SSK ve Bağ-Kurlu emeklileri ilgilendiren enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla beraber SSK ve Bağ-Kur emeklilerine yüzde 15,40 zam alacağı açıklanmıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da memur ve emeklilerin refah payını da ekleyerek ilk olarak yüzde 25 zam alacağını açıkladı. Erdoğan son açıklamasında ise rakamı yüzde 30’a çıkardığını söyledi. Böylelikle en düşük emekli maaşı 5 bin 500 lira oldu. Emeklilere verilen bu yüzdelikler hakkında gazetemize değerlendirmelerde bulunan Türkiye Emekliler Derneği Mersin Şubesi Başkanı Cemal Akbudak, verilen yüzdeliği yetersiz buldu.
Haber- Emrah Birgül
En düşük emekli maaşının en az asgari ücret kadar olması gerektiğini söyleyen Akbudak, “Şu anda en düşük emekli maaşını 5 bin 500 çıkardılar. 3 bin 500 liradan 5 bin 500 liraya çıktı. Diğerlerine de yüzde 30 bir zam yapıldı. Ama bizim beklentimiz en düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesine çekilmesiydi. Adı üstünde asgari ücret, yani en alttan maaş alıyorlar. Bizim emekli maaşlarımız asgari ücretin altında da kaldı. Geçmiş dönemlerde biz asgari ücretin üstünde maaş alırken şimdi neredeyse asgari ücretin yarısına düşen maaşlar almaya başladık. Burada ‘vur abalıya hesabı’ yapılmış” ifadelerini kullandı.
“BEKLENTİLER BOŞA ÇIKTI”
Emeklilerin yüzdelik zammını daha yüksek beklediklerini söyleyen Akbudak, seyyanen zammın olması gerektiğini ifade ederek, “Açlık sınırının altında maaş alan insanları siz yeniden açlık sınırının daha da dibine iteklemiş oluyorsunuz. Bu beklentiler boşa çıktı. Biz belki bir seçim vaadiyle bir şeyleri verir diye bekledik. Ama yine olmadı. Ben aslında bu kadar beklemiyordum. Çünkü biz zammı daha almadan her şeye zam gelmeye başladı. Devlet kurumların olduğu yerlerde yüzde 122 zam yaparken, emekliye yüzde 30 zam veriliyor. Ki Türkiye İstatistik Kurumu da bu emeklilerin başına bela. Başka bir yerde enflasyon rakamları yüzde 122 çıkarken, bizimki neredeyse bizden alacaklı çıkacak Türkiye İstatistik Kurumu neticesinde. Bizim her zaman söylediğimiz yüzdelik zamlar değil, seyyanen zam verilmesini istiyoruz. Seyyanen dediğimiz, 10 bin lira emekli maaş alan ile 5 bin lira emekli maaş alana siz yüzde 30 yaparsanız biri 13 bin lira olacak, diğer 6 bin 500 olacak. Bizim seyyanen dediğimiz herkese adaletli bir şekilde rakamlar verilsin. Yani bin lira veriyorsa 10 bin lira alana da bin lira versin, 5 bin lira alana da bin lira versin. Belki ileriki aşamalarda aradaki uçurum kapanır, kapanmaz da azalır. Ama bu şekilde yüzdeli zamlarla siz emekliler arasındaki uçurumu açmaktan başka bir şey yapmıyorsunuz. Onun için yüzdeli rakamlar her zaman emeklilerin aleyhine yapılan bir rakamdır. Seyyanen zammın gelmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.
“2000 YIL SONRASINA İNTİBAK YASALARI VERİLMİYOR”
“İntibakın çıkmasını istiyoruz” cümlesinin de altının çizen Akbudak, “İntibak dediğimiz; emeklilerin geçmiş dönemlerdeki bir alacakları vardı. 2000 yıl öncesiyle ilgili maaşlarında bir iyileştirme yapıldı. Prim gün sayısına göre yapıldı. Ama bu da 17 sene süren bir davaydı. 17 sene sonra dava neticesinde ancak 2000 öncesi intibakı verdiler. Şimdi aynı konu, aynı dava her şey ile aynı olan şey de siz 2000 yıl sonrasına intibak vermiyorsunuz. Meclise geldiği zamanda iktidar milletvekili tarafından reddediliyor. 2000 yıl sonra intibakı verilmesi lazım ki, aradaki o uçurum farkları biraz daha açılmasın, azalsın diye” diye konuştu.
