92 yaşındaki Halet Gürer Ünlüata, Çanakkale Savaşı’nda muhabere subayı olarak görev yapmış babası Ali Nazmi Gürer’den tarafından kalma antika halıyı Atatürk Evi Müzesi’ne bağışladı.
Haber-Emrah Birgül
Kurtuluş Savaşı’nı canlandıran bir şekilde dokunmuş olan halıdan zamanında 6 adet üretildi. Halet Gürer Ünlüata’nın babası Kayseri’de dokuttuğu bu halıları asker arkadaşlarına ve komutanlarına hediye etti. Son kalan 1 adet halı ise Halet Gürer Ünlüata kızına miras olarak kızına kaldı. Babasından kalan halının hikayesini gazetemize anlatan Ünlüata, “Bu halıyı babam Çanakkale Zaferi'nden sonra dokutmuş. Halıyı saklayarak biz bugüne kadar getirdik. Babam 6 tane halı dokumuş, 1 tanesi bize kaldı. Babamdan sonra ailenin büyük evladı olarak ve kardeşim Doktor Mehmet Hayati Gürer ile beraber bugüne kadar sakladım. Bugün bunu değerlendirmek için Türkiye Cumhuriyeti Atatürk Evi’ne hediye ederek ebediyen orada görülmesini istedim. Halının aşağı kısmında Selimiye Kışlası, kolunda Türk bayrağı sulh kızı, köşede eski Türkçe ile Misak-ı Milli yazıyor” ifadelerini kullandı.
“İMTİHANSIZ ÜNİVERSİTE KAYDIMI YAPTIM”
Bir cumhuriyet kadını olduğunu söyleyen Ünlüata "Atatürk’ün ülkeye okumayı hedeflediği alfabe ile alfabeye başladım. Anneciğim elimden tuttu ‘Kızım seni artık okula göndereceğim’ diyerek Tarsus’ta İlkokulu’na gittim. Ben o sene orada oturdum. Ondan sonra liseyi İstanbul’da bitirdim. Üniversitede de teknik üniversiteye kaydımı yaptım. O zamanlar imtihansız giriyorduk” ifadelerini kullandı.
“BABAM, MUHABERE OLARAK VAZİFE GÖRMÜŞ”
Babasından bahseden Ünlüata, “Çanakkale Savaşı’nda babam Harbiye’den çıkmış, Çanakkale’ye gitmiş. Muhabere olarak vazife görmüş. Yani askeri haberleşme. Orada savaşının sonuna kadar gördüklerinden anlattığı bir anısı var. Çanakkale Savaşı’nda hücuma geçme zamanı öncesinde karavana yemek yemeye gitmiş, yemeklerinde çorba varmış, yemekte komutanları onlara şu sözü söylemiş ‘Yavrularım bu düşman gidecek, biz burayı sahipleneceğiz, Çanakkale kazanılacak” ifadelerine yer verdi.
“BABAM SAYGI DUYULACAK ELİ ÖPÜLECEK BİRİ”
Babasının Çanakkale’de savaştığına dair herhangi bir kaydının olmadığını söyleyen Ünlüata “Babam yaşayan bir Çanakkale askeri olarak biliyorum. Anlatırken ağlardı. Yaka numarası vardı resimlerde, ona bakarak çok faaliyete geçtiler ama bir şey çıkmadı, kağıtlarda ismi geçmiyordu. Babam saygı duyulacak eli öpülecek biri. Çocuklarını kucaklayarak, 4 kardeştik hepimize hizmetini yaptı. Kız kardeşim öğretmen oldu. Büyük kardeşim sanatkar olarak yaşadı, çocuklarını yaşattı” ifadelerine yer verdi.
“BEN BİR TÜRK SUBAYI İLE EVLENDİM”
Evlendiği Rıfkı Bey hakkında konuşan Ünlüata, “Ben bir Türk subayı ile evlendim. Rıfkı Bey, annesini kaybettiği zaman 11 yaşındaymış. Babası eski Osmanlı kaymakamı. İlk öncesi annesi vefat etmiş sonrasında baba Fevzi Bey vefat edince o yıllarda zorluklar yaşamış. Sonrasında Askeri Ortaokul’da başlamış. Askeri liseyi bitirmiş, orduda bir Türk subayı olarak hizmet görmüş. Kurtuluş Savaşı’nda Fransızlar Hatay’dan giderlerken Harbiye’den çıkmış oraya tahini olmuş” sözlerini kullandı.
|