Yargıda toplu izin kullanımı anlamına gelen ve 20 Temmuz’da başlayan adli tatil sona erdi. 1 Eylül itibariyle başlayan 2022-2023 yeni adli yıl açılışı nedeniyle Mersin Barosu tören gerçekleştirdi. Baro adına törende konuşma yapan Baro Başkanı Gazi Özdemir, “Kronikleşen sorunlarımızın çözümüne dair geçtiğimiz adli yıl içerisinde tek bir adım dahi atılmamıştır. Toplumda ve uluslararası alanda giderek kaybolan yargıya güveni sağlamak için somut adımlar atılması baroların ve avukatların bıkmadan, usanmadan tekrarladığı en önemli taleplerdendir” dedi.
Haber - Behzat Ö. BEYAZLAR
2022-2023 Adli yıl açılışı nedeniyle Mersin Barosu tarafından Mersin Cumhuriyet Alanı’nda düzenlenen törende Baro Başkanı Gazi Özdemir, Atatürk Anıtı’na çelenk sundu. Ardından saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla birlikte Özdemir, ‘Biz avukatlar toplumun her kesimi için adil bir adli yıl istiyoruz’ başlıklı basın metnini okudu. 2022-2023 Adli Yılı’nı yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, hukuk devleti ve avukatlık mesleğinin yapısal bir hale geldiğini söyleyen Özdemir, sorunlarına dair kaygılarla karşılaştığını ifade ederek “Zira adli yıl, mesleğimize ve avukatlara yapılan saldırıların hız kesmeden devam ettiği, tüm yanlışlığına rağmen kurulan numaralı baroların eşitsiz şekilde desteklendiği, hak ihlallerinin, kadın cinayetlerinin ve çocuk istismarının inanılmaz boyutlara ulaştığı, yoksulluğun derinleştiği bir iklimde başlamaktadır. 6-7 Haziran 2022 tarihlerinde Türkiye Barolar Birliği Yönetiminin, Baro Başkanlarının ve Genel Kurul Delegelerinin ortak imzasıyla yayınlanan deklarasyonda da dile getirilen kronikleşen sorunlarımızın çözümüne dair geçtiğimiz adli yıl içerisinde tek bir adım dahi atılmamıştır” şeklinde konuştu.
“SAYIMIZ 200 BİNE DAYANMIŞ”
Sözlerine devam eden Özdemir, sayılarının giderek arttığını ifade ederek, “Bu yıl aramıza yaklaşık 20 bin yeni meslektaşımız daha katıldı. Her bir meslektaşımızın varlığıyla savunmaya değer kattığını biliyoruz. Ancak 170 bine ulaşan avukat sayısının, emeğimizin kıymetinin bilinmediği bir ortam yarattığını da görüyoruz. Bugün açtığımız adli yılı kapatırken sayımız, 200 bine dayanmış olacaktır. Hukuk fakültesi ve avukat sayısının değil, eğitim kalitesinin ve avukatlık mesleğinin saygınlığının artacağı bir adli yıl istiyoruz” diye konuştu.
