Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ayhan Kızıltan, yaşanan depremlerin ardından kente gelen göçlerle birlikte kent nüfusunun yüzde 40 oranında arttığını belirterek; "Ondan önce de 400 bin Suriyeli vardı. Yani şehrin nüfusuna bir şehir nüfusu daha eklenmiş oldu" dedi.
Haber-Emrah Birgül
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Hatay'a giderken Habertürk TV'de Para Gündem Programı'na katıldı. Kızıltan, Habertürk TV Ekonomi Müdürü Ebru Baki'nin sorularını yanıtladı. Hatay'da gerçekleştirecekleri ziyaretlere ilişkin bilgi veren Kızıltan, "Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanımız Hikmet Çinçin'i ziyaret edip 'oradaki sanayiyi harekete geçirmek için ne tür destekler verebiliriz' ve 'orada faaliyete geçebilecek durumdaki küçük ve orta ölçekli sanayicilerin envanterini çıkarıp neye ihtiyaçları olduğunu tespit edip hangi noktalarda yardımcı olabileceğimizi' görüşeceğiz. Oradaki ekonomiyi yeniden canlandırmamız lazım. Antakya bir tarih ve o tarihi yeniden ayaklandırıp yaşatmamız gerekiyor" dedi.
"KENT NÜFUSU YÜZDE 40 ARTTI"
Bölgeye ilişkin değerlendirmelerde bulurken Mersin'deki tabloyu da özetleyen Kızıltan, "Fotoğraf çok karmaşık. Uzun vadeli bir süreç ama kısa vadede alınacak küçük tedbirlerle, desteklerle uzun vadeli planlara destek verecek şekilde hareket edebiliriz. Önce Mersin'i anlatayım. Mersin deprem bölgesinin 10 ilinde yaşayan insanların çoğunun akrabalarının olduğu bir kent. Dolayısıyla hem yakın hem güvenli bölge olarak görüldü ve depremden kaçanların birçoğu, yaklaşık 400 binler telaffuz ediliyor, Mersin’e geldi. Kent nüfusu yüzde 40 arttı. Ondan önce de 400 bin Suriyeli vardı. Yani şehrin nüfusuna bir şehir nüfusu daha eklenmiş oldu" diye konuştu.
"DEPREM BÖLGESİ TÜRKİYE’NİN ÖNEMLİ EKONOMİ, SANAYİ, TARIM BÖLGELERİYDİ"
Mersin'e göç eden depremzede nüfusuna yönelik konuşan Kızıltan, "Bence bu nüfus kalıcı değil, olmaması da lazım. Mersin kenti bu kadar yoğun göçü kaldıracak durumda değil. İstiap haddini aştı. Mersin konuk edebileceği kadar insanı konuk edebilecekken çok daha fazlası geldiğinde rahatlıkla konuk edebileceği sayıdaki insanımıza verdiği hizmet kalitesi de düşer. Mersin 100 kişiye bakabilecekken 300 kişiye bakmaya çalışıyor. Buradaki insanların çoğu endişeli. Kendileri de biz 'ne olacağız' diyor. Otellerimizde konaklayan çok sayıda depremzedemiz var. Otellerimiz ücretsiz barındırıyor, yemek veriyor ama misafirler 'bu kişiler bize 10-15 gün bakar sonra biz ne olacağız' endişesi taşıyorlar. İnsanlarımıza artık hükümetin, devletin gelecekleriyle ilgili mesaj vermesi gerekiyor. Yurttaşlarımız sürekli bunu sorguluyor. Deprem bölgesi Türkiye’nin önemli ekonomi, sanayi, tarım bölgeleriydi. Türkiye ekonomisinin yaklaşık yüzde 20’sine denk geliyor" ifadelerine yer verdi.
