Antikacı anne, çocuklarına koleksiyonlarını miras bırakacak

Tarih: 22 Ocak 2023 Pazar 16:54

Haber-Emrah Birgül

15 yıl İstanbul'da yaşadıktan sonra ailesiyle birlikte 6 ay önce Mersin'e taşınan Ebru Otluoğlu, antika tutkunları için Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından 2,5 Çevreyolu'nda açılan ve Mersin'de bir ilk olma özelliğine sahip Antika Pazarı'na katıldı. Açtığı stantta antika ürünleri sergileyen ve satışını yapan Otluoğlu, 5 yıl önce başladığı girişimcilik hikayesini gazetemize anlattı. 5 çocuğun 'Antikacı annesi' Ebru Otluoğlu, elde ettiği kazançla hem mutfak masraflarına hem de çocuklarının eğitimine katkı sağladığını belirtti. Otluoğlu, en büyük hayalinin ise elindeki kıymetli ürünleri sergileyebileceği bir işletme açmak olduğunu söyledi.

'ANTİKACILIK HİKAYESİ' 5 YIL ÖNCE BAŞLADI

Şu anda çocuklarından birisinin üniversite mezunu, ikisinin üniversite öğrencisi ve ikisinin ilkokul öğrencisi olduğunu vurgulayan Otluoğlu, "3 çocuğumu büyütene kadar sigorta şirketinde çalıştım. 4'üncü çocuktan sonra o işimden ayrılmak zorunda kaldım. Eve giren gelir ev halkına yetmeyince, aile bütçesine bir katkı sunabilmek için evden duvar tabağı ve eski radyo satışına başladım. Duvar tabakları ve eski radyoların kendimiz için koleksiyonunu yapıyorduk. Maddi açıdan sıkıştığımız bir döneme denk gelmiştik. Tabi bu gibi zamanlarda kimse de yardımcı olmuyor. 'Neden olmasın' diyerek kendi işimi açtım. Sağ olsun eşim de bu süreçte her zaman yanımda oldu" diye konuştu.

ŞU ANDA ELİNDE OSMANLI'NIN SON DÖNEMİNDEN ÜRÜNLER VAR

Eski ürünlere uzun yıllar merakı olduğu sözlerine ekleyen Otluoğlu, "Satışa başladıktan sonra işlerin de tutmaya başladığını gördük. Daha sonra 'eskinin yanında yeni ürünler de görmek istiyoruz' diyenler oldu. Ürün yelpazesini genişlettim. Eski ürünlerin yanına yeni ürünleri de ekledik" dedi. İstanbul'da yaşadıkları dönemde koleksiyonlarını genişlettiklerini sözlerine ekleyen Otluoğlu, "Eşimle birlikte gezmeyi seviyoruz. Eskilere karşı da ilgimiz olunca, hafta sonlarını Feriköy, Bomonti, Balat, Kadıköy ve Dolapdere'de değerlendiriyorduk. Mezatlara katılıyorduk, alışveriş yapıyorduk. Zaten hikayemiz de biraz oralardan başladı. Şimdi 5 yıldır bu işi yapıyorum. Elimde Osmanlı'nın son dönemlerinden ve Cumhuriyet'in ilk yıllarından kalan çok ürün var" ifadelerine yer verdi.

MERSİN'E TAŞININCA 'ANTİKA PAZARI'NA KATILDI

Mersin'e yerleştikten sonra Antika Pazarı'nın açıldığını ve son 2 haftadır pazara katıldıklarını belirten Otluoğlu, "Elimde çok enteresan ve güzel ürünler var fakat burası yeni olduğu için hepsini getiremiyorum. Bir süre sonra onları da getireceğim. Şu an müşteri potansiyeline göre ürün getirmeye çalışıyorum. Mesela Osmanlı mühürlü ürünlerimiz var. Yelpazemiz çok geniş. O ürünlerin birçoğu İstanbul'da bir depoda. Onları İstanbul'da bırakıp geldik. Mersin'e geldikten sonra bir süre ev bulmakta da zorlandık. Hepsi çok pahalı ve özel ürünler olduğu için buraya getirmedik. Mesela Osmanlı Dönemi'ne ait çantalarım, dolaplarım ve lambalarım var. Osmanlı padişahlarının eşlerine hediye ettiği çantalar var. Bunların ekspertizleri yapıldı" diye konuştu.

