‘Eşsizliğinle Hürsün’ felsefesi, sanatsal ürünler ortaya çıkardı




Tarih: 26 Ağustos 2022 Cuma 15:24


95 model bir halk otobüsünü alıp karavana dönüştürmek üzere Mersin’e yerleşen yeni evli Murat ile Zahide çifti, ‘Eşsizliğinle Hürsün’ felsefesiyle yola çıkarak ağaçlara yaptıkları sihirli dokunuşlarıyla beraber özgün eserler ortaya çıkarıyorlar. Hayatlarını, Murat-Zahide isimlerinin birleşimi ile ‘MUZA’ hikayesi olarak adlandıran çift, hem doğa ile iç içe yaşıyor hem de ağacın malzemeleri ile dikkat çekici sanatsal eserler üretiyor.

Haber- Emrah Birgül

Yeni evlenen Murat ile Zahide çifti evlerinin eşyalarını satarak 95 model bir halk otobüsünü alıp karavana dönüştürmek üzere Mersin'e yerleşirken yaşadıklarını ve hedeflerini gazetemize anlattı. Her şeyden uzak bir yerde yaşamak isteyen çift, yaşamını bir karavanda geçirerek ağaçtan yaptıkları tasarımlarıyla dikkat çekiyor. ‘Eşsizliğinle Hürsün’ mottosuyla yola çıkan çift, şehir hayatını bırakıp doğa ile iç içe yaşamak için yaptıkları karavanla ile birlikte ağaçları aşk ile sanata dönüştürüyorlar. Murat, Zahide isimlerinin birleşimi ile ‘MUZA’ hikayesini başlatan çift, “İlk olarak iş yerlerimizden istifa ettik, evimizin eşyalarını satıp, bize inanan insanlarında desteği ile bir 95 model bir otobüs alarak 4 Ocak 2022’de Mersin’ geldik. O günden beridir otobüsümüzün içinde yaşarken bir yandan da kazandığımız paralarla içini imal ettik.  İlk ay karavanın temel ihtiyaçlarını  tamamlayana kadar ailemizin yanında kaldık. Şubat ayından beri tam zamanlı karavanda yaşıyoruz ve üretiyoruz” ifadelerini kullandı.

 

“İKİMİZİN DE TASARIM YÖNÜNE EĞİLİMİ VARDI”

Tasarım dünyasına giriş hikayesini ve bu süreçte başlarından geçenleri anlatan Murat Kurt, “Öncelikle her ikimizin de geçmişine baktığımızda tasarım yönüne bir eğilimimiz vardı. Ben ilkokulda kendimce yeni araba tasarımları yapmaya çalışırdım, lisede kendime bir logo tasarımı oluşturmuş ve bunu çantama cüzdanıma çeşitli malzemeler ile işlemiştim. Ayrıca yine çocukluktan gelen merakla bozulan eşyaları tamir ederdim. Zahide işe çocukluktan beri örgü örer ve çeşitli malzemeleri birleştirerek tablolar oluştururdu ayrıca karakalem çizimler, dövme yağlı boya tablolar ve birçok alanda üretimleri bulunmakta.  Zahide ayrıca Yeditepe Üniversitesi Moda Tasarımı bölümünü yetenek sınavıyla tam burslu kazandı ancak o günün şartlarından kaynakla başka bir bölüm okudu” şeklinde konuştu.

 

“ZAHİDE İLE İSTANBUL’DA TANIŞTIK, 6 AY SONRA HAYATLARIMIZI BİRLEŞTİRDİK”

Sözlerine devam eden Kurt, tasarım ve imalatının kendine ait olduğu birçok ürünü ürettiğini ifade ederek, “Benim 2016 da henüz kendimi aradığım dönemde bir ahşap atölyesi açma girişimim oldu. Tahtalı Köy. Asıl tasarım yeteneklerimi burada keşfettim. Tasarımı ve imalatı kendime ait olan birçok ürün ürettim. 2019 da burayı kapatmak zorunda kaldım ve bir İstanbul macerasına atıldım. Burada da ahşapla ilgilenmeyi bırakmadım ve Zahide ile İstanbul’da tanıştık. Sohbetlerimizde aslında bizi mutlu eden şeylerin üretmek ve tasarlamak olduğunu ve ortak hayallere sahip olduğumuzu gördük ve tanışmamızdan 6 ay sonra hayatlarımızı birleştirdik” dedi.

