlediği iddiasıyla, 19 bin 277’si kayıp olması sebebiyle, 677’sinin ise bu nedenlerin dışında kalan diğer nedenlerden dolayı güvenlik birimlerine geldiği ifade edildi. Suça sürüklenen çocuğun tanımı hakkında değerlendirmelerde bulunan Uzman Klinik Psikolog Yücel Şavklı, “Suça sürüklenen çocuk hukuki bir tanımla; ‘Kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilen çocuk’ olarak tanımlanmaktadır” ifadelerini kullandı.  

 

“AİLE EĞİTİMİNİN YETERSİZ OLMASI, ÇOCUĞU SUÇA VE OLAYLARA SÜRÜKLEYEBİLİR”

Çocukları suça ve olaylara sürükleyen nedenler hakkında konuşan Şavklı, “Tabi bu konuda net bir hedef göstermek, ‘şu sebep olmuştur’ demek zor ama yapılan araştırmalar ışığında söyleyebiliriz ki; eğitim öğretimin dışında kalmış çocuklar,aile eğitiminin yetersiz olması, ebeveynlerin şiddet içeren davranışlara destek vermesi, akran baskısı, çocuklara alkol ve sigara satışı, ebeveyn öğretmen arasındaki iletişimdeki yetersizlik, toplum içinde şiddet olaylarına şahit olma, sosyal medyada, çocukların izlediklerinde, dinlediklerinde şiddet içerikli unsurların varlığı olarak ele alınabilir” dedi.

 

“OLAYLARA KARIŞAN ÇOCUKLARIN İLK ETKENİ DAVRANIŞLARININ SONUCUNU KESTİREMEMESİ”

TÜİK verilerine göre, bir önceki yıla göre olaylara karışan çocuk sayısının yüzde 10,8 arttığı konusuna değinen Şavklı, “Bu artışın sebebi olarak da yine yukarda çocuğu suça sürükleyen nedenler olarak bahsettiğim başlıklardaki toplumsal denetimimizin yetersiz olması ya da bazılarında hiç olmaması gösterilebilir” şeklinde konuştu. Suça sürüklenen çocukların yüzde 36,6'sı yaralama olayına karışmasıyla ilgi bilgi veren Şavklı, “Burada aslında başlıca etken davranışlarının sonucunu kestireme, aşırı korumacı ebeveyn tutumları ile davranışlarının doğal sonuçlarına maruz kalmama, eğitim sürecinin yetersiz olması ya da eğitimin sürecinin dışında kalması gibi faktörler ilk aklıma gelenlerdi” dedi.

 

“BİREYLERE, AİLELERE VE YETKİLİ KURUMLARA DÜŞEN GÖREV VE SORUMLULUKLAR VAR”

Suça karışan çocukların topluma kazandırmanın ilk olarak aileden geçtiğini belirten Şavklı, çocuklara yaş ve gelişim özelliklerine uygun sağlık desteğinin verilmesini uygun gördüğünü belirterek, “Suça yönelmiş çocukların topluma kazandırılmasında çoklu bir destek yaklaşımından söz edebiliriz. Bireylere, ailelere ve yetkili kurumlara düşen görev ve sorumluluklar var. Çocuğa verilebilecek psikolojik destek ve rehberlik hizmetleri, çocuklara sunulacak koruma ve yardım hizmetleri, çocuğa ve ailesine ekonomik destek sağlanması, çocuklara okul-meslek seçiminde ve özellikle eğitimin sürdürülmesinde destek verilmesi, çocuklara yaş ve gelişim özelliklerine uygun sağlık desteği verilmesi gibi faktörler başta olmak üzere bir çok kurumun üzerine düşen görevler var” şeklinde konuştu.

 

“ÇOCUĞU SUÇA İTEN BÜYÜK ORANDA TOPLUMDUR”

‘Çocukları suça iten toplum mudur yoksa kendileri mi?’ soruna yanıt veren Şavklı, “Çocuklar tabiri caizse işlenmemiş bir kumaştır. Toplum ve aile çevresi de bu kumaşı işleyecek terzidir. Toplum bu kumaşı ne kadar iyi işleyebilirse kumaş da ona göre şekil alır. Özetle dünyaya birbirinden çok da farklı olmayan bebekler olarak geliyoruz ve nasıl davranacağımızı öğreniyoruz. Bu nedenle bu sorunun cevabına diyebiliriz ki, çocuğu suça iten büyük oranda toplumdur. Hatta yukarıda bahsettiğim hukuki tanımda, bu çocuklara suçlu değil de suça sürüklenen çocuk denmesinin sebebi çocuğu damgalamamaktır aslında, ama bir diğer faktör de suçlu da olsa bunda toplumun etkisinin büyük olması olabilir” diye belirtti.


Etiket:


Yorum Ekle comment Yorumlar (1)

 
 
  SOSYAL MEDYA
 
 
  GAZETEMİZ
 
 
  BASIN İLAN
 
 
  HAVA DURUMU
 
 
  FACEBOOK
 

 
 
 


 

Siteden yararlanırken yayın politikamızı okumanızı tavsiye ederiz. mersinhakimiyet.com © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. mersinhakimiyet.com basın ve yayın meslek ilkelerine uyar.

URA MEDYA