24 yaşındaki Gülçin Kılıç, 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatı’na katılan 70 yaşındaki babası Gafur Kılıç’ı gazetemize anlattı. Babasının hayatındaki en büyük gurur olduğunu vurgulayan Kılıç, "Babam, gururuyla yaşamış bir adam" dedi.
Haber- Emrah Birgül
49 yıl önce Kıbrıs Barış Harekatı'na Paraşütçü Komando olarak katılan ve haberleşmede görev alan Gafur Kılıç, Harekat'ın yıl dönümü olan 20 Temmuz'da Mersin Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen törene katıldı. Yaşamını Mersin'de sürdüren Kıbrıs Gazisi Kılıç'ın 8 çocuğundan en küçüğü olan Gülçin Kılıç, babasının gurur ve hüzün dolu o günleri 49 yıl geçmesine rağmen hala unutamadığını söyledi.
"BİZ 8 KARDEŞİZ, BEN ARALARINDAN EN KÜÇÜĞÜYÜM"
Erciyes Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunu olduğunu belirten Gülçin Kılıç, "Geçen sene mezun olur olmaz Mersin'e ailemin yanına döndüm ve burada işe başladım. Mersin Özel Sir Yabancı Dil Kursu'nda müdürlük yapıyorum, aynı zamanda kurucu ortağıyım. İngilizce dersine giriyorum. Ailemle birlikte yaşıyorum. Biz 8 kardeşiz. 5 ağabeyim 2 de ablam var. Ben aralarında en küçüğüyüm" dedi.
"EN ÇOK ETKİLENDİĞİ ŞEY YANINDA YAŞAMINI YİTİREN ARKADAŞLARI"
Babasının 1974'teki Kıbrıs Barış Harekatı'nda haberleşmeyi sağladığını belirterek, sözlerini babası Gafur Kılıç'tan bahsederek sürdüren Kılıç, "Babam öyle her yerde bu konuları çok açmaz ve konuşmaz. Ama bahsettiği kadarıyla Bolu'da askerlik yaparken kendi tugayını Kıbrıs'a götürmek istemişler. O da gönüllü olarak gitmiş. Aslında memlekete dönme durumu da varmış ama gitmek istediğini söylemiş. Zaten uçakla gitmişler. Beş Parmak Dağları'na iniş sağlamışlar. Çok zor şeyler yaşadıklarını söylüyor, bu konu hakkında çok detay vermiyor çünkü çok kötü hissediyor anlatırken. Çok zor olduğunu, bir botun 15 gün boyunca hiç çıkmadan ayağında kaldığını, aç ve susuz kaldığını söylüyor. En çok etkilendiği şey yanında yaşamını yitiren arkadaşları. Onların etkisinden asla çıkamıyor. Yener isimli bir komutanı varmış, kendisini çok seviyormuş. O da babamın yanında yaşamını yitirmiş. Döndüğünde, ağabeylerimden birisine Yener adını koymuş. Anlattıkları bu kadar. Yaşadıklarının hala aklına geldiğini, bazen rüyalarında gördüğünü söylüyor. Hatta bazen geceleri bağırarak uyanır" diye konuştu.
"HER 20 TEMMUZ'DA CUMHURİYET MEYDANI'NA GİDERİZ"
Babasının Mersin'deki arkadaşlarından hiç kopmadığını vurgulayan Kılıç, "Burada Muharip Gaziler Derneği var. Biz çocukluğumuzdan beri babamla birlikte her 3 Ocak'ta, 20 Temmuz'da ve 19 Mayıs, 23 Nisan gibi özel günlerde Cumhuriyet Meydanı'na gideriz. Kutlamamızı yaparız, yürüyüşümüzü yaparız. Sonra Gaziler Derneği'ne gideriz, oraya kent protokolü gelir. Onlarla birlikte oturup sohbet ederiz, yemeklere çıkarız. Çocukluğumuzdan beri o kültürden hiç çıkamadık. Babam, gururuyla yaşamış bir adam" şeklinde konuştu.
"ZOR ŞEYLER YAŞADI, ZOR ŞEYLER ATLATTI"
Yaşamlarını 'gururla' sürdürdüklerini kaydeden Kılıç, "Bu olgularla büyümüş çocuklar olarak gurur duyuyoruz. Benim ağabeyim de Diyarbakır'da asker. Onun adı da Gafur. Hep böyle şeylerle iç içeyiz. O gün bir otelde yemeğe davet edilmiştik. Sayın Valimizin vermiş olduğu bir yemekti. Orada da beni gururlandıran bir olay oldu. Sonuçta babam, askeri erkanın üstünde sayılıyor. Orada babama gösterilen saygı ve hürmet, yine bizlere gösterilen saygı ve sevgi manevi açıdan bizleri çok mutlu ediyor. Beni babamın kızı değil de hep torunu sanıyorlardı. Gurur verip, bizleri manevi açıdan doyuran bir tarafı olduğu kadar bir yandan da o anlatırken sanki o anı yaşıyormuş gibi oluyor. Onun gözlerindeki hüznü görüyoruz. Resmen o ana gidiyor. O hüznü gördükçe üzülmüyor değilim. Çünkü bir dönem psikolojisinin alt üst olduğunu söylüyor. Zor şeyler yaşadı, zor şeyler atlattı, yanındaki arkadaşlarını kaybetti. O anlar gözünün önünden gitmiyor. Bunları duymak bir yanımı burkarken, bir yanım da hala gururlu bir şekilde devam ediyor. Bu gururu da her yerde söyleyebiliyorum" ifadelerine yer verdi.
|