HABER MERKEZİ
Prostat kanseri erkeklerde en sık görülen kanser tipidir. Prostat kanseri görülme riski yaş ile birlikte artış göstermektedir. Özellikle 50 yaş üzerindeki her 8 erkekten birinde kanser görülebilmektedir. Ailesinde prostat kanseri hikayesi olan erkeklerde erken yaşlarda tespit edilmesi mümkün olabilir.
Son zamanlarda moleküler testlerin yaygın kullanılması ile hastalık daha erken evrede ve küçük çapta fark edilmekte ve tanısının konulması da kolaylaşmaktadır. Ayrıca prostat kanserinde modern yöntemler hasta konforunu artırmakta ve iyileşme sürecini kısaltmaktadır. Prof. Dr. Abdulmuttalip Şimşek, prostat kanserinin ameliyatsız tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
ERKEN EVREDE İLAÇ TEDAVİSİ İLE TAKİBİ MÜMKÜN
Prostat kanserinin gelişiminde yaş, genetik yatkınlık ve hormonal değişiklikler temel risk faktörleri arasında yer almaktadır. Özellikle 50 yaş üstü erkeklerde daha sık görülmesi, yaşlanmaya bağlı hücresel değişimlerin hastalıkla ilişkili olabileceğini düşündürmektedir. Aile öyküsü, sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve çevresel toksinlere maruziyet de riski artıran diğer önemli etkenlerdir. Kanserin tedavisinde çeşitli yöntemler; hastalığın evresine, hastanın genel sağlık durumuna ve kanserin yayılma derecesine göre tercih edilebilmektedir. Erken evrede tespit edilmiş ise genellikle cerrahi tedavi yerine ilaç tedavisi ile takibi önerilebilmektedir. Fakat bu küçük tümörler her ne kadar yakın takip edilseler de, kanser hücresiyle yaşamak derin bir gerilime yol açmaktadır. Hem erkeğin kendisinde hem de çekirdek ailede çeşitli arayışlar oluşturmaktadır. Prostat kanserinde en yaygın ve etkili tedavi yöntem olarak kullanılan cerrahi tedavide ise robotik, laparoskopik (kapalı) ve açık cerrahi yöntemler mevcuttur. Cerrahiye uygun olan hastalarda hangi yöntem ile ameliyat edileceğine karar verilmesi her hasta için farklılık gösterebilmektedir. Cerrahi yaklaşımda amaç prostatın tamamının alınmasıdır.
BU TEKNOLOJİ, AYNI GÜN KANSER HÜCRELERİNDEN KURTULMAYI AMAÇLIYOR
Prostat kanserinin cerrahi tedavisi konusunda genç hastalar, nadir de olsa, cinsel fonksiyon bozukluğu ve idrar kaçırma riskini düşünerek endişe yaşamaktadır. Bu nedenle birçok erkek tedavi olmayı geciktirmektedir. Güncel tedavi yöntemlerinden biri olan yüksek yoğunluklu odaklanmış ultrason (HIFU) minimal invaziv prosedür ile kanser hücrelerini dakikalar içinde yok edebilmektedir. Bu yöntem ile gündüz işlemin yapıldığı merkeze gelen hastalar akşam tümörlerinden kurularak hastaneden ayrılma imkanı sunmaktadır. Bu tedavide ana hedef prostat içerisindeki ana lezyonu yok etmek ve ileride doğabilecek metastaz riski ve hastalığın ilerlemesini durdurmaktır. HIFU tarafından üretilen ısı, maruz kalan dokuda sıcaklığın 60 derecenin üzerine hızla çıkmasına neden olmaktadır. Bu ısı, çoğu dokuda 1 saniyeden uzun sürdüğü için geri dönüşümü olmayan hücre ölümüne yol açmaktadır. İşlem yakılacak tümör ve prostat boyutuna bağlı olarak 1-2 saat sürmekte ve çoğunlukla hastanede yatmaya gerek duyulmamaktadır. HIFU yöntemi kanser hücrelerini yok ederken çevre prostat dokularında ödeme yol açabilmektedir. Tümör dokusu ana sinir ve damarlara uzak olduğunda hastalarda işlem sonrası idrar kaçırma ve sertleşme sorunu da görülmemektedir. HIFU yöntemi; olumlu fonksiyonel sonuçları ve kanser hücrelerinden kurtulma imkanı sunması ile güvenli bir seçenek olduğu için günümüzde sıklıkla kullanılmaktadır.
|