Kızıltan: ’Deprem bölgelerinde önce ekonomik çarkları döndürmeliyiz’




Tarih: 27 Şubat 2023 Pazartesi 17:23


MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan, deprem sonrası yıkılan kentlerin yeniden ayağa kaldırılması için ’sanayinin’ öncelenmesi gerektiğini vurgulayarak, "Orada önce sanayiyi ayağa kaldırmalıyız. Sanayi ayağa kalkarsa kent çalışmaya başlar yeniden yan sanayi oluşur. Küçük sanayi de yıkılmış. OSB’ye hizmet veren küçük sanayi de yerle bir olmuş. Önce ekonomik çarkları döndürmeliyiz ki insanları oraya çekebilelim" dedi.

Haber-Behzat Özgür Beyazlar

 

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Mersin'de iki televizyon kanalının ortak yayınında Leyla Pak'ın konuğu oldu. Deprem sonrası Mersin'de ve bölgede yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kızıltan, "Bizi yönetenlerin daha doğru kararlar alması, en azından bu felaket dönemindeki süreci iyi yönetmeleri adına bizlerin konuşması gerekiyor. O nedenle biz her ortamda özgür şekilde konuşmalarımızı, düşüncelerimizi ortaya koyuyoruz" diye konuştu.

 

"ŞU SÜREÇTE ARTIK SİYASETTEN TAMAMEN ARINMAMIZ LAZIM"

Öncelikle 'kadercilik' anlayışından kurulmak gerektiğini vurgulayarak sözlerine başlayan Kızıltan, "O zaman 'kader' deyip bir şey yapmayalım. Toplumlar yaptıklarıyla kaderlerini kendileri belirler. Şu süreçte artık siyasetten tamamen arınmamız lazım. Kurumlarımızın 'o parti' veya 'bu parti', 'hükümet kurumu', 'devlet kurumu', 'muhalefet partisi', 'belediyesi' diye düşünmeden hareket etmemiz gerekiyor. Ben bunu çok bariz şekilde bu süreçte ortadan kaldıramadığımızı gördüm. Bizim süratle siyasetten arınmamız lazım. Biz bir birlik içinde danışarak bu süreci götürmemiz gerekiyor. Halk hiçbir ayrım gözetmeksizin her yere koşuyor. Kurumlarımızın da birbiriyle dayanışması gerekiyor. Bunu artık ortaya koymamız gerekiyor. Halkı bir daha böyle kısır bir siyasi çekişme sürecinden kurtarıp arındırmamız gerekiyor" dedi.

 

"150'NİN ÜZERİNDE TÜRKİYE ÇAPINDAKİ ODA VE BORSA BAŞKANLARIYLA BİR ARAYA GELDİK"

Bölgeye yaptığı ziyaretlerdeki izlenimlerini aktaran Kızıltan, "Adıyaman'a gittim geçen hafta. Adıyaman'da iki bakanımızla birlikte; Ticaret Bakanı, Ulaştırma Bakanı ve TOBB Başkanı'yla birlikte 150'nin üzerinde Türkiye çapındaki oda ve borsa başkanlarıyla bir araya geldik. Orada kenti gördük, binaların nasıl yıkıldığını gördük. Gözle bakınca uzman olmasanız bile binaların niye yıkıldığını anlıyorsunuz. Bir bina düşünün 6 katlı ve zemin katı mağaza. Bina aşağı çökmüş ve ilk kat zemin kat olmuş. Mağaza kısmı komple çökmüş ve ilk kat onun üzerine oturmuş. Demek ki 'zemin katlarda mağaza yapılması ya da uygun teknikte yapılması gerekiyor' diye düşündüm. Bina un ufak olmuş betonları. Bir betonun böyle dağılmaması gerekiyor" diye konuştu.

 

"ANTAKYA'DA AYNI ŞEKİLDE TARIM ALANLARINA BİNALAR YAPILMIŞ"

Bir hafta önce bölgede olduğunu sözlerine ekleyerek izlerimi aktarmaya devam eden Kızıltan, "Bakıyorsunuz zemin çok yumuşak. Bina olduğu gibi yan yatmış ve inanın binada hiçbir çatlak, kırılma yok. Sadece zemin zayıf olduğu için temeli de söküp yan yatmış. Hatalar çok net görünüyor. Antakya'da da aynı şekilde tarım alanlarına binalar yapılmış. Antakya da tamamen yıkılmış. Ayakta duran binalar da küçük bir sarsıntıda yıkılabilecek gibi duruyor. Burada tamamıyla bizi yönetenlerin, bu işlere karar verenlerin yanlış tercihleri söz konusu. Türkiye'de o kadar yetkin kurumlar var ki. Mesela mühendis odaları. Bu oda çıkıp bir şey söylediğinde, 'bu buraya yapılmaz' dediğinde 'bunlar zaten muhalif, bozgunculuk için söylüyor' deniyor. Jeoloji mühendisleri, makine mühendisleri, hepsi bilimsel çalışır. Aynı şekilde tabipler odası. Bu akademik odaları gerçekten dinlemek ve süreçlere onları da dahil etmek lazım. Bizi onlar yönlendirecek" ifadelerine yer verdi.

