Yüzmeyi Adana’daki sulama kanallarında öğrenen birisi olarak "Dediğimi yapın ama yaptığımı yapmayın" diyen Soner Şanal, ebeveynlere uyarılarda bulundu. Bu kapsamda Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın ’Yüzme Bilmeyen Kalmasın’ projesinden bahseden Şanal "Çocuklarınızı göllere, göletlere, akarsulara, kanallara göndermeyin. Profesyonel eğitmenlerce, antrenörlerce kurslara giderek yüzme öğrenmelerini sağlayın" diye konuştu.
Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu Mersin İl Temsilcisi Soner Şanal, İçel TV ve Sun TV ekranlarında yayınlanan Tarkan Özyılmaz'la Kral Sohbetler programının konuğu oldu. Sualtı sporlarına yönelik kamuoyunda merak edilen sorulara yanıt veren Şanal, 14 yaşından itibaren Türkiye'de vatandaşların sualtı sporlarına başlayabileceğine dikkat çekti. Şanal, sualtı sporlarına ilk kez başlayacak olanların maksimum 5 metreye kadar dalış yapabileceğini belirtirken, başlayacak olanların da yüzme bilmek zorunda olduğunu vurguladı.
"ÖNCELİKLE SAĞLIKLI BİR BİREY OLMAK AÇISINDAN SPORU DEVAM ETTİRMEK GEREKİYOR"
Spora bakış açısından söz ederek konuşmasına başlayan Şanal, "Bir spor insanı olarak, gönül adamları olarak hepimizin ortak amacı insanları spora dahil edip onları kötü alışkanlıklardan uzaklaştırarak, sosyalleşmelerini daha üst plana çıkartıp, diğer taraftan da bir sporcu kitlesi yetiştirip bunları gerek ulusal gerekse uluslararası alanda üst başarılara taşımak. Hayatın her aşamasında önce sağlıklı bir birey olmak açısından sporu devam ettirmek gerekiyor" dedi.
"KÖPEK BALIKLARININ BESLENME ALIŞKANLIKLARI İNSANLAR DEĞİL"
Kamuoyunda, sualtı sporlarından söz edilirken merak edilen 'köpek balığı' konusuna da değinen Şanal, "Çocukluğumuzda Jaws-1, Jaws-2, Jaws-3 filmleriyle; köpek balıklarını bir canavar edasıyla o neslin bilinçaltına ne yazık ki olumsuz bir şekilde yansıtarak geçti. Şu an günümüzde bakın, dünyanın en tehlikeli türü; büyük beyaz köpek balığı. Bunlar Güney Afrika, Doğu Avustralya ve Batı Amerika kıyılarında yaşıyor. İnsanlar bunlara kafes dalışı için çok astronomik rakamlar ödüyor. Büyük beyaz dışında kaplan köpek balıkları da var. Bunlar saldırgan türler ama diğer taraftan bu balıkların beslenme alışkanlıkları insanlar değil. Bol yağlı, bol etli olan canlılar. Bunlar nedir? Foklardır, penguenlerdir. Köpek balıklarının görme duyuları zayıftır. Aşağıdan yukarı doğru baktığı zaman aslında gerek yüzen insanı, gerekse sörf tahtasının üzerinde kollarıyla, ayaklarıyla ilerleyen insanı ya foka ya da carettaya benzetiyor. Geliyor, alttan bir ısırıyor. Bakıyor kemik. Bırakıyor. Ama bıraksa da nafile. Bir kere oradan uzuvlar kopuyor. Yayılan kan ve kokusuyla birlikte diğer köpek balıklarına davetiye çıkıyor" ifadelerine yer verdi.
"BESLENME ALIŞKANLIKLARI AĞIRLIKLI OLARAK OKYANUS BÖLGESİNDE"
Köpek balıklarının görme duyularının zayıf olduğunu vurgulayan Şanal, "Hani koku alma duyuları daha gelişmiş bir şekildedir. Bir de şu olay var; beslenme alışkanlıkları ağırlıklı olarak okyanus bölgesinde. Biz bunu Kızıl Deniz'e gittiğimizde oradaki rehberle de konuşmuştuk. Tekneler, gelen turistlere köpek balıklarını göstermek amacıyla bol kanlı et atıyorlar denize. Belli bir süre sonra; hani çocukluğumuzda psikoloji kitaplarından Pavlov'un şartlı refleksini hatırlarsınız; belli bir süre sonra köpek balıklarında şu oluşuyor; yine tekne geldi, yine yemek geldi. Bu sefer köpek balıkları o teknenin etrafında dolanmaya başlıyor. Aynı şartlı refleks düşüncesiyle, 'yine et atacaklar'. Halbuki her tekne o düşünceyle gelmiyor" diye konuştu.
"KÖPEK BALIĞI KEŞKE KARŞIMIZA ÇIKSA"
Sualtı sporlarına başlamayı düşünen ancak 'köpekbalığı' korkusu yaşayan kişilerden de bahseden Şanal, "Korku şeklinde düşünmeyin. Özellikle Türk karasularından bahsedeyim. İç sularda ağırlıklı olarak camgöz türü yaşar ve camgözlerin bugüne kadar insana saldırılmış hiçbir olgusu yoktur. Biz tam tersine dalışlarımızda öncelikle insanlara, gelecek dalışseverlere su altını anlatırken ilk sorulan sorulardan birisi 'köpekbalığı karşımıza çıkarsa' şeklinde oluyor. Biz de 'keşke karşımıza çıksa da bunu fotoğrafla ya da videoyla o anı ölümsüzleştirebilsek' diyoruz. Bu bizim için çok büyük bir anı olur" dedi.