 

“FELSEFEMİZDE, HER İNSAN EŞSİZDİR VE EŞSİZ OLDUĞU ÖZELLİKLERİ İLE MUTLU”

‘Eşsizliğinle Hürsün’ felsefesi ile yola çıktıklarını aktaran Kur, enerji dolu günlerini heba etmek istemediklerini belirterek, “Evimizin bir odasını atölye yaptık ve Zahide deri tasarım işine başladı bende ahşap üzerine devam ettim. 6 ay kadar tam zamanlı işlerimizde devam ederken akşamları ve hafta sonları üretim yaptık ama aklımızda hep sorular vardı. Maaşlı, para garantili bir hayatın konforlu ancak bir kölelik olduğunu düşünüyorduk. Her gün daha iyisini yapabilecekken daha azıyla yetinmek bizi tatmin etmiyordu ve sıra gelen düzende, garanti maaş, borçlanma, mal mülk sahibi olma, para kazanmak için yaşamak, hayat enerjimiz tükendiğinde bir emekli maaşı almak için enerji dolu verimli günlerimizi heba etmek bizi tüketiyordu. Peki neden diye kendimize sorduğumuzda cevabını 2 kelimeye sığdırdık. ‘Eşsizliğinle Hürsün’ Bizim bu noktada oluşturduğumuz hayat felsefemizde, her insan eşsizdir ve eşsiz olduğu özellikleri ile mutlu, başarılı, topluma faydalı ve özgür bir birey olabilirdi” ifadelerini kullandı.

 

“İŞİMİZ NERDEYSE EVİMİZ ORADA”

Yaşam tarzlarının karavan olduğunu söyleyen Kurt, karavana geçmenin en önemli etkenlerinden bahsetti. Şu anda evlerinin sırtında olduğunu ve istedikleri yere gidebileceklerini ifade eden Kurt, “Aslında birçok sebebi var. Öncelikle işlerimizden istifa edip Mersin’e herhangi bir gelirimiz ve sermayemiz olmadan gelirken maliyetlerimizi düşünmeliydik. Bir diğer sebebi ülkemizde değişen ekonomik düzende herhangi bir yatırıma sahip olmayan insanlar iyice fakirleşti ve bir yatırım yapması imkansız hale geldi. Bir diğer sebebi de tabi ki karavanda yaşamanın getirdiği özgürlükler. Evimiz sırtımızda o gün nerede kalmak istersek orada kalabilirdik. İşimiz nerdeyse evimiz orada olabilirdi ve oldu da” diye konuştu.

 

“SLOGANIMIZDA DA FELSEFEMİZİ ANLATTIK, EŞSİZLİĞİNLE HÜRSÜN”

Muza Tasarım’ın hikayesinden bahseden Kurt, Muza Tasarımın nasıl ortaya çıktığını ve bu ismi seçmelerinin sebebini anlatarak, “Aslında hikayesinden biraz bahsettik, nasıl geliştiğinden de. Biz bu yola çıkarken, henüz İstanbul’dayken bundan sonra yapacağımız tüm işleri ve bizi temsil edecek bir isme ihtiyacımız vardı. Felsefemizi anlatmasını istedik birçok isim düşündük ve en son bizi anlatan ve okunuşunun güzel olduğuna inandığımız ismimizin baş harflerinden ürettik. Murat, Zahide MUZA. Sloganımızda da felsefemizi anlattık  ‘Eşsizliğinle Hürsün’ ifadelerini kullandı.

 

“AHŞAP VE DERİ İLE İLGİLİ HER ÜRÜNÜ TASARLAYIP ÜRETİYORUZ”

Atölyelerinde tasarladıkları ürünler arasında nelerin olduğunu anlatan Kurt, “Ahşap ve deri ile ilgili her ürünü tasarlayıp üretiyoruz. Tamamı el işçiliği ve tamamının tasarımı bize ait. Bir ahşap evde üretiyoruz, ahşap çantada üretiyoruz, ahşap tablolarda üretiyoruz. Öncelik ürünlerimiz özgün olmalı, ürünün imalatı bittiğinde içimizden ‘evet, işte bu’ diyebilmemiz ve ürettiğimizden tatmin olmamız en önemli kıstasımız. Özellikle sanatsal ürünlerimizde insanlara ilham verebilmek adına felsefemizi anlatan, hikayesi olan eserler üretiyoruz. Örneğin en çok ilgi gören ahşaptan işlediğimiz kuru yaprak eserlerimizde şunu vurgulamak istiyoruz. Hiçbir kuru yaprak birbirine benzemez. Onlar özgürce kıvırılır ve bükülürler” diye konuştu.

 

“İMKANSIZ DİYE BİR ŞEYİN OLMADIĞINI BİRÇOK SEFER GÖRDÜM”

Yeni ve özgün bir ürün tasarımının akla gelmesiyle birlikte motivasyon kaynağının daha da yükseldiğini anlatan Kurt, “ Zorlu ve imkansız olduğu düşünülen ürünler ve işler özellikle ilgimizi çeker. İmkansız diye bir şeyin olmadığını birçok sefer gördüm. İnsan eğer isterse yapamayacağı hiçbir şey yoktur yalnızca yeterince denememiştir. Örneğin ahşap bir çanta modelimiz var. İnsanlara bahsettiğimizde ahşaptan çantamı olur diyorlar ancak ahşabın ve derinin literatürdeki tüm verilerini araştırıp, tecrübelerimizi de ekleyerek ticari ve kullanışlı bir tasarım geliştirdik. Zorlu bir ürünle çalışırken Yine Einstein’in bir sözü en büyük ilham kaynaklarımızdan birisidir. Hep aynı şeyleri yapıp, her seferinde farklı sonuç beklemek en büyük ahmaklıktır” şeklinde konuştu.