 

"DEPREMİN YARALARININ İLK SARILDIĞI YER MERSİN OLDU"

Depremzede göçüyle birlikte Mersin'de artan nüfusa ilişkin de açıklamalarda bulunan Kızıltan, "Şu anda depremzede yurttaşlarımız öncelikli. Çok öncelikli. Ben deprem olduğu andan itibaren geçen süreçte hep diyorum ki 'bölgede iyi ki Mersin varmış'. Mersin'de birlikte yaşama kültürü çok yüksek. Her geleni bağrına basar. Deprem bölgesindeki nüfusun çoğunun da Mersin'de akrabaları var. O kadar kısa ürede Mersin'e, yakınlarına ulaştı ki depremzedelerimiz ve Mersin de çok iyi organize oldu. Her ne kadar 'siyasi ayrışma var' desek de çok iyi organize oldu ve depremin yaralarının ilk sarıldığı yer Mersin oldu. Mersin çok önemli bir konuma geldi şu anda. Tabii zaman zaman sığınmacılar, depremzedelerle ilgili tartışmalar çıkabiliyor. Mesela sığınmacılarla ilgili geçenlerde bir KYK yurdunda bir sıkıntı çıkmış. Sığınmacıları getirmişler. Tabi bizim vatandaş depremzedeler de gelmiş. Onlar yer bulamayınca bir kargaşa çıkmış" diye konuştu.

 

"BİZ EN UFAK BİR ŞEY SÖYLESEK MERSİN ELEŞTİRİLİYOR"

Depremzede yurttaşları Mersin'de bağırlarına bastıklarını vurgulayan Kızıltan, "Bunu niye söylüyorum, anlatayım olayı. Otobüslere koyup yakın bir ile göndermişler orada girişte almamışlar. Onları 'geldikleri yere geri götürün' demişler ve tekrar Mersin'e getiriyorlar. Yani bazı illerimiz bu hakkı kendisinde buluyor. 'Şunlar olursa ben istemem, kente sokmam' deme lüksünü kendisinde bulabiliyor. Biz en ufak bir şey söylesek Mersin eleştiriliyor. Lütfen artık bu planlansın. Sadece tek bir yerde toplanmasınlar" dedi.

 

"GAYRİMENKUL SEKTÖRÜMÜZ PİYASANIN DENETLENMESİNİ İSTİYOR"

Son günlerde Mersin'de artan kira fiyatlarına da değinen Kızıltan, "Küçük arsalar dahi milyonlar tutmaya başladı. Tabi insanların da bunu fırsata çevirmemesi gerekiyor. Bu arz değil. İnsanlar can havliyle kendisini güvene almak istiyor, diğer taraftan elinde malı olanlar da bu fırsattan istifade ediyor. Fiyatların aşırı artışıyla ilgili bizim Emlak Komitemiz Gelir İdaresi ile bir toplantı yapacak denetlenmesi adına. Bizim gayrimenkul sektörümüz piyasanın denetlenmesini istiyor. Bizde hep emlakçılara suç atıldı ama emlakçılar ev sahibi ne fiyat verirse onun üzerinden çalışıyor. Bizim emlak komisyoncularımız şöyle bir karar aldı; bu tür fahiş tekliflerle gelen mülk sahiplerine hizmet vermeyecek" diye konuştu.

 

"KENT ŞU ANDA TÜM İMKANLARINI ZORLUYOR VE KAPASİTESİNİ AŞTI"

Mersin'in için 'özel statü' istediklerini sözlerine ekleyen Kızıltan, "Gelelim Mersin'e. Mersin bugün Türkiye'nin gündeminde. Beni sürekli ulusal televizyonlardan da arıyorlar. Mersin özel bir statü istiyor. Her türlü fedakarlıkla tüm kaynaklarımızı seferber ederek burada depremzede yurttaşlarımızı ağırlıyoruz bundan da gururluyuz ama kent şu anda tüm imkanlarını zorluyor ve kapasitesini aştı. Bu bölgenin işadamları deprem bölgesi iş dünyası ile ticari ilişkileri hayli yüksekti. Arada yapılan işler, satışlar, çekler, senetler, ödemeler, mal teslimatları burası da etkilendi. Zaten Mersin iş dünyası büyük yardımlar yapıyor. Belediyelerimiz, kamu kurumları her türlü imkanını seferber etmiş. Böyle bir statüye konulması gerekiyor. Kentin nüfusuna bir nüfus daha eklendi. Belediye yatırımlarını artırmak zorunda. Belediye projeksiyonunu 50 sene sonrası için, kent nüfusu 2 milyon olacak gibi hesaplanıyordu ve yatırımları da ona göre hesaplıyordu oysa 50 yıl dolmadan nüfus şu anda 2 milyon oldu ve tesisler de bütçe de yetmiyor. Yarın bir gün gıda sıkıntısı başlayacak. Bunların hepsini aşmamız için Mersin'in ciddi bir desteğe ihtiyacı var" diye konuştu.

