Jeoloji Profesörü Prof. Dr. Selim İnan, önceki gün Erdemli’de meydana gelen 4,3 şiddetindeki depremin doğal bir deprem olduğunu belirtti. Mersin’in içerisinde büyük bir deprem beklemediklerini vurgulayan İnan, "Ama denizin içerisindeki aktif fayları pek bilemiyoruz. Haritalamadık çünkü. Karadaki fayları haritalayabiliyoruz" dedi.
Haber-Emrah Birgül
Mersin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim İnan, bir televizyon kanalının canlı yayınına katılarak Erdemli'de meydana gelen 4,3 şiddetindeki depremi değerlendirdi. AFAD; 16 Mart 2023'te saat 22.59'da Akdeniz'in Mersin Körfezi'nde 4,3 şiddetinde bir depremin meydana geldiğini açıklamıştı. Derinliği 16,04 kilometre olarak ölçülen deprem, Mersin'in Erdemli ilçesine 11,47 kilometre uzaklıkta meydana gelmişti. Mersin'in merkezinde ve Silifke'de de hissedilen deprem nedeniyle endişe yaşayan Mersinlilerin sokağa çıktığı görüşmüştü.
"ÇOK SAYIDAKİ KÜÇÜK ÖLÇEKLİ FAYLARIN HAREKET ETMESİNE NEDEN OLDU"
Prof. Dr. Selim inan, korkulacak bir durum olmadığı uyarısında bulunarak; "Bu küçük bir deprem. Bir kere Mersin halkımızın biraz rahat olmasını rica ediyorum. Daha önceki sunumlarda da hep söyledim. Türkiye son 1,5 aydır çok büyük depremler yaşadı. Doğu Anadolu Fayı üzerinde gerçekten 500 kilometrelik bir yer yüzeyi kırıldı. Çok büyük bir deprem. Dünyada da gerçekten kayda değer bir deprem. Böyle bir depremi beklemiyorduk zaten. Ama bu depremde yaklaşık 7 küsur metrelik bir yer değiştirme söz konusu oldu. 3 metreden7 metreye değişen bir yer değişimi. Anadolu kütlesi, Güneybatı'ya doğru hareket etti ve hareketi sırasında çok sayıdaki küçük ölçekli fayların da hareket etmesine neden oldu. Onları da etkiledi. Yine bir tetikleme yaptı diye düşünebiliriz" dedi.
"TÜRKİYE'DE HER YIL 25 BİNİN ÜZERİNDE DEPREM MEYDANA GELMEKTEDİR"
Türkiye'de irili ufaklı faylar olduğunu belirten İnan, "Doğu Anadolu Fayı'nda bugüne kadar sanıyorum 15 binin üzerinde artçı sarsıntılar meydana geldi. Bu artçı sarsıntıların büyüklükleri de giderek azalmakta. Fakat zaman zaman da artçıların büyüklükleri 5 ve üzerine çıkabilmektedir. Ama hiçbir zaman için 7'nin üzerine yani ana şokun üzerine çıktığını görmedik. Bu çerçevede düşündüğümüz takdirde; ülkemizde 1 yıl içerisinde yapılan istatistik çalışmaları sonucunda her yıl 25 binin üzerinde deprem meydana gelmektedir. Son 1,5 ayı kenara bırakırsak. Dolayısıyla 25 bin deprem, Türkiye'nin her yerinde var. Belirli yerlerin dışında her yerde deprem var. İrili, ufaklı küçük faylar var. Bu irili ufaklı küçük faylar da zaman zaman biriken enerjiyi dışarıya aktarıyorlar" diye konuştu.
"MERSİN'İN İÇERİSİNDEN GEÇEN BİR FAY YOK"
Mersin'deki faylardan da söz ederek değerlendirmelerini sürdüren Prof. Dr. İnan, "Genel olarak baktığımızda, Mersin'in içinden geçen bir fayı bugüne kadar görmedik. Ama Mersin'in Kuzey'inde, Doğu-Batı doğrultusunda uzanan; Çamlıyayla'dan başlayıp Mut'a kadar giden bir kesikli, parçalı çok sayıda fayların olduğunu biliyoruz. Küçük ölçekli depremler üretmiş. Doğuda da Yumurtalık-Karataş Fay Zonu ve Doğu Anadolu Fay Zonu var. Mersin'in içerisinden geçen bir fay yok. Kuzey'inde bir de Ecemiş Fayımız var. Bunun dışında Mersin'in içerisinde bir fay olmadığı için orada büyük ölçekli bir deprem beklemiyoruz. Ama denizin içerisindeki aktif fayları pek bilemiyoruz. Haritalamadık çünkü. Karadaki fayları haritalayabiliyoruz. Geçtiği yerleri saptayabiliyoruz. Üretebileceği depremleri saptayabiliyoruz. Dolayısıyla da Mersin'de son 100 yıl içerisinde yakın yöresinde 55 tane deprem olmuş. 3 tanesi 5 ve üzeri, gerisi 4 ve altındaki depremler. Bunlar da yıkıcı depremler değil" ifadelerine yer verdi.