"SANAYİ BÖLGELERİNİN CİVARINA DA BU GEÇİCİ KONUTLAR KURULABİLİR"
Yapılması konuşulan binalardan da söz eden Kızıltan, "Kalıcı konutların yapılması öyle hemen olmayacak. Yeniden bir imar planı yapılacak. Yeni konutlar nerelere yapılacak, jeolojik etüt sonrası belirlenen yerlere yapılacak. Bu da uzun zaman alacak. O nedenle geçici, içinde yaşanabilir konutlar konteynır mı olur prefabrik mi olur yapılmalı. Sanayi bölgelerinin civarına da bu geçici konutlar kurulabilir. Bir de tabi çalışanlara devletin prim vermesi lazım. Örneğin 8 bin 500 TL asgari ücretle çalışana 4-5 bin lira prim vermeli ki burada çalışmayı cazip kılabilelim. Yoksa sanayi bölgelerinden özellikle İstanbul, Kocaeli firmalarına yönlenmeye çalışıyorlar. Çok acil, sistemli bir destekleme kurmalıyız ki o bölgeyi cazip hale getirelim. Ailesi Mersin'de kalabilir ama çalışan kimse gidip bölgede fabrikalarda çalışabilir. Böyle bir sistem kurmak gerekiyor" diye konuştu.
"MERSİN’DE BARINAN DEPREMZEDELER GÜCÜMÜZÜ AŞACAK"
Bölgedeki ticari duruma ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Kızıltan, "İşte bunları süratle çözmeliyiz. Biz TOBB ile birlikte oraya da önereceğiz, bir envanter çalışması yapacağız. Faaliyete geçirilebilecek olan tesisler, küçük ve orta ölçekli işletmeler belirlenecek. MTSO olarak şunu da belirtmeliyim; Mersin'e de afet bölgesine sağlanan destekler hatta daha da ötesi özel bir statü verilmesi lazım. Mersin STK’ları olarak Sayın Cumhurbaşkanımıza da bu konuyu ilettik çünkü Mersin’de barınan depremzedeler gücümüzü aşacak" dedi.
"ANA KONTEYNIR LİMANI SÜREKLİ SÜRÜNCEMEDE BIRAKILIYOR"
Mersin için talep edilen 'destek kapsamı' konusunda konuşan Kızıltan, "Bir de liman sorunumuz var. İskenderun Limanı hasar görünce varış noktası İskenderun olan gemilerin tamamı Mersin'e yöneldi. Mersin Limanı'nda iğne atsanız yere düşmez. Her taraf konteynır dolu, çok büyük sıkışıklık var. Bu, Mersin’in Türkiye ve bölge için önemini gösteriyor. Mersin'deki hizmet çeşidi ve kalitesini artırmamız gerektiğini gösteriyor. Ana Konteynır Limanı sürekli sürüncemede bırakılıyor. Bu deprem ikinci ana konteynır limanının bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini gösteriyor. Yıllardır sürüncemede. Mersin olarak sürekli dile getiriyoruz" diye konuştu.
"BUGÜNDEN DÜŞÜNMEZSEK YARIN BELKİ DE GIDA SIKINTISIYLA DA KARŞILAŞABİLİRİZ"
Bölgeye verilen siparişlerin üretimi noktasında diğer kentlerin devreye girmesi üzerine de açıklamalarda bulunan Kızıltan, "Sanayicimiz de ekstra kapasiteyle çalışıyor. Tarım sektörü ekstra bir çaba harcıyor ama Mersin'de özellikle gıda maddeleri tüketimi de o kadar arttı ki önlemleri bugünden düşünmezsek yarın belki de gıda sıkıntısıyla da karşılaşabiliriz. Mersin'de ikinci bir nüfus oluştu çünkü" dedi. Kızıltan'ın değindiği noktalardan birisi de kira artışları oldu. Bu noktada çok aksiyon aldıklarını kaydeden Kızıltan, şunları söyledi; "Maliye, Ticaret İl Müdürlüğü sürekli kontrol ediyor ama ne yazık ki tespit yapmak çok zor. Ancak kiralayanın ihbar