“Kadınlar potansiyellerinin farkında olmalı”

Tarih: 29 Haziran 2020 Pazartesi 14:23

HABER: Güray GÜRDAL

Mersin Barosu Avukatlarından Müge Güleçoğlu Karaçay, kadın hakları ve kadının toplumdaki yeri ile ilgili gazetecilere açıklamalarda bulundu. Kadınların kendi potansiyellerinin farkında olarak bilinçli bir şekilde hareket etmesi gerektiğini belirten Av. Müge Güleçoğlu Karaçay, “Sözlerime, Mevlâna’nın ‘Kadın Hak nurudur, sevgili değil; sanki yaratıcıdır yaratılmış değil.’ Sözünü alıntılayarak  başlamak istiyorum. Mevlana’nın bu sözü  ile kadının, erkeğe oranla daha hassas, daha duygulu, daha merhametli, daha sabırlı ve daha şefkatli olduğunu vurgulamak istendiği hatta erkeğe oranla üstün varlık olduğuna işaret edilmiştir. Kadın her anlamda güzelliğin tecellisi, kudretin yansımasıdır” ifadelerini kullandı.

“ÖNCE KENDİ DEĞERİMİZİ BİLMELİYİZ”

Kadının, varlığı ile toplumların temel direği olduğuna dikkat çeken, “Tarihimizde alimlerimiz, kadına karşı uygulanan baskı ve zorlamaları cahil kişilerin işi olarak görmüş, akıllı şahsiyetlerin kadına karşı ölçü ve saygıyı elden bırakmayacakları söylenmiştir. Aile binasının kurulmasında emsalsiz bir yeri bulunan kadına gerçek değerini veren önce yine kadınlar olmalıdır. Biz kadınlar önce kendi değerimizi kendimiz bilmeli, donanımlarımızın, gücümüzün ve öz şahsiyetimizin farkına önce kendimiz varmalıyız. Dini, hukuki, kanuni, sosyal ve kültürel olarak toplumun en değerli varlıkları olduğumuzu unutmamalıyız. Bizler erkeği de, kadını da yetiştiren anneler olarak toplum değerlerinin oluşmasını sağlayan bireyleriz. Önce bunun farkındalığını kendi içimizde yaratmakla başlamalıyız. Bugün her türlü şiddete maruz kalmış ve kalmakta olan kadınların gündem maddesi olduğu bir ülke olmaktan çıkmalıyız.  Şiddete maruz kalarak hayatını kaybeden kadınların istatistiklerinin yer aldığı haberlerden utanmalıyız” şeklinde konuştu.

“ŞİDDETİ BİREYSEL DEĞİL TOPLUMSAL ALGILAMALIYIZ”

Kadına şiddetti ortaya çıkaran sebeplerin ortadan kaldırılması gerektiğine dikkat çeken Av. Karaçay, “Bugün maalesef kadına şiddetin boyutu fizikseli aşmış, ekonomik, psikolojik, cinsel, sözel, sosyal ve daha birçok boyuta taşınmıştır. Şiddeti artık bireysel algılamamalı toplumsal algılamalıyız. Bir taraftan çözüm üretmeye çalışırken, asıl amacımız şiddeti doğuran sebepleri ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalar yapılmasını sağlamaktır. En büyük sebeplerden olan eğitimsizliğin önüne geçmeye çalışmalı, Şiddetin kadına güç gösterme ve otorite kurma aracı olarak görülmesi gibi kültürel inanışları yıkmaya çalışmalıyız. Şunu açıkça kabul etmeliyiz ki ülkemizde kadınlarımız birçok alanda dezavantajlı grup içindedir. Pozitif ayrımcılığı ön plana çıkaran yasal düzenlemelerin artışı ile umarız bu eksi artıya dönüşecektir” diye konuştu.