“YURTTAŞLARIN HAKLARINI KORUMAK İÇİN GÖREVİMİZİ YAPARKEN; YARGILANIYOR, SALDIRIYA UĞRUYOR VE HATTA ÖLDÜRÜLÜYORUZ”
Avukat sayılarında artış yaşanırken iş alanlarının daraldığını ve mesleki faaliyetlerin önüne sürekli engeller çıkarıldığını kaydeden Özdemir, “Alternatif çözüm yolları adı altında arabuluculuk ve uzlaştırmacılık gibi yargı dışı alanlar genişletilirken, dezavantajlı grupların avukata ve adalete erişimi engellenmektedir. Hasar danışmanlık şirketi denilen yeni bir tür iş takipçiliği yöntemiyle yurttaşların hak kayıplarına sebep olunmakta ve bununla etkili şekilde mücadele edilmemektedir. Oysa bizler, yurttaşların haklarını korumak için görevimizi yaparken, kışkırtılan cehalet ve şiddetin sonucu olarak müvekkillerimizle ve hukuki uyuşmazlığın konusuyla özdeşleştirildiğimiz için sorgulanıyor, yargılanıyor, saldırıya uğruyor ve hatta öldürülüyoruz. Kişisel verilerin korunması adı altında, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmanın faaliyeti, dolayısıyla silahların eşitliği ilkesi ve adil yargılanma hakkı engellenmektedir. Mesleki faaliyet alanlarımızın korunduğu, genişletildiği ve güçlendirildiği bir adli yıl istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“AVUKATLARIN İNSAN ONURUNA YAKIŞIR BİR MAAŞ ALDIĞI BİR ADLİ YIL İSTİYORUZ”
“Stajyer avukatların, kamu avukatlarının, engelli avukatların, genç avukatların, emekli avukatların sorunlarının çözümü konusunda somut önerilerimiz göz ardı edilmekte, stajın içeriği boşaltılmakta ve niteliksizleştirilmektedir” şeklinde dikkat çeken Özdemir, avukatların ekonomik koşullarının ve saygınlığının uygun hale getirilmesini istediklerini ifade ederek, “Adalete erişimin en önemli araçlarından, ulusal ve uluslararası düzenlemelerin ve yükümlülüklerimizin gereği olarak verilen kamusal nitelikteki CMK zorunlu müdafiilik hizmeti karşılığında, Anayasa’daki angarya yasağını ihlal edecek kadar düşük ödemeler yapılmakta ve fedakarlık hep avukatlardan beklenmektedir. Tahammül sınırlarını zorlayan CMK ücretlerinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’yle (AAÜT) eşitlendiği, AAÜT’nin ülkemiz ekonomik koşullarına ve mesleğimizin saygınlığına uygun hale getirildiği, emeğin hak ettiği karşılığı gördüğü, stajyer avukatlara kamu kaynaklarıyla destek sağlandığı, kamu avukatlarının özlük haklarının tanındığı, engelli avukatların faaliyetlerini ayrımcılığa uğramadan sürdürebildikleri, emekli avukatların insan onuruna yakışır bir maaş aldığı bir adli yıl istiyoruz” diye konuştu.
“AVUKATLAR, ADLİ YARDIM VE CMK ÖDEMELERİNİ ZAMANINDA ALAMAMAKTA”
Avukatların emeklerinin karşılığını alamadıklarını, hak ettiklerini zamanında alamadıklarını kaydeden Özdemir, “Avukatlar, mesleki faaliyetlerinde yaşadıkları her türlü zorluğa rağmen, adil yargılanma hakkının tesisi için çaba gösterirken, hak ettikleri Adli Yardım ve CMK ödemelerini zamanında alamamakta, buna rağmen vergi, Bağ-Kur, stopaj ve benzeri masraflarını peşinen ödemek zorunda kalmaktadırlar. Avukatlık hizmetlerinden alınan KDV oranlarının indirildiği, CMK ve Adli Yardım hizmetlerinde KDV’nin sıfırlandığı, serbest çalışan avukatların asgari ücrete kadar olan gelirlerine vergi muafiyetinin sağlandığı, bir yıllık genç girişimci Bağ-Kur primi muafiyetinin üç yıla çıkarıldığı bir adli yıl istiyoruz. Vatandaşların kendilerini güvende hissettikleri ülkeleri diğerlerinden ayıran en temel etmen, bağımsız ve tarafsız bir yargının varlığıdır. Adaletin teminatı bağımsız ve tarafsız yargı, adil yargılanma hakkının teminatı ise bağımsız savunmadır. Yargı bağımsızlığının sorgulandığı, adaletin ya geç ya da hiç tecelli etmediği bir sistemin mülkün temeli olması imkansızdır. Hukukun üstünlüğünün sağlandığı, hak ve özgürlüklerin yaşama geçtiği, herkes için adil bir adli yıl istiyoruz” şeklinde konuştu.