etmesi durumunda devreye girilebiliyor çünkü ortada somut bir kanıt olmuyor. Banka hesapları kontrol edilebilecek, Maliye ve Ticaret İl Müdürlükleri aracılığıyla yapılacak. Bu yönde kiralar konusunda çok aksiyon aldık. Bizim Gayrimenkul Komitemiz var MTSO’nun. Onlar büyük bir çalışma içinde. Emlak komisyoncularını sürekli bilgilendiriyorlar. Geçtiğimiz gün 200 gayrimenkul şirketiyle birlikte bir çalışma yaptık ve bu şirketlerin tamamı kiraların bu kadar artmasına karşı. Bu artışlar bizden kaynaklanmıyor sıkıntı diyorlar. Ben de katılıyorum. Bu artış gayrimenkul şirketlerinden kaynaklanmıyor. Mülk sahiplerinin talepleri konusunda bir fiyat oluşuyor. Nakliye derken de tamamında sorun yok. Bizim uluslararası lojistik, yurtiçi yolcu taşımacılığı firmalarımız depremin ilk 10 günü yüzlerce TIR ve kamyonu ücretsiz seferber etti. Evden eve nakliyede ciddi fiyat artışları olmuş üyelerimize telkinde bulunuyoruz. Fırsat dönemi değil. Herkesin iyi niyetle çalışması lazım. Böyle durumda kazanılan paranın kimseye hayrı olmaz."
"YABANCI YARDIM KURULUŞLARI MERSİN'E GELİP İNCELEDİLER"
Bu süreçte Mersinlilerin de depremzedelere evlerini açtığını vurgulayan Kızıltan, "25-30 tane aşırı fiyat artışı yapan varsa onun kaç kat üstünde de evini ücretsiz açan insanımız oldu" dedi. Devam eden sürece ilişkin değerlendirmelerini sürdüren Kızıltan, "Kestiremiyorum ama kısa sürede en geç 2-3 ay içinde bölgede geçici konutların tamamlanıp insanlarımızın oraya yerleştirilip günlük ihtiyaçlarının sürekli karşılanması lazım. Yabancı yardım kuruluşları Mersin'e gelip incelediler 'ummadığımız bir sistemli çalışmayla karşılaştık' dediler. Mersin bu işi o kadar ciddi benimsemiş ki ben hükümetin etkili bakanlarını Mersin'e gelip incelemeye davet ediyorum. Mersin’in imkanlarını artırsınlar ki biz misafirlerimizi daha iyi yaşatıp bölgeye daha iyi yardım edelim" diye konuştu.
"BAŞKA KENTLERİMİZ DE SURİYELİLERİ ALSIN"
Kente gelen depremzedelerin istihdamına değinen Kızıltan, "İnsanlar diyor ki 'biz oraya niye dönelim.' Bir kez oraya dönebilecekleri imkanları sağlamak lazım. Ülkemizin hemen her köşesinde kalifiye eleman sıkıntısı var. Bölgeden çıkıp Mersin ya da başka kente giden kalifiye elemanın kolay iş bulma imkanı var. O bölgenin kalifiye insanını başka tesiste iş başı yaptırırsanız bir daha onları döndürme imkanınız olmayacak. Çok boyutlu bir konu var. İşin içine siyaset karıştırmadan hep birlikte bu sorunu çözmemiz birlikte sistemli bir çalışma yapmamız lazım" dedi. Kızıltan, son olarak; "Mersin'e özel statü bekliyoruz ve diğer illerin depremzedeleri arasında ayrım yapılmamalı. Suriyeli ya da Türk vatandaşı olarak görülmemesi lazım. Nasıl ki Mersin 400-500 bin Suriyeliyi kabul edip yuva vermişse, başka kentlerimiz de Suriyelileri alsın. Hep Mersin'e yüklenilmesin. Duyuyoruz bazı kentler 'biz istemeyiz' diyor. Mersin'den 2 bin 500'e yakın bir ilimize gönderildi, oradan geri çevrildiler. Bu konuda ben diğer illerin de hassasiyet göstermesini istiyoruz" ifadelerine yer verdi.
|