MESİAD Başkanı Hasan Engin, “Giresun’da yaşanan sel felaketi Mersin’e ders olmalıdır. Coğrafyamızın atardamarı, doğal aktarma kanalları konumundaki dereler ve tüm akarsu yataklarımız, felaketlere uygun hale getirilmelidir. Yeni yapılacak imar planlarında devletimiz ve yerel yönetimlerimiz, bu doğal tahliye kanalları (dereler) için dere kıyı kenar çizgisi uygulamalıdır” dedi.
Mersin Sanayici ve İş İnsanları Derneği (MESİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Engin, Giresun’da 7 kişinin hayatını kaybettiği, 9 kişinin kaybolduğu sel nedeniyle yaptığı açıklamada yaşanan olaydan dolayı üzgün olduklarını belirtti.
Giresun’da yaşanan sel felaketinin Mersin’e ders olması gerektiğini aktaran Başkan Engin, “Kapanan dere yataklarının nasıl felaketlere sebebiyet verdiğini son olarak maalesef can kayıplarının yaşandığı Giresun’da gördük. Mersin jeolojik yapısı nedeniyle sürekli risk altındadır. Daha önceki çağrılarımızda da belirttiğimiz gibi; coğrafyalarımızın atardamarı doğal aktarma kanalları konumundaki dereler ve tüm akarsu yataklarımız, felaketlere uygun hale getirilmelidir. Yeni yapılacak imar planlarında devletimiz ve yerel yönetimlerimiz, doğal tahliye kanalları (dereler) için dere kıyı kenar çizgisi uygulamalıdır” dedi.
“DERELER, DRENAJLAR VE YAĞMUR SUYU TAHLİYESİ İLE İLGİLİ TEKNİK BİRİMLER KURULMALIDIR”
Kışa girmeden olası sel ve taşkınlara hazırlık yapmanın önemine değinen Başkan Engin, “Kış mevsimi gelmeden yağmur suyu drenaj kanalları temizlenmeli, bulvarlardaki bütün yağmur suyu giderleri bakımdan geçirilerek, tahliye yollarının sorunsuz olması sağlanmalıdır. Belediyelerde dereler, drenajlar ve yağmur suyu tahliyesi ile ilgili teknik birimler kurulmalıdır. Mersin’de 2001 ile 2016 yılında can ve mal kayıplarına sebebiyet veren bir sel felaketi yaşandı. Özelikle 2001 yılında yaşanan sel felaketi oldukça kötüydü. Dere yataklarında yapılaşmaya izin verilmesinin sonucu her sene sel ve taşkınlar yaşanmaktadır. Mersin’de dağlardan gelen suyu denize ulaştıran 28 dere var. Müftü Deresi ve birkaç dere daha hariç diğer tüm dereler kapatılmış durumda. Derelerin imara açılmaması gerekiyor. İmara açılan dere yatakları ile ilgili ise çalışmalar yapılması kentimizi felaketlere karşı daha dirençli ve hazırlıklı kılacaktır” ifadelerini kullandı.
“DERELERE GEM VURULMAMALI; DERELER ÖZGÜR AKMALI,”
Doğanın kutsal olduğunu ve doğanın temel yapısı ile oynanmaması gerektiğini kaydeden Engin, şu ifadeleri kullandı: “Dağlarımız kar ve yağmur sularının fazlasını kendi doğal tahliye kanalları olan dereler vasıtası ile denizlere aktarıyor. Yol ve geçişleri sağlayan köprü ile menfezler geniş açıklıklı ve büyük çaplı olmalıdır. Havaya, suya ve toprağa olduğu kadar, derelere de asırlar boyu insanoğlunun ihtiyacı olmuştur. Toprak bir vücutsa dereler de bu vücudun kollarıdır. Bunlardan birini kesersek doğa yara alır. Doğa zaman zaman bu şekilde intikamını alıyor. Dere yataklarının tekrar açılması gerekiyor. Dereler özgür akmalı, derelere gem vurulmamalı.” (Haber Merkezi)
|