ELİNDEKİ KOLEKSİYONA KREDİ ÇEKEREK SAHİP OLDU

Koleksiyonları arasında özel bir hikayeye sahip Osmanlı mühürlü bir çanta olduğunu vurgulayan Otluoğlu, "Bu ürünlerin birçoğu Ermeni bir okul müdürünün koleksiyonundaydı. Adam kanser olduğunu öğrendi. Bir tane oğlu vardı ve oğlu bu tarz şeylerle ilgilenmediği için ellerindeki bütün ürünleri satışa koymuştu. Biz de internette gezinirken denk geldik. 'Bir bakalım' dedik ve gittiğimizde ürünlerin hepsinin damgalı, çok özel ve pahalı ürünler olduğunu gördük. Kredi çekerek o koleksiyonu aldık. Şu anda yurtdışından bile bu ürünleri talep edenler oluyor. Mesela altın kaplamalı çerçevelerimiz var. Altın varaklı vazolarımız ve mücevherliklerimiz var. Osmanlı Dönemi'nin hilal şeklinde lambaları var, köşesinde mührü var. Onlar da satışta olacak. Tüm bu koleksiyonlara sahip olabilmek için sürekli kredi çektik" ifadelerine yer verdi.

"BİR ŞEYİN ANTİKA OLABİLMESİ İÇİN SADECE ESKİ DEĞİL, NADİR OLMASI DA GEREKİYOR"

6 aydır Mersin'de yaşadıklarını vurgulayan Otluoğlu, "Burada antikacılık pek yok. Geldiğimizden beri 2 ya da 3 antika dükkanı gördüm. Normalde 'pazar' denildiği zaman herkes sebze ve halk pazarını biliyor. Antika Pazarı da şu an burada pek bilinmiyor. Antika üzerine kimse pek fazla bilgiye sahip değil ama zamanla gelişmesini temenni ediyoruz. Bir şeyin antika olabilmesi için sadece eski değil, nadir olması da gerekiyor. Onu değerli kılabilecek bir özelliğinin olması gerekiyor" dedi.

HAYALİ; 5-6 YIL SONRA BİR İŞLETME AÇABİLMEK

Eskileri çok sevdiğini belirten Otluoğlu, Instagram üzerinden kendilerine ulaşmak isteyenlere ise 'Albatros Antika Mezat' adresini işaret etti. Ailecek antika ürünlere ilgi duyduklarını vurgulayan Otluoğlu, "Biz maddi sıkıntıya düşmeden önce de eşim kendisi için para, pul ve kalem koleksiyonu yapıyordu. Ben kendimce duvar tabaklarına ve radyolara merak salmıştım. Emekli olduktan sonra kendimiz için nostaljik bir ortam hazırlamayı düşünüyorduk. Maddi sıkıntıya düşünce ve kimse yardım etmeyince 'biz neden yapmayalım' dedik. Şu anda bu iş sayesinde mutfağıma ve çocuklarıma bir katkım oluyor. Hayalim ve düşüncemse 5-6 yıl sonra bir işletme açıp, ürünlerimi orada sergileyebilmek" diye konuştu.

ÇOCUKLARINA MİRAS OLARAK KOLEKSİYON BIRAKACAKLAR

Otluoğlu'nun Antika Pazarı'ndaki standında 1970, 1980 ve 1990'lı yıllara ait marka kalemler, 'tankart' olarak bilinen Alman bira bardakları, 1900'lü yılların yabancı ülke paraları, Avrupa ürünleri olan koleksiyon kaşıklar, madalyalar, tedavülden kalkan paralar, Ayasofya Camii Şerif'inin açılışına özel basılan bronz ve gümüş paralar, rozetler, tespihler, 1800 ve 1900'lü yılların ilk zamanlarından kalan pullar, saatler, kasetler, kaset çalarlar ve fotoğraf makineleri sergilenip satışa sunuldu. Ebru Otluoğlu'nun eşi ise para, pul ve kalemlere ilgi duyduğunu belirterek, "Buradaki her şey eşimin. Çocuklarımızın da koleksiyonlara ve antika ürünlere merakı var. 5 çocuğumuzun hepsine birer tane koleksiyon bırakıyoruz. Ev-araba bırakma imkanımız yok. Para, pul, saat, kalem ve fotoğraf makinesi koleksiyonları var; hepsi bu koleksiyonları aralarında paylaştılar" şeklinde konuştu.