135 yıldır dumanı tütüyor, adını Hilal-i Ahmer’den alıyor




Tarih: 15 Kasım 2022 Salı 17:48


Dönemin Kızılay binası yakınında kurulan ve adını oradan alan Kızılay Amane Fırını’nda geleneksel lezzetler üretiliyor. Fırını son 60 yıldır Aman ailesi işletiyor. Mustafa, Kemal ve İsmet kardeşler, yaklaşık 1,5 asırlık geleneğin yaşaması için her gün kepek açıyor, fırına odun atıyor ve ateşi harlıyor. 135 yıldır tarihe direnen Kızılay Amane Fırını’nın bacası hala tütüyor.

Haber-Emrah Birgül

 

Eski adıyla Hilal-i Ahmer, bugünkü adıyla Türk Kızılay'ının Mersin'deki şubesinin 1880'li yıllarda Fabrikalar Caddesi üzerinde olduğu anlatılıyor. 1887 yılında Hilal-i Ahmer binası yanında açılan Kızılay Amane Fırını da adını oradan alıyor. O dönem tek katlı binaların, fabrikaların ve sanatkarların arasında yer alan fırının çevresinde daha sonra çok katlı binalar yükseliyor. Çevredeki fabrikalar kapanıyor, esnaf caddeyi terk ediyor ama fırın çevredeki dönüşüme rağmen olduğu yerde duruyor. Gelip geçenler, ahşap yapısı nedeniyle fırını bir dönemin meşhur dizilerinden 'Ekmek Teknesi'ne benzetiyor.

 

MAĞRİBİ CAMİ'NİN BİTİŞİĞİNDE, MAĞRUR DURUYOR

Açılışından 12 yıl sonra fırının yanında bir cami inşa ediliyor. Kadri ve Mustafa Sabuncu Kardeşler tarafından 1957 yılında caminin minaresi yaptırılıyor. Akdeniz ilçesindeki Fabrikalar Caddesi'nde Mağribi Cami bitişiğindeki Kızılay Amane Fırını'nı son 60 yıldır Aman ailesi işletiyor. 60 yıl önce fırını Mustafa Yaman'dan devralan Mehmet Aman'ın çocukları Mustafa, Kemal ve İsmet kardeşler fırını yaşatma mücadelesi veriyor. O kardeşlerden 63 yaşındaki İsmet Aman, gazetemize Kızılay Amane Fırını'nın dününü ve bugününü anlattı. Aman, fırının yarını için endişeli olduklarını söyledi.

 

"BİZ DEVAM ETTİRİYORUZ AMA ÇOCUKLARIMIZIN DEVAM ETTİRİP ETTİRMEYECEĞİ ŞÜPHELİ"

Ortaokul yıllarında babasının yanında çırak olarak işe başladıklarını belirten İsmet Aman, 1977 yılında babasının vefatıyla birlikte işleri üstlendiklerini söyledi. O yıllardan bu yana fırını işletmeye devam ettiklerini vurgulayan Aman, "Biz devamlı babamızın yanında çalışıyorduk, onun yanında yetiştik. Bizim çocuklarımız şimdi başka mesleklere atıldı, kimi şehir dışına çıktı. Biz baba mesleğini devam ettirme konusunda şanslıyız. Şu anda biz devam ettiriyoruz ama çocuklarımızın devam ettirip ettirmeyeceği şüpheli. Torunlar da var ama hepsi dağıldı. Devam ettirebilsek daha iyi olurdu. Ama biz tercihi kendilerine bıraktık" dedi.

 

"ESKİDEN MERSİN'DE YAŞAYAN İNSANLARIN HEPSİ BURAYI BİLİR"

Fırının yer aldığı caddeden bahseden Aman, "Bu caddenin adı Fabrikalar Caddesi. Burada birkaç tane fabrika vardı. Artık onlar yok. Onlar için üzülüyoruz. Kimi kapandı kimi ise yıkıldı. Burada eskiden çok sanatkar vardı. Kalaycımız vardı, süpürgecimiz vardı, hasır sandalye yapan esnaflar vardı. Caddenin ilerisinde doktorlar da vardı. Doktor muayenehaneleri burada mevcuttu. Onlar hep kalktı gitti. Şu an daha hazır ürünler satılıyor. Sanatkarlar da kalmadı" dedi. Fabrikalarda çivi, gazoz ve peksimet gibi ürünlerin üretildiğini belirten Aman, "Eskiden Mersin'de yaşayan insanların hepsi bilir ve halen o müşterilerimiz mevcut. Yaşayanlar devamlı gelir, hasbıhal ederler, hal hatır sorarlar, selam verirler ve buranın tarihiyle ilgili çok mevzular konuşuruz. Çok eski şeyleri anarız. Burası tabii ki bayağı işlekti o zamanlar. Esnaflar çok vardı. Aranıp da bulunmayan sanatkarlar. Çok güzel esnaflar vardı. Şimdi her şey hazıra döndü" diye konuştu.