"MERSİN'İN ERDEMLİ İLÇESİNDEKİ DEPREM DOĞAL BİR DEPREM"
Son olarak Erdemli'de meydana gelen ve şiddeti 4,3 olarak açıklanan depreme de değinen İnan, "Bağımsız bir deprem. Küçük ölçekte bir deprem üretmiş. Bu büyük bir deprem değildir. Denizin tabanında küçük ölçekli faylar var, bunlar da zaman zaman enerji birikimini dışarıya atıyorlar ama hepsinin kökeninde de Doğu Anadolu Fayı'nın Batı'ya doğru yapmış olduğu hareket söz konusu. Dolayısıyla da Mersin'in Erdemli ilçesindeki deprem doğal bir deprem. Bu, ülkemizde yaşadığımız 25 bin depremden bir tanesi. Onun için çok fazla endişe duymaya bence gerek yok diye düşünüyorum" şeklinde konuştu.
"ADANA'DA 6 CİVARINDA DEPREMLER OLABİLİR, BUNUN DA ARTÇILARI OLABİLİR"
Adana'yla ilgili de değerlendirmelerde bulunan İnan, "Doğu Anadolu Fayı biliyorsunuz kırıldı. 500 kilometrelik bir hat boyunca kırıldı. Güneybatı'ya doğru hareket etti. Güneybatıya doğru hareket etmesi demek; Kuzeydoğu-Güneybatı doğrultusundaki fayın, Batı bölümünde 7 metrelik bir yer değiştirmesi demek. Maraş'tan Güneybatı'ya doğru fayın Batı bölümünden hareket edersek, tabii ki o bölümde en Güneyde Adana var. Adana'yı etkileyebilecek olan nedir? O bölgede de 1998 depremini oluşturan Yumurtalık-Karataş Fay Zonu var. Dolayısıyla da bu fayda bir hareketlilik olabilir. Ama bana göre 1998'de meydana gelen depremde enerjinin bir kısmı boşaldı. Dolayısıyla da o bölgede öyle büyük ölçekli yani 6,5'un üzerine çıkabilecek; sanıyorum oradaki yer bilimciler de aynı şeyi söylediler; öyle büyük ölçekli bir deprem beklemiyoruz. Çünkü enerji büyük ölçekte açığa çıktı. Dolayısıyla da 6 civarında depremler olabilir, bunun da artçıları olabilir" ifadelerine yer verdi.
"NEREDE, NE ZAMAN, HANGİ BÜYÜKLÜKTE OLDUĞUNU BİR KENARA BIRAKMAMIZ GEREKİYOR"
İnan, depremden çok alınacak önemleri konuşmak gerektiğini belirterek; "Her zaman şunu söylemek istiyorum; depremin nerede, ne zaman, hangi büyüklükte olduğunu bir kenara bırakmamız gerekiyor. Bunun yerine ne yapmamız gerekir? Binalarımız sağlam mı? Kalitesi iyi mi? Binayı yerleştirdiğimiz zemin sağlam mı? Alüvyonel bir zemin mi? Gevşek bir zemin mi? Bunları kontrol ettireceğiz ve bunları da gerekirse güçlendirme çalışmaları yaparak depreme karşı önlem almış olacağız" dedi.
"ÜLKEMİZDE NEREYE KAÇARSAK KAÇALIM DEPREM RİSKİ ALTINDAYIZ"
Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğuna dikkat çeken İnan, "Aslında dünyamız çok büyük ölçekte yılda 3,5 milyondan fazla deprem üretiyor. Depremden kaçma olanağımız yok. Depremi önleme imkanımız yok. Dolayısıyla yapacağımız; depreme karşı en güvenli işlem bina ve zemin güvenliğimizi sağlamak. Arkasından da riskleri sağlamak. Bu riskleri ortadan kaldıracağımız, daha çok da 'kurumsal önlemler' diyebileceğimiz; hükümet bazında, belediye bazında, kamu kuruluşları bazında birtakım tedbirler almamız gerekiyor. Bu tedbirleri aldığımız zaman depreme en önemli güvenliği sağlamış olacağız. Bunun başka bir çıkar yolu yok. Ülkemizde nereye kaçarsak kaçalım deprem riski altındayız" diye konuştu.
"KAPI ARALIĞI SON DERECE YANLIŞ BİR YER"
Yaşanan depremlerin ardından bazı vatandaşların kapı aralıklarında beklediği görüntüler sosyal medyada yayıldı. Bunun üzerine kapı aralığında kalmanın doğru olmadığı uyarısında bulunan İnan, "Kapı aralığı son derece yanlış bir yer. Kendi evimizde en güvenli yerleri bulacağız. Önceden evimizde de bir tatbikat yapacağız. Yani aile bireyleri olarak; çoluk çocuk, anne baba, dedeler, anneanneler. Evde oturduğu bir zaman, 'buradayız, salonda oturuyoruz. Ne yapabiliriz?' diyeceğiz. İşte, salonda ne var? Koltuklar var, çekyatlar var. O zaman çekyatın yanına cenin pozisyonuna geçebiliriz" ifadelerine yer verdi.
|