“BU NE PERHİZ NE LAHANA TURŞUSU HESABI”
Taleplerinin çok olduğunu söyleyen Akbudak, bazı yerlerde istatistik kurumun verilerine göre hareket edilmediğini ifade ederek “Bayram ikramiyelerini bin lira veriyorlardı. İstatistik kurumlarının rakamlarına göre bile verseler 2 bin lira olması gerekirken rakam hala bin 100’lerde duruyor. Yani yüzde 10 civarında duruyor. Şimdi istatistik kurumunu baz alıyorsunuz. Her şeyi ona göre veriyorsunuz. Ama bayram ikramiyesinde istatistik kurumunu baz almıyorsunuz. Bu ne perhiz ne lahana turşusu hesabı. Biz istatistik kurumunun verdiği rakamlarını bile alamıyoruz” dedi.
“EMEKLİNİN SAĞLIKTAKİ KATKI PAYLARININ DA KALDIRILMASINI İSTİYORUZ”
Emeklilikte sağlıkta katkı payının var olduğunu ifade eden Akbudak, “Yıllarca devlete, hükümete primini ödemiş bu insanlar. Niye? Belirli bir yaşa geldikten sonra ne zaman ki sağlığa ihtiyaç duydu, 'ben bunlardan ücretsiz faydalanayım' diyor. Ama siz bugün tam ihtiyacı olduğu dönemde yıllarca devlete zararı olmamış bu insanları siz sağlıkta katkı payıyla emekli maaşlarının neredeyse yüzde 10'unu, yüzde 20'sini sağlıkta katkı paylarına ödetiyorsunuz. Emeklinin sağlıktaki katkı paylarının da kaldırılmasını istiyoruz. Çünkü zamanında 30-40 sene çalışırken, biz bunların primlerini ödedik. O genç yaşlarımızda hiç kimse sağlıkla ilgili bir sıkıntı yaşamadı ve devlete yük olmadı. Bizim şu anda ödediğimiz primlerden dolayı ihtiyacımız olan sağlığımızdan bir de dönüyorsunuz, cezalandırır gibi bir de katkı payı alıyorsunuz. Bir ülkenin emeklisine, taşında toprağında emeği olan insanına yapılan bu zulmün bir an önce kaldırılmasını istiyoruz” diye konuştu.
“YEDİĞİ SİMİTLE EMEKLİ MAAŞ YETMEYECEK”
Emeklilerin alacağı maaş ile zor geçineceklerini belirten Akbudak, “Adı üstünde asgari ücret. Yani en az maaş 8 bin 500 lira. Siz 5 bin 500 lira veriyorsunuz. Bu kişinin kirada oturduğunu varsayalım. Bugünün kira bedellerine bakıldığında 2 bin 500 veya 3 bin liranın altında ev mi var? Siz bunu vereceksiniz ve geri kalan 2 bin 500 lirayla da geçinmesini bekleyeceksiniz. Böyle bir dünya yok. Her biri günde sadece birer çay içip simit yese o para yetmeyecek ona. Elektriği, doğalgazı veya suyu saymıyoruz. Bunları saymıyoruz. Yediği simitle bile o para ona yetmeyecek. Kirasını verdi, üç öğün birer tane de simit ve çay alsa bir ayda o para yetmez” ifadelerine yer verdi.
“BU BÖYLE GİTMEZ”
Sözlerine devam eden Akbudak, “Meclis'e geliyor, reddediyorlar. Bu insanların bu şartlarda geçinmesini nasıl bekliyorsunuz? Emeklinin de emekten gelen gücü yok. Çünkü şu anda çalışır durumda değil. Emekten gelen bir tek gücü var o da sandıkta. Sandığa geldiği zaman da gereğini yapacak. Kim yanında, kim karşısında; sandıkta onun gereğini yapacak. Bizim beklentimiz de bu. Bu böyle gitmez” dedi.