 

"PİYASADA BU PASTALARI ARTIK GÖREMİYORUZ"

Fırının sahip olduğu geleneksel lezzetlerden söz eden Aman, "Önemli özelliklerinden bir tanesi zaten doğal oluşu. Katkı maddesi kullanmamaya çalışıyoruz. İçine koyduğumuz malzemeler çok önemli. En önemli özelliği de odun ateşinde pişmesi. Odun ateşinin verdiği lezzeti zaten biliyorsunuz. Hiçbir şey onun yerini tutmaz. Bize has; nohut mayalı tava simidimiz, peksimetimiz, anasonlu kahkemiz, tatlı-tuzlu pastalarımız, bayağı bir çeşidimiz var. Biberli ekmeğimiz var. Kömbe var. Devamlı üretimi var ama adı 'bayram kömbesi' olarak geçiyor. Mesela bizde nohut mayalı peksimet var. Hemen hemen 3-5 ay hiç bayatlamaz. İnsan sağlığına çok yararlı. Tuz, yağ ve şeker içerisinde katiyen yok. Doğal. Gevrek oluyor. Pastalarımız da şimdi övünmek gibi olmasın, piyasada bu pastaları artık göremiyoruz. Odun ateşinde pişen, doğal." ifadelerine yer verdi.

 

"HER ŞEYDE DOĞALLIKTAN YANAYIZ"

1970'li yıllarda kendilerinden alışveriş yapan bazı müşterilerin şu anda Almanya ve Amerika'da yaşadığını ancak zaman zaman siparişler verdiklerini vurgulayan Aman, "Bazen de tatile geldiklerinde buraya eş dost yolluyorlar ya da kendileri uğruyorlar. Buranın ürünlerini alıp o ülkelere geri dönüyorlar. Demek ki o lezzeti halen tatmak isteyenler mevcut. Biz devamlı tarihi yaşamayı seven insanlarız. Lezzeti seven insanlarız. Öyle gördük. Şimdi ben bu doğal olan şeyi ne diye doğal olmayan şeylere çevireyim. Her şeyde doğallıktan yanayız. En iyisini yapmaya gayret gösteriyoruz. Çünkü biz babadan ve dededen de öyle gördük. Öyle de devam ettirmek zorundayız. O tadı bozmamaya mecburuz hatta 'daha iyi bir şeyler yapabilir miyiz' diye düşünce içerisindeyiz" diye konuştu.

 

"GÖRENLER YAPIYI ÇOK BEĞENİYORLAR"

Fırının yer aldığı binanın da ahşap ve tarihi bir bina olduğunu belirten Aman, zaman zaman 'Ekmek Teknesi' dizisindeki fırına benzetildiğini vurguladı. Geleneksel lezzetlerle birlikte binayı da yaşatmak istediklerini ifade eden Aman, şunları söyledi; "Burayı yeniledik. Ama hem koruyarak hem eskiye dönük tutarak bir şeyler yaptık. Yoksa tarihi bir bina. Çok kolay yıkılırdı. Bunları düşündük. 'Tarihsel özelliklerine uygun nasıl yaşatabiliriz' dedik. O şekilde karar verdik ve bu hale getirdik. Bu hali de doğal, ahşap. Göze güzel bir görünümü var. Görenler, gelip resim çektirenler çok şaşırıyorlar, yapıyı çok beğeniyorlar. 'Elinize sağlık' diyorlar. 'Tarihi canlı tutuyorsunuz' diyorlar. Biz de tabi bundan memnun oluyoruz. Her şey para kazanmak değildir. İnsan biraz eskiyi yaşatmalı. Eski gelenek ve görenekleri yaşatmalı. Varsak eskilerle varız. Yeniye de ayak uydurmak lazım. Yaşantımızı bu şekilde devam ettiriyoruz."

 

"BİZ BU DEĞERİ KORUMAYA VE YAŞATMAYA ÇALIŞIYORUZ"

135 yıllık geleneği yaşatmak için çaba gösterdiklerini vurgulayan Aman, "Temennimiz uzun yıllar böyle devam etmesi. Müşterilerimizden de Allah razı olsun. Bizi yalnız bırakmazlar. Devamlı el üstünde tutarlar. Mümkün mertebe burayı yaşatmaya, ayakta tutmaya çalışıyoruz. Birkaç müşterimiz 'diğer ilçelerde niye açmıyorsunuz' diye devamlı söylerler. Emin olun fazla açıldıkça değerini kaybeder. Biz bu değeri korumaya ve yaşatmaya çalışıyoruz. Bütün çabamız bu. Sağ olsun müşteriler de uzaklardan da olsa geliyorlar. Çünkü burayı yaşatmak lazım. 135 yıl nasıl yaşamışsa biz ve bizden sonrakiler de inşallah yaşatırlar. Bu şekilde devam ederiz inşallah" ifadelerine yer verdi.

 


Etiket:


Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

 
 
  SOSYAL MEDYA
 
 
  GAZETEMİZ
 
 
  BASIN İLAN
 
 
  HAVA DURUMU
 
 
  FACEBOOK
 

 
 
 


 

Siteden yararlanırken yayın politikamızı okumanızı tavsiye ederiz. mersinhakimiyet.com © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. mersinhakimiyet.com basın ve yayın meslek ilkelerine uyar.

URA MEDYA