 

"HERKES MÜTEAHHİT OLMAMALI"

İnşaat sektörüne ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Kızıltan, "Ben her ortamda söylerim; 'bizlerin söylediği siyasi algılanmamalı'. Bunu bitirmeliyiz. Niteliği olan bir STK başkanı bir şey söylüyorsa 'şuna bak bu bizi sıkıştırmak için ne söylüyor' diye düşünmeden 'şu Ayhan Kızıltan'ı çağıralım bir soralım bakalım bunu niye söylüyor altında ne var' demeli. Ben de gidip sorunu anlatıp çözümü sunmalıyım. İşte 'inşaat sektöründe şöyle bir sıkıntı var, her önüne gelen müteahhit olmamalı, şartlar getirilsin' diyebilmeliyiz. Sadece karakter yetmez. Sizin karakteriniz iyi olabilir ama eğitimle bilgi birikimiyle birleştirmediyseniz karakteriniz iyi olsa da yanlış işler yapılabilir. Çok yönlü. Bir doktorluk diploman yoksa doktor olamıyorsan herkes müteahhit olmamalı" diye konuştu.

 

"İNSANLARI KENDİ BÖLGELERİNE TAŞIMAZSAK O BÖLGELERİ AYAĞA KALDIRAMAYIZ"

Kızıltan, değerlendirmelerinin devamında şu ifadelere yer verdi; "Bu gibi suçlarda zaman aşımını da kaldırmalı. 50 sene önceki belediye başkanının, şantiye şefinin, kontrolörün suçu araştırılmalı. Türkiye'de belki birçok şeyi çözer bu zaman aşımını kaldırmak. Bakın Mersin'e kalıcı konut yapılması; ilk başta biz de öyle düşündük ve 'MTSO olarak kendi içimizde bir kampanya başlatalım' dedik. Devletten bize Mersin'de yer göstermelerini istedik konteynır kent kurmak için. Ama sonra biz bu insanları kendi bölgelerine taşımazsak o bölgeleri ayağa kaldıramayız. Geçen Cuma Antakya’da bizzat yaşadım. Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hikmet Çinçin ile OSB'de bir araya geldik. Faaliyete geçirilebilecek ayakta kalmış, destekle üretime geçirilebilecek sanayi kuruluşlarını görelim ne ihtiyaçları var, bir plan, envanter yapalım diye gittik. Diyorlar ki 'makinelerimiz çalışır vaziyette ama elemanlarımız yok, gittiler. Çabamızla bir miktar arkadaşları geri topladık ama bizim o arkadaşları buraya getirip fabrikalar etrafında yaşanabilir konteynır kentler yaparsak tabi sonrasında ailelerini getirecekler, çocukların okulları, sağlık durumlarıyla ilgili kalıcı ya da geçici hastaneler, okullar yaparsak ancak bu insanları buraya getirebiliriz'. Ben de şunu söyledim; 'devletin de cazip hale getirmesi lazım.'"

 

"ORADA ÖNCE SANAYİYİ AYAĞA KALDIRMALIYIZ"

Deprem sonrası ticarette ve sanayide yaşanan son durumu özetleyerek önerilerde bulunan Kızıltan, "Antakya da Mersin gibi lojistik firması çok olan bir kent. Cumartesi günü lojistikçi bir arkadaşla konuştum, tabi gözle görülmeyen şeyler bunlar. Oradaki lojistik firmasının yüzlerce TIR'ı var. İnsanları bir yere yerleştiriyoruz ama TIR'lar da gelmiş buraya. Arkadaş, 'benim saham var araçlarımı dışarı çıkardım, oradan gelen sığınmacı TIR'lara yer verdim' diyor. 'Yer veremem diyemezdim' diyor. Bunun gibi gözle görülmeyen o kadar çok destek veriyor ki Mersin halkı, birçok sektör de Mersin'e gelip burada konuşlanmak istiyor. Antakya dış ticaret ve tarımda da çok güçlü, belki oranın insanı bize güç verecek ama Antakya çok kadim bir kent. Orayı güçlendirmeliyiz. Acele etmeden çok iyi plan yapmalıyız. Mersin’in imkanlarını artırıp burada geçici kalanları rahat ettirebilirsek o süreçte Antakya, Osmaniye, Adıyaman gibi illerimizi daha iyi planlayabiliriz. Orada önce sanayiyi ayağa kaldırmalıyız. Sanayi ayağa kalkarsa kent çalışmaya başlar yeniden yan sanayi oluşur. Küçük sanayi de yıkılmış. OSB'ye hizmet veren küçük sanayi de yerle bir olmuş. Önce ekonomik çarkları döndürmeliyiz ki insanları oraya çekebilelim" ifadelerine yer verdi.

 


Etiket:


Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

 
 
  SOSYAL MEDYA
 
 
  GAZETEMİZ
 
 
  BASIN İLAN
 
 
  HAVA DURUMU
 
 
  FACEBOOK
 

 
 
 


 

Siteden yararlanırken yayın politikamızı okumanızı tavsiye ederiz. mersinhakimiyet.com © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. mersinhakimiyet.com basın ve yayın meslek ilkelerine uyar.

URA MEDYA