 

“HAYALİMİZ ÜRETEN KOLEKTİF BİR KÖY KURMAK”

Hayallerinden ve gerçekleştirmek istedikleri projelerinden bahseden Kurt, üretken kolektif bir köy kurmak istediklerini belirterek, hedeflerinde üretken turizm bir köy kurmak olduğunu ifade etti. Sözlerine devam Kurt, “Yeni tanıştığımız insanlara fırsat buldukça hep şu soruyu sorarız. ‘Şimdiye kadar yaşadığın hayatı, aileni, arkadaşlarını, diğer insanları, okuduğun okulu, maddi imkanlarını bir kenara bırak. Nerede olmak isterdin ve ne yapmak isterdin?’ İnsanlar ile bu sohbetlerimizde birçok insanın mutsuz olduğunu ve istedikleri yerde olmadıklarını gördük ancak bulundukları konfor alanları her ne kadar onları tatmin etmese de alternatif bir hayatın mümkün olmadığına inandırıldıkların için mutsuz oldukları hayatlarına devam ediyorlar. Biz bu yola çıktığımızda ulaşmak istediğimiz hedefimiz, insanlara hayatları ile ilgili bu seçimi sunabilmekti. Bizim en büyük hayalimiz insanlara ilham olmak ve bu kadarla da kalmayıp, insanlara bu kapıyı açmak. Aslında, üreten kolektif bir köy kurmak. Bizim gibi hayalleri olan ama hayattaki mecburiyetleri yüzünden mutlu olmadıkları yerlerde olan insanların, tüketimden üretime geçebileceği ve kendilerine başka bir hayat kurabilecekleri, üreten bir turizm köyü kurmak istiyoruz” dedi.

 

“GENÇLERE VERECEĞİMİZ EN BÜYÜK TAVSİYE ÖNCE KENDİ YETENEKLERİNİ KEŞFETMEKTİR”

Bu yolda ilerlemek isteyen gençlere tavsiyelerde bulunan Kurt, gençlerin kendi yeteneklerini keşfetmek için hata yapmaktan korkmamaları gerektiğini belirterek, “Öncelikle harekete geçmeliler ve bir adın atmalılar. Elbette bir plan oluşturulmalı ancak imkansızlıklar bazen plan yapmayı çok mümkün kılamayabiliyor. Konfor alanlarımızda yani var olan düzenlerimizde mutlu olsak da olmasak da hayat bir şekilde ilerliyor. Ancak konfor alanımızın dışına çıktığımızda tecrübe etmeye başlıyoruz ki tecrübe bu hayattaki en önemli öğrenme ve ilerleme unsurudur. Bunu denemeden hiçbir şekilde öğrenemezsiniz. Okuyarak ya da başkalarının size öğretmesiyle yada parayla satın alınarak elde edemezsiniz. Biz bu yola çıkmadan önce tam olarak neye yeteneğimiz olduğunu bilmiyorduk biliyorduk ama farkında değildik. Henüz tercihlerimizi yapamıyorken yönlendirilmedik. Gençlere vereceğimiz en büyük tavsiye önce kendi yeteneklerini keşfetmek için hata yapmaktan korkmamaları olurdu” diye konuştu.

 

“NE KADAR BİRLİKTEYSEK O KADAR GÜÇLÜ OLURUZ”

Sektörün sorunlarından bahseden Kurt, sorunlara ilişkin çözüm önerilerde bulunarak, “Sektörel olarak değil de bu soruyu genel anlamda yanıtlamak isteriz. Genel olarak benciliz ve sadece kendimizi düşünüyoruz. Hiç kimse biz nasıl kazanırız demiyor herkes ben nasıl kazanırım diyor. Birlikte hareket etmek için kurulan birçok oluşumun içinin boş olduğunu bizzat tecrübe ederek gördük. İnsanlar sadece bu birliktelikten ben ne kazanırım düşüncesindeler. Tabi ki bunun dışında kalan oluşumlar ve insanlarda var ancak azınlıktalar. Bilgi paylaştıkça çoğalır. Ne kadar birlikteysek o kadar güçlü oluruz. Yapılan üretimlerin hepsi, odağında para olan üretimler. Nasıl daha ucuza mal ederim, nasıl daha çok para kazınırım. Aslında hep birlikte en kaliteli ürünleri üretmeye çalışsak dünyada adımız kalite ile anılsa, başka hiçbir şeye ihtiyacımız olmazdı” ifadelerini kullandı.


Etiket:


Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

 
 
  SOSYAL MEDYA
 
 
  GAZETEMİZ
 
 
  BASIN İLAN
 
 
  HAVA DURUMU
 
 
  FACEBOOK
 

 
 
 


 

Siteden yararlanırken yayın politikamızı okumanızı tavsiye ederiz. mersinhakimiyet.com © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. mersinhakimiyet.com basın ve yayın meslek ilkelerine uyar.

URA MEDYA