"SUALTI SPORLARINDA TÜPLÜ DALIŞIN DIŞINDA 11 TANE BRANŞ VAR"
Sualtı sporlarından söz etmeden önce 'yüzme bilmeyen' kişiler için Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesinde Gençlik ve Spor Mersin İl Müdürlüğü tarafından 'Yüzme Bilmeyen Kalmasın' projesinin yürütüldüğüne dikkat çeken Şanal, "Şimdi burada göz ardı edilmemesi gereken bir emek var. Bir yarım ada ülkesiyiz. Tabi herkes deniz kıyısında yaşamıyor. Bu anlamda Ökkeş Demir Müdürümüzün ve ekibinin tüm bu projede emeği geçen herkesin portatif havuzlarla şehrin içine gelemeyen gençlerin veya çocukların havuza ulaşmalarını sağladılar. 'Onlar bize gelemiyorsa, biz onlara gideriz' dediler. Bu fırsatları, projeleri kaçırmamaları konusunda önerimi yineliyorum" diye konuştu. Şanal, devamında sualtı sporlarından ve federasyondan söz ederek; "Şimdi sualtı sporlarında akla ilk gelen tüplü dalıştır. Bizim çocukluğumuz Kaptan Kusto'nun belgeselleriyle geçti. Bununla birlikte bizim çevremizdeki ülkelere tüplü dalışı sevdirdi. Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu 1980 yılında kuruldu. O zamanki ismi farklıydı. 2004 yılında değişen talimatla, Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu ismini aldı. Bu vitrin olan tüplü dalışın dışında 11 tane branş var arkasına baktığınız zaman" ifadelerine yer verdi.
"BİZİM İÇİN ONUR, GURUR VE MUTLULUK VERİCİ BİR BAŞARIDIR"
Şanal, sualtı sporları branşında Türkiye'nin son aylardaki başarılarından da bahsetti. 13 ülkeden 23 takım ve 52 sporcunun katıldığı bir şampiyonayı işaret eden Şanal, "3-8 Ekim 2022 tarihinde Portekiz'in Madeira Adası'nda CMAS Sualtı Görüntüleme Şampiyonası'nda Türk Milli Takımı 1 altın, 2 gümüş madalya kazanıyor. Takım halinde Avrupa 3'üncüsü oluyor. İstiklal Marşı eşliğinde ay yıldızlı bayrağımız göndere çekiliyor. Bu; bizim için onur, gurur ve mutluluk verici bir başarıdır. Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu gerek ulusal gerekse uluslararası müsabakalardaki elde edilen bütün başarıları web sitesinde yayınlıyor. Ayrıca bakanlığımızın sayfalarında da yayınlanıyor" diye konuştu.
"TOPLAMDA 23 MADALYA KAZANARAK ÜLKEMİZİ BAŞARIYLA TEMSİL ETTİ"
Son olarak bu ay bir başarının daha elde edildiğini sözlerine ekleyen Şanal, "Başarıdan bahsetmişken; şimdi çok önemli bir başarıyı tekrar gündeme getirmek istiyorum. Bu daha yeni. 'Fırından çıktı, üzerinde dumanı tütüyor' derler ya, öyle. 7-13 Mayıs 2023 Kuveyt'te yapılan Serbest Dalış Havuz Kategorisi'nde Türk Milli Takımı 2 dünya rekoru, 6 altın, 9 gümüş, 8 bronz madalyayla toplamda 23 madalya kazanarak ülkemizi başarıyla temsil etti. Bu belki söylemesi 10 saniye bile sürmeyecek bir şey ama bu başarının arkasında uzun yıllar çalışmanın verdiği emeğin karşılığı bir ödül var" dedi.
"MAVİNİN DERİNLİKLERİNDE BULUŞALIM"
Şanal, 'Kimler dalış yapabilir' sorusuna ise şu yanıtı verdi; "Türk karasularında 14 yaşını doldurmuş, sağlık yönünden herhangi bir engel durumu olmayan, bir rahatsızlığı varsa ilgili branştan rapor almak kaydıyla yüzme bilen her vatandaşımız dalış yapabilir. Sonuçta federasyonumuzun yönetmelik ve talimatında da 'tanıtım dalışı' diye tabir edilen halk tabiriyle 'deneme dalışı'; ilk defa sualtı dünyasıyla tanışacak kişiler de maksimum 5 metreye kadar dalış yapıyor. Sonuçta denize açılıyoruz. Tamam dalış güvenlik donanımlı ama sonuçta bu dünya standardı olarak da yüzme bilme şartı gerekiyor. Bizim sloganımız 'mavinin derinliklerinde buluşalım'. Tanıtım dalışlarında 5 metreye kadar dalış yapılabiliyor. CMAS-1 Yıldız Dalış Kursu'nu tamamlayan dalışseverler, 18 metre derinliğe kadar; CMAS-2 Yıldız Dalış Kursu'nu tamamlayan dalışseverler için dünya standardında önerilen 30 metrelerdir. Eğitim amaçlı 42 metreye kadar inilebiliyor. Tabi bunlar sportif dalış tüpleriyle." (Haber Merkezi)
|