“SANDIKTA GÖRECEĞİZ BUNLARI”
EYT yasası hakkında da değerlendirmelerde bulunan Akbudak, 2,5 milyona yakın EYT'li çıktığını ifade ederek, “Şu anda ne alacaklarını da bilmiyoruz. Büyük ihtimal alt sınırdan alacaklar. Ama 5 bin 500 liranın çok yukarı çıkacağını da zannetmiyorum. 8-9 bin prim günü ödeyenler var. Bunlar da neredeyse şu anda eşitledikleri 5 bin 500 lira seviyesinde verecekler. Çok az fark eder. Çünkü bunlar da kazanılmış bir hak. Siz getirip yaşa bağladınız. Prim gününü tamamlamışsın, sen bu yaşta emekli olamazsın. Adam hak etmiş. Elinden bu hakkı nasıl alabilirsin? Alamazsın. Seçim var. Onun için yapıyorlar. Şu anda yaptıkları bu seçimle ilgili ne verebiliriz. Ne veririz de bunlar bize tekrar oy verir. Bunun beklentisi içindeler. Sandıkta göreceğiz bunları” şeklinde konuştu.
“EYT’LİLER HAKLARI ALDI”
EYT’lilerin haklarını aldıklarından dolayı mutlu olduklarını ifade eden Akbudak, ileriki zamanlarda gelecek olan daha çok zamlarla sıkıntının daha çok yaşanacağını kaydederek, “O oynadıkları, olumlu baktıklarından değil. Haklarını kazandıklarından dolayı. Yarın hayatın yükü sırtlarına binecek. Zaten biniyor. O aldıkları emekli maaşlarıyla geçinmeyeceklerini gördükleri zaman, açlık sınırının kat kat altındaki rakamlarla geçinmeyeceklerini gördükleri zaman o gün gidip sandıkta karar verecekler. Yoksa o, sandığa olumlu yansıyacağından değil. Sadece o günkü hak ettikleri, emek verdikleri, koşturdukları haklarını EYT'liler aldıkları için o bir sevinç göstergesiydi. Yani olması gereken haklarını aldıkları için. Elbette o sevinç gösterisini yapacaklar ama aynı şekilde, aynı oranda sandığa yansıyacağını zannetmiyorum” dedi.
“MAAŞ ORANLARININ DÜZELTİLMESİ LAZIM”
Maaş bağlama oranlarına da değinen Akbudak, şu ifadelere yer verdi: “Geçmiş dönemde emeklilerde maaş bağlama oranları yüzde 73 civarındaydı. Şu anda maaş bağlama oranları yüzde 35'lere düştü. Bu sistem böyle devam ettiği müddetçe emeklinin yüzde 90'ı açlık sınırının altında maaş almaya mahkumdur. Bir defa maaş bağlama oranlarının düzeltilmesi lazım. Çünkü geçmiş dönemde bizim anne-babalarımız bir tek maaşla çalışırlardı, evlerini de alırlardı ve 4-5 çocuğu birden okuturlardı. Çünkü maaş bağlama oranları yüzde 73 civarındaydı. Şimdi günümüze geldik bu rakam 2 mislinden aşağıya düştü. Şimdi çalıştığı dönemlerdeki maaş bağlama oranları vardır. Örneğin 100 liralık şeyden 73 lira alacakken, 35 lira alıyordu.”
Sistemde bir bozukluğun olduğunu söyleyen Akbudak, sistemin düzeltilmesi gerektiğini ifade ederek “Şimdi sen istediğin kadar çalış, istediğin primden emekli ol, aldığın rakam bu sistem üzerinde açlık sınırının altında olacak. Bu maaş bağlama oranlarının düzeltilmesi lazım. Yoksa bundan sonra emekli olacaklar bile bu sistem üzerinden emekli oldukları müddetçe kesinlikle açlık sınırının altında maaş alacaklar. Ne kadar prim öderlerse ödesinler. Sistemin düzeltilmesi lazım” dedi.
“FATURA-FİŞ TOPLAMAYI KALDIRDILAR”
Başka bir konunun ise geçmiş dönemlerde fatura-fişlerinin toplandığı belirten Akbudak, oradan aldıkları KDV’nin düştüğünü belirterek, “KDV'nin bedelini alıyorduk. Fatura-fiş toplamayı kaldırdılar. Bunu getirip sisteme bağladılar. Ödedikleri rakam şimdi 4-5 civarında. Yüzde 8-10 olan KDV'lerin yarısını vermeye başladılar. Biz alışveriş yaparken aynı KDV'yi öderken neden bunun yarısını alalım? Bunun da yine aynı şekilde yüzde 8-10 civarında artırılması isteniyor. Her taraftan kırptılar. Kırptıkları müddetçe de emekli açlık sınırının altında maaş almaya mahkum. Sıkıntı bu. Bu şartlara rağmen emekliler ayakta durmaya gayret etsinler” sözlerini kullandı.
|
Yorumlar (0)