“AVUKATLAR İÇİN BÜYÜK ACİLİYET TEŞKİL EDEN KONULARIN ÇÖZÜMLERİ İÇİN UFAK BİR ADIM ATILMADI”
İstedikleri taleplerin karşılanmasına yönelik küçük bir adımın bile atılmadığını ifade eden Özdemir, “Avukatlık mesleğinin sorunlarını, gerçek muhatabı olan Türkiye Barolar Birliği ve Barolarla müzakere ederek çözmek yerine, uyarılarımıza rağmen çoklu baro uygulamasında görüldüğü üzere kendi politik ajandaları ekseninde derinleştiren anlayışın çözüm iradesine sahip olmadığının farkındayız. Avukatlar için büyük aciliyet teşkil eden konular hakkında açık, net, gerçekçi ve somut bir şekilde ortaya koyduğumuz çözüm tekliflerine rağmen, şu ana kadar taleplerimizin karşılanmasına yönelik en küçük bir adım bile atılmamıştır. Buna karşılık avukatların kabullenmediği numaralı barolara daha fazla ödenek ayrılması gibi suni çabalara girişilmiştir. Barolar ve avukatlar arasında ayrıştırma ve ötekileştirme gayreti yerine gerçek sorunların çözümüne odaklanıldığı bir adli yıl istiyoruz” dedi.
“İRADEMİZİN ARKASINDA AYNI KARARLILIKLA DURDUĞUMUZU KAMUOYUNUN BİLGİSİNE SUNARIZ”
Meslek sorunları için somut adımların atılmaması halinde anayasal demokratik haklarını sonunu kadar kullanacaklarını kaydeden Özdemir, “Avukatların adil yargılamanın ayrılmaz parçası olduğunu, avukatlara yönelik her türlü sınırlamanın özünde yurttaşın hak arama özgürlüğüne ve savunma hakkına getirildiğini, yargının eşit süjeleri arasında ayrımcı bir yaklaşıma tabi tutulmasının kabul edilemeyeceğini, yargının şeffaflaşması, hak arama özgürlüğünün sağlanması ve adil yargılanma hakkının tesisi için avukatların önündeki tüm kısıtlamaların kaldırılmasının zorunluluk olduğunu bir kez daha hatırlatarak, mesleğimizin sorunlarının çözümü, hukukun üstünlüğünün ve yargı bağımsızlığının sağlanmasına yönelik somut adımların bir an önce atılmaması halinde anayasal demokratik haklarımızı sonuna kadar kullanacağımıza dair irademizin arkasında aynı kararlılıkla durduğumuzu siyasi iktidar, resmi merciler, meslektaşlarımız ile kamuoyunun bilgisine sunarız” diye belirtti.
“MADDİ VE MANEVİ REFAHI SAĞLAMAK İÇİN BUGÜNE KADAR VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞTIK”
Meslektaşlarının ve mesleklerinin onurunu korumak için şimdiye kadar çalıştıklarını, demokratik ve eylem kararlıklarından vazgeçmeyeceklerini ifade ederek, “Biz Mersin barosu Yönetimi olarak görev yaptığımız süre içerisinde öncelikle her vatandaşımız için adaletin sağlanmasında, bağımsız ve tarafsız yargının uygulanmasında ve tabi ki meslektaşımızın ve mesleğimizin onurunu korumak, maddi ve manevi refahını sağlamak için bugüne kadar var gücümüzle çalıştık. Görev aldığımız bu bir yıllık süre içerisinde avukatlık mesleğinin onurunun korunması için yetkili merciler ile gerek diyalog kurmak suretiyle gerekse de anayasal demokratik haklardan kaynaklanan eylemsel tavırlarımız ile avukatların ve Mersin Barosunun gücünü açıkça ortaya koyduk. Zira İstanbul Barosuna üye meslektaşımız Servet Bakırtaş’ ın öldürülmesi olayında kamuoyuna yansıdığı üzere CMK sistemini kapatarak haklı ve anayasal demokratik eylem kararlılığımızı hiç kimsenin baskısı altında kalmadan açıkça ortaya koyduk. Dün olduğu gibi yeni adli yılda da hiçbir otoriteden çekinmeden,meslek onuru ile haklarımızı korumak ve haklı taleplerimizin gerçekleşmesini sağlamak adına tüm barolarımız ve meslektaşlarımız ile ortaklaşarak anayasal demokratik eylem kararlılığımızdan vazgeçmeyeceğimizi tüm kamuoyuna saygıyla ve kararlılıkla duyururuz. Ayrıca Mesleki dayanışma ve birliğimizden kaynaklanan örgütlü gücümüzle yurttaşlarımızın yüreğinde canlandırdığımız adalet umudunun solmasına izin vermeyeceğimizin de bilinmesini isteriz” sözlerini